Fenerbahçe eriyor | Değişmesi gereken çok şey var ama görünen o ki Pereira bunu yapamayacak. Fenerbahçe’de, kadro tercihinden tamamen bağımsız olarak net bir hücum planı var mı? Yok... Varsa da kesinlikle sahaya yansımıyor. Rakip ceza alanı civarına gidince yapılan şuursuz ortalar veya orta alanda topu kazanıp geçiş hücumlarıyla gol bulmayı ümit eden bir Fenerbahçe... (Güntekin Onay - Hürriyet)
Daha geç olmadan | Bu kadarı olmamış, yaşanmamış bir durum ile karşı karşıya Fenerbahçe. Öyle bir krize girdi ki, çözüm bulması gerekenlerin "sorunun" kendisi olduğu sürecin içinde. Maceracı, taktik – teknik yetersizliği adeta belgeli, insan ilişkileri sorunlu bir teknik adam ile anlaşarak ilk yanlış adımı atmışlardı. Sonrasındaki gelişmelere de "seyirci" kaldılar. Dün gecenin yaşanması tabela üstünden okunmamalı.
İrfan Can penaltıyı atsa başka bir maç seyrederdik. Ya da direkten dönen dört topun ikisi – bir – iki santim aşağıya gelseydi. Perşembe akşamı istimini almış takımla "yorgunluk" bahanesi ile oynamak, aslında istikrarsızlığın başlangıcı. İkinci yarı başlarken, 4-2-4 dizilişine dönmek, santraforları ikilemek, maçı tamamen bir kaosun içine sokmak tam bir teknik direktör fiyaskosu. (Gürcan Bilgiç - Fotomaç)
Şampiyonluktan bahsetmek zor! | Fenerbahçe 90 dakika tempolu, presli bir futbol sergiledi. Ancak yoğun baskıda üretkenlik yoktu. Bunun rakip açısından birinci nedeni Kayserispor'un iyi yerleşimli, alan daraltan savunma kurgusu uygulaması ve tüm oyuncuları ile dirençli bir futbol sergilemesiydi. F.Bahçe açısından ikinci önemli nedense; dün geceki kadro yapısı açısından kanatsız bir takımın sahada oluşuydu. Kapalı savunmalara karşı kanat forvetiniz yoksa, arızaya uğratmak tesadüflere bağlıdır. Bu tabloda yoğun hücum girişimleri, kısır bir döngü oluşturdu. Kaçan penaltıdan sonra kornerden skor dezavantajına düşüldü.
Fenerbahçe maçı bırakmadan baskısına devam ediyordu. Sonuçta önce fark bire indi, sonra da son saniye penaltısı ile ancak 1 puan kurtarılabildi. Maçın geneline baktığımızda bu kadar baskın oynayan bir takımın hazırlanmış tek atakla pozisyonu yok. Penaltıyı saymazsak, 3 top direkten döndü. Bu tabii ki şanssızlıktı. Ama bunların hiçbiri bir organizasyon sonucu değildi. Sadece Zajc'ın güzel golü hazırlanmış bir pozisyonla geldi. Tabii eğer sisteminiz oturmamışsa, sürekli kadrolar değişirse, bir de kanat forvetiniz yoksa yapacak bir şey kalmıyor. Hırslı ve baskılı oyun her şeye yeterli gelmiyor. (Ömer Üründül - Sabah)
Perşembeden pazara... | Galatasaray, perşembe akşamı Lokomotif Moskova maçını “uçarak” oynadı, üç gün sonra Karagümrük maçına “yürüyerek” başladı. Üç günde ne değişti de “uçarak” oynayan Galatasaray, “yürüyerek” oynayan Galatasaray’a döndü.
Sakın "Perşembenin yorgunluğu" kandırmacasına kapılmayın. Maçın daha 10. dakikasında, 20. dakikasında, ilk yarım saatinde yorgunluk mu olur? Son 20 dakika yorulursun, yürümeye başlarsın anlarım. Galatasaray daha dakika bir, yürüyerek oynamaya başladı, son 10 dakikaya kadar “uygun adım” yürüyerek devam etti.
Galatasaray’ın maç içinde nadiren oyunu hızlandırmaya niyetlendiği dakikalar oldu. İşte o zaman da her defasında bir Karagümrüklü kendini yere bıraktı, kalkmadı. Oyun, yürüme temposundan sıkça durma noktasına geldi. (Şansal Büyüka - Milliyet)
Son saniye Civelek'i Vitor'u kurtarır mı? | İrfan 11 metreden topun başına geçtiğinde penaltıyı kaçıracağını biliyordum. O ana dek kazanılan 4 penaltının 3'ünün kaçırılmasından mı bahsedelim, toplam 4 şutun direkten dönmesinden mi..
Son haftalarda yazılarımda hep dile getiriyorum "iyi kalpli-halis niyetli" değilseniz muhallebi yerken dişiniz kırılıverir. Gelinen noktada Kibir Abidesi bir teknik adam ve psikolojik olarak tükenmiş bir takım.
