"Rotasyon ustası Jorge Jesus!" | Fenerbahçe kazanırken, Jorge Jesus'a övgüler yağarken ben hep inandığım, aykırı görüşlerimi paylaştım. Kısa özet: "Günümüz futbolunda sistem çok önemli. Çok sayıda transfer yapılmışsa, saha içi düzenini en kısa sürede oturtmanın tek yolu kadro istikrarıdır. Jesus ise bunun tam tersini yapıyor." Jesus, rotasyonları abartarak, sürekli taşlarla oynuyor. Ayrıca bir üçlü defans uygulatıyor, bir dörtlü. Dün geceki ilk 11'e bakıyorum; bir ay öncesine kadar hiç ismi düşünülmeyen Lemos ile üçlü defans, 3-4-2-1'in kenarında yapısına hiç uymayan Lincoln Henrique.
Kanat forveti olan Emre de santrfor arkası. Sonra Valencia kırmızı kart görene kadar 11'e 11 Fenerbahçe ortada yok. 10 kişi kaldıktan sonra devre sonuna kadarki süreç de tam bir şok, 1 kişi eksik ofsayt taktiği ve bu elverişli ortamı 7 kere ofsayta düşerek harcayan bir Konyaspor... Devre arasına bakıyorum; bir kişi eksik takıma fizik gücü yetersiz İrfan Can giriyor. İlk yarı orta sahanın sağında oynayan Ferdi devrenin son bölümünde sağ bek oluyor, ikinci yarı sol bek. Sonraki hamleler de Mert Hakan ve yeni transfer Pedro. Tam bir çorba... (Ömer Üründül - Sabah)
"Açıklaması yok" | Başta Konya iyi ve geniş alanda pas yaparak baskıdan topu kaçırdı. Üstüne iyi de bir karşı pres yaptılar. Fizik olarak rakiplerinden üstün göründüler. Bu tip durumlarda Fenerbahçe alanına çekilmekten çekinmiyor. 3 haftadır gol yemeyen bir rakibe karşı bu daha da anlaşılır. Hızlı oyuncuları var ve Altay’dan gelen uzun bir pasla bile pozisyona girebiliyorlar. Ama Valencia erken kırmızı görünce Lincoln’ün sol kanadı kaplamaya çalıştığı bir oyunda plan tutmadı. Öte yandan Konya’nın savunma arkasına top atma girişimlerine iyi tedbir aldılar.
İlk 3 dakikada 3 kez ofsayta düşürdüler rakibi. İlk yarı boyunca ise biri avantaja bırakılan 8 korner. Bu plan Konya için işlemedi. İlk yarı iki takım için toplam 0.22 xG ile bitti. 4’lüye dönüş, İrfan ve Osayi’nin oyuna girişi biraz daha öne çıkma niyeti olan ve ileride top tutmak isteyen bir konuk ekip demekti. Ama Serdar Dursun iyi olmayınca istediklerini yapamadılar. (Mehmet Demirkol - Fanatik)
"Kayıp kötü ama kazanımlar da var" | Konyaspor iyi bir takımdı ve hiç gol yememişti. Fenerbahçe ise golcü bir takımdı. Acaba müsabaka nasıl olacaktı. Fenerbahçe eski maçlarına oranla daha durgun başladı. O sevdiğimiz dikey, hızlı futbol yoktu. Konya'nın sete yerleşmeyi bilen pas oyunu Fener'in hızını kesti. Kimse Konya'ya karşı bariz üstünlük kuramaz çünkü topu aldılar mı çevirmeyi biliyorlar. Sıkıcı, durağan bir oyun sürerken Adil ve Enner birbirlerine itiş kakış yaptıkları bir pozisyon sonrası Enner atıldı. Bana göre karar ağırdı. 11'e 11 oynanan 22 dakika süresince iki takım da sıfır hücum yaptılar.
Fener eksilince Jorge Jesus 4-4-1'e döndü ve Serdar Dursun'u önde top tutsun diye aldı. 2. yarıya da yine doğru hamleler yaptı. Sol beke çekilmek zorunda kalan Lincoln yerine Ferdi sol beke geçti. Osayi de sağ beke. İrfan da Emre Mor yerine alındı. Mantık biraz daha fazla topa sahip olmaktı. Osayi bir akında Adil'i attırınca iki takım da 10 kişi kaldı. Sonra tuhaf bir şekilde; o zamana kadar iyi oynayan, dikkatli oynayan Fenerbahçe herhalde fazla rahatlıktan kötü oynamaya başladı. 10'a 10'da yine Konya iyiydi. (Serdar Ali Çelikler - HaberTürk)
"Şımarıklık!" | Sezon başından beri F.Bahçe'nin verdiği mesaj; direkt rakip kaleye oynayıp, mümkün olduğunca çok pozisyona girip, tempoyu yüksek tutup, keyif veren bir oyunla kazan... Valencia'nın kırmızısı, eksik kalmak maçın kendi hikayesinde yer alacak ama 11 kişi oynarken de rakip kaleye şutun yoktu. Bir türlü anlam veremediğim üçlü (ya da beşli) defans kurgusundan hedefleri bazı maçlarda çalışacak Jesus'un. Ama sağ ve sol bekin orijinal değilse, bu düzenin zayıf karnı kanatları rakibe veriyorsun. Konyaspor'un en büyük silahının rakip analizi olduğu, kritik noktada çıkacak hatanın peşinde sabırla dolaştığını anlayamamış Kurt Hoca.
İki orta saha özellikli (Arao – Zajc) oyuncuyla, organize bir rakibe karşı oyun kurmaya çalışıyorsun. Duvara toslarsın... Çünkü o bölgede rakip hep senden bir fazla oynuyor, yüzünü bile döndürmüyor kaleye. HHH Bunun yanına "şımarık" kelimesini de eklemek gerekiyor. Valencia'nın kırmızıya neden olan hareketi de şımarıklık, Ferdi'nin İrfan Can'ın pasının peşinden koşmaması da. Üst üste farklı galibiyetler geldikleri bu maçta, "nasıl olsa kazanırız" tavrını taşımaları da tüm takıma yansıyan gevşeklik. Duran top haricinde pozisyon bulamadan bitirdiler maçı. (Gürcan Bilgiç - Sabah)
"Laboratuvar ortamında bir Süper Lig maçı" |Dün saat 19’da bana Eskişehir’de oynanacak Konya-Fenerbahçe maçının nasıl geçmesini beklediğimi sorsanız, kıran kırana, eğlenceli, gollü bir müsabaka olurdu öngörüm... Olmadı. Çünkü saha adeta iki teknik adamın deneysel işler yaptığı bir laboratuvar hüviyetine dönüştü bir noktadan sonra. Sadece 22 dakika NŞA (normal şartlar altında) idi ortam. Sonraki yarım saat 11’e 10, son kırkta da 10’a 10 deneyini izledik iki antrenörün.
11’e 11 oynanan ilk 22 dakikada pozisyon yoktu, iki hocanın birbirini karşılıklı tarttığı bir müsabaka vardı sahada. Fenerbahçe’nin savunmasının çok öne çıktığını bilen Palut, defans arkasına uzun top talimatı vermiş. Ancak Szalai liderliğindeki Fenerbahçe savunması dengeyi hiç yitirmeyince 5 kez ofsayta düştü Konya bu bölümde. (Uğur Meleke - Hürriyet)