"Hem salı hem çarşamba akşamı kendimi ifade edebildiğimi düşünüyorum. Oynamak istemedim çünkü bu duygusal ve hassas bir konu. Maç aslında çok tuhaf bir şekilde başladı. 10 dakika içinde 3 sarı kart gösteren bir hakem daha önce görmemiştim. Bu sarı kartlar da bizim takıma gösterilmişti. Büyük bir hatamız yoktu ama maç da o şekilde başlamıştı. Sonrasında bu duruma Webo ve diğerleri tepki gösterdi. Webo tek itiraz eden kişi değildi. Hakeme doğru biraz bağırmaya başladı.Hakemin bir faul sonrası PSG'li oyuncuya sarı kart göstermemesi kulübemizdeki tansiyonu arttırdı. 3-4 kişi hakeme doğru bağırdı. Bunun üzerine 4. hakem bizim duyamadığımız bir şey söyledi. Söylediği kelime gerçekten duygusal anlamda zor bir kelimeydi.''
"Antrenörümüz hemen tepki gösterdi. Webo da buna tepki göstermeye başladı. Kulübede ellerimi kollarıma bağlamış bir şekilde kapüşonum kapalı halde oturuyordum. Kafamda gerçekten bunun yaşanıp yaşanmadığını idrak etmeye çalışıyordum. Sonrasında kalkarak yardımcı hakeme bunun nedenini sormak istedim. Neden diğerlerine göre ayrım yaptığını bilmek istedim. Bize verdiği cevap sahayı terk etmemize neden oldu. Webo biraz üzgündü. Soyunma odasında ilk başlarda kimse yoktu. Ona hakeme neler söylediğimi konusunda açıklama yaptım. Hakemi bir kez daha gördüğümde, 'Neden Webo’yu ten rengi yüzünden diğerlerinden ayırıyorsun?' diye sordum. Bu benim hakemin yanına gitmem konusunda motivasyonumdu. Webo bunları oyunun yarıda kalmasıyla soyunma odasında öğrendi.''
"Maçı terk etmemizin ana nedeni, sorumuza açık bir cevap alamamamız oldu. Bir Avrupa ülkesindeyiz, siz uluslararası bir maçı yönetmek için farklı bir ülkeden geliyorsunuz, iki takımda da farklı ülkeleri temsil eden oyuncular var. Bence böyle zamanlarda hakem ne söylediğine dikkat etmelidir çünkü onun dile getirdiği bir şey diğerine göre başka bir anlam ifade edebilir, farklı algılanabilir. Beni kelimenin çıkış anı şoke etti. Hakeme gittim ve ona, ‘Neden siyahi olduğunu söylüyorsun, onu yardımcı antrenör veya şurada oturan kişi şeklinde anlatabilirsin, neden illa ki ten rengine göre nitelendiriyorsun?’ dedim.''
"Hakem bunun farklı yorumlara yol açabileceği konusunda dikkatli olabilirdi. Ona ırkçısın dedim çünkü söylediği söz ortadaydı. Ağızdan çıkan, ırkçı bir ifadeydi. Her şey mümkün. Bu, Demba’nın hakemle bir çatışması değildi, aptalca bir şey yaptı. Romanya’da uzun süre oynayan Senegalli Ousmane N’Doye da bana bu kelimenin ırkçılıkla alakasının olmadığını söylemişti. Bu ırkçılık düşüncesi daha çok insanların kafasında yer ediniyor ve her insanı olumsuz etkileyebilme konusunda kullanılabiliyor. Maalesef ki ten renginiz de siyahsa, bu tip olaylardan sonra size bayağı ve normal gelmeye başlıyor.''
"Değerleri olan bir insanım. Turnuvayı o an ikinci plana attık. Bir kez daha soruma cevap alamadığım zaman sahayı terk ettim. Eğer hakem, 'Dinle Demba, siyahilere de beyazlara da aynı şekilde sesleniyorum.' gibi bir şey söyleseydi yaptığı şeyde haklı çıkabilirdi ama böyle bir açıklama gelmedi. Bu da olmayınca sahayı terk etmeye karar verdim ve hep beraber soyunma odasına döndük. Soyunma odasında birçok şey oldu. Odaya geldik, sağdan sola herkes konuşmaya başladı. 4. hakemin değişeceğini bize söylediler ve yeniden oynayabileceğimizi ilettiler. Bunun üzerine takım arkadaşlarıma baktım, bazıları yeniden çıkmak istiyordu. Bazıları pek de gönüllü değildi, teknik heyet de keza... Onlara, 'Dinleyin beyler, bu benim kalbimi kıran bir şey, eşitlik ve adalet için savaşıyorum ve bunlar benim kalbimden gelen şeyler. Soyunma odasındaki herkesin farklı fikirleri ve değerleri var... Beyler, yapmak istediğiniz şeyleri destekliyorum. İsterseniz çıkıp oynayın ama ben duşumu alır tribünde sizi izlerim. Bu, kişisel olarak benim desteklemediğim bir durum.' dedim."
"Sonuçta eşitsizliği ve adaletsizliği görmek gibi olumsuzluklar beni soyunma odasına dönmeye itti. Onlara baktım ve 'Hadi çıkın' dedim. 'Sizin değerlerinize ve kararınıza saygım var, ben içeride kalıyorum, lütfen bana tolerans tanıyın.' dedim. Bana 'Ya birlikte çıkıyoruz ya da hiçbirimiz çıkmıyoruz.' cevabını verdiler. Ben de onlara, 'Beyler ben kariyerimin sonuna geldim. Sizin daha uzun bir kariyeriniz var. Dikkat edin, buna ihtiyacınız var.' diye karşılık verdim. Özellikle Crivelli’nin karşılığına oldukça şaşırdım. Ona sahaya çık dediğimde bana, 'Hayır çıkmıyorum. Bunlar futbolun dışına itilmesi gereken şeyler. Eğer bugün buna karşı bir şey yapmazsak yaşanmaya devam edecek.' dedi ve sahaya çıkmamaya karar verdi. Takımın diğer üyeleri de bunu takip etti ve hepsi bunu saygıyla karşıladı. Ertesi gün maçı tekrar oynadık.''
"Bildiğiniz üzere bu tip şeylerle konuşulmak istenen bir insan değilim. Ön hazırlığı olmayan spontane gelişen şeyler bunlar. Ben orada yargılamak için bulunmadım. Ben yargılamayı bilmiyorum. Dediğim gibi ırkçı bir ifade ağzınızdan çıkabilir. Fakat günün sonunda yaptığınız çok ciddi bir hatadır. Önemli olan bu tip hareketlerin sıradanlaşmaması. Aynı zamanda bu eşitsizlikle savaşın da sürdürülmesi önemli. Bununla savaşın diye insanları yönlendirmiyorum, bir şeyleri ilerletmeye çalışıyorum. Bu tip eşitsizliklerin yeniden görülmesi gerekiyor. Bu sadece Demba’nın savaşı değil, gelecek adına iyi şeyler olabilmesi için birlik olmalıyız bu konuda.''
"PSG Başkanı ve Leonardo ile konuyu görüşürken onlara, 'Takımım yeniden sahaya çıkmak istemiyor.' dedim. Onlar da kabul ettiler ve herkesi tebrik etmemi söylediler. Maçı da ertesi gün oynama konusunda karar kıldık''