Ali Ece - FANATİK | İlk yarıda maçın temposu uyumayan bir bebeği uyumak için idealdi. Tempo ne zaman yükselir gibi olsa garip top kayıplarıyla sıfırlandı. Bu soğukta koskocaman stada gelen bir avuç taraftarın içini ısıtacak çok az etkileyici aksiyonun olduğu bir ilk 45 izledik. Caner, Beşiktaş kornerinde Vida’nın yükseldiği topa yumruk atınca gol geldi. Penaltıyı soğukkanlı klas bir vuruşla gole çeviren Batshuayi aynı soğukkanlılık ve klasın en azından yarısını son 2 aydır oynadığı başka maçlarda sergileseydi Beşiktaş’ın fazladan kaç puanı olurdu sizce?
İkinci yarıda oyuncu ve oyun değiştirerek başlayan Karagümrük’ün gösterdiği reaksiyon sayesinde de tempo yükseldi. Fakat 45-75 arası daha net pozisyonları bulan taraf Beşiktaş oldu. 48’de Larin bir kez daha geçen sezonki performansının aksine maçı koparabilecek pozisyonda yeteri kadar iyi bir plase yapamadı. 55’te ise Batshuayi’nin çok iyi vuruşunda Viviano kalecilik hünerini sergiledi.
Son 15’te ise özellikle Pesiç oyuna dahil olduktan sonra Karagümrük daha etkili olan taraftı. Bu son periyotta Ersin yine kritik kurtarışlara imza attı. Necip bir maçta daha stoperde etkili performans sergiledi. Beşiktaş’ın 8 maç sonra deplasmanda lig maçı kazanması Önder Karaveli’nin rakibe göre hazırladığı gerçekçi oyun rötuşlarının da eseri.
Cem Dizdar - FANATİK | Tempo arama zahmetine katlanmayan, bunun için gereken atletizme burun kıvıran ligimizin sıradan ilk yarılarından biri… Düşüne taşına oynadıkları için bir türlü oyuna hız/ritm kazandıramayan iki takım karşı karşıya. Tüm ilk devre Rıdvan Yılmaz ile Emre Mor karşılaşması içinde geçti desem yeridir. Düşünün Rıdvan savunmacı Emre hücumcu ancak savunan sürekli Emre Mor oldu! Beşiktaş diğer kanadı, yani Rosier / Ghezzal hattını kullanma konusunda ise hayli "tutumluydu!" Oysa paranın büyüğünü de buraya harcamışlardı!
İkinci devre başında Beşiktaş hücum alanında biraz daha fazla görününce oyun da önce alan olarak sonra ilk devreye göre pozisyon olarak "zenginleşti". 65 sonrası Beşiktaş fizik açıdan gözle görülür biçimde oyundan düştü. Bundan sonra Karagümrük geldi ancak Josef De Souza korumasında "sabit oynayan" Vida ile Necip tandeminin organize ettiği savunma şut dışında rakiplerine seçenek bırakmadı. Gerisi de Ersin'e kldı. O da genellikle kurtarıştan öte üzerine gelen toplarda hata yapmayınca Karagümrük baskılı göründüğü devreden gol çıkaramadı.
Beşiktaş açısından önemli bir eksik açıkça göze battı! Bir parça tempo süratle yorgunluğa yol açıyor. Bu da Önder Karaveli öncesi antrenman programına dair ciddi soruları beraberinde getirmeli sanırım. Beri yandan, uzatmalardaki Karagümrük’ün penaltı beklentisi de ülkenin en büyük takıntısı olan "hakeme itiraz"ı br kez daha gözümüze soktu! Türkiye'eki stadyumların en uzak yedek kulübelerinden birinin önündeki Karagümrük'n "teknik sorumlusu" Volkan Demirel, gördüğünü zannettiği pozisyona itiraz ettiği için ikinci sarı karttan ihraç edildi. Demirel ilk sarı kartı da taç atışına itirazdan almıştı! İronik değil mi?
Güntekin Onay - Hürriyet | Beşiktaş ’ın sezondaki kötü maçlarından biriydi. Basit top kayıpları, pas hataları ve düşük tempo siyah beyazlıların oyununu olumsuz etkiledi. Bu kadar durağan, hareketsiz ve statik futbol böylesine kaliteli oyunculardan kurulu bir takıma yakışmıyor. Biglia, Zukanovic ve Ahmed Musa gibi önemli eksikleri olan Karagümrük’ü böyle kötü gününde yakalamışken üretkenlikten bu kadar uzak, kale önü aksiyonlarından yoksun bir Beşiktaş izledik.
Önder Karaveli oyuncu değişikleri konusunda takımın futbolunu yukarıya çıkartacak tedbirleri almakta çok gecikiyor. Kesinlikle oyunu okuma konusunda eksikleri olan bir teknik adam performansı ortaya koyuyor. Bir teknik adam Larin’in bu futboluna nasıl bu kadar tahammül eder? Santrforunu çıkarıp neden son 10 dakika takımını mahkum eder? Pjanic-Ghezzal ve Batshuayi çıktıktan sonra Beşiktaş orta sahayı dahi geçemedi. Bir önceki Gaziantep maçında ve Rize’de de, yapılan oyuncu değişikliklerinden sonra Beşiktaş’ın oyunu geriye gitmişti.
Ali Gültiken - SABAH | Hava soğuyunca sahadaki oyuncular da soğudu. İzleyenlerin tempo ve coşku olarak içini ısıtamayan bir maç oldu. Özellikle maçın ilk yarısı daha düşük tempoyla beraber Beşiktaş'ın bir şeyler yapmaya çalıştığı bir bölümdü. Çok pozisyon olmasa da Beşiktaş adına Batshuayi ile golün gelmiş olması büyük bir avantaj oldu.
