ALİ ECE (FANATİK) - Kaleci Ersin’in 3. dakikadaki kurtarışı çok kritikti çünkü bu sezon ilk golü atan Beşiktaş ile ilk golü yiyen Beşiktaş arasında oyun gücü açısından zaman zaman gece ile gündüz kadar fark olabiliyor. Güven’in golünde top çizgiyi geçti mi geçmedi mi çok tartışıldı, yazının ilerleyen bölümünde tartışmaya dair ben de naçizane fikirlerimi belirteceğim. Gol pozisyonunda tartışmasız olan ise Ghezzal’in bu tarz yarım alandan ceza alanı içine gönderdiği havadan milimetrik paslar-ortalarının Beşiktaş için çok değerli olduğu. Hele Aboubakar gibi en değerli hücum silahının olmadığı bir maçta ekstra değerli. Devre arasında Hakan Arslan’ın cep telefonlu itirazdan atılmasıyla Sivasspor 10 kişi kaldı ve ikinci yarıda Beşiktaş tam da Sergen Yalçın’ın istediği gibi sabırlı bir total kontrol oyunu oynadı. Goller de bu sabrın ve oyunun mutlak kontrolünün doğal sonucu oldu. Devre arasında adrenalin seviyesi bir milyon olan Hakan Arslan’a telefonu kim verdi? Son tahlilde Hakan’ın o esnada etrafında olanlar mutlaka ikinci sarıyı görmeden onu oradan çekip alsalar Sivasspor’un hayrına olmaz mıydı? Saha içi ve VAR hakemlerine, onları yönetenlere, atayanlara kimsenin güveni kalmadı. Bu daha başlangıç, haftalar ilerledikçe bu güvensizlik ligin altını oymaya devam edecek. Daha topun çizgiyi tamamen geçip geçmediğini bile göremiyoruz!
MEHMET DEMİRKOL (FANATİK) - Kuşkusuz en çok konuşulacak olan konu gol öncesi topun çizgiyi geçip geçmediği, taç olup olmadığı olacak. Benim fikrim topun çıktığı yönünde.... Ancak muhtemelen VAR, topun çıktığına yönelik bir kanıt bulamadığı için böyle bir karar verdi. Buna da itiraz edemeyiz. Tabii gol bundan ibaret değil. Ghezzal yine şahane bir gol pası attı. Yaptığı orta da karadan karaya güdümlü bir silah. Bölgeye atılan, savunmanın müdahalesini çok zorlaştıran harika bir iş. İşte mevzu bu kaliteyle değişti. Yoksa Sivas da pozisyon bulmuştu. Devrede Hakan Arslan’ın atılması sadece bir oyuncunun dışarıda kalması değil. O Sivasspor’un ruhu. Bir kişi eksilmediler, çok eksildiler. Tabii oyun 1-0’ken kendisini, haklı da olsa bu kadar kaybetmesi ve asıl önemlisi ona o adrenalinde o telefonu verenin sorumsuzluğu da Sivas açısından yaralayıcı oldu. Beşiktaş 2. yarıda işi hiç gevşetmeden üst düzey bir disiplinle ve rakibi kalbinden uzak tutarak maçı tamamladı. Bu önemli. Çünkü eksik kalmaktan bu ligde en az etkilenecek takımların başında Sivasspor geliyor. Hiçbir şey üretemediler.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Hakan Arslan'ın kırmızı kart görmesi doğal olarak maçın zevkini de kaçırdı. Eksik kalan Sivasspor 9 kişiyle alan daralttı. Beşiktaş da sürekli üçüncü bölgede olmasına rağmen etkisizdi. Bu arada maçın kritik anı yaşandı. Eksik Sivasspor'un ani bir atağında kaleci Ersin'in hatasında Welinton büyük bir çaba sarfederek golü önledi. Sonra da eksik Sivas'ın risk almaya başlayınca Beşiktaş bir kontratak golü ile işi bitirdi. Bu arada Sergen Yalçın'ın bir yanlışını da daha gözlemledim. Vida takım için çok önemli. İlk yarıda bir sakatlık geçirdi, devam etmek istedi. Buna bir itirazım yok. Ama rakip 10 kişi kalınca Sergen hocanın Vida'yı devrede çıkarması gerekirdi. Arada oynadığı süre belki sıkıntısını arttırmış olabilir. Gelelim Beşiktaş'ın bütün dengeleri değiştiren ilk golüne: Yardımcı hakem büyük bir hataya düşerek ikili mücadeleyi izlerken geriye gidip, panolara yapışıp durdu. Ve çizgiyi geçen topu süzemedi. Ama VAR var! Oradaki arkadaş 1.5 dakika bekledikten sonra net çıkan topu görmek istemedi. Ama hiç önemli değil. Hata büyüklerden birinin lehine olduğu için nasıl olsa önümüzdeki hafta görev alırlar!
