Selam Ntvspor, selam tenisseverler ve sporseverler. Bir dönem televizyon ve radyosunda birlikte oldugumuz anlara geri döndük. Herkese selam olsun.
Geçmiş dönem turnuva direktörü Paul McNamee ile birlikte çalışma şansı buldugum için Avustralya'nın Avustralya Açık organizasyonuna bakış açısı hakkında yeterince bilgi edinebildim. Dünya spor kamuoyunun gündemine oturan büyük bir organizasyonu sırtlamak çok kolay bir hadise değildir. İstanbul Cup'ta birlikte çalıştığımız o dönemde anladim ki, turnuva direktörlüğü panik atak sendromu yapıyor.
Dünya spor gündemine bomba gibi düşen haberler ve o yaşanmışlıkların perde arkası insanı yıpratıyor. McNamee son derece pozitif bir insan. Öyle olmasa, bu misyonu, vizyonu büyük organizasyonda fazla tutunamazdı. Bence dünyadaki tüm spor organizasyonları arasında çok özel ve spor vizyonu olan bir turnuvadır Avustralya Açık. Ve daha ilk günde benim bu düşüncemi doğrular bir atmosferde başlattılar turnuvayı.
Evet Avustralya Açık tüm dünyanın gözü önünde Aborjinlerin savaşçı karakterine yakışan bir duruşla, bu turnuvanın sadece ünlü tenisçilerin raket salladığı bir turnuva olmadığını dunyaya gösterdi. Dünyaya baş belası olan koronaya karşı, korkmadan, akıllıca kararlar alarak başlattılar turnuvayı. Dünyadaki tüm spor organizasyonları koronadan tırsıp trübünleri sporseverlere kapatırken, onlar aklını kullanıp açmayı tercih etti. Sporun bir yaşam savaşı, yaşam mücadelesi oldugunu gösterdi. Kortta yapılan o mücadelelerin, bir show olmadığını, soyunma odasında, kortlarda ne gözyaşları, ne acılar, ne sakatlıklar ve ne büyük mutluluklar yaşandığını dünyaya anlatmayı tercih etti. Işte bu ruh turnuvanin oynandıgı Victoria eyaletinin spor bakanının dik duruşu sayesinde, gerçek bir spor organizasyonuna dönüştü. Ilk alınan karar tüm sporcu ve kafilelere uygulandı.
Turnuvadan 15 gun önce gelip karantinaya katılma zorunluluğu. Sonra, tüm baskılara rağmen, tribünlere günlük 30 bin seyirci alarak başlandı. Planları, finallere kadar böyle devam edip bu rakamı 25 bine düşürmekti. Ancak İngiltere'den ciddi bir müdahale geldi ve devreye eyalet Başbakanı Daniel Andrews girerek trübunleri 5 gun süre ile seyircilere kapattı. Ve basına verdiği demecin bir cümlesinde alınan kararın ciddiyetini şöyle ifade etti: "Tenisin buna nasıl uyum sağlayacağını bilmiyoruz. Spor etkinlikleri bir işyeri görevi görecek, eğlence yeri olmaları şu an için mümkün değil"
Altını çizmem gereken cümle şu. "Spor etkinlikleri bir işyeri görevi görecek" Evet sporun bir iş yeri ve işinin de toplum sağlığı olduğunu hatırlattı bize Avustralya Açık. Yıllar önce "Spor İlaçtır" diye açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü gibi. Bu açıklamasından başka hiç bir şeyini de beğenemedim bu örgütün...
Maçlar ne mi oldu?! Çok şey oldu. Her yıl gibi bu yıl da onlarca sürpriz yaşandı. Serena'yı yenen Naomi Osaka ile Jennifer Brady kadınlar finalini oynayacak. Djokovic elemelerden gelip büyük heyecan yaratan Aslan Karatsev'i yenerek finale kaldı. Medvedev ile Tsitsipas, diğer final adayları olarak acayip bir maça imza atabilirler. Yani maçlar gelip geçiyor. Kortta kalan sporun insanlara kattığı deger. O da sporun işi ve toplum sağlığı görevi...