Fiorentina'yı çalıştırdığı dönemde Fatih Terim'in öğrencileri Giuseppe Taglialatela, Nuno Gomes, Christian Amoroso, Fabio Rossitto ve Sandro Cois, Goldenfoot'a tecrübeli teknik adamı anlattı.
Giuseppe Taglialatela: Teknik direktör Terim'i herkes tanıyor. Çünkü çok şey kazandı ve benim durumumda olduğu gibi onun oyuncusu olacak kadar şanslı olan herkes teknik direktörlük ve takım oyunu belirleme tarzına hayran kaldı. Bence dünyadaki herhangi bir teknik direktörü kıskanacak bir durumu yok.
Dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri. Bizim için bir teknik direktörden fazlasıydı. İnsani nitelikleri, karizması ve her şeyden önce hem olumlu her olumsuz her durumda gerçekten belirleyici biriydi. Terim'e karşı sevgi duydum ve hala duyuyorum. Çünkü, o hepimize, başlangıçta benim gibi ilk 11'inde olmayanlara bile önemli olduğunu hissettirdi ve bir projenin parçaları olduğumuzu gösterdi.
O teknik direktörken yanında çalışmak isterdim. Çünkü Terim'le birlikte hem teknik hem de insani düzeyde birçok şey öğrenebilirsiniz. Tüm Fiorentina oyuncularıyla kurduğu ilişki çok sağlıklıydı. Doğrudan, ciddi biriydi ve çok saygı uyandırırdı. Ona Galatasaray'da 'İmparator' derlerdi. Bunu neden dediklerini anladık. Bir devlet başkanından bir depo işçisine kadar herkesle ilişki kurdu. Terim çok büyük bir adamdı! Karizma, Fatih Terim'in en büyük kozlarından biriydi. Çünkü, her türlü rakiple yüzleşebilmeniz için size destek verirdi. Bir futbolcu olarak sizi öyle etkilerdi ki DNA'nız değişirdi. Soyunma odasında konuşmaya başlar başlamaz size özgüven verirdi. Soyunma odasında konuşurken göğsümü yumrukladığını hatırlıyorum. Sadece en iyiler böyledir işte. Maradona, Careca, Batistuta ve Rui Costa gibi efsanelerle birlikte oynadım. Bence Terim de onlar kadar büyük efsaneydi.
Şu an dünyanın en iyileri olarak Guardiola ve Klopp'u gösterelim. Terim'in döneminde bu isimler Lippi ve Trapattoni'ydi. Terim de onlar kadar iyi bir teknik direktördü. Her türlü taktiksel durumu bilirdi ve takımına uygulatabilirdi. Takımın iyi oynamasını isterdi ve bunu severdi. Fiorentina'da Terim sayesinde eğlenirdik. Teknik taktik açıdan Fatih Terim, modern teknik direktörler için öncü biriydi. Fikirlerini özümseyen oyuncuları varken harika bir futbol oynatırdı. Her şeyden önce şunu söyleyebilirim; Rui Costa, Fiorentina'daki en iyi futbolunu Fatih Terim ile birlikteyken oynadı.
Rui Costa'nın etrafında kurduğu takımla fark yarattı. Teknik direktör olma fikrine hiç sahip olmadım. Ancak, Fatih Terim'in bir takıma hakim olma şekline her zaman hayran kaldım. Bir grubu nasıl idare ettiğini görmek heyecan vericiydi. Keşke Terim ile birkaç yılım daha olsaydı. Çünkü, teknik taktikten öte insani açıdan birçok şey öğrenebilirdim."
