NE GEREK VARDI? - Ali Ece (Fanatik) İlk yarı tamamlandığında Galatasaray, küme düşme hattındaki Ankaragücü ceza alanı içinde sadece 5 kez topla buluşabilmişti. Çünkü pas temposu çok düşük ve pas bağlantıları bozuk bir Galatasaray 11’i vardı. Belhanda’nın savunmadan hücuma geçişlerde köprü niteliğindeki tek pasçılığı kadar Onyekuru’nun kenardan içeri yaptığı koşularda onu topla buluşturabilecek Taylan diyagonal paslarını da çok aradı Galatasaray. Tabii genel olarak bu tip maçların çilingiri olan Feghouli’yi de...
RİSKLER VE SORULAR - Mehmet Demirkol (Fanatik) Karaman, Galatasaray’ın maç başı baskı dinamiğine önlem alarak başladı. Merkezi ekstra daralttı. Geriden de rakibi merkeze yönelterek. Tabii ki bu oyun riskler de taşıyordu. Konuk ekip orta saha presini deldiğinde, savunma beklerini çizgiye indirebilirse burada sayısal üstünlük sağlanıyordu. Onyekuru ve Mohamed'i sol ve sağda üçgenlerin parçası yaptıklarında şanslar da yakaladılar. Özellikle Yedlin, Arda, Mohamed üçgeni fena çalışmadı. Ancak bunun istenen sıklıkta olduğunu söylemek zor. Ankaragücü'nün fark yarattığı bir başka konu ise rakip sahaya zaman zaman kalabalık yerleşip Galatasaray'ı orada meşgul etmek oldu. Gitgele çevirmediler. Dengeyi kaybetmediler. Devre sonunda 4'er şut denenmişti.
ÇİN ORDUSU GİBİ - Şansal Büyüka (Milliyet) Ankaragücü’nün hocası Hikmet Karaman maçtan önce, “Galatasaray’la oynuyorsan birinci golden sonra ikinci golü de atacaksın, yoksa kazanamazsın” dedi. İçimden güldüm, “Hoca deli misin sen” dedim, “Bir gol at, Allah’ına dua et”... Hikmet Hoca maçtan önce dediğini maçta yaptı, helal olsun. Aslında Hikmet Karaman için üzülüyorum. Kafası çok dolu, futbolun güncelliğini adım adım izliyor, tam bir futbol adamı ama bu ülkede geleceği yerlere gelemedi. Bu yazacaklarım garibinize gidebilir ama işin doğrusu; Süper Lig’in son sırasındaki Ankaragücü, buna rağmen Beşiktaş ile birlikte bu ligin en atletik takımı... Müthiş koşuyorlar, aşırı çabuk ve hareketliler. Galatasaray, futboluyla Ankara‘da yoktu. Sanki formasıyla da yoktu. Nedir o kırmızı-siyah forma... Nerede G.Saray’ın anlı, şanlı, ihtişamlı sarı-kırmızı forması... Galatasaray futboluyla, formasıyla sahalara dönmeli...
OPERASYON BAŞLADI - Evren Turhan (Takvim) Arda'nın penaltısı tam bir fiyasko. Bir tarafta Hali Umut Meler, bir taraftan Cüneyt Çakır hazır kıta bekliyorlar. Hakemide yenmen lazım yoksa zor. Mostafa Mohamed'in atılması gerçek niyetleri gösterdi. MHK ve hakemler Galatasaray'ı şampiyon yapmak istemiyorlar. Kimi istediklerini de geçen haftadan aslında belli ettiler. Hakem kararları dün akşamki maçta gerçekten çok kötüydü fakat Galatasaray'ın da kendi kalitesini sahaya yansıtamadığını söylemeliyiz. Sanki futbolcular Ankaragücü'nü biraz olsun hafife almıştı. Futbolun hatayı kaldırmadığını dün bir kez daha görmüş olduk. Galatasaray daha uyanık olmak zorunda.
