ALİ ECE (FANATİK) - Josef, maç 0-0’ken birisi ilk yarıda, diğeri 47’de çok kritik iki müdahaleye imza attı. Beşiktaş bir kez daha ilk golü yemek yerine ilk golü atınca, maçın kalanında, “5 dakikada Beşiktaş”ı izledik. Necip’in mücadele gücü sayesinde kazanılan penaltı ile açılan gol perdesinde en estetik gole Zlatan İbrahimoviçvari bir vuruşla Vida imza attı. En iyi takım golü ise şüphesiz Aboubakar’ın zeka dolu anahtar pasıyla başlayıp Mensah’ın asisti ve N’Koudou’nun son dokunuşuyla atılan goldü. Bu golde bir kez daha Beşiktaş’ın Türkiye Ligi’nde ilk golü attığı her maçta nasıl bir anda şampiyonluğun en büyük adaylarından birisi oyun gücünü sergileyebildiğini gördük. Josef, Rıdvan, Atiba, Ghezzal bu oyunu kolektif açıdan yukarı çeken oyunculardı. Welinton da 90 dakika iyi oynadı.
UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Çok meşhur bir söylem vardır: Sahanın en hızlısı asla futbolculardan biri değildir, toptur diye. Yani ne kadar süratli koşarsanız koşun, eğer topu koşturursanız oyununuz daha çok hızlanacaktır. O görüşü bir kademe ileriye taşımak gerek aslında. Bence futbolda toptan da hızlı olan şeydir “düşünce”. Eğer rakibinizden hızlı düşünür, hızlı karar verirseniz; en hızlı adamdan da en şiddetli toptan da süratli oynamanız mümkün. İşte bence Aboubakar’ın Beşiktaş’a kattığı en önemli şey bu. Belki bazen çok süratli koşmuyor ama çok hızlı düşünüyor. Ve Beşiktaş’ın bu sene sadece santrforu değil, aynı zamanda oyun tanımı Aboubakar.
GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) - Sergen Yalçın’ın takımı tüm olumsuz koşullara rağmen kazanılan Başakşehir ve Fenerbahçe maçlarının ardından çok iyi bir hava yakaladı. Bu öz güven oyuna da yansıyor. Eksiklerin de dönmesiyle genişleyen kadro, haftada 3 maçlık yoğun fikstür öncesi Sergen Hoca’nın elini güçlendirdi. Beşiktaş, Alanya, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin puansız kapattığı haftada hata yapmadı ve farklı galibiyetle zirve tırmanışını sürdürdü. Şu net bir şekilde görülüyor ki siyah beyazlı ekipte taşlar yerine oturdu, iyi bir takım ruhu yakalandı. Roller ve isimler değişse de rakiplere kendi oyununu dikte eden dominant bir Beşiktaş var.
ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - Beşiktaş'ın düşük tempo ile başladığı, zaman zaman tempoyu yükseltmesine rağmen pozisyona girmekte zorlandığı, kaleci Ersin'in kısa düşen topları olmasa Erzurumspor'un kaleye gelemediği ve Beşiktaş'ın bireysel olarak Ghezzal, Mensah ve Nkoudou gibi maç çözmesi beklenen yıldızlarını devreye sokamadığı bir ilk yarı oldu. 2. yarıya skorun dengede olmasıyla ve Rashad Muhammed hamlesiyle Erzurum daha öne çıkan bir görüntüde geldi. Beşiktaş için kısır görüntünün değişmesi Erzurumspor'lu oyuncuların bireysel hatasına kalmıştı. O hata Ömer Şişmanoğlu'ndan geldi. Necip'in bindirmesi ile gelen penaltıyı gol yapan Aboubakar adeta takımının üstündeki ölü toprağını silkeleyip attı. Beşiktaş 10 dakikada fırtına gibi esti. Nkoudou, Vida, Aboubakar ile farkı artırırken hemen her oyuncu asist ya da gol katkısı yaptı. Beşiktaş için tüm rakiplerinin puan kaybettiği haftada alınan galibiyet 3 puandan çok daha fazlasıydı. Beşiktaş için olumsuz detay nedir? İlk yarıda kaleci Ersin'in yaptığı pas hataları gecenin tek olumsuz ayrıntısıydı. Erzurumspor değerlendiremedi ama iyi bir kaleci olmak istiyorsa Ersin'in bu konunun üstüne eğilmesi gerektiğini düşünüyorum.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Puan cetvelinde önündeki 3 rakibinin birden yenildiği haftada Beşiktaş, önemli bir kazanç elde etti. Teknik direktörlerin kafalarında inandığı ideal bir 11 düşünmelerini doğru bulurum. Örneğin Sergen Yalçın dün gece dedi ki 'Benim birinci kalecim Ersin.' Bir itirazım yok. Sonra Vida'yı oynatarak 'Benim en önemli stoperim' mesajını verdi. Bunu da doğru buluyorum. Orta saha zaten belli. Atiba, Mensah, Souza ve Dorukhan dörtlüsünden üçü oynayacak. Bana göre vazgeçilmezler Atiba ve Souza'dır. Eleştirim Larin'i yedeğe çekmesiydi. Bu davranışı adaletsiz buldum. Son paragrafım da Necip için. Kapasitesi sınırlı da olsa bu tip profesyonellere her zaman saygı duyarım. Necip bunu bir kez daha gösterdi.
OKTAY DERELİOĞLU (TAKVİM) - Geçen hafta Alanya'da kaybeden Beşiktaş için Erzurumspor maçı normalden daha önemli bir hal almıştı. Çünkü zirve yolundaki bütün rakipler haftayı yenilgiyle kapatmıştı. Rakip de ligin zayıf takımlarından biri olunca Siyah-Beyazlılar'dan hızlı ve agresif bir maç başlangıcı bekliyordum. Ancak hiç de öyle olmadı. Sergen Yalçın'ın Larin'in yerine N'Koudou ile başlaması takımın hücum ritmini olumsuz etkiledi. Bu nedenle üretkenlikten uzak bir 45 dakika izledik.Ancak Ömer'in amatörce penaltısı sonrası işler bir anda değişti. Aboubakar'la öne geçen Beşiktaş çok iyi bir kontra atakla farkı ikiye çıkardı ve bir anlamda fişi çekti. Ardından Beşiktaş'ın şovunu izledik. Çok güzel son vuruşlar ve organizasyonlarla gözlerimizin pası silindi. 10 dakikalık muhteşem performans rakiplere her anlamda korku salmıştır diye düşünüyorum.
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Maçın başından sonuna kadar kontrolü elinde bulunduran Halil Umut Meler, kartlarında tutarlıydı. 59. dakikada Beşiktaş’ın kazandığı penaltı kolay gibi gözükse de, kararın doğru olduğunu düşünüyorum. Maçın 21. dakikasında Beşiktaşlılar N’Koudou ile penaltı beklediler. Ceza sahasına dripling ile giren Beşiktaşlı oyuncuya Donald’ın penaltıyı gerektirecek bir teması yoktu, hakemin devam kararı doğruydu. 36. dakikada İbrahim doğru bir sarı kart gördü. 40. dakikada ise Josef’e yaptığı faul sonrası, ikinci sarı kart beklentileri oldu. Fakat hakemin ikinci sarı kartı göstermemesi doğruydu. En kritik an, 59. dakikada yaşandı. Necip Uysal’ın topu ortaladıktan sonra, dikkatsiz şekilde kayan Ömer Şişmanoğlu’na takılıp düşmesine hakem penaltı düdüğü çaldı. Kolay bir penaltı gibi görünse de hakem kararına saygı gösterilmesi gereken bir pozisyon olduğu fikrindeyim. Kararın doğru olduğunu düşünüyorum.