KIRMIZI KART YANLIŞ - Deniz Çoban (Fanatik) 15. dakikada İrfan Can ile Siopis’in top kazanma mücadelesinde hakem oyunu devam ettirdi. Sonrasında VAR müdahalesi ile İrfan Can’a kırmızı kart çıktı. Pozisyonda İrfan Can topa hamle yapıyor. Ayağı yüksekte gitmiyor ve hedefinde top var. Siopis de aynı topa kayarak hamle yapıyor. İrfan Can’ın yere basacağı ayağı yanlışlıkla Siopis’in ayağına düşüyor. Bu sırada topuğu yerde ve ‘güç transferi’ tam olarak gerçekleşmiyor. Burada kırmızı kart bence yanlış. Sarı kartın yeterli olduğu bir pozisyon. Kırmızı kart diyenlere çok fazla itiraz edemem ama bu pozisyon asla VAR müdahale alanında olan bir pozisyon değildi. VAR’ın bu pozisyona kesinlikle müdahale etmemesi gerekirdi. Mete Kalkavan’ın VAR daveti sonrası hakem, VAR monitörüne giderken ve dönerken Fenerbahçeli oyuncular tarafından etrafı çevrilerek baskıya maruz kaldı. Bu tepkilerde hiç kart çıkmaması kabul edilemez bir durumdu.
FENERBAHÇE PRESTİJ MÜCADELESİ VERDİ - Ömer Üründül (Sabah) Fenerbahçeli futbolcular dün prestij mücadelesi verip, sezon başından beri gelen birçok temel eksiğe rağmen takım halinde sınırsız enerjileri ile sahadan boyunları büyük ayrılmadılar. Ben en çok Mert Hakan ve Osayi'yi beğendim. Trabzonspor'da Bakasetas sahada yoktu. İsmail Kartal'a da bir sorum var: 75 dakika 10 kişiydi. Bu takıma haftalardır idman yapmayan hazır olmayan Mesut Özil girer mi? Olacak iş değil. İrfan Can'ın kırmızısı yanlış karardı. Hakem kendi verse takdir hakkı derdik. Ama VAR müdahalesi protokola aykırıydı.
KIRAN KIRANA TÜRKİYE DERBİSİ - Uğur Meleke (Hürriyet) F.Bahçe ile Trabzon’un rekabeti için en doğru tanım 'Türkiye derbisi'. Dünya’da aynı kentin takımları arasında olmamasına rağmen derbi olarak adlandırılan özel maçlar vardır: Barcelona-Real Madrid gibi... Inter-Juventus gibi... Inter-Juventus maçına “İtalya derbisi” diyorlar orada. Bence Fenerbahçe-Trabzonspor rekabeti de aralarındaki 1000 kilometrelik dev mesafeye bakarak “Türkiye Derbisi” diye adlandırılabilir rahatlıkla. Yabancı maddelerle oyun bölünmese, sadece sahaya odaklandığınızda bence yine kıran kırana bir “Türkiye Derbisi” izledik dün akşam. Süper Lig’in zorluk derecesi en yüksek maçlarından biri. İki takım arasında tarihi bir rekabet olduğu gibi, müsabaka bu sezonun sıralaması açısından da önem arz ediyor. Ve MHK bu maça 1992 doğumlu bir hakem atamayı tercih ediyor. Hakem, sahaya çıkan 22 futbolcunun beşinden küçük. Bu atama akla ister istemez bir önceki MHK’nın geçen sezonun başında derbiye Tugay Numanoğlu atamasını anımsatıyor. Süper Lig’de sadece 8 maça çıkmış bir hakemi derbiye vererek iyilik mi yapmışlardı ona sizce? O atamadan iyi sonuç mu almışlardı? Benzer mânâsız bir risk, Zorbay Küçük atamasıyla da alındı. Hakem de bence kariyerinin çok başında gereksiz yere hırpalandı. Bu atamanın neye yaradığını çok merak ediyorum gerçekten. MHK Başkanı, cesaretinden dolayı takdir mi bekliyor ki acaba? Tebrikler ona o zaman!
