Marek Hamsik çıkmamalıydı | Yerli ve yabancı yeni oyuncularla yeniden yapılanan Trabzonspor'un bu sezon oynadığı futbol, "Doluya koysan almıyor. Boşa koysan dolmuyor" sözüne benziyor. Trabzonspor henüz sabit bir omurgaya sahip olmadığı için Abdullah Avcı doğru oyunu doğru oyuncularla yakalamak için sürekli arayışlarını sürdürüyor. Avcı'nın sakin olması gerekiyor çünkü Kasımpaşa önünde yaptığı değişiklikler acele verilmiş kararlardı. Oynayan ve oynatan Hamsik çıkmamalıydı. Trabzonspor kadro olarak sık değişim yaşadığı için oyun ve skor istikrarını yakalayamıyor. (Levent Tüzemen - Sabah)
İzlerken ne sıkıldık ama! | Kasımpaşa, hücum tehdidi şöyle dursun orta sahaya dahi çıkmaya üşenince oyun konuk takım ceza sahası önünde kilitlendi. Yetmedi, faul üstüne faul! Zaten ilk devre boyunca yapılan karşılıklı 19 faul maçın tempo kazanmasının önündeki en büyük engeldi. Kilidi açmak için Trabzon’a tempo gerekiyordu ama onlar da faul kapanına girmekte zorlanmayınca işleri Hamsik’in marifetine terk etmiş oldular. Hamsik bir iki kez derin pasla Trezequet’yi öne ittiyse de nafile!
Top sık sık el değiştirir ya da etkisiz alanda oyuncular arasında anlamsızca dolaştırılırken, bizler de ülkenin sıkıcılık ortalamasını rahatça tutturan bir karşılaşmaya daha hep birlikte mahkum edildik. Meğer takımlar anlaşmış, maç 55. dakikada başlıyormuş! O onlardan birinde Djaniny’nin baskıyla kaptığı topla başlayan hücum Hamsik’in şutunun kaleci Ertuğrul tarafından kurtarılmasıyla tamamlandı. Ve o sıkışık maç aniden gevşedi. (Cem Dizdar - Fanatik)
Riquelme'den Yusuf'a | Şampiyon olmak da o apoleti ertesi sezon taşıyabilmek de kolay değil. Trabzonspor, geçen sezon söz ve besteleri Abdullah Avcı'ya ait bir takımdı. Evet, gidenler oldu, uzun süreli sakatlıklar yaşanıyor ama bordo-mavili takım bu sezon oynadıkları eski takımda en iyi solo performansını vermiş oyuncuların bir araya geldiği toplama bir albüm gibi.
Arjantinli efsane oyuncu Riquelme, "Sırtımda yazan 10 sadece bir numaraydı. Herkes görebilir ama ben göremezdim' demişti bir gün. Yusuf Yazıcı'nın hatırlaması gereken bir şey var. Sırtında yazan 61 sadece forma numarası değil. Bu çelimsiz hali bana yine Riquelme'yi hatırlattı. Louis van Gaal, ona "Top senin ayağındayken dünyanın en iyi futbolcusu olabilirsin ama rakipteyken bizi 10 kişi bırakmandan bıktım demişti". Yusuf bunu bilmiyorsa da öğrenmeli. (Bülent Timurlenk - Sabah)
Üretkenlik olmayınca | Trabzonspor’un Monaco maçından kalan yorgunluktan çok özgüven eksikliğinin hissedildiği bir ilk yarı oldu. Topla orta sahaya girdiği andan itibaren Kasımpaşa’nın yakın savunmasıyla karşılaşan Trabzonspor hem hücuma geçişte hem de hücumda üretkenlikte çok sıkıntılıydı. Yusuf Yazıcı’nın sağ önde yerini yadırgadığı, forvet hattında yardımlaşmanın ve uyumun olmadığı ilk yarıda, Bakasetas’ın kafası haricinde pozisyon çıkmadı. Kasımpaşa için dengede tabela, Trabzonspor’da saha içi liderlerinin devreye giremeyişiyle sokağa atılan golsüz bir kapanışı getirdi. (Erman Özgür - Fanatik)
Değişim sancısı | Trabzonspor öyle bir maç trafiğine girdi ki, arabayı devirmeden yoluna devam etmesi büyük başarı olurdu.Bu virajların ilkinde sallandı Karadeniz ekibi. Üstelik umut vermedi. Nerede o geçen sezonun fırtınası, nerede şimdi yelkenlerini doldurmakta zorlanan Trabzonspor’u?Soruyorum; Trabzonspor’un bu sezon oynadığı futboldan memnun olan var mı? Geçen sezonki takımı mı ister taraftar, yarısı değişmiş ve keyif vermeyen bugünün ekibini mi? Son olarak Cornelius ve Nwakaeme’yi özlemiyor mu tribünler? Yanıtını yönetim vermeli. Kasımpaşa maçı dahil, ilk 9 haftada ritmini bulamamış, uyum sorunu yaşayan, savunmada ve hücum organizasyonlarında sıkıntı yaşayan bir ekip görüntüsünde Karadeniz temsilcisi. (Cemal Ersen - Milliyet)