Güntekin Onay: "Bu oyun gelişmeli" | Beşiktaş, rakiplerin orta alanı kolay geçmesine ve topla fazla oynamasına izin veriyor. Son maçlarda düşmemeye oynayan takımlara karşı bu anlayış ve Semih Kılıçsoy’un golcülüğü problemleri çözdü. Ancak derbide Galatasaray’ın topla istediği gibi oynamasına izin verirseniz bunun faturası pahalı olabilir. Siyah beyazlıların bu anlayışından en çok memnun olan kişi kaleci Mert Günok’tur. Çünkü Beşiktaş’ın önceliği gol yememek. Fernando Santos savunmadaki sorunları oyun disiplini ve emniyetli anlayışıyla çözdü. Ancak Kartal’ın ofansif olarak gelişmesi şart. Beşiktaş dün ışık vermedi ama 18 yaşındaki Semih Kılıçsoy yine parıldadı. Alkışlar Semih’e... (HÜRRİYET)
Ali Ece: "Semih üstü Muçi" | Beşiktaş tarihinde en son bu kadar yetenekli 18 yaşındaki forvet oyuncusu Nihat Kahveci’ydi. Semih de bir nevi neo-Nihat Kahveci. Semih’in kart sınırında olmasının sebebi gençliğinden kaynaklanıyordu, derbide cezalı duruma düşmeden maçı tamamlamasını sağlayan da tüm tecrübesizliğine rağmen çok zeki bir oyuncu olması. Çok zeki olmadan o harika golü atılamazdı: Semih 23. dakikada adeta 1.5 saniyesi varken yarım metrekareden gol çıkardı. Muçi’nin de bu kez denediği şutlardan birini gole çevirmesi bir dahaki sezon fragman değil de Semih-Muçi merkezinde komple ve sürdürülebilir güçlü bir takım hücumu oluşturmak için umut verici bir numune. (FANATİK)
Ali Gültiken: "Sıkışan oyunun anahtarı" | Semih'in attığı gole ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Sıkışan oyunun anahtarı olmaya devam ediyor. Yoktan var ettiği bir pozisyonla yine oyunu çeviren yıldız oldu. Beşiktaş'ın sahadaki bu fetret dönemi için iyi ki Semih var diyoruz. İkinci yarı olması gerektiği gibi Beşiktaş biraz daha öne doğru çıkarak oynamaya başlayınca, kapasitesini daha net bir şekilde gördük. En azından Muçi'nin oyunda çok görünmese de kale civarında şut imkânı yakaladığında skoru değiştirebileceğini bir kez daha izledik. Bu tür özel oyuncuları, doğru zamanda doğru yerde kullanmak lazım. Beşiktaş açısından tek ön libero, onun önünde 2 orta saha oyuncusu tercihi yerine Muçi'yi santrfor arkası konumlandırmak daha doğru bir seçenek olarak gözüküyor. Kaleden çok fazla uzaklaştırmamak lazım. Bu tür oyuncular topla az buluşsa da oyunu değiştirebilecek kaliteye sahipler. Bunu geliştirmek Beşiktaş'ın daha çok menfaatine olur. Doğal olarak gol atanlar kadar gözler yeni transferleri de takip etti. Al-Musrati'nin oyun içerisinde verimli olduğunu gördük. (SABAH)
Fatih Doğan: "Kazandı ama oyun sıkıntılı" | İlk yarı aslında Beşiktaş'ın genel sorunu şu: 'Beşiktaş ikinci bölgeden üçüncü alana topu taşımakta ve tutmakta zorlanıyor.' Örneğin; Muçi ayağına gelen topların 3-4 tanesini rakibe kaptırarak ezdi. Bu kadar topu ezince, Gedson da iki ger i bir yan oynamayı tercih edince, kanatlar da oyuna girmeyince Beşiktaş oyuna hükmetmekte zorlandı. Baskı kuramıyor, strateji geliştiremiyor. Muçi'nin uzaktan attığı gol muhteşem ama oyunu ileri taşıma, topu tutma konusundaki sıkıntıları gölgelememeli. Galibiyet Beşiktaş adına çok kıymetli. Ancak sorun ve soru şu; 'Lig sonuncusuna bu kadar pozisyon verirsen, lig liderine karşı ne yaparsın?' (SABAH)
Uğur Meleke: "Emniyetli ama tatsız ve renksiz" | Beşiktaş, Fernando Santos dönemindeki her maçta olduğu gibi pragmatikti, oyunla değil oyuncuyla kazandılar yine. Semih bir golü yoktan var etti. Muci de ikinciyi. Beşiktaş, Santos döneminde (Serdar Topraktepe etkisindeki Karagümrük müsabakasını çıkarırsak) maç başına 19,5 kez rakip ceza alanında topla buluşuyor. Bu sayı, Beşiktaş’ı bu sezon çalıştıran beş teknik direktör içinde en kötüsü. Ayrıca Fernando Santos’lu Beşiktaş’ın rakip ceza alanında topla buluşma ortalaması 19,5 iken, Karagümrük’ün 20, Kayseri ve Alanya’nın 21, Samsun’un 22... Beşiktaş Santos’la daha emniyetli bir görüntü veriyor, evet. Ama özellikle ilk devrelerde ısrarla sürdürülen tutucu futbol, bence büyük takım oyunu değil. (HÜRRİYET)
Cem Dizdar: "Kim, ne oynadı anlayan var mı?" | İkinci yarıdaki oyunda farklı olan sadece Beşiktaş’ın ikinci golü atmış olmasıydı. Devamında o kadar sıradan bir oyun izledik ki, bunu izlemek için bu kadar para harcamaya hatta insan zihnini bu denli meşgul etmeye gerek var mıydı? İnsanı izlerken yoran bir oyuna ‘’futbol’’ adı veriliyor bu ülkede. Ardından da döne dolaşa ‘’hakem kararı’’ tartışıyor çoğunluk sanki futbol oynanıyormuş gibi!.. Sonuçta ikisi de oynayamıyor ama Beşiktaş ile Trabzon lig üçüncülüğü için oynuyor. Peki üçüncü olan takım ne yapacak sizce? Tıpkı ilk iki takımın yapacağı gibi, gibi önce transfer yapacak ardından da yeni transferlere ihtiyacı olduğunu söyleyecek… Şaşıracak mıyız? Elbette hayır… (FANATİK)