Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim, Milli Takım'da yaşananlara dair açıklamalarda bulundu.
Marsilya'da Burak Yılmaz'a yazılan primle ilgili Federasyonun onayladığı kağıtlar medyaya da sızmıştı. Burak'ın priminin daha aşağı olduğu ifade edilmişti? Burak'ın primini yazarken sakatlığı göz önünde bulundurdunuz mu?
Ben yazmadım. Arkadaşlarım yüzdelere vurarak bir kasıt unsuru olmaksızın koymuşlardır. Bir defa, ne olrsa olsun, doğru olsun yanlış olsun, kasıt yoktur. Prim listesinin çıkması bir ayıptır. hele hele bununla yetinmeyip sanki daha evvel çıkmamış gibi benim mukavelemin,kontratımın bir gün evvel futbol fedearasyonu tarafından dikkatle saklanması gerekirken, ne hikmetse sanki ben gayri meşru kazanıyormuşum gibi böyle bir buldum buldum sevinciyle, 24 saat önce yapılanları gördünüz. Bu da bir ayıptır. Çok ayıptır. Daha evvel de böyle bir şey yayınlanmıştı. Biz kimsenin fazla veya az prim almasını hepsinin çok kazanmasını isteriz. Bazen gelip de haketmeyenlere de rica ederiz. Burada hiç bir kasıt yoktur.
Burak'ın ya da Arda'nın talebi oldu mu?
"SESİNİ BİRAZ FAZLA YÜKSELTMİŞTİ BEN DE..."
Burak'ın talebi olmadı. Arda'nın öyle bir talebi olmadı. O sadece Burak'ın hakkını ararken, sesi biraz fazla yükselmişti. Ben de sesini fazla yükseltmememisin istedim.
Arda ve Bilal Meşe olaylla ilgili orada net anlamış olsaydınız, net olarak görmüş olsaydınız Fatih Terim'in tavrı ne olurdu?
Aynı uçakla geri gönderirdim.
Arda için dışarıdan manüpüle edenler var dediniz. Benim idare ettiğim takımlarda böyle Milli Takımı karıştırmaya çalışanlar mı var?
Çok net. Sadece benimle ilgili de değil. Yıldırım Demirören artı yönetim kurulunun veya futbol federasyonunun da onlarla ilgili de düşünceleri olanlar var. Belki benim belki bir başkası üzerinden. Belki dışarıdakilerin içeride müttefikleri de var. Ama böyle bir oyunu görmemesi için insanın...
"YÜZÜME SÖYLESİN"
Arkadaşlar, sorular sorun diyorum ama işi magazine dökmeyin. O zaman... Eğer bir şeyi varsa yüzüme söyleyecek. Yüzüme söylesin. Öyle yok. Varsa öyle bir sıkıntısı kimin varsa yüzüme... Siz de rica ediyorum. Beraber yaşıyoruz bunları. Zaten bir daha söylüyorum. Bazı cümlelerde hiç oralı olmuyorsunuz ama bir şeyi halletmeye çalışıyoruz. Ben buradan giden bazı haberlerin, sizin haberlerinizin başka şekilde aktarıldığını bilecek kadar bu işin içindeyim ama ben sizi hiçbir zaman hiçe saymıyorum, her zaman saygı duyuyorum. Anlatım gereği yükseliyorsam kusura bakmayın, kimin neyi varsa söyleyebiliyorsa gelip yüzüme söylesin.
Takım içinde böyle bir yapılanma varsa neşter vurur musunuz?
Ayak izlerini o kadar net görüyoruz ki; bazısına mantıklı bir açıklama da bulamıyoruz. Bu kavganın kazananı olabilir mi? Herkes kaybeder. Zaten, bazıların istediği de bu. Yani, arkadaşlar dünyanın en büyük oyuncusu olabilirsiniz. Sonuçta oyuncusunuz ona göre davranacaksınız. Biz de başka bir şey beklemiyoruz. Ben, yanlış yönlendirildiklerine inanıyorum. Söyledim, yolu da gösterdim. Bakın isterseniz diye.
Milli Takım'da bundan sonra prim verilmeyecek mi? Bu doğru mu?
