ELMAS GİBİ SÖZLER - Şansal Büyüka (Milliyet) Altay son 15 dakikada Galatasaray baskısını nispeten kırdı. Mustafa Denizli’nin maç berabere giderken Ahmet Ryan, Paxiao, Erhan Çelenk gibi üç golcüyü birden oyuna alması, hücum futbolunun mimarı Mustafa Denizli’ye yakışan bir hamleydi. Altay’ın kazandığı penaltıda da kafam karışık... Penaltı, Berkan’ın vücuda yapışık gibi duran sol kolu için verildiyse itirazım var, sağ kolu için verildiyse sözüm yok. Görüntü çok açık değil... Fatih Terim‘siz ikinci maç bu... 2 beraberlik, 4 kayıp puan... Başkan Burak Elmas‘ın hafta içi yaptığı “14 puanlık fark (güncellenmiş haliyle 16 oldu) sadece hakemlerle açıklanamaz” sözleri çok şeyi anlatıyor. Başkan, “Fatih Hocam, sevgili futbolcular... Yanlışı biraz da kendimizde arayalım” diyor. En azından ben öyle anladım. İyi irdelenirse ve de kabullenilirse, Elmas gibi sözler...
İNANMASI ÇOK ZOR - Ömer Üründül (Sabah) İkinci yarı müthiş bir Galatasaray baskısı vardı ve her atak gol kokuyordu. Rekor sayıda da korner kazandılar. Bunların Altay açısından iki nedeni vardı. Birincisi yorulup oyundan fizik olarak iyice düştüler. İkincisi de takım savunmaları felaketti. Galatasaray ite kaka son 10 dakikada galibiyet golünü kornerden Diagne ile buldu. Ama sonuçta bir penaltı golü ile 2 puan daha kaybettiler. Bu kadar üstün oynadıkları bir ikinci yarıda golü de bulduktan sonra beraberlik golünü nasıl yediler inanması son derece güç. Belki denecek ki "İşte duran toptan tartışmalı bir penaltı oldu." Ama o korner öncesi verdikleri pozisyonda Muslera'nın inanılmaz bir kurtarışı var. Bir eleştirim de yeri geldikçe her zaman vurguladığım bir konu bu; ilk 11'de çift santrforda başlamak benim futbol felsefeme aykırı. O zaman orta saha kontrolünü ele alamıyorsunuz.
KAFALARI KARIŞIK! - Serkan Akcan (Fanatik) Galatasaray-Altay maçının ilk yarısı o kadar yüksek tempoda oynandı ki, atletizmden izlerken bizim bile gözlerimiz yoruldu. Ne var ki, futbol sadece atletizm üzerinden okunamıyor ve hep kaliteye ihtiyaç duyuyor. Mohamed-Halil ile önde iki forvetli baskı hedefleyen Fatih Terim, Feghouli’den eksik kala nkaliteyi tamamlamasını istedi. Mustafa Denizli ise Galatasaray’ın top kayıpları üzerine kurduğu planla maçın ritmini bilinçli şekilde yükseltti. Bir ara neredeyse her top kaybının ardından kaleye akan kontra setler izledik. Fakat Kappel’in golü yerleşik Galatasaray savunmasına karşı set oyunundan atması Terim’in hesaplayamadığı bir gelişmeydi. Tıpkı, kendi takımının Altay savunması arkasına indirdiği uzun toptan golü bulması gibi. Eminim Mustafa Denizli de bu kadar gömülü oynarken savunma arkasına bu kadar rahat top inmeyeceğine dair futbolcularıyla iddiaya bile girmiş olabilir.
PENALTI VERİLMEMESİ GEREKTİ - Deniz Çoban (Fanatik) Dünkü maçta hakem ekibinin vereceği kararlar tartışılacaksa, bunun sorumluluğu MHK’dedir. Galatasaray’ın beraberlik golü öncesi Murat topa doğru hareketlenirken, arkasında kalan Halil; Murat’ın ayaklarına temas ediyor. Murat bu temastan etkileniyor ve yerde kalıyor. Bence golde net bir faul var. Altay’ın lehine verilen penaltıda, Çakır önünde gerçekleşen pozisyona devam demişti. Kısa mesafeden, Galatasaraylı oyuncunun göğsünden seken top, sağ kolunun pazusuna temas ediyor. Yoruma muhtaç ve sana göre bana göre bir pozisyon. Esas olan hakem kararı ve hakem pozisyonu devam ettirmiş. Burada VAR müdahalesi tamamen gereksiz. Çakır pozisyonu kenarda o kadar uzun süre izledi ki, bu bile açık/bariz bir yanlış olmadığının göstergesiydi. Bence penaltı verilmemesi daha doğru olurdu.
OLAĞANÜSTÜ... Bülent Timurlenk (Sabah) Galatasaray Başkanı maç günü "olağanüstü" basın toplantısı düzenliyor, "önemli" açıklamalarında kurduğu cümlelerde özne yok. Gazetecilere çıkan bir manşet yok ama "nasıl olsa maç var, Galatasaray sayfaları manşetsiz kalmayacak". Akşam Cüneyt Çakır'a ilk yarıda penaltı pozisyonunda "gel izle" demeyen VAR odası ikinci yarıda Çakır'ın yakın mesafeden "Ben gördüm, devam" jestine rağmen Türkiye'nin "bir numaralı hakemi"ne "Gel, izle" diyorlar... Halil'in golündeki faul şüphesini üzerlerinden atamamışlar sahada ve VAR odasında. Yüze dirseklere çıkmayan kartlar da cabası... Hataları daha ilk dakikadan itibaren rakibi maç ortak etmeleriydi ve bunu ligde sezon başından beri yapıyorlar. Gençler pişsin derken Galatasaray'ın lig romanı yandı kül oldu... Roma'da Avrupa Ligi için final gibi maç... O işte başka bir hikâye...
PROTOKOLE AYKIRI - Serkan Korkmaz (Fotomaç) Finansal olarak bu denli güçsüzken "ara transfer" önermek çok mantıklı olmayacak gibi… Yine de bu orta saha rotasyonuyla ligde ilk üçe girmenin hayal olduğunu belirteyim. Bu sezon şu ana kadar Avrupa'da başarılı olmakla avunulmuşken, Terim ve Elmas ikilisi için ara transferde seçilecek strateji tüm yükü futbolun sıraladığı kulübün gidişatı açısından çok belirleyici olacak. Gecenin Galatasaraylılar açısından tek sevindirici yanı, 20 küsur resmi maçta, 150 civarı kornerden birinin sonunda gol olmasıydı. Hakem Cüneyt Çakır'ın VAR desteğiyle verdiği penaltı kararı bence yanlıştı. Hatta, VAR'ın devreye girmesi bile bize anlatılan protokole göre hatalıydı.