CHRISTIAN AMOROSO: Fiorentina ile ilk antrenmanına çıkar çıkmaz ne kadar karizmatik biri olduğu hemen anlaşıldı. Nasıl hareket ettiğini, nasıl konuştuğunu ve nasıl biri olduğunu hemen fark ettik. Fatih Terim ile Fiorentina'da geçirdiğimiz 2000/01 sezonu iyi anılarla doluydu. Terim ile ilgili hafızama kazınan şey, daha önce çalıştığım hiçbir teknik direktöre benzememesiydi. Oyunun klasik yorumunun ötesine geçmemizi istedi. Onunla birlikte tam sahada baskılı futbol oynardık. Kesinlikle devrimci biriydi. Tam sahada pres ve tam sahada birebir savunma.
İlk maçlarda 11'de değildim. Parma'ya karşı oynadığımız maçta süre aldım ve gol attım. O andan itibaren daha çok şans bulmaya başladım. Fatih Terim beni hep gol atmaya teşvik ederdi. 7-8 gol attığımı hatırlıyorum. Beni her zaman motive ederdi. Çok memnundum. Çünkü, ben 7-8 gol atabilecek kalitede bir oyuncu olduğumu düşünmezdim. Sık sık beni hücum etmem konusunda ikna ederdi. Her zaman büyük bir vizyonu vardı. Terim ile Fiorentina'da 1 yıl çalıştım sadece. Fiorentina'nın bir kutlamasında yeniden karşılaştık. Kolumdan tuttu ve beni bir köşeye çekti. Yarım saat sohbet ettik. Tüm maçları, en ince detaylarına, benim neler yaptığıma kadar hatırlıyordu. İnanılmaz! Bu o sezonki Fiorentina'ya nasıl bağlandığını çok iyi anlatıyor.
Terim çok karizmatik ve direkt bir insandı. Tüm takımı harika bir grup yapmayı başardı. Onun bize inandığı kadar, biz de ona inandık. Floransa'ya gelir gelmez hepimizi aynı anda ve aynı tarafa kürek çeken harika bir takım haline getirdi. Terim ile geçirdiğim o 1 sezonun ocak ve şubat aylarında kariyerimin en iyi futbolunu oynadım. Terim ile çok mutluydum. Torino'da Juventus'a karşı harika bir futbol oynadık. Sonra Milan'ı önce 4-0, ardından 2-0 mağlup ettik. Bana göre Fiorentina, o dönem Terim ile birlikte harika futbol oynuyordu.
Çok liyakatliydi, hak edeni oynatırdı. Bizi nasıl motive edeceğini çok iyi bilen, en iyi şekilde çalıştıran biriydi. Bir teknik direktör, oyuncusunu önce kişiliğiyle etkiler. Terim, futbolcusundan çok yüksek verim almayı bilen biriydi. Takımdaki önemimi, sadece bir bakışla ya da doğru zamanda doğru bir kelimeyle anlatırdı. Her zaman motive ve kararlı bir şekilde sahaya çıkardım. Normalde yapabileceklerimden çok daha fazlasını yapar hale gelmiştim.
NUNO GOMES: Portekiz ile EURO2000'i yeni bitirmiştim. Fiorentina beni aradığında tatildeydim. Giancarlo Antognoni beni istemişti. Birkaç gün sonra Fatih Terim'den bir telefon geldi. Bana projesini anlattı ve beni çok istediğini, çünkü oyun tarzımdan dolayı takımına mükemmel uyacağımı söyledi. Ardından Floransa'ya gitmeyi kabul ettim. Antrenman kampına gittiğimde ağustos ayıydı. Portekiz ile yarı finale kadar çıktığım için kampa geç katılmıştım. Terim bana çok iyi davrandı. Floransa'da yaşayacak bir ev bulmadan önce 2-3 hafta aynı otelde kaldık. Ne tür biri olduğunu hemen anladım. Taraftarlar Terim'in çalışma biçimine, karakterine, takımı yönetmesine, fikirlerine hemen aşık oldular.