FIRTINA İÇİN KAYIP - Erman Özgür (Fanatik) Fenerbahçe’nin risk almadan sabırla beklemesi, Trabzonspor’un ise eksik rakibinin üzerine gitmemesi fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Son bölüme girilirken Puchacz’ın tarafını zorlayan Fenerbahçe kazandığı duran toptan Zajc’la golü bulup Trabzonspor’un durağan oyununa cezayı kesti. Maçın kalanında Trabzonspor’un Nwakaeme ile gole yaklaştığı pozisyon haricinde net fırsat çıkmadı. Trabzonspor için alınan beraberlik maç başlamadan önce önemli savunma oyuncularının ve Hamşik’in yokluğunda iyi gözükebilir ama 70 dakika eksik oynayan Fenerbahçe’yi üstelik öne de geçmişken yenememesi bana göre kayıp demekti. Fenerbahçe ise hedefsiz olmasına, kırmızı karta ve erken gol yemesine rağmen bu sezon taraftarını üzmediği nadir maçlardan birini oynayıp aldığı puanı hak etti.
ŞAPKASI DÜŞTÜ - Gürcan Bilgiç (Fotomaç) Maskelerin düştüğü, Fenerbahçe'ye karşı kumpasın tüm netliği ile ortaya çıktığı bir gece yaşandı yine. Takım ve taraftarın, sezonun muhtemel şampiyonuna karşı "onur" mücadelesi verdiği gecede, VAR hakemi Mete Kalkavan ile hakem Zorbay Küçük'ün ortak yetersizliği ile futbol yine rafa kalktı. Aziz Yıldırım ile dört sezon şampiyonsuzlukla geçti. Yine iş başındaydı bu yetersizler. Ali Koç'un kendi yanlışları bir yana, geçen sezonun tam hakem rezaleti geçmesinin nedenini sıkılmadan sergilediler.
SPOR BAKANI MHK BAŞKANI'NI GÖREVDEN ALDIRMALI - Serdar Ali Çelikler (HaberTürk) Türkiye'de hakem camiası ile ilgili herkes bu gerçeği bilir. Hafta içi, perşembe günü cumartesi günü oynanacak maçların hakemleri açıklandı. Ama pazar günü F.Bahçe-Trabzonspor maçının hakemi de dahil açıklanmadı. Gece yarısı bildirisi gibi bir de baktık ki hakem Zorbay Küçük. Zorbay Küçük, perşembe akşamı 120 dakika süren kupa maçının hakemiydi. Aslen MHK, maça başka hakem düşünürken nasıl bir etki olduysa derbinin hakemi Zorbay Küçük oldu. Son gün de VAR hakemi Mete Kalkavan. F.Bahçe ve Trabzonspor FETÖ'nün 3 Temmuz operasyonu sonrası iki fay hattı. Bu fay hattı ile sürekli oynanıyor. Türkiye'de normalde bir spor bakanlığı olsa TFF başkanını arar ve MHK başkanını görevden almasını söyler. Bu iki takımın sadece futbolu değil bir fay hattını da temsil ettiğini de söyler yeni gelene. Ben ilk Trabzon maçını yöneten Ali Şansalan'ın da bu maç yönetimini yapan hakemlerin de masumane hatalar yaptıklarına inanmak istiyorum. Ama bu fay hatlarını kaşımak isteyenlerin de olduğu göz ardı edilmemeli. Bu ülkeye yeni bir Hasan Doğan devri lazım. Bir sürü "kullanışlı eleman" hakemin işlerinin bitirilmesi lazım.
YENİLSE YAZIK OLURDU - Şansal Büyüka (Milliyet) Fenerbahçe sezonun en iyi başlangıcını yaptığı maçta kontrolü eline almıştı ki, daha ilk çeyrekte çıkan kırmızı kartla bir çuval incir berbat oldu. Siopis-İrfan Can ikili mücadelesinde İrfan Can’ın ayağı toptan sonra Siopis’in bileği ile buluştu. İrfan Can o ayağı çekebilir miydi, çekemez miydi, çoğu insan elbette gönül verdiği renge göre konuşacak. Açık konuşayım, yazı yazacağım için, televizyonlarda program yapan çok önemli tam dört eski hakeme sordum. Dördü de kırmızı için “yanlış” dedi. Hatta içlerinden biri, “VAR bu işe ne karışıyor?” dedi. Bir diğeri “skandal” yorumunu yaptı. Daha sonra baktım 19.25’te eski FIFA hakemimiz Ahmet Çakar’ın “Bu gece Türk hakemliğinin bittiği gecedir. Bu kırmızı kart TFF’nin ve MHK’nin Fenerbahçe’den intikam alma arzusunun ayyuka çıktığı gecedir” mesajı sosyal medyaya düştü. Maçtan sonra Aspor’da Erman Toroğlu’nu dinledim. Erman Hoca, “Kırmızı kart tamamen doğru” dedi. Fenerbahçe’nin neredeyse bir maçı bir eksik oynamasına rağmen, Trabzonspor’dan en az üç gömlek daha iyi mücadele ettiğini söylemeliyiz. Açıkcası bu maçı kaybetse hakça olmazdı. Bu maç yarın unutulur. Maçın hakemi Zorbay Küçük, özellikle VAR hakemi Mete Kalkavan, TFF, MHK hafta boyu en az Ukranya- Rusya savaşı kadar konuşulur...