Türkiye'de prim mevzuu esasında tekrardan düşünmesi gereken bir yanlıştır. Prim, tabelaya göre verilir. oyuncuya akit yaparken zaten oyunun karşılığı bir bedel ödüyorsunuz. Burada her zaman ki tavrım tabeladan yanadır. Şampiyon olursanız budur. UEFA'ya, Şampiyonlar Ligi'ne katılırsanız budur. Çoğu ülkelerde sadece garanti para vardır. Adama 4-5 milyon Euro veriyorsun, bir de maç başı 30-40 bin Euro veriyorsun. Bana göre bu ikisi de tekrar düzenlenmeli. Milli takım buradan çıkarsa primini alacaktır. Ama ondan evvel bir prim verilmeyecektir.
Milli Takım'da genel süreçte şeffaflık eksikliği olduğunu düşünüyor musunuz?
Arda Turan ve Serdar Gürler Milli Takım'dan çıkarıldı. İki oyuncunun ismi aynı haberde geçti.
"ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERİ KURTARABİLİRİZ DEDİM"
Arda basın toplantısına girdiğinde elinde 4 sayfalık yazı vardı. Gazetecilerin protestosundan dolayı yazılanları okumadığı...
Kendisiyle de paylaştım. Böyle bir şey olmuştur. Bunun karşığı buradan ayrılmak: Bu yapılanın karşılığı kırmızı kart. Kırmızı kartı yedikten sonra sahada kalamazsın. Ama önümüzdeki günleri kurtarabilirz dedim. Arkadaşlarıyla beraber mantıklı bularak bir yazı hazırlandı. Bilal Meşe benim de dostumdur. Sonradan biraraya getiririz, karşılıklı gönüller alınır. Kimse özür diledim kelimesini kullanmadan, özür dilenmiyor ama ona muadil sözler kullanılıyor. O arada başkan arandığına göre herhalde bir şeyler söylendi. Tamam denildi. Arkadaşları da ona güç vermek için, onun yanında olduğunu ifade vermek için izin isterdiler. Ben de tamam girin dedim. O da son anla vazgeçmiş. Benim düşüncem, o spontane gelişmiş bir şey değil. Öyle bir karar aldığını açıkladı. Eğer, bunu kabul etmemiş olsaydı, milli eşofmanla yaptırmazdık. Basın toplantısını yapmasını biz istedik. Ama o bunu tercih etti. Olabilir. Keşke olmasaydı ama herkesin de düşüncelerine ne diyorsa, ben de yaptıklarımın bedelini ödüyorum... Biz onu orada çözebilirdik. İçinde ne vardı. Kimler yazdı, kim yardım etti o bizde.
Arda Turan için de sizin evladı yakıştırması yapılırdı?
"İNSAN SEVDİĞİ KİŞİDEN BUNU GÖRÜNCE ÜZÜLÜYOR"
Ben gönlümü açıyorum. Diyorum ki kırgınıM. Daha ne istiyorsunuz? İçimden kırgın olup başka şeyler söylemiyorum. İnsan çok sevdiği kişiden bazı şeyleri görünce kırılıyor, üzülüyor. İnsan değer verdiği kişiye kırılır. Ben de kırgın olduğumu zaten söylüyorum. 4 defa demişim, demek ki kırılmışım. Bundan doğal insani tepki yok.
Yıldırım Demirören'le ilgili Fatih Hoca ve Arda ile konuşarak bir karar aldık dedi. Sayın Demirören'le sizin duruşunuz arasında fark var. Siz keskinsiniz, o daha yumuşak. Bir sıkıntı olur mu?
Yıldırım Demirören ile benim görüşlerim ayrı olabilir. Ama aramızda hiçbir zaman çok şükür geldiğim günden beri, belki de beklenenin dışında beklenen başka bir şey de olabilir ama biz birbirimize yakın duruyoruz. Aramızda en ufak bir şey olmadı. Benim duruşum belli. Sadece başkan değil, Servet Yardımcı'nın da beyanatı var. Olabilir, onların görüşleri olabilir. Ben beyanatlarının fikrinde değilim.
Yaşananlardan sonra geleceğe baktığımızda Fatih Terim'in geleceğini nasıl etkiler, ayrılacağına dair bir şeyler yazılıyor. Kısa ve orta vadede neler olacak?
Öyle bir çabuk değişen durumlar var ki; ben sorsam sizin zihninizde nasıl? Sayın Yıldırım Demirören ile ilk günden bugüne kadar en ufak bir şey olmamıştır. Birbirimize sırtımızı dönmediğimiz herhangi bir konu olmamıştır. Bazı konularda ayrı da düşünmüş olabiliriz ama birbirimize saygı ve sevgimiz var. Sözleşmem var. gençlere güveniyorum. Ben sorunları çözerim ve buradayım.