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Hem Aboubakar hem de Josef'in yokluğunda Sivasspor gibi güçlü bir takıma karşı, üstelik deplasmanda mağlubiyet görmeyen bir rakiple oynamak zordu. Sergen Yalçın, 4-1-4-1'ini bulmuş; Josef'in önünde Atiba - Mensah / Dorukhan tandemi ile atletik bir merkez kurguladığından beri işler iyi gidiyor. Bir kanatta akıl ve teknik Ghezzal diğerinde hızlı N'Koudou yahut yine atletik ve golcü Larin ile kadro mühendisliği tamamlanmıştı. Bu mühendisliğin en önemli iki parçası yoktu. Bu açıdan merak ediyordum açıkçası Beşiktaş'ın oyununu. Beşiktaş, iyi olmayan oyunla 2 maçını kazandı. İşi görmeyi öğrendiler yani. Büyük takım refleksidir bu. Beşiktaş yönetimi ne yapacak edecek şu ana kadar gayet başarılı işler çıkaran takımına ve hocasına bir santrfor bir de sağ bek yedeği alacak. Ersin Destanoğlu da ne yapacak edecek ayak tekniği çalışacak.Gelelim maçın hakemine. Arda Kardeşler, Trabzonspor kalecisi Erce'nin kardeşi. Burada çıkar çatışması var. Bu ismin hakemlik yapması zor. Yetenek dışında konuşuyorum. Şampiyonluk yolundaki hiçbir takımın maçına verilmemeli. Bu bir yanda dursun. Ancak tartışılan taç mı değil mi pozisyonunda kararı 3.5 dakika kadar sonra VAR hakemi verdi. Çizimlere güvenmek zorundayız. Günahı VAR teknisyenlerinin boynuna. Hakan Aslan'ın atılma kararını ise raporları görmeden yorumlayamayız.
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Bazı oyuncuların eksikliğini kısa süreler için telafi edebilirsiniz. Fakat konu Aboubakar olunca orayı istediğiniz ölçüde tamir etmeniz kolay değil. Çünkü Aboubakar çok yönlü bir oyuncu. Kendi oynadığı kadar çevresini ve takımı da oynatıyor. Onun yokluğunda genel beklenti Larin'in oynamasıydı ama Güven'i ilk 11'de gördük. Sergen Yalçın'ın Güven'e güvenmesi karşılığını golle buldu. İkinci golün de Larin ile gelmiş olması aslında önemli bir olaydı. Güven ve Larin, Aboubakar'a "Merak etme sen olmasan da biz nöbeti devralırız" mesajını attıkları iki golle verdiler. Beşiktaş oyun gücü olarak ayakta kalan, çok fazla pozisyon vermeyen, rakibine oyun temposunu kaptırmayan bir sistemi gün geçtikçe daha iyi uyguluyor. Belki pozisyon zenginliği çok fazla olmadı ama atılan üç gol muhteşem bir tabela zenginliği getirdi. Oğuzhan'ın golle buluşmuş olması da Beşiktaş adına sevindirici bir olay. Beşiktaş maçları kazanırken dışardaki oyuncularını da kazanıyor.
ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET) - Sivasspor Kaptanı Hakan Arslan’ı anlamaya çalışıyorum. Ona göre top çıkmıştır, gole sonuçlanan oyunun devamında Sivasspor’a zarar verdiği iddiası da bir yere kadar anlaşılabilir. Ama bunu sportmence, olabildiğince az sözcükle dile getirmelisiniz. Üslup sarı karta neden oldu. Peki telefon neyin nesi oluyor. Bu kadar ısrarla, böylesine bir öfkeyle hakemin üzerine gitmek ne kadar doğru, ne kadar yararlıdır? Hakan Arslan özeleştirisini yapmalı ve ders çıkarmalı. Maç sonunda ortaya çıkan gerçeği de yazalım: Beşiktaş özgüvenini, takım oyununu, bireysel performansını yükselterek zirve takımı olma iddiasını her geçen gün pekiştiriyor. Sahadakilerle yedek kulübesindekilerin verimliliği birbirine yaklaşıyor. Dünkü maçta oyuna sonradan girenler dahil hepsi iyi işler yaptı. Böyle giderlerse yönetimin de ara transferde biri santrfor olmak üzere en az iki oyuncuyla hamle yapması gerekiyor. Şimdi top Ahmet Başkan’da!
OKTAY DERELİOĞLU (TAKVİM) - Sonhaftaların formda takımı Beşiktaş dün iyi oyunla haklı bir galibiyet aldı. Ancak dün hakem kararları maçın önüne geçti. Maçın kırılma anı ilk gol öncesi çizgideki pozisyondu. Rosier'in pozisyonunda top bence çizgiyi geçmişti. VAR burada doğru şekilde oyuna müdahale edemedi. Gol öncesi doğru karar gelmeyince dolayısıyla hakemin kararları maçın önüne geçmiş oldu. Beşiktaş gibi bir takımın zaten buna ihtiyacı yok ki Siyah-Beyazlılar bu sezon hakemler tarafından en çok canı yanan takım. Bu maç özelinde değil genel olarak hakemler ligin kaderini etkiliyor. Bizdeki VAR sistemi de yok gibi bir şey. Kritik pozisyonlarda dahi doğru karar verilmiyorsa bu sistem niye var? MHK bir an önce VAR sisteminin doğru işlemesi için hakemlere gerekli eğitimleri verip uyarıları yapmalı..