GÜRCAN BİLGİÇ (SABAH) - Üç gün önce yeniden umutlarını alevlendirdi Fenerbahçeliler... Denizli'yi yendikleri için değil, rakipleri yenildiğinden, puan farkı azaldığından ve Emre Belözoğlu ile gelen yeni başlangıcı alevlendirdiler. Malatya karşısında bu rüzgârın önündekileri süpürmesini bekliyorlardı ama eski günler "merhaba" dedi. Daha agresif, istekli ve konsantre beklenen oyuncular, her zamanki durgunluklarına ve umursamazlıklarına büründüler. Valencia'nın, baraj gediğini bulup attığı nefis frikik ile maçı bitirdiklerini zannettiler. Ama Erol Bulut'u Fenerbahçeliler'in gözünden düşüren malum "sarsaklık" yine takım korner atarken kaptırılan topun gol olmasıyla kendini gösterdi. İrfan Can faulü yapamadı, Osayi Samuel yanında bindirme yapan oyuncuyu kovalayamadı. Bunun adı; "kusursuz sarsaklık"... Fenerbahçe için şampiyonluk artık çok zor. Beşiktaş puan kaybedecek ama onlar kalan maçlarını kazanacaklar mı? Sezonun rüzgârı zaten tek yelken için esiyordu, VAR hakemleri de yönünü belirliyordu. Bundan sonrası artık "tiyatro"... Daha önce seyretmeyen varsa, maçları izlemeye devam etsin.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Geçen haftaki Denizli maçının kritiğinde şunu belirtmiştim: "F.Bahçe'de bundan sonrası için olumlu ışık görünmüyor." Bunun da 1 numaralı nedeninin ileri uçtaki büyük problemden kaynaklandığını belirttim. Dün gece bu gerçek bir kez daha görüldü. Samatta sezon başından beri güçsüz ve etkisiz. Geçen hafta hiçbir şey yapmadı ama kornerden bir gol attı diye medyada gündem oldu. Dün yine varlığı ve yokluğu belli değildi. Bana göre Emre Belözoğlu, Valencia'yı santrfor oynatsın. Ferdi'ye de mutlaka moral verip, ilk 11'e alsın. Osayi, Cisse, Thiam ve Samatta'ya rağmen başka üçüncü isim de çıkaramıyorum. Bu arada Malatya'da eğer Fofana sakat değilse ve taktik olarak dışarıya alınmışsa bu inanılmaz bir teknik adam yanlışlığıdır.
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Kaybedilen 2 puan bence şampiyonluk yolunda harcanan son kredi idi. Kalan 8 maçının tamamını kazanırsa şampiyon olabilir. Yarım puan bile kaybedilirse resmi havlu atılır. Emre Belözoğlu acilen, hemen belli fikirlerden vazgeçmeli. Katranı kaynatsan şeker olmayacağı gibi Samatta'dan da santrafor olmayacak ne yazık ki. Ferdi'den, Cisse'den, Sinan'dan, Lemos'tan bir şey olmaz. İrfan bu haliyle oynamaz. Fenerbahçe ya santraforsuz oynamaya çalışacak ki buna vakit yok ya da Ozan ve Novak'ı santrafor denemek gibi palyatif tedbirler gerek. Enner, Osayi, Samatta, Thiam dörtlüsünden sadece Enner oynayabilecek durumda. Ben Belözoğlu'nun yerinde olsam Gustavo'nun yanına MHY, sağ öne İrfan ya da sol öne Sosa'yı koyar bu isimlerden Ghezzal gibi kanat oyun kurucusu üretmeye çalışırım. Ozan'ı da ya sağ ön ya santrafor oynatırım. Pelkas da skorer tek oyuncu. Kabul, eski formundan uzak ama başka skor üretecek isim de pek yok. Kalan 8 maçta bir ideoloji görebilecek miyiz göremeyecek miyiz? Emre Belözoğlu'nun teknik direktörlük geleceği ile ilgili olarak bu sorunun yanıtına göre yanıt vereceğiz.
