Ali Gültiken - SABAH : Oynayanların ve izleyenlerin keyif aldığı, mücadeleci bir maç olsa da sonuç kimseyi mutlu etmedi. Bu sonuç iki takımı da yarıştan iyice uzaklaştırdı. Öncesi ile sonrasıyla da bir fark yaratamadı. Beşiktaş açısından yine de cepte artı bir şeyler var. Bir derbi maçını deplasmanda kaybetmemek, iyi bir oyun ortaya koymak, deplasmanda iki gol atmak, birçok oyuncusunun mücadele anlamında sahada var olması gibi birçok şeyi söyleyebiliriz.
Bu maçtan Fenerbahçe'ye oranla Beşiktaş başı daha dik olarak ayrıldı. Karşılıklı goller va ama Beşiktaş aleyhine verilen penaltı beni ikna etmedi. Oyunun doğallığı içinde ele çarpan topu penaltı olarak değerlendirmesi çok yerine oturmadı. Ama Beşiktaş'ın yediği golden sonra Josef de Souza'nın liderliğinde direnç göstermesi Batsuhayi'nin, Rıdvan'ın, Pjanic'in ona katılması Beşiktaş'ı sahada daha dik tuttu.
Oyunun güzel tarafı, iki tarafın da açık ve kazanmayı düşünerek oynamasıydı. Tabii bu birçok boşluğu da ortaya çıkardı. Orta alanlar biraz daha çabuk geçildi. Ama ceza sahası önünde iki takım da istediği skor farkını yaratamadı. Beşiktaş biraz daha sakinleyerek ayrılsa da Fenerbahçe başkanı, yönetimi ve teknik direktörü istifa sloganlarıyla maçı bitirirken yeni travmalara doğru da yelken açtı.
Atilla Gökçe - MİLLİYET: Hırçın ve çılgın bir derbi izledik… Oyuna baktık, hakem kararlarına takıldık. Kavga eder gibi çatışanları, gerenleri ve gerilenleri gördük. Yere yatıp dinlenenler de vardı, anlaşılmaz hatalarla takımını zor duruma düşüren arkadaşlarına söylenenler de. Haydi, gelin itiraf edelim: Golleri alkışladık.
Bu maçın kazananı yoktu ama, kahramanı vardı: İddiasız ve sakin görünüşünün altında yürekli, bilgili, becerili oyunu ve çifte golü ile genç futbolculara ustalık örneği verip takımının başını dik tutan Josef de Souza, Kadıköy’den kişisel zaferiyle döndü.
Fırat Aydınus gibi tecrübeli ve uzatmalı bir hakemin verdiği penaltı kararına şaşırdık. O mücadelede top, rakibi ile kendi bedeni arasına sıkışan koluna çarpan Larin, anlayamadığımız biçimde penaltıya (!) neden oldu. Aydınus’un bu kararı VAR’dan da onaylanmış olacak ki bir davet almadı. Yanlış bir karardı bu. O kol vücuttan açık değildi. Rakibinin bedeninden aşağı düşerken Kanadalı’nın koluna çarptı. Larin kolunu hareket ettirecek durumda değildi… İtirazlar boşuna… Mesut, Ersin’i terse yatırarak attı golünü.
Oyuncu değişikliğinde hamleler Beşiktaş’a daha çok yaradı. Can Bozdoğan’la Oğuzhan’ın, Larin’le Güven’in yer değiştirmesi, konuk takımın etkinliğini artırdı. Beraberlik golü de böyle geldi. Sonrasında Ghezzal-Gökhan Töre değişikliği de oyunu tutmaya yaradı. Önder Hoca, başlangıç kadrosunda Necip’i stoper olarak tercih ederken hatalıydı. Kaptanın sakatlanıp çıkana kadar arızalı oynadığını gördük. Montero’yu, ya da sonradan sahaya sürdüğü gibi Serdar’ı baştan tercih edebilirdi. Fenerbahçe’de Berisha-Serdar, Rossi-İrfan Can, Zajc-Mert Hakan değişiklikleri oyunda ve baskıda devamlılığı amaçlıyordu. Eh, bir yere kadar öyle oldu, diyelim…
Önder Karaveli açısından bu maçı rakip sahada yenilmeden bitirmek, geriden gelip beraberliği yakalamak başarıdır. Her iki takım galibiyeti kaçırdığı için üzgün görünebilir. Ama yine de içten içe memnun olduklarını düşünüyorum. Vitor Pereira mı? Kazansa da fark etmezdi. Fenerbahçe camiası “üçlüden vazgeçmediği için” hiç hak etmediği halde silmiş adamı. Bakalım ne kadar dayanacak?
Sinan Vardar - FOTAMAÇ: Beklediğim gibi kalitesiz ama heyecanı yüksek bir derbi izledik. Beşiktaş 90 dakika boyunca baskılı oynadı. Siyah beyazlı takımın coşkusunu görünce 'Bundan önceki haftalar neredeydiniz beyler?' demekten kendimi alamadım. Ghezzal ve Rosier bu sezonki en iyi futbollarını sahaya sürerken Josef de takımın maestrosu görevindeydiler. Josef'in harika hücum yoklamarında iki gol bulması maçın güzellikleri arasındaydı.
Yıldızlar topluluğu Fenerbahçe yanlış transfer kurbanı mı, yoksa takım ruhu oturmamış mı bilemedim ama bu kötü Fenerbahçe karşısında Beşiktaş'ın iki kere yenik duruma düşmesi de kafa karıştıran ilginç bir durumdu. Son iki sezonun en iyi hakemi Fırat Aydınus'ın, Larin'in istem dışı bir şekilde seken topun eline çarpmasına tereddütsüz penaltı noktasını göstermesi futbol vicdanımı yaraladı. Fenerbahçe'nin ikinci golünde Vida geri pasıyla asistiyle öyle bir hata yaptı ki, bu hediyeden öte bir goldü. Böylesine bir tecrübeye yakışmadı.