FENERBAHÇE KARAKTER KOYDU - Günteknin Onay (Hürriyet) 75 dakika 10 kişi oynayan ev sahibi alkışı hak eden taraf idi. F.Bahçe istekli, Trabzonspor ise özgüvenli başladı. İsmail Kartal, orta alanın merkezini sağlama almak için Crespo-Mert Hakan ve Zajc gibi temposu ve dinamizmi yüksek oyuncuları tercih etti. Bakasetas’ın bağlantıyı kurmasına izin vermeyen Fenerbahçe, sadece Nwakame’nin getirdiği toplarda zorlandı. İrfan Can’ın kırmızı kart görmesinden çok kısa bir süre sonra Trabzonspor golü bulmasına rağmen 1 kişi eksik oynayan Fenerbahçe, iyi bir karakter ortaya koydu. Trabzonspor ise ciddi bir puan farkı ile önde olmasına rağmen önde götürdüğü bir maçta bu kadar uzun süre 1 kişi eksik oynayan ezeli rakibine böyle pasif bir futbolla berabere kalmasını sorgulamalı. Dün maçın hakkı beraberlikti. Fenerbahçe, yüksek bir karakter ve mücadele gücü ortaya koyarak alkışı hak eden taraf idi.
10 KİŞİYLE MÜTHİŞ MÜCADELE - İlker Yağcıoğlu (Takvim) Yazılarımı takip edenler bilir hakem kararlarından çok oyuna bakarım. Ama dün gece VAR hakemi Mete Kalkavan öylesine saçma bir kararla Zorbay Küçük'ü VAR'a çağırdı ki tamamen topa yapılan bir harekete kırmızı kart çıkarmak durumunda kaldı. Bu karar da ister istemez oyunun bütün gidişatını değiştirdi. Trabzonspor gibi bir takıma karşı 10 kişi oynamak kolay başa çıkılabilecek bir durum değildi. Ama Sarı-Lacivertliler öyle iyi mücadele etti ki sahada hangi takım 10 kişiydi belli olmadı. Sonuçta maç berabere bitti ama maçın kazananı bence Fenerbahçe oldu. Ortaya koydukları mücadele takdir edilmeye değerdi.
KARAKTERLİ OYUN - Bülent Timurlenk (Sabah) Maç boyunca çok koşan Crespo'nun Nwakaeme'nin gol vuruşunda ağır kalıp takip etmemesini de not düşelim… Avcı'nın mutlak 3 puan gerekmeyen prestiji çok maçta yaptıkları, 'derbi kaybetmeyen hoca' olarak yola devam etmekti. İkinci yarıda Bakasetas'ı oyundan erken alıp Berat'ı alsa ve Trabzonspor adına sahanın en iyisi Abdülkadir'i öne itse oyun başkalaşırdı. Fenerbahçe 80 dakikaya yakın 10 kişiyle karakterli oyun oynadı. Bir eksikle ligin liderine beklerle bu kadar kanattan yüklenmek büyük enerji gerektiriyordu. O enerjiye yetenek eklenmiş olsa kazanabilir, son 7-8 dakikada maçı kaybedebilirlerdi de...
GEÇ KALDILAR - Reha Kapsal (Fotomaç) Fenerbahçe son haftalarda ligde aldığı galibiyetlerle yalnız elinde kalan ligdeki ikincilik hedefiyle mutlak galibiyetle Trabzonspor karşısına çıktı. Lider Trabzon da sezon başından beri gösterdiği başarılı performansı hem oyun hem de puan olarak Kadıköy'de de sürdürmek niyetindeydi. Ve bu güçlü oyunu bir daha tüm futbolseverlere izletmek arzusunda çıktığı maça, Fenerbahçe'nin 18. dakikada 10 kişi kalmasına rağmen istediği ve sezon başından beri o güçlü oyun hafızasını sahada oyunun hiçbir bölümünde çok fazla yansıtamadı. Sarı-lacivertliler 10 kişi kalmasına rağmen sezonun en iyi oyunlarından birini sergilediler. Fenerbahçe, böyle güçlü bir rakibe karşı 10 kişi gösterdiği bu performansı ligin başından beri sergileseydi, şu anda çok farklı konumda olabilirdi bunun için de tabi ki "ÇOK GEÇ" kalındı.