Fenerbahçe'den yapılan açıklama şu şekilde:
"Takımımızın, Süper Ligin 24. hafta maçında ortaya konan, maçın sonucuna etki ettiğini düşündüğümüz hakem yönetimi ile ilgili yaşananların ardından gerek Kulübümüzün, gerekse Türk futbolunun menfaatleri adına somut gerçekleri ortaya koyma sorumluluğu ile bu açıklamayı yapıyoruz.
Maçın 75. dakikasında, Ozan Tufan’ın kaydettiği ve 30 saniye içerisinde yangından mal kaçırırcasına “ofsayt” gerekçesiyle iptal edilen, gerek spor yorumcuları gerek Kulübümüz gerekse taraftarlarımızca “nasıl ofsayt olduğuna dair kesinlikle net bir karar verilemeyen” gol pozisyonumuz bir gerçeği açıkça gözler önüne sermiştir.
Bu gerçek; “VAR teknolojisi” adı altında “100% güvenilir” olarak lanse edilmeye çalışılan; ancak yetersiz veya art niyetli ellerin altında aksine manipülasyonların meşrulaştırılma aracına dönüşebilecek olan sistemin sorgulanması gerekliliğidir.
Vurgulamaya çalıştığımız “istikrarsız uygulamalarla manipülasyonun meşrulaştırılması”, bazen bir kırmızı kart pozisyonun veya penaltının es geçilerek “gündemden kaçırılması” bazen de bir ofsayt pozisyonunun “yanlış yansıtılması” olarak tezahür etmektedir.
Bu vesileyle tüm kamuoyuna VAR sisteminin özellikle ofsayt çizgileri noktasında, anlatılan şekilde otomasyona dayanmadığını ve manipülasyona ne kadar açık olduğunu somut örnek ve fizik kuralları ile sunmak isteriz:
1) Öncelikle VAR sisteminin kullandığı çizgi ölçme teknolojilerinden 100% güvenilir ve objektif olanın, sadece kale çizgilerine 90 derecelik dikey açı ile konumlandırılmış kameralar ile çekim ve ölçüm yapılan gol çizgisi teknolojisi olduğunu vurgulamak isteriz.
2) Gol çizgisi dışında ölçüm yapılmaya çalışılan tüm pozisyonlarda, kamera açıları savunmadaki son oyuncuya 90 derecelik dikey açı ile konumlandırılmış olmadığından, bu açılar ile alınmış görüntüler üzerinde çekilen çizgilerin sadece ve sadece bir tahmin modellemesi olduğu fizik kurallarınca sabittir.
3) Bu doğrultuda; pozisyonların ofsayt olup olmadığını belirlemek için çizgiler çekilirken, bir teknolojinin parçası olmayan, tamamen VAR sisteminin başındaki hakemlerin ve teknisyenlerin subjektif seçimlerine ait ve sonuçları direkt etkileyen seçimler ise sırasıyla aşağıda maddeler halinde listelenmiştir:
a) Birçok kamera ile yapılan çekimler arasından, hangi kamera açısı ile çekilmiş görüntüye çizgi çekileceğinin kararlaştırılması.
b) Topla son oynayan hücum oyuncusunun top ayağından veya vücudundan çıkarken tam olarak hangi mili salisede görüntünün durdurulacağının ve çizginin çekileceğinin kararlaştırılması.
c) Hücum edilen kaleye en yakın savunma oyuncusu ve hücum oyuncularının kaleye en yakın topla oynayabilecek vücut bölümlerinin belirlenmesi ve izdüşümlerinin yaratılması.
d) Çizgilerin görüntülere uygulanması
e) Ofsayt pozisyonlarında topa vuruş anı ve oyuncuların tam bu andaki dizilişlerinin eş zamanlı görülebileceği birkaç farklı açılı görüntünün aynı ekran içinde gösterilmesi.
Yukarıdaki maddeler ışığında çok net anlaşılabileceği üzere, VAR teknolojisi ile belirlenen ofsayt çizgileri Türk Futbol kamuoyuna ısrarla lanse edilmeye çalışılan şekilde 100% güvenilir şekilde bir yazılım ile otomatik olarak belirlenmemektedir. VAR sisteminin başındaki hakemlerin ve teknisyenlerin sübjektif seçimleri neticesinde sonuçlar belirlenmekte, onların takdirine göre vuruş anı ve en öndeki uzuv gibi hususlar belirlenmektedir.
