UĞUR MELEKE - SPOR ARENA | Yaklaşık otuz yıldır futbol izliyorum, ulusal takımımızın şerefli mağlubiyetler dönemine de, Dünya üçüncüsü altın jenerasyonuna da şahitlik ettim. En güzel günleri de, en kötü günleri de gördük ay-yıldızlı formayla. Ancak bana bir gün Türkiye ile Hollanda oynayacak, maçta ilk 1 saat boyunca daha organize olan taraf biz olacağız, Hollanda içgüdüleriyle ve yetenekle, bizse net bir stratejiyle oynayacağız; 46’da 3-0 öne geçeceğiz deseniz, herhalde inanmakta güçlük çekerdim. Ancak dün OlimpiyatStadı’nda ilk bölümde yaşananlar özetle buydu doğrusu.STRATEJi YERiNi KORKULARA BIRAKTIHollanda’nın iyi bir futbolcu nesli, yetersiz bir teknik adamı var. Bu jenerasyonla Koeman, Euro 2020’nin favorilerinden olabilirdi. de Boer’inse bu görevde ömrünün uzun olacağını zannetmiyorum. Dün topa sahip oldular; ancak bizim lüzumundan fazla yaslandığımız 60’la 80 arasındaki bölüm dışında oyunu yönlendiremediler. Maçta 3-0’a kadar harika bir kontratak stratejisiyle oynadık. Önce geriden pasla çıkmayı denedik, presle karşılaşınca Uğurcan sağa uzun vurmaya başladı. 1,80’den kısa sol bekleri ve sol stoperleri karşısında Kenan 3, Burak 2 hava topu aldı ilk devrede. Çağlar liderliğinde iyi savunma yaptık, okay muhteşem oynadı, Çalhanoğlu’yla ikinciüçüncü bölge geçişlerini müthiş yaptık. Ancak 46’da 3-0’ı bulunca şenol Hoca’nın stratejisi, yerini korkulara bıraktı maalesef. Önce 64’te sol kanadı iki beke döndürdük, Kenan sağ açığa geçti. O bölümde sol çizgiye kayan Memphis koridora çevirdi sağımızı. Sonra 79’da Kaan’ı oyuna sokarak beşli savunmaya döndük, sahadaki kaygı dozajını artırdık. Eğer 80’de Enes o frikiği kazanmasa ve Burak olağanüstü vurmasa, kalan 10 dakikanın çok zorlu geçeceği hissediliyordu doğrusu. Neyse ki Burak kariyerinin en iyi maçlarından birini oynadı, Çağlar, Ozan kabak, Uğurcan, Umut, Okay, Hakan hepsi çok iyi yaptılar görevlerini. Elemelere süper bir başlangıç yaptık. Bu yürekli çocuklarla ne kadar gurur duysak az.
ALİ ECE - FANATİK | İlk 11’deki 9 oyuncumuz bizim ligden maalesef daha iyi olan liglerde forma giyiyorlar, kalan ikisi Uğurcan ve Ozan Tufan da isterlerse bu yaz Avrupa’nın 5 büyük liginin iyi takımlarına transfer olabilecek kalibredeler. Bu, bizim saha içinde akıl-duygu, teknik-fizik, savunma-hücum arasındaki ideal dengeyi kurarak eşit ağırlıklı oynamamızı sağlayan bir numaralı faktör. Maçtan önce “Hollanda’yı 4-2 yeneceğiz kabul mu?” desek herkes kafadan tamam derdi. Lakin 3-0 öne geçtikten sonra skorun 3-2’ye gelmesi herkesi tedirgin etti. O 1 dakikada yediğimiz 2 gol tamamen eşit ağırlıklı güçlü oyunumuz yerine gereğinden fazla geriye çekilmemizden kaynaklandı. Şenol Güneş’in ilk 11 tercihi ve 65’teki değişikliklere kadar ki, oyun stratejisi mükemmeldi, tam bir ustalık eseriydi. 65’teki takımı fazla geriye çeken değişiklikleri iyi sonuç vermedi, tabii kenarda formda bir Cengiz veya Ömür olsa değişiklikler de farklı olabilirdi. Skor 3-2’ye gelir gelmez ise Şenol hoca panik yerine yapılabilecek en doğru hamleleri yaparak 65’teki hatasından döndü. Enes’in kazandırdığı faulde Burak Yılmaz muhteşem bir frikik golüyle 3 puanı getirdi.
GÜRCAN BİLGİÇ - SABAH | Sezonun en sıcak döneminde, en sert rakip ile ilk sınavına çıkmak, böyle bir periyotta iyi bir fikstür travması aslında. Olimpiyat Stadı rüzgarı bitirip, kendine özgü soğuğuyla iki takımı da ağırladı. Ve 46'ya kadar maçın "anları" hep lehimize oldu. Burak kaleye çektiğimiz ilk şutu kullandığında, top rakibe çarpıp ağlara gitti. Sonrasında Okay'ı düşürmeleriyle penaltı golümüz geldi. Zor maçı bizim için kolaylaştıran iki hediyeye sahiptik. Top Hollanda takımındaydı ama tabela bizim için ışıldadı. 2. yarıya da golle başlayarak maçı bitirdiğimizi sandık. Ummadığımız bir skorla maçı elimize aldık ama topu yine rakibe bıraktık. Hollandalılar kendi ezberlerinden, sabırlarından, planlarından vazgeçmeden %75'e ulaşan topa sahip olma oranıyla geldiler üstümüze. 4. golü bulana kadar sadece bir kez Ozan ile geçebildik orta sahayı ve ilk kornerimizi kazandık. Nefis mücadele ediyor, direniyor, dikkatli olmaya çalışıyor ve enerjimizi saklıyorduk. Maç, temposuyla oynanıyordu. Bizim ligimizde yere yatıp kalkmayanlardan sonra, dün Olimpiyat'ta "korakor" kalmayı tercih edenleri gördük.Ne vurulmuş gibi bağırıp kendini atan vardı ne de koluna darbe geldiğinde başını tutan... Yine de iki dakika içinde, iki yan toptan, iki gol gedik. Normalde böyle bir durumda "panik düğmesine" basılmasını beklerdik. Yapmadık… Kaptan Burak, günü noktalayan enfes frikik ile 3. golünü attı, son sözün sahibinin kim olduğunu hatırlatan da kurtardığı penaltı ile Uğurcan oldu. Kazanmak önemli böyle maçlarda. Üstelik böyle maçları oynamayı çok iyi bilen bir takıma karşı dört gol attık, üç puanı aldık. Yedi günde üç maç yapılacak, Norveç öncesinde bize beraberliği "iyi sonuç" yapacak bir skor aldık, cebimize koyduk. Genç jenerasyonumuz için yol açık. Hatalarını azaltacaklar, daha akıllı olacaklar, daha doğru yer tutacaklar ve biz onları alkışlamaya devam edeceğiz.
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABERTÜRK | 2022 Dünya Kupası'na katılmaya hak kazanmak için eleme grubu maçları, pandemi dolayısıyla ertelenen Euro 2020'den önceye denk geldi. Şimdi 3 maç oynayacağız sonra da yazın Euro 2020 turnuvasına katılacağız. Bu bile konsantrasyon kaybına yol açabilecek bir durum. Üstelik bu grupta asıl rakiplerimiz Hollanda ve Norveç ile üst üste oynayacağız.Bu şartlar altında yeniden yapılanan Hollanda ile oynamak öyle kolay değil. Ama biz iyi futbolculardan oluşan iyi bir teknik adama sahip bir takımız. Sahaya çıkan 11'imizin 9'u Avrupa'da oynuyordu. Üstelik Fransa-İtalya-İngiltere'de oynayanlardı bunlar. Bir okurumun deyimiyle "Bugünleri de gördük çok şükür.."İşte bu Avrupai takımımız, Hollanda'ya karşı klasik deyimle 'topu rakibe bırakarak' başladı maça. Savunmada iyi dururken kontra kovaladık. Ama golümüz santraforumuzun vuruşu ve şans ile geldi.Ondan sonra oyun tam bizim istediğimiz kıvama geldi. Şahane çıktığımız bir atakta Ozan ile girdiğimiz pozisyon kayboldu ama bastık, topu yeniden aldık ön liberomuz Okay ceza alanında düşürüldü ve penaltı kazandık. 1-0 öndeyiz, kontraya çıkmışız, pozisyon kaybolur gibi olmuş, basıp topu almışız, taç çizgisinde paslaşmalar sonrası ön liberomuza penaltı yapılmış. Bu bile iyi oyun ve özgüvenimizin en büyük kanıtlarıydı.Şahane bitirdiğimiz ilk devrenin ardından 2. yarıya da müthiş başladık. Hakan Çalhanoğlu 3. golümüzü attı, şaka değil daha korner atmamıştık bile. Sonrası lay lay lom giderken 74'de bir anlık dalgınlıktan Claasen golü attı. Olabilir. Lakin 1 dakika sonra yenilen gol olmaz işte. Hem defans hem Uğurcan uyudu. Maç gider gibi oldu imdada mükemmel oynayan; evet oyunu da mükemmel olan golcümüz çıktı. Frikikten hat trick'ini tamamladı. Yine son saniyede gereksiz penaltı yaptırdık; ama 30 saniye önce iyi bir kafa vuruşunu çelen Uğurcan, 2. goldeki hatasını tam telafi edip penaltıyı da çıkardı.Bundan tatlı portakal bulmak zor.Hollanda, uzun zamandır izlediğim 'en az çözüm üretebilen' takımdı. Gruptan çıkamazlarsa şaşırmam hele de Frank De Boer varken. Burak'ın mükemmel oyununa, savunmamızın her birinin harikulade futboluna, ilk kez 'çok iyi' oynayan Umut Meraş'a 3-2'den sonra Kaan ve Enes'i oyuna atan ve Hollanda'ya yeni bir set ören Şenol Güneş'e tebrik ve teşekkür ediyorum.Portakal tatlıydı ama bazı acı sinyaller de vardı.Bir kere Luuk De Jong girdikten sonra pivot santrafora karşı epey zorlandık. 3 gün sonra Haaland ve Sörloth'lu Norveç'le oynayacağız. Bence asıl rakibimiz onlar. Pivot santraforlarla yaşadığımız sorun dışında orta alanda baskı yediğimizde gelip topu alabilecek bir regista yokluğu da acı bir sinyaldi.Umarım ve dilerim ki Norveç'i de yenelim en azından 1 puan alalım. 3 puan alırsak Katar yolu biraz daha net açılır. Başarılar bizim çocuklar.