(ÖMER ÜRÜNDÜL - SABAH) Beşiktaş adına olumsuz geçen ilk yarıda kendileri açısından en önemli artı takım savunmasını ihmal etmeyişleri idi. Bu şekilde rakibe pozisyon vermezken devre arasına golle girdiler. Hem skor avantajı elde etmek hem de moral açısından güçlenmek ikinci yarıya daha olumlu bir saha içi görüntüsü getirdi. Bir de buna erken bulunan iki gol daha eklenince artık tüm kontrol Beşiktaş'ın eline geçti. Ve de 45. dakikaya kadar zor geçen oyun kolaya döndü. Beşiktaş günü üç puanla bitirmiş oldu. Tabii ki çok önemli eksikler var. Bilhassa Atiba-Dorukhan ve Burak gerçekten çok önemli kayıplar.Bunlar düzeldiği taktirde oyuna ikinci yarı giren ve iyi bir sprinter olan yeni transfer N'Koudou da kısa sürede takıma uyum sağlarsa işler rayına girer.Bu arada Victor Ruiz-Vida ikilisi de birbirlerine alıştıkça stoperde de bir sorun çıkmaz.
(KENAN BAŞARAN - HÜRRİYET) Direkten dönen iki top vardı ama onlar sistematik bir düzenin meyvesi değildi. Sonra Caner, kendi eski ayarlarıyla doğaçlama yaparak Güven’e golü attırdı. Bu gol ilk 45’teki oyun krizinin üzerine kalın bir örtü çekti. Avcı, muhakkak ki bu maçı yeniden analiz ettiğinde oyunculara döndüre döndüre ilk 45 dakikayı gösterecek. Sistem falan tamam ama bir yere kadar. Futbol dün Caner örneğinde olduğu gibi sıklıkla da doğaçlamalara ihtiyaç duyar. Bu takımın savunma önü iyi bir Oğuzhan’a muhtaç. Dün yine bir ara homurtular yükseldi. Ancak direkten dönen şutu tribünün de onun da havasını değiştirdi ve ikinci devrenin en öne çıkan isimlerinden biri oldu.
(ERMAN ÖZGÜR - FANATİK) Devrenin sonunda Güven’le golü bulmasına rağmen çok sancılı geçti maçın ilk yarısı Beşiktaş için. Önce oynanmaya çalışan pas oyununun savunma arasına girip yöneten futbolcusu asla Medel değil. Topu atınca ya geri atan ya da pas hatası yapan iki kanat oyuncusu seyredenlere neredeyse jübile tarihini netleştirecek Quaresma’yı arattırdı. Güven ilk haftaya göre daha hareketli, Oğuzhan geri dönmeye çalışan arada sırada kaliteli işler yapsa da genelde oyundan kopuk. Uzaktan atılan şutlar haricinde pozisyon yok. Göztepe zorlayamayınca da oynanan kötü oyuna rağmen alınan skor. Ve bu skor adeta Beşiktaş takımının üstündeki baskıyı atmasını sağladı.
(ERMAN TOROĞLU - SABAH) Maçı seyretmediyseniz, skora aldanmayın. Seyrettiyseniz, bu cümleye hak verirsiniz, tabii ki futboldan anlıyorsanız.Beşiktaş'ın dün gece en büyük şansı Göztepe ile oynamasıydı. Çünkü Göztepe iyi takım değil. Bu kadro ve bu oyun ile küme düşme mücadelesi verirler.Bakınız, geçen hafta oynanan maçları seyrettiğimde Sivasspor'u beğendim, Kasımpaşa'yı beğendim, Trabzon'u beğendim, Malatya'yı beğendim. F.Bahçe ile Göztepe karşısında seyrettiğim Beşiktaş için kafamda soru işareti var. Çünkü bu takımların rakiplerinden Gazişehir çok kötü, Göztepe kötü.
(ALİ ECE - FANATİK) Güne o kadar acı bir haberle başladık ki futbolu en çok sevenlerimiz bile bu akşam maç oynansa da oynanmasa da fark etmez diye içinden geçirdi. Santradan önce Emine Bulut’un katledilmesine karşı gösterilen duruş, dilerim futbol sahalarından hayatımızın her alanına yayılır. Emine Bulut’un katledilişine sebep olan tüm faktörler toplumdan bir an önce silinmeli. Herkes görevini yapmalı, o yüzden zor da olsa maçı yazmaya çalışacağım.
(ALİ ECE - FANATİK) Oyuncu malzemesine göre oyun sistemi mi, yoksa oyun sistemine göre oyuncu tercihi mi? Sonsuz bütçesi olan Manchester City dahil tüm başarılı takımlarda ikisi arasındaki karşılıklı etkileşim asıl belirleyici değil mi? Gökhan Gönül, Ruiz, Ljajiç ve top kayıpları hariç Caner ile Oğuzhan Beşiktaş’ın en iyileriydi. Beşiktaş’ın kötü bir ilk yarı oynamasına rağmen 2. yarıda toparlanınca farklı kazanması. Bu galibiyetin Avcı’ya daha fazla desteğin yanı sıra zaman da kazandırması.