Hikmet Karaman, rahat rahat bitirmesi gereken maçta 2-0'dan sonra takımını geri çekince, hele hele 2-1'in ardından iyice korkunca son saniyede Fener'e bir akın şansı daha vermiş oldu. Ramazan Civelek de saçma sapan bir kararla Berisha'yı indirince 100 küsur yıllık tarihte bir ilk olacak olan 'üst üste 4 maçta yenilgi' rekoru engellenmiş oldu. Peki 3-5-2'yi mi; ikinci devrede gördüğümüz 4-2-3-1'i mi konuşmalıyız? Son saniye Civelek'i Vitor Hoca'yı kurtarır mı? (Serdar Ali Çelikler - HaberTürk)
Pereira'nın "Şeytani" planı! | Oyun bitti!.. Tıkın kutuya piyonları, şahları, vezirleri kaldırın ortadan. İki hafta sonra Fenerbahçelilerin tansiyonu düşer belki. Son anda beraberlik ha… Kadıköy, Kadıköy olalı böyle zulüm görmedi.Fenerbahçe, bahanesi, mazereti, telafisi olmayan Kayserispor maçının ilk devresi kalesine gelen ilk topu yiyip soyunma odasına mağlup gittiyse, ikinci yarıda ikinci golle hem kendini hem de tribünleri perişan ettiyse, 85’de attığı golle kimseyi memnun edemediyse, uzatmanın uzatmasında penaltı ile beraberliği güç bela yakalamışsa, iki adam sebeptir buna:Birincisi, Kayserispor’un “gerçek yıldızı” Hikmet Karaman ve onun zalim taktiği…
İstediğiniz kadar negatif futbol falan deyin; üç gün önce Avrupa’da süper nova gibi parlamış, dokunanı yakmış Fenerbahçe’den Kadıköy’de puan almayı nasıl hesaplarsınız başka?.. Topu Fenerbahçe’ye bırak, ikinci bölgede on kişi topu arkasına geç, rakibin hatasını bekle ve savunma arkasına topla şansını dene. Helal olsun harfiyen uygulayan Kayserililere… (Ercan Güven - Milliyet)
Malzemeci olamaz! | Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun. Yazıklar olsun… Artık ne yazacağımı, ne söyleyeceğimi bilemiyorum. Normal şartlarda bir takımın teknik direktörü maç kazanmayı, başarılı olmayı ister. Ama hain Vitor öyle mi? Resmen takımına ihanet ediyor! İnanın kovulmak istiyor! Tabi çok değerli tazminatını da alarak… Bizler de Fenerbahçe'yi daha ne kadar yerin dibine sokabilir diye izliyoruz. Zira elden bir şey gelmiyor. "Elinden bir şeyler gelecek olanlar da" sadece bekliyor. Neyi bekliyorlarsa? Yetmedi mi Fenerbahçe'nin eridiği? (Emre Bol - Fotomaç)
Ocak ayında ufuk çizgisi... | Galatasaray sol kanattan iki orta ile gol aradığında ceza sahasında sarı-kırmızı formalı futbolcu yoktu ve dakika 15'ti. Sol kanatta Babel başlamış arkasında "ortacı" Ömer ve gezgin ama yürüyen forvet Halil Dervişoğlu hepsi iki metrekarelik alan içindeydi bu pozisyonlarda... Galatasaray benzer bir hatayı Kayseri deplasmanında da yaptı, milli ara öncesi zirvenin 10 puan gerisinde kalmış bir takım, sahasında mağlubiyeti olmayan kağıt üzerinde taş gibi kadroya sahip Karagümrük karşısında rotasyon lüksüne düşmemeliydi.
Bu "genç" kadro sadece Avrupa Ligi için kurulmadı... İlk yarı bittiğinde iki kafacı santrforu kenarda olan G.Saray 14 orta yapmıştı, maçı da "2021 bitiyor ve Galatasaray hâlâ Ömer'in ortalarıyla gol aramaktan başka bir plan üretmiyor" ışığında 41 ortayla bitirdiler... Fatih Terim'in Halil ısrarını anlamak mümkün değil. Halil topu aldığında "iyi dönüyor" diye sahadaysa futbol böyle bir oyun değil. Sırtında damacana su taşıyormuş gibi ağır, sahada yürüyen ve ancak kanada kaçtığında topla buluşan bir hücumcuyla oynuyorsanız orta sahanızdaki iki oyuncuyu ceza sahasına sızdırmalısınız... (Bülent Tümurlenk - Sabah)
Bu futbol yakışmadı | Galatasaray, bir maç mükemmel oynuyor, rakibe baskı ve pres yapıyor, taraftarı mutlu oluyor, ilerisi için ümit veriyor. Karagümrük karşısında dün ise o kadar kötü bir futbol oynadı ki, sahada tanıyamayacağımız kadar etkisiz bir Galatasaray vardı. Bunun sebebini anlamakta güçlük çekiyorum.
Hiç anlayamadığım bir konu ise, bu takımın iki tane santrforu var. Biri Mustafa, diğeri Diagne... İkisi de kulübede oturuyor. Herhalde takım yenik duruma düşmese, Mustafa da, Diagne de, Feghouli de, Morutan da oyuna girmeyecek. Mustafa gol kaçırabilir ama şu an hocanın elindeki en etkili santrfor Mısırlı futbolcu... Oyuna girdi, Karagümrük ceza sahasını karıştırmaya başladı. Gol attı, bir de Pesic’in yüzde yüz gol pozisyonunda yakaladığı fırsatı bozarak takımının gol yemesini önledi. (Osman Şenher - Milliyet)