PENALTI DOĞRU, KIRMIZI KART YANLIŞ - Ahmet Çakar (Sabah) Penaltı kararı belki tartışılabilir ama bana göre kimse 'Neden verdin' diyemez. Ceza alanı içinde Arda'nın ayağından geliyor, kol açık. Bunu kabul ettik ama kırmızı karta kesinlikle iştirak etmiyorum. Mostafa Mohamed'in amacı adamı sakatlayıp kafasını gözünü yarmak değil. Doğru karar sarı olmalıydı. Haa! Mohamed atılmasıydı Galatasaray kazanır mıydı, o da çok zor. Bence Galatasaray ve Fatih Terim kendi iğnesini kendine batırmalı. Herkes Beşiktaş'a çalıştı. Şu anda Beşiktaş 3 puan ileride gibi görünüyor. Böyle mağlubiyetler Galatasaray için şampiyonluk yarışında çok önemli bir yaradır.
PENALTI YOK, KIRMIZI HATALI - Deniz Çoban (Fanatik) Halil Umut Meler’in dün verdiği kararlar sezon sonuna kadar tartışılacak. Arda’nın pozisyonunda top dizinden sekip doğal konumdaki eline geliyor. Penaltı yanlış. Mohamed’in faulünde de kırmızı değil sarı kart gerekirdi. Dünkü maç, belki de sezon sonuna kadar tartışılacaktır. Halil Umut Meler dün akşam iki kritik karara imza attı ve bence iki kararında da hatalıydı. 45+1. dakikada top Arda’nın eliyle buluşunca Meler penaltı düdüğünü çaldı. Elle oynama kararı verebilmek için şu sorulara cevap aramak gerekir: “Oyuncunun elleri kolları doğal konumda mı? Oyuncunun elini toptan kaçıracak kadar vakti var mı? Bu beklenen bir top mu yoksa sekerek ve kısa mesafeden gelen beklenmeyen bir top mu?"
HASAR ÇOK BÜYÜK - Ömer Üründül (Sabah) İkinci devreye Fatih Terim 3 değişiklik ile başladı. Çıkanların hepsinde haklıydı ancak girenlerden Falcao tercihi ilginçti. Tabii çift santrfora dönüp, bir de ikinci yarıya çok erken aşırı riskle başlanınca geniş alan sprinteri Lobjanidze'ye elverişli bir ortam çıktı. O da çok kaliteli bir gole imza attı. Tabii ki bundan sonraki dakikalarda da sahada herşey olabilirdi ama bu sefer Mohamed kırmızı kartla oyundan atılınca Ankaragücü'ne büyük avantaj doğdu. Bu arada son 20 dakikayı Ankaragücü hiç iyi değerlendiremedi. Galatasaray uzatmada farkı 1'e indirdi ama bu beraberlik için yetmedi. Tabii kaybedilen çok önemli üç puanın yanında takım 10 kişiyken skoru döndürmek için aşırı güç harcadığından G.Saray, Sivas maçı öncesi fizik açıdan da yıprandı. İki tane önemli hakem kararı var. Penaltı bana göre yoruma açık. Ama Mohamed'in kırmızı kartı yüzde yüz doğru... Direkt kırmızı...
HER ŞEY YANLIŞTI - Bülent Timurlenk (Sabah) Galatasaray ligin ilk yarısında evinde sürpriz Kayseri beraberliğini alırken, oynadığı futbol bir sonraki haftaya ışık saçan bir oyundu. Bu galibiyet serisinde ise vasat oyunuyla kazanırken futbolunu geliştirmesi gerekiyordu. Dün işte tam da bu yüzden lastik patladı. Hastalığı doğru teşhis edemezseniz tedaviyi yapamazsınız. Taylan dinlendiriliyor olabilir ama maç kadrosuna girecek kadar zindeyse dün iyi zeminde forma giymeliydi. Sonuçta orta saha merkezi ligin ilk yarısına göre değişti. Ligin lideri Başkent'te set oynamayı beceremedi. Birbirlerine yakın oynamayan, üçgen kuramayan futbolcular yüzünden Ankaragücü ikili sıkıştırmalarla Galatasaray'ın alevini çabuk söndürdü ve devreye önde gitti.