İLKER YAĞCIOĞLU (TAKVİM) - Fenerbahçe'nin iddiasının güçlü bir şekilde devam edebilmesi için 3 puan alması gereken maçta Malatya engelini aşamadığını gördük. Kayıp tabi ki büyük. Ve bundan sonrası için de moral bozucu. Ama oyuna bakıyorum en azından topa sahip olup rakip sahada oynamaya çalışan oyuna hükmeden bir Fenerbahçe vardı. Maç boyunca yüzde 72'ye 28 oranında topun Fenerbahçe'de kaldığını gördük. İlk devre rakibe iki pozisyon verildi. İkinci devre ise nerdeyse sıfır pozisyonla maçı bitirdiler. Yani rakip kale önünde oynarken de savunma yanını iyi yaptılar. Bu oyunun bir eksiği vardı. O da sürat. Topun sürati arttığında Fenerbahçe istediği oyuna kavuşacak gibi gözüküyor. Diyeceksiniz ki bu saatten sonra ne kıymeti var. Hiç değilse Fenerbahçe gibi oynayarak sezonu bitirebilirler. Malatya'da kaleci Ertaç kurtarışlarıyla geceye damga vururken Pelkas'ın son saniyelerde kaçırdığı gol resmen saç baş yoldurdu. Gördüğüm kadarıyla Emre Belözoğlu kendi oyununa uygun oyuncu arayışına devam ediyor..
ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - İlk yarı sezon genelinde olduğu gibi Fenerbahçe için hem skor hem de oyun olarak kötüydü. Bu durumdan rahatsız olan Emre Belözoğlu 2. yarıya Pelkas ve Ferdi ile döndü. Bu değişikliklerle oyun tamamen Malatya yarı sahasına yıkıldı. Pozisyon üretmekte başarılı olmasa da Fenerbahçe'de Gustavo ve Ozan Tufan denemeleri Ertaç'ın ellerinde eridi. Sonuçta Fenerbahçe zaten zor olan şampiyonluk şansını iyice zora sokarak kötü oyunun karşılığını alırken, Malatya için şartlara bakınca puan altın gibi kıymetliydi. Gecenin sorusu bu kayıp Fenerbahçe için yarıştan kopmak anlamına gelir mi? İkili averajda kötü ve asıl negatiflik oyun kalitesinin çok çok düşük olması. Kısaca şampiyonluk, gittikçe daha büyük bir sürpriz olmaya başladı.
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Fenerbahçe teknik direktörünü değiştirse de oyununa bir çözüm üretemiyor. Sezon başından beri devam eden oyun istikrarsızlığının bir tekrarını Malatya'da izledik. Fenerbahçe kalesinde, geri dörtlüsünde ve orta alan oyuncularında bir ölçüde çözümler üretse de işin forvet bölümünde sezon başından beri çok zorlanıyor. Burayı oturtamadığı için de oyunu bir türlü istediği noktaya getiremiyor. Parça parça oynayan bir Fenerbahçe var. Bütüne baktığımızda ise ne savunmayı yüzde 100 yapabiliyor ne de çok etkili bir hücum takımı olabiliyor. Ligin mesafesi kısaldıkça da artan baskıyla beraber bu daha da hissedilir bir hale geldi.
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Karşılaşmada iki kritik pozisyon vardı. İkinci yarının 53. dakikasında Malatya atağında Fenerbahçe'nin ceza sahasına gelen ortada Semih'in kafa vuruşunda top, yere düşen Samatta'nın koluna temas etti. Bir oyuncunun yere düşerken kolunun açılması, topun ona çarpması sonrası devam kararı verilmesi normaldi. Mücadelenin uzatma dakikalarında Fenerbahçe'den Mame Thiam ile Malatya'dan Eric Ndizeye kafaya çıkıyorlar. Ndizeye, topa doğru hamle yapmak isterken Thiam'dan güç alarak kafaya çıkmaya çalıştı. Hakem Halis Özkahya doğru yerde ve doğru açıdan pozisyonu izlemesine rağmen devam kararı verdi. Ve pozisyon, VAR'a kadar gitmedi! Ancak burada doğru olan net penaltının verilmesiydi.