Mücadelenin ikinci yarısı, özellikle son yarım saatinde oyun biraz daha Karagümrük'ün eline geçti. Ama Beşiktaş'ın buna rağmen Batshuayi ve Larin ile yakaladığı daha net pozisyonlar vardı. Son yarım saatte baskıyı yemesine rağmen Beşiktaş skoru tutmayı başardı. Aslında bu tür oyunlar büyük takımların dönem dönem istediği oyunlardır. Rakibe oynama şansı verip arka alanlarda net pozisyonlar üretme şansı her zaman ortaya çıkar. Ama dün akşam bu plan çok da Beşiktaş'ın istediği şekilde gitmedi. İkinci golü bulamayınca oyun biraz daha savunma tarafında ağırlık kazandı.
Burada da yine Josef'in, Necip'in, Vida'nın ve Rosier'in etkili savunmalarını gördük. Bu isimler Beşiktaş'ı ayakta tuttular. Bu tür ortamlarda kazanmak güzel. Uzun dönemden sonra deplasmanda kazanmak çok daha güzel. İşin sonuç ve tabela tarafına baktığında iki maçtır üst üste kazanan, bu maçta da cebine 3 puanı koyup sahadan ayrılan taraf olarak Beşiktaş'ın gönlü ısındı. Ama bir-iki konu var ki bunları mutlaka aşması gerekiyor. Özellikle Larin'in, Ghezzal'ın performanslarındaki sıkıntılar hâlâ devam ediyor. Bu oyuncuların mutlaka takıma artık katkı vermeleri gerekiyor. Beşiktaş sezon başından beri bu oyuncuların 'Ha bugün gelecekler, ha yarın gelecekler' diye sabırla geri dönmelerini bekliyor. Artık onların da takımın yükselen performansına katılmaları gerekiyor.
Atilla Gökçe - Milliyet | Atatürk Olimpiyat Stadı’nda çimler pırıl pırıl. Türkiye’nin en iyi zemini orada. Yine de oynanan oyun göz ve gönül doyurmuyor. Beşiktaş’ın dramatik bir hali var: İki haftadır 1-0 öne geçiyorlar ama, ikinciyi atamadıkları için adeta ecel terleri döküyorlar. Beşiktaş bir savunma takımı değil.. Hiçbir zaman da olmadı. Gaziantep FK’dan sonra Karagümrük önünde de savunma ile skoru koruma derdine düştüler. Böyle giderse, pahalı bir bedel ödeyebilirler.
Maçın en önemli anı, Volkan Demirel’in 76’da Durmaz’la golcü Pesiç’i değiştirmesi oldu. Önder Hoca da 79’da Larin-Gökhan Töre, Ghezzal Güven Yalçın hamlesiyle yanıt verdi. Öncesinde (Dk.70) Oğuzhan-Can değişikliği de beklenen direnci sağlayamadı. Son on dakikada Beşiktaş oyunu filan unutup tam anlamıyla “Kanije Müdafaası”na geçti. Pjaniç-Salih, Batshuayi-Teixeira değişiklikleriyle “topyekün savunma” maça renk ve heyecan getirdi. Beşiktaş hücum inisiyatifini tamamen rakibine kaptırdı. Bunda fiziksel tükenişinin rolü de vardı. Peki o dakikaların kahramanı kimdi? Hepsinden önce Ersin’di. En az üç kurtarışla Kartal’ı kanatları arasına aldı. Çok anlamlı bir galibiyet bu. Deplasmanda ikinci defa kazandılar. Unuttukları keyfi hatırladılar.Önder Hoca’ya gelince… Zor bir sınavdan daha başı dik çıktı. Alkışlar ona!
İlker Yağcıoğlu - Takvim | DÜN gece ilk 45 dakika üretken olamasa da Beşiktaş'ın hakimiyetinde geçti. Karagümrük, hücuma çıkmakta ve topa sahip olmakta oldukça zorlandı. Pesic'in olmayışı Karagümrük'ün ilk yarıda çok etkisiz olmasına yol açtı. Beşiktaş oyuna hakim olsa da Oğuzhan ve Larin'in kötü gününde olmalarından dolayı bir türlü pozisyon üretemedi. Beşiktaş'ın en büyük kazancı Josef gibi bir oyuncuya sahip olması. Maç boyunca takımını ayakta tutan, Karagümrük ataklarına engel olan, bütün açıkları kapatan isimdi. 2. yarıda Karagümrük biraz daha topa sahip oldu. Beşiktaş'ın fizik olarak düştüğünü gördük. Oyuncu değişiklikleri Beşiktaş adına çok geç geldi.
Karagümrük ilk yarıya oranla 2. yarıda daha fazla pozisyona girse de bunları gole çeviremeyince sahadan puansız ayrılmak zorunda kaldı. Açıkçası 3 günde 1 oynanan maçlar ligimizde zaten düşük olan kaliteyi iyice aşağıya çekiyor. Dün gece de böyle bir maç izledik.Beşiktaş, 8 maç aradan sonra deplasmanda kazanmış olması da kendileri açısından son derece önemli. Zira Beşiktaş son deplasman galibiyetini 18 Eylü 2021 tarihinde Antalya'da almıştı. Ancak bu deplasman maçlarında yaşanan zaafiyeti Beşiktaş'ın şampiyonluk yarışında geride kalmasının sebebi olarak göstermek sanırım yanlış olmaz.