Ne yazık ki Fiorentina'da Terim'e çok uzun süre vermediler. Ancak, o kısa dönemde bile kadrosundaki herkese damgasını vurdu. O bizden biriydi ve takımını herkese, her şeye karşı muhteşem savunurdu. Terim bizi her zaman yeteneklerimize ve niteliklerimize inandıran bir insandı. Bizi daha iyisini yapaya, rakip kim olursa olsun kazanmaya yönlendirirdi. Kararlılığıyla, inanışıyla bizi de inandırırdı. Sırrı ikna edici olmaktı. Bizi hep daha iyisini yapmaya teşvik ederdi. Sahada her birimiz canımızı dişimize takardık. Bize olan güvenini hep hissettik. Onun için savaşmaya hazırdık.
FABIO ROSSITTO: Fatih Terim ile ilgili sadece güzel anılarım var. Floransa'ya geldiğinde büyük bir karizması ve önemli bir kişiliği olduğu hemen anlaşıldı. Güçlü ve ilgili bir adamla karşı karşıya olduğumuz çok açıktı. Galatasaray'dan hırslı, disiplinli, organize ve her şeyden önce çok büyük bir agresiflikle gelmişti. Çok büyük bir fark yaratan karizması vardı. Teknik direktör olduğu açıklandığında Terim'i tüm takım çok merak ediyorduk. Bazı yönlerden sürpriz değildi. Nasıl çok başarılı biri olduğunu hemen anladık. Terim, antrenman metodlarıyla beni şaşırttı. Maçlar sırasında bizi eğlendiren, çok soru soran ve hep hücum etmemizi isteyen biriydi. Tüm antrenmanlarımız topa sahip olmaya, aniden kaybetmeye ve ardında topu hızlıca almaya yönelikti. Oyuna bakışı açısından bir devrimciydi. Savunma anlayışı, çağın çok ötesindeydi. Agresif oyun açısından gerçekten çok güçlüydü. Yıl boyunca aldığımız sonuçlar bunu gösteriyordu. İtalya'da henüz oynanmayan bir oyunu oynatmaya çalışıyordu. Çok eğlendik, herkesi eğlendirdik ve kimle oynarsak oynayalım kazanmak için sahaya çıktık.
Terim bize futbol dışındaki sorunlarımızı unutmamızı söylerdi. Bizi sevdi ve antrenmanlara, maçlara konsantre olmamızı istedi. Size Terim ile ilgili bir şey anlatayım. Forma numaramla ilgili. Fiorentina ile sözleşme imzalamadan önce oteldeydik. O akşam ailelerimiz, iki ya da üç yöneticiyle birlikte yemek yiyorduk. Basın toplantısı hakkında laflıyorduk. Batistuta, Roma'ya yeni gittiği için bana 9 numarayı vermeyi düşündüklerini söyledi. O formayı istemedim, çünkü her zaman 21 numarayla oynamıştım. Fiorentinalı yöneticiler 9 için beni zorluyordu. Fiorentina'da 21'i ise Bressan giyiyordu. Terim o an bana 21'i giyeceğimin sözünü verdi. Yanımdayken Bressan'ı aradı ve 21 için onunla konuştu. Bressan bu teklifi kabul etti ve ben de 21'i aldım. Bu yaptığı hareket beni çok etiledi. Beni mutlu etmek istiyordu ve bunu da her seferinde elinden geleni yaparak gösterdi.
Terim ile birlikte rakipten hiç korkmadan futbol oynardık. Harika bir kişilikti. Rakip takım Terim için o kadar da önemli değildi. Terim rakiplerine kafayı takmazdı, şu anki en büyük teknik direktörler gibi. Farkı yaratması gereken bizim oyunumuzdu ve Terim'in de bize aşılamaya çalıştığı zihniyet buydu. Türkiye'de çok büyük işler başarmış biri olarak İtalya'ya geldi. Galatasaray ile UEFA Kupası'nı kazandı. Agresif, hücumcu ve yoğun pres ile dolu bir futbol oynatıyordu. Hızlı oynama açısından gerçekten inanılmaz bir takımı vardı. İtalya'da daha farklı, daha taktiksel bir futbol oynatırdı. İtalya'da çalışan yabancı teknik adamların daha farklı bir karakteri vardıR. Savunmaya İtalyanlar kadar takıntılı değildirler. Daha açık ve daha hücumcu oynatırlar. Bu nedenle İtalya'da bunun bedelini öder yabancılar. Çünkü, İtalyanlar için futbol öncelikle savunmadır. Terim de bence bu nedenle Fiorentina'da yeteri kadar şans bulamadı.