(BİLAL MEŞE - MİLLİYET) Güven’in uzatma dakikalarında attığı gol, rakibin direncini biraz olsun kırdı. Nitekim ikinci yarıda baskıyı üst seviyeye çıkaran Kartal, Caner’in golüyle farkı ikiye çıkarırken, Ljajic nihayet sahneye çıktı, kötü vurdu, kaleci Beto’nun da hatasıyla topu filelere gönderirken, olası puan kaybına da set çekti. Futbol böyle bir oyun işte, farkı yakaladığın anda seyirci desteğini de arkanıza alırsınız, oyunu tek kaleye çevirirsiniz.. N’Koudou’nun 61’de oyuna girmesi, hem Kartal’ı, hem de tribünleri ayağa kaldırdı. Gördük ki, Fransız futbolcu öyle durağan bir fotoğraf değil, çok çabuk olduğu kadar tekniği de bir hayli yüksek.
(ATİLLA GÖKÇE - MİLLİYET) Kanımca Abdullah Avcı ve Beşiktaşlı futbolcular nihayet istek ve anlayış noktasında birbirlerine daha yaklaştılar, belki de buluştular. O zaman Caner’e, Oğuzhan’a, Ljajiç’e ve takımın tamamına alkışlar. Göztepe mi? Süper Lig’de kadro klasıyla skor tabelası arasında bir türlü senkron tutturamayan bir takım. Tamer Tuna’nın iyi niyetine ve emeğine rağmen futbolcuların ritm tutturması zaman alacak gibi görünüyor.
(CEM DİZDAR - FANATİK) Pas oyunu sonuç alsa bile tempo ile icra edilmeyince izleyen açısından hayli sıkıcıdır. Bir dönemBarcelona oyunu için ‘Bu kadar pas yapıyor da ne oluyor?’ sözlerini hatırlayalım! Göztepe için anlaşılır belki ancak koca devre boyunca Beşiktaş’ın vasata yaklaşmakta zorlanan oyunu direkten dönen toplar ile golün bile perdeleyemeyeceği kadar sıkıcıydı. Rakibin kendisine ulaştırdığı onca hatalı pastan pozisyon üretecek olgunluktan çok uzaktaydılar. İkinci devre aktif alanda başta Caner olmak üzere pas aktörü sayısı artıp buna bağlı olarak tempo da yükselince Abdullah Avcı hazırlığı da görünür hale geldi. Gerçi Beşiktaş yakın tarihte çoğunlukla böyledir; ilk devre rölanti ikinci devre sonuç oyunu. İkinci devre oyunu bana ‘Bu iş olur’ dedirtti...
(DENİZ ÇOBAN - FANATİK) Bu sezon itibariyle UEFA’da 1. kategoriye terfi ederek önemli bir aşama kaydetmiş olan FIFA hakemimiz Ali Palabıyık, rahat geçen maç için yeterli motive olmuş görünmedi. Tartışılmadan bir maç tamamladı ancak önemli kart hataları yaptı. 76’da Poko’nun Oğuzhan’ın ayağına bastığı pozisyon klasik bir sarı karttı, göstermedi. Gösterse bu Poko’nun ikinci sarı kartı olacaktı. Aslında Poko’nun 3 dakika önce gördüğü ilk sarı kart yanlıştı. Poko, Ljajic’e faul yapmadığı halde Palabıyık sarı kartını gösterdi. 19’da Lens’in rakibinin boynuna, 45’te Gökhan’ın Yasin’in bileğine yaptığı hamlelerde de sarı kart çıkmalıydı.
(FATİH DOĞAN - SABAH) Statta maç izleyenlerin hayranlık abidesi, rakip takımların korkulu rüyası İnönü'nün kapalısı Vodafone Park'a geçilince hayallerle gerçekler arasına sıkışmıştı.Eskiden hatıra Kapalı, araya giren iki kat loca, yüksek bedelli kombine ve bilet alabilen taraftarların 90 dakika bağıracak kadar kondisyona sahip olmaması 3 yıllık "Kale arkası" direnişini anlamsız hale getirmişti.Sezona girilirken Çarşı adına sete de çıkan emektar tribüncüler kale arkasına geçme kararı aldı. Dün Göztepe maçında stadın en düşük bedelli ama en yüksek yüreğe sahip taraftarlarının olduğu yer Beşiktaş'ın yeni lokomotif tribünü oldu.Maç boyunca susmadılar. Anlık tepkilerle ilk buluşmayı başarıyla geçtiler. Dün 1 dakika "Kadına şiddete hayır" diyerek susan ve alkışı hakeden tribünlerin takıma ilk maçında gösterdiği sabır da gerçekten çok önemliydi.
(GÜNTEKİN ONAY - HÜRRİYET) Yeni transfer Victor Ruiz, 90 dakika boyunca hemen hemen ‘0’ hatayla oynarken, Vida’nın da yüksek konsantrasyonu savunmada 1 pozisyon dışında Göztepe’ye gol şansı vermedi.Dünkü maçın anahtarı devrenin sonunda gelen gol oldu. Beşiktaş açık konuşmak gerekirse henüz istenilen düzeyde değil.Yeni transfer N’Kodıou ise süratiyle beğeni kazanmasına rağmen maç eksiği yüzünden koordinasyon sorunları yaşadı. Lens’in ise kesinlikle 3-4 kilo vermesi şart. Beşiktaş’ın orta alanda kesinlikle pas kalitesi yüksek, oyun kuruculuk meziyetlerine sahip, 2 yönlü bir futbolcuya ihtiyacı var. Tabii Burak Yılmaz’ın eksikliği de net bir şekilde sahaya yansıyor. Atiba ve Burak, dönünce bazı sorunlar çözülür ancak yine de dünkü ilk 11, şampiyon olacak kaliteye sahip değil.