Busenaz Sürmeneli, Trabzonspor dergisinin 168. sayısında yer alan röportajında, özel hayatından ailesine, spor yaşamı ve okul hayatından hedeflerine kadar birçok konuda bilgi verdi.
Çocukluğunda futbolla ilgilendiğini belirten Busenaz, Bursaspor’un kadın futbol takımı seçmelerine katıldığını ancak babasının işlerinden dolayı Trabzon'a taşınmak zorunda kalınca teyzesinin eşinin desteğiyle boksa başladığını aktardı.
İlk olarak yıldızlar kategorisinde düzenlenen Türkiye Şampiyonası'na katılarak şampiyon olduğunu anlatan Milli Boksör, "Aynı yıl milli takıma davet edilip Macaristan'