Terim ile ilgili beni en çok etkileyen şey, iki ağır antrenman gününde sonra bize 1 tam gün ve tam özgürlük verirdi. Bunu daha önce kimse yaptırmazdı. Alışık olmadığımız için bize inanılmaz gelmişti. Bence çok doğru bir çözümdü. Futbol sadece çok çalışmak ve çok yorulmaktan ibaret değildir. Antrenmana ya da maça çıktığın zaman her şeyini verebilmelisin. Bunun için de dinç bir vücuda ve rahat bir kafaya ihtiyacın var. Bunda çok iyiydi. Bisikletin pedallarına çok iyi asılırdık ama sonra iyice dinlenirdik. O özgürlük günleri bize çok iyi gelirdi. Bu yöntem işe yarardı, çünkü sahada 90 dakika boyunca hep dinç kalırdık.
Tüm Fiorentinalı takım arkadaşlarım gibi benim de Terim ile ilgili sadece güzel anılarım var. Dilimizi konuşmakta zorlanırdı ama çok sadık biriydi. Ona her an ulaşabilirdik ve takımdaki her bir oyuncuya dikkat ederdi. Başlangıçta takımdaki yerim çok sağlam değildi ama ilerleyen haftalarda forma şansı aldım. İnsani açıdan bana öğrettikleri için ona teşekkür ediyorum. Beni çok daha iyi bir insan yapan kişidir Fatih Terim.
Avusturya'daki birkaç günlük kampta çok güzel kokan purolar içtiğini fark ettim. Ona bu puroları nerede bulabileceğimi sordum. Bana hiçbir yerde bulamayacağımı, bunların özel yapım olduğunu söyledi. İçmem için bu purolardan birkaç tane verdi. Floransa'ya döndükten 10 gün sonra, evime bir koli dolusu o purolardan geldi. Bu Terim'di işte. Karşılaştırma yapmam gerekirse Terim, Mourinho'dan önceki Mourinho'ydu! Çünkü, Mourinho gibi Terim de sizi ve ailenizi her açıdan mutlu etmek için çalışırdı. Terim, Mourinho kadar büyük kulüplerde şans bulamadı ve kupa kazanamadı ama bence bunun teknik direktörlük kalitesi açısından hiçbir önemi yok.
Terim belki İtalya'da şampiyonluklar kazanamadı. Çünkü, çok açık sözlü biriydi. İkinci sebep ise İtalya'da ona sabredecek kadar akıllı yöneticiler yoktu. Fiorentina'daki görevinden ayrıldığında hepimiz çok mutsuz olduk. Sanırım başkanla bir tür tartışmalar yaşamışlar. Fatih Terim'i ne zaman düşünsem, ne zaman biri bana Terim'i sorsa; aklımda hep çok hoş hatıralar canlanıyor.
SANDRO COIS: Fatih Terim, çok büyük şampiyonluklar kazanma yeteneğine sahip biriydi. Harika bir kişiliği vardı. Çok karizmatikti. Her zaman agresifti. Sahada her an baskı isterdi. Tüm boşlukları dolduran, rakibini affetmeyen bir takım için çabalardı. Fatih Terim, kısa süre içerisinde Fiorentina'daki tüm futbolcuların kafasının içine girmeyi başardı. Herkesi bir arada tuttu, oynayanları ve oynamayanları ortak hedefe yönlendirdi. Aslında, takımda çok az oynayan futbolcular bile Terim'i çok severdi.Kaynak: Fanatik gazetesi