Beşiktaş'ın ikinci golünde Rıdvan, Josef'e 'al da at' dercesine orta yaptı ki, maçın da kaderini değiştiren isimlerin başında geldi... İşte Rıdvan işte altyapı... Necip'in sakatlanması Beşiktaş için şanssızlıktı ama yerine de Serdar Saatçı'nın girmesi de Beşiktaş'ın doğruları arasındaydı. Pjanic ve Oğuzhan ikisi de büyük yetenek. Pjanic biraz daha Beşiktaş'a ve futbola konsantre olsa keşke.. Oğuzhan'da iki haftadır büyük kıpırdama var. Ona kırgınlığım; futbol yeteneği bu kadar iyi olan bir oyuncunun çok daha fazlasını sergilemesindendir.
Fenerbahçe'de de Mesut Özil'in kariyerine lafım yok ama dün Fenerbahçe'de sahada yıldızı parlayan isim Szalai idi... Maçın hakkı Beşiktaş'ındı. 90+5'te Batshuayi'nin vuruşunda direkten dönen şutundan çıkan ses Beşiktaş semtinden bile duyuldu. Beşiktaş iki haftadır doğru futbolu oynuyor. Önder Karaveli'nin takıma dokunuşları takdir-i şahan... Önder Hoca göreve devam etmeli. Fenerbahçe kulübesi çoktan görevden ayrılmış gibi...
Bilal Meşe - MİLLİYET | Fırat Aydınus’u yıllardır izlerim, öyle büyük hatalı kararlarını pek anımsamıyorum, yani ‘güven’ veren bir hakemimiz... Derbiye atanmasını da hiç yadırgamadım. Hataları yok mu, elbette var... Kart uygulamalarında... Fenerbahçe’ye biraz töleranslı davrandı, kartları ‘rötarlı’ çıkardı! Beşiktaş’a ise ‘pat’ hemen gösterdi!
Gelelim şu penaltıya... Aydınus’un vucüt dilini dikkatle izledim, yani düşen topu Larin’in eliyle düzelttiğine dayanarak beyaz noktayı gösterdi. Ki bana göre asla penaltı değil... Çünkü Rossi’nin kafasından düşen topu Larin görmüyor, hele elle oynama niyeti hiç yok... VAR devreye girdi, pozisyonu inceledi... VAR’da kim var? Hakan Ceylan... Hiç derbi yönettiğini anımsayan, ya da tanıyan var mı?Bence yok! Hadi Süper Lig’de maç yönetti, ya derbi?O da yok... Peki, kardeşim böylesi kritik bir derbide VAR’da ne işi var bu arkadaşın!Hadi oturdun oraya, çağır Fırat Aydınus’ı pozisyonu incelesin değil mi? O da yok!Bu nasıl bir atamadır eyyy MHK! Yazık, hem de çok yazık!
Aslında Beşiktaş derbiye iyi başladı, baskıyla rakibini sıkıştırdı, ama penaltı golü Kartal’a el freni çektirdi, bir süreliğine...Ne var ki Souza, şık bir vuruşla Mesut Özil’in golüne karşılık verdi, skoru eşitledi...Yahu bu Vida uluslararası bir oyuncu değil mi? Aldığı parada gözümüz yok, dünyayı kazanıyor! Peki, oynadığı futbolla, kariyeri aynı doğrultuda mı? Asla.... Adam sakarın önde gideni!Bir değil, iki değil, adamın bu sakarlığı yüzünden Kartal az mı puan kaybetti arkadaş!O nasıl bir geri pastır, asist yapsan daha iyiydi, Ersin de onun kurbanı oldu! Berisha, önünde bulduğu topu filelere gönderdi, takımını yeniden öne geçirdi. Bu ayıpda sana yeter Vida efendi!
İşin özeti, maçın adamı kuşkusuz Beşiktaş’ın tecrübelisi, Fenerbahçe’nin eski tüfeği Souza idi... Hele kafayla attığı gol var ki, ayakla vursanız o kadar sert olmazdı. Sonuç, Pereira’nın koltuğu sallanmaya devam ediyor, gitti, gidecek! Beşiktaş mı?Hiç sağda - solda adam aramaya gerek yok, işte Önder hoca, yardımcısı Serdar Topraktepe... Onların yanına mı, üstüne mi, bilemem o kadar çok Beşiktaşlı teknik adam var ki, hangisini saysak, getirin onları...Yabancıya ne gerek var?
Tabii momentumu belirleyen anlarda önemli olan kolektif akıl: Beşiktaş lehine bu sezonki Vida’ya önlem almak, Mesut Özil veya Fenerbahçe’nin herhangi bir hücum oyuncusuna bile önlem almaktan daha zor! Aslında Hırvatistan çok güzel bir ülke, orta sahaları harika, forvetleri çok iyi lakin Beşiktaş’a gelen stoperleri sağlığıma zarar verdiler. Zaten Beşiktaş’ta bu kadar formsuz ve hataya meyilli Vida yerine oynatılabilecek stoper alternatifi olsaydı daha önceki teknik direktörler oynatırdı. O yüzden Önder hoca, ikinci yarıya Can yerine Oğuzhan’la başladı. En son Sao Paulo’da oynarken bir maçta 2 gol atan Josef, 59’da Rıdvan’ın mükemmel ortasında bir kez daha skoru eşitledi.