The Guardian gazetesinde, Arda Turan ile Mino Raiola arasında geçmesi muhtemel bir konuşmayı yayınlandı. Oyuncunun Başakşehir'den ayrıldığı kaydedilirken, "Menajeriyle arasında geçmesi muhtemel diyaloğu yalnızca hayal edebilirsiniz" denildi.
Jonathan Liew imzalı yorumda, "Mino Raiola'nın telefonu sürpriz bir şekilde çalındı. Gecenin 1'iydi ve futbolda bu kadar tuhaf saatlerde rahatsız edilmesi normaldi" denildi.
Yorumda şöyle devam etti, "Gecenin geç saatlerinde Raiola'nın telefonu bilinmeyen bir numaradan aranır ve ikili arasındaki konuşma şöyle gerçekleşir:
Arda Turan: Ben ArdaRaiola hafızasını yoklar ve 'Arda kim?' diye sorar. Arda Turan: Ne demek kim? Ben Arda Turan. Bak, Mino. Biliyorum geç ama yardımına ihtiyacım var. Bunu yapabilecek tek kişi sensin. Bir kulübe ihtiyacım var. Raiola,Arda'nın ses tonundan bir hayal kırıklığı içerisinde olduğunu anladı. Ancak bu kez farklı hissetti.
Raiola: Bir kulübün var, Barcelona oyuncususun. Arda Turan: Oraya geri dönmeyeceğim.Raiola: Çünkü seni istemiyorlar mı?
Raiola: Çünkü seni istemiyorlar mı?Arda Turan: Çünkü onları ben istemiyorum. Bak, Barcelona ile aramda geçenleri biliyorsun. Bana bir şans vermeyi istemediler. Yeni bir şansa, yeni bir başlangıca ihtiyacım var.
Ajandasını açan Raiola'nın yanıtı: Bir bakalım. Arda Turan. 32 yaşında. Atletico'da 178 maç 22 gol. Barcelona 55 maç 15 gol. Son kulübün Başakşehir'de 2.5 yıllık kiralıkken bir hastanede silahla ateş ettin. 42 maçta 2 gol attın. Bu mükemmel bir kariyer planlaması değil mi sence de?
Arda Turan: Bunların hepsini ezbere biliyor muydun? Raiola: Silah olayıyla ilgili konuşmak ister misin?Arda Turan: Pek değil. Raiola: Gece kulübündü bir Türk pop sanatçısının eşiyle yakınlaşmak istemişsin. Kavga çıkmış ve hastaneye gitmişsin. Affetmelerini istemişsin ve silahını ateşlemişsin. Arda Turan: Hikayenin bazı eksik bölümleri var.
Raiola: Yardımcı hakemi ittiğin için 16 maç men cezası verilmesine ne dersin? Arda Turan: İtiraz sonrası 10 maça düştü. Raiola: Milli takımdayken bir gazetecinin boğazina sarılmışsın? Arda Turan: Bak, Ocak ayında bir kulübe ihtiyacım var. Menajer misin yoksa yargıç mısın?
Raiola: Her ikisi de. Kulüpler aile ürünlerini satıyorlar. Bu sadece sosyolojiyle ilgili değil. Bu Mumbai'deki bir annenin çocuğuna Barcelona mı yoksa Real Madrid formaları satmasına karar vermesiyle ilgili. Çin devlet televizyonunun maçları yayınlamasıyla ilgili. Sen öfkeli bir çocuksun. Öfkeli olmak bazen iyidir. Tüm büyük oyuncuların içinde öfke vardır. Ancak öfkeni kendi faydan için kullanmaya ihtiyacın var. Futbolu seviyor musun?
Arda Turan: Şaka mı yapıyorsun? Tabii ki seviyorum. Raiola: Soruyorum; çünkü herkes sevmez. Herkes sevdiğini söyler; ancak gerçekte ünü, kendinden konuşulmasını, parayı sever. Futbolu olmayı sever. Herkes Zlatan'ın bir zoru olduğunu düşünür; ancak futbolu ne kadar sevdiği konusunda bir fikri yoktur. Bunun için 38 yaşında hala bunu yapıyor. Arda Turan: Benim için de olabilir. 5 yıldır ara sıra oynuyorum. Hala ayaklarım var ve oyunu daha önce yaptığım gibi oynayabilirim. Fit hale gelirsem ve bir şans bulursam hepsine bunu gösterebilirim.
Raiola: Problem bu. Simeone'ye seni yanlış yerde oynattığını göstermek istedin. Barcelona'da Messi ve Neymar kadar iyi olduğunu göstermek istedin. Onlara seni Türkiye'ye göndererek yanlış yaptıklarını göstermek istedin. Herkese bitmediğini göstermek istiyorsun.
Futbol senin için kişisel intikam meselesi oldu. Bu oyun seni test ediyor. Seni kırdı. Atletico'dan Barcelona'ya gittiğin saçma sapan bir kural yüzünden 6 ay boyunca kulübede oturmanın nasıl bir şey olduğunu anlayabildiğimi mi sanıyorsun?
Herkes oyuncuların yıldızlar olduğunu söyler; ancak gerçekte sizler küçük çocuklarsınız. Siz de bitebilirsiniz. Barcelona 10 yıl sonra da Barcelona olacak. Sadece Arta Turan olacaksın. Bunun için futbolu seviyor musun? diye soruyorum. Tekrar zirveye çıkmak istiyorsan, onu çok sevmelisin.
Bu sözler üzerine Arda'nın sesinde bir yumuşama fark eden Raiola da devam ettirmedi. Biraz daha konuşup notlar aldıktan sonra Raiola 'Senin için Everton'ı bir arayacağım.' sözünü verip telefonu kapattı.