Bu noktada yukarıda saydığımız subjektif seçim kriterleriyle ilgili Ozan Tufan’ın atmış olduğu gol ve ligimizde bu sezon içinde öne çıkmış vurucu birkaç örneği resimleriyle paylaşmak ve subjektif seçimlerle kararın nasıl sübjektif kriterlere dayandırılabileceğini göstermek istiyoruz:
Ozan Tufan’ın golünde kamera açısı gol çizgisi kamerası yerine arka bir açıdan tercih edilerek, hem hizalama zorlaşmakta, hem de futbolcuların tüm uzuvlarının görülemediği bir kare kullanılmıştır. Haliyle hangi oyuncunun daha önde bir uzvu olduğu arka görüntüden saptanmaya çalışılarak, en doğru sonuca ulaşmak şansa bırakılmıştır.
- Yine aynı golde bizce hatalı kamera açısından bakıldığında, duran topu kullanan Mesut Özil’in topa tam dokunduğu anın belirlenmesi mümkün değildir. Halbuki neredeyse tüm ofsayt pozisyonlarında ekran bölünerek, eş zamanlı bir görüntüyle topa dokunulma anı da gösterilmekteyken, bu pozisyonda sıra dışı biçimde Mesut Özil’in ayağının topun arkasında kaldığı ve tam dokunuş anının görülemediği bir kare kullanılarak, subjektif bir veri olan VAR hakemi seçimi tek gerçek olarak dayatılmıştır. Bu durum, tüm Fenerbahçeli’lerin akıllarında oluşan soru işaretlerinin sebeplerinden biridir.
- Yine ligimizde Gaziantepspor Stadyumu’nda yaşanan iki hadiseden, birinde Pelkas’ın golü ofsayt gerekçesiyle iptal edilirken, rakip takımın golü bizim ikna olamadığımız VAR seçimleriyle “ofsayt değil” olarak tespit edilmiştir.
VAR sistemine, teknolojinin getirdiği yeniliklere destek verdiğimizi en başından beri pek çok kez vurgulamış; geçen sezonlarda yaşadıklarımıza ek olarak bu sezon Takımımızın VAR eliyle iptal edilen gollerine rağmen herhangi bir tepki ortaya koymamış olmamıza rağmen, Gaziantep maçıyla birlikte dikkatimizi iyice çeken bu standartsız uygulamalar ve Cumartesi günkü maçta yaşananların ardından bu sistem ve bunun idaresini yapan yetkililer hakkında soru işaretleri oluşmaya başlamıştır.
Yukarıda özetlediğimiz olayların görüntülerini bir kez daha kamuoyu ile paylaşarak samimi eleştirilerimize cevap bekliyoruz. Yukarıdaki 3 görüntüye göre, ofsayta tüm kamuoyuna göre en yakın olan pozisyona dakikalarca inceleme yapılarak gol kararı verildiği, diğer 2 pozisyona ise çok hızlı inceleme ve kararlar ile 1 dakika içinde ofsayt kararı verildiği sabit gerçeklerdir. Hatta belki de bir noktalamanın bile önemi olan bu kritik uygulamada, ekli görüntüden de göreceğiniz üzere, Pelkas’ın iptal edilen golünde birbiriyle çelişki yaratacak, en az 4 işaretleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu örnekleme dahi, başta biz Fenerbahçeli’lerin olmak üzere tüm kamuoyunun sisteme güvenini sarsmaktadır.
İşte bu manuel ve subjektif dokunuşlar, VAR sisteminin başındaki kişilerin kimliğini, ilişkilerini ve yakınlıklarını daha önemli kılmaktadır.
Eminiz ki futbol dünyasının içinde adaleti ve hakkaniyeti önemseyen kişiler, şüpheli ilişkiler varsa bunları er ya da geç deşifre edeceklerdir.
Biz adil ve namuslu kişilerin rahatça konuşabilecekleri futbol ikliminin yaratılması için ilk günden beri verdiğimiz mücadeleyi, Fenerbahçe var oldukça sürdürmeye devam edeceğiz.
Bu doğrultuda; Fenerbahçe Spor Kulübü olarak; 2000’li yılların başında bir rakibimizin yöneticisinin dile getirdiği ‘Yan hakemleri ayarlayan, şampiyon olur' sözünün etkilerinin, günümüzde VAR hakemleri düzleminde geçerliliğinin sürmediğini umuyoruz.
Bunun ispat edilebilmesi için, uygulamalarda akıllarda en ufak soru işareti kalmayana kadar toplumu bilgilendireceğimizi ve başta Fenerbahçeliler olmak üzere tüm spor severleri düzenin doğru çalışmasını talep edecekleri donanım ve bakış açısıyla donatacağımızı önemle vurgulamak isteriz.
Futbol camiası yeterli bilgi ve donanıma ulaştığında, bizim rahatsızlıklarımızın her objektif spor severin de bakış açısı olacağına ve o zaman sübjektif dokunuşlara cesaret edenin bu oyunun içinde kalamayacağına eminiz