Ülke puanı neden önemli? - Uğur Meleke |
Türk sporseverlerden, hatta bazen spor adamlarından bile üzülerek duyduğum şu soruya da bir yanıt vermek isterim: Ülke puanı neden önemli?Ülke puanı, bir federasyonun Avrupa kupalarına kaç takımla katılacağını ve o ekiplerin hangi turdan turnuvaya dahil olacağını belirler. Ancak kulüp puanı da o takımın söz konusu turda seri başı olup olmayacağını veya grup kurasına hangi torbadan gireceğini belirleyen parametre. Dolayısıyla bir takımın ilk maçta işi bitirmiş olsa da, rövanşa prestij amaçlı çıksa da alacağı galibiyet sadece ülke puanını değil, kulüp puanını yükseltmeleri için de bir fırsat anlamına geliyor. Dün Fenerbahçe, ülke ve kulüp hanesine 1 puan yazdırmış oldu Kişinev’de.
MERT HAKAN VE iSMAiL YILDIZLAŞTI
İlk maçta 4-3-3 dizilişini tercih eden İsmail Kartal, dün çift ön liberoyla 4-2-3-1’i denedi. İlk maçın sol açığı Tadic, bu kez 10 numara rolünde başladı. Mert Hakan’lı ikinci yarıda Tadic dahil herkesin verimi arttı. Maçın iki yıldızı Mert ve İsmail’in yanı sıra İrfan Can, Samuel ve Batshuayi de öne çıktılar performanslarıyla. Sol açık rolündeki King de çok istekliydi ama bence bazen topla vedalaşmakta güçlük çekebiliyor. Bu da takımının pas hızını kesiyor bazen. (HÜRRİYET)
Tarihe karışan “fobi”!.. - Ercan Güven |
Bu kez sadece ikinci yarıya 4 gol sığdırarak gönüldaşlarına sevinç, rakibe korku veren bir öykü yazdı Fenerbahçe.
Ama gerçekçi olmak lazım!Ne transferin sonu gelip Fenerbahçe şaibeli bölgelerini -mesela orta saha- kusursuz hale getirmişti, ne de Zimbru bizim Süper Lig’i ancak “devre mülk” gibi ara sıra ziyaret edebilecek kalibrenin ötesinde bir ekipti…O yüzden Fenerbahçe’nin Zimbru’yu Kadıköy’de ve Moldova’da ezerek tur atlaması, iyidir/hoştur/şirindir ama şimdilik Fenerbahçeli’nin yüreğine sinmiş bir tek “fobiyi” tedavi edebilir:
Mekan ve zaman ayırt etmeden kendinden bir-iki beden küçük takımlara puan vermek, hatta yenilmek ihtimali!..Yaşanarak öğrenilmiş bir endişeydi. Artık bitti.Belli oldu ki, Fenerbahçe yeni sezonda Ümraniyespor, Giresunspor, İstanbulspor gibi görece zayıf rakiplere bol keseden puanlar hediye etmeyecek… Bu, şampiyonluk adayı bir takım için en az derbiler kadar önemli. Hesap ortada; ikisi ligden düşen üç takıma bıraktığı 10 puan cebinde olsa nerede olurdu sezon sonunda? (MİLLİYET)
Kartal tablosu! - Gürcan Bilgiç |
Bu maça başka bir yerden bakalım. Jesus gelip, antrenmanlara başladığında oyuncu grubunun çalışma isteğine ve taktik disipline olan uyumuna hayran oldu. İsmail Kartal, ona tıkır tıkır işleyen, teknik adama saygı duyan bir kültür bırakmıştı. İki Zimbru maçında gördük ki, yenisi-eskisi, bir saniye bile oyun disiplininden uzaklaşmadan üzerlerine düşeni yapmaya çalıştılar.
İsmail Hoca takıma damgasını vurup, tüm oyuncuların keyif aldığı, ter dökmeyi sakınmadığı, birbiri için koştuğu bir ekip kurdu. Tadic ve Dzeko'nun konuşmaları bir yana, Türk oyuncuların sorumluluk alması ve ellerini taşın altına sokmasıyla nelerin değişebileceğini gösteriyorlar. Fenerbahçe taraftarı "acımasızca (!)" Mert Hakan ve İrfan Can Kahveci'yi linçlerken, İsmail Hoca aslında tribünlerin kalbini bu oyuncuların taşıdığının farkında. (SABAH)
İdman niyetine - Faik Çetiner |
Zimbru amatör görünümlü bir takım. Sahaya sadece gol yemeyelim diye çıkmışlar. İki düzgün pas yapamıyorlar. Düşünün ilk 45 dakika kaleci Altay’a top gelmedi. Crespo sakatlanınca Mert Hakan da oyuna dahil oldu. Ofansif oyuna katkı sağladı. Fenerbahçe’de oyunu tek kale maça çevirdi. Biraz şanssızlık, biraz beceriksizlik biraz da egoistlik yüzünden ilk 45 dakika gol atamadı. “Tek kale maç” ikinci 45 dakikada da devam etti. Gol atmayı bırakın, gol pozisyonuna girmeyi bile beceremeyen Zimbru karşısında Fenerbahçe 10 dakikada 3 gol bulunca, oyun idmanda yapılan çift kale maçlara döndü. (FANATİK)
Mert Hakan etkisi - Serkan Akcan |
Kadıköy’deki 5-0’lık galibiyetin öz güveniyle İsmail Kartal kadrosundaki futbolcuların çoğunu test etme fırsatı da buldu denebilir. Mert Hakan, Fenerbahçe kariyerindeki en iyi sezonunu yaşayabilir. Zira İsmail Kartal ile frekanslarının tuttuğunu söylemek yanlış olmaz. Oyuna girdikten sonra ceza sahasına yaptığı koşular ve taşıdığı toplarla doğrudan istatistik katkısı vermeye aşırı odaklıydı.
Önce Tadic peşinden Batshuayi’ye hazırladığı pozisyonların gol olması performansının karşılığı niteliğindeydi. Zimbru karşısında King’in sol forvetteki performansı göz doldurdu. İrfan Can’ın sağ kenardan içeri devrilerek taşıdığı toplar bir çok tehlikeli pozisyonun hazırlayıcısı oldu. Batshuayi, özellikle ilk yarıda Fenerbahçe’nin dar alan hücumlarında bocalasa da ekmeğini taştan çıkarma becerisini gösterdi, 2 dakikada attığı 2 golle maçın fişini çekti. (FANATİK)