Faik Çetiner: "Güle oynaya..." | Mourinho’nun ilk 11 sürprizi En-Nesyri idi. Dzeko beklenirken, Faslı oyuncu sahadaydı. Yeni transfer Amrabat (son 10 dakika oyuna girdi) ise kulübede oturmuş, İsmail Yüksek formayı bırakmamıştı. Portekizli hoca, Tadic, Szymanski ve Maximin’den vazgeçmediği için İrfan Can da kenarda bekledi. Kasımpaşa’nın Fenerbahçe ile oynarken eli ayağı tutmuyor. Maç başladı, Fenerbahçe topu aldı, oyunu istediği gibi yönlendirdi. Ev sahibi tam takım defans yapıyor, ani atak organizasyonlarını da beceremiyordu. Fenerbahçe’nin üstün oynadığı devre ‘bu da kaçar mı?’ dediğimiz pozisyonlar yoktu. Şans bulan En-Nesyri’nin tek olumlu hareketini göremedik. Szymanski, Fred, Tadiç işi idare ediyor, İsmail Yüksek savaşıyordu. Bu yarının yıldızı Maximin oluyordu. Önce şık bir gol atıyor, sonra da takımına penaltı kazandırıyordu. Ev sahibi golleri yedikten sonra biraz kendine geliyor, rakip kaleye gidiyor ama gol atmayı beceremiyordu. İki taraf da kale önü iş bitiriciliğinden ve becerisinden yoksun olunca maç ilk yarıda atılan gollerle bitti. Fenerbahçe sonuçta bir deplasman maçını ‘güle oynaya’ zorlanmadan kazandı. Şimdi gözler Galatasaray maçına çevrildi. Hep beraber Mourinho’nun bu 90 dakika için hünerlerini ve planlarını bekleyelim deyip yazıyı noktalayalım. (FANATİK)
Serkan Akcan: "Güvenli liman" | Maçın başlangıç senaryosunda Maximin’in sol kenardan bire bir oyunları, Tadiç’in sağdaki güvenli liman olması ve top saklaması, İsmail Yüksek’in kazandığı sahipsiz toplar Fenerbahçe’ye 40 dakikada 2-0’lık üstünlüğü getirdi. Ne var ki Fenerbahçe 2-0’ı erken yakalamasına rağmen fişi çekme yoluna gitmekten imtina ediyor. Fenerbahçe’de İsmail Yüksek güveni denen bir olgu var. İsmail, Fred ile birlikte Mourinho için sahadaki en güvenli liman olmaya devam ediyor. Sahada ne yaptığını çok iyi biliyor ve oyun olgunluğunun zirvelerinde dolaşıyor, sahipsiz top kazanıyor, bir an bile odağı karışmıyor. Kasımpaşa karşısında Maximin ilk yarıda attığı gol ve kazandırdığı penaltıyla manşetleri süslese de İsmail Yüksek’in çalışkanlığı göz kamaştırıcıydı. Savunmada Becao’nun varlığı ve Çağlar ile uyumu da Mourinho’nun kafasındaki soru işaretlerini kaldırmaya yetmiştir sanırım. Oosterwolde hem topu kullanırken hem pozisyon alırken hem de rakibe müdahalelerde riski çok yükseltiyor. (FANATİK)
Engin Kehale: "Saint-Maximin zor maçı kolay çözdü" | En-Nesyri’nin 11’de olmaması şaşırtıcı değildi ancak ev sahibinde hem Aytaç’ın hem de Fall’un esame listesinde yedeklerde olması pek beklendik bir durum değildi. İlginçtir ki takımlar sahaya çıktığında Fall’un takımla birlikte olduğunu, Rodrigues’in son anda kadrodan çıkıp Ben Ouanes’in sol beke geçtiğini gördük. Hem Jose Mourinho hem de Sami Uğurlu dengeli bir oyunu tercih etmişti. Sarı lacivertlilerin özellikle Fred’in çapraz paslarıyla Saint-Maximin’i birebir bırakma çabaları dikkat çekiciydi. İlk 40 dakikada, hücumda çok verimli olamasa da savunmada dengeyi iyi kurdu Fenerbahçe. Bu bölümde rakibine sadece iki şut şansı verirken, Saint-Maximin’in bireysel becerisiyle bir gol, bir de penaltı bulup skoru almayı başardı. İlk golde Kasımpaşa savunmasının yanlış vücut pozisyonu ve alan savunması, en az son vuruşun iyiliği kadar golün oluşumunda pay sahibiydi. (HÜRRİYET)
Gürcan Bilgiç: "Başıbozukluğun tesellisi" | Son iki lig maçının göz kamaştırıcı performanslarından eser yoktu. Aslında açıklanabilir durum yok bu görüntüde. Sadece yazıya başladığımız Mourinho tespitiyle nedenlenebilir. Bu başıbozukluğun tek tesellisi, "Kazanılması gereken maçta" gereğinin yapılması. Maç ritminin yitirilmesi. Milli maç yorgunlukları, aranın getirdiği rehavet, deplasmanda oynamak… Muhtemelen mezaretler bu yaklaşımlar olacak. Belirsizliklerin çok olduğu bir dönemde, cebe üç puan koymak, derbi öncesinde gülen yüzlerin olduğu bir soyunma odası demek. Takım da, hoca da ders çalışmaya devam etmeli. (SABAH)
Uğur Meleke: "Süper Lig'in üst sınıfı bildiğiniz gibi" | Dün akşam önce saat 17’de Kasımpaşa Stadı’nda Fenerbahçe çıktı sahneye. 45 dakika boyunca kendilerini hiç sıkmadan, hiç zorlanmadan 2-0’la girdiler soyunma odasına. Bu süreçte Maximin sol kanat etkinliği, İsmail de orta sahayı süpüren patron performansıyla ön plana çıktı. İkinci devrenin başında aynen Alanya maçındaki gibi kontrolü yitirdiler, 60’larda aynen Alanya önünde olduğu gibi İrfan/Maximin değişikliği geldi. Fenerbahçe, dün ikinci 45’te rakip kaleye gitmemesine rağmen çok da zorlanmadan 3 puanı götürdü eve. (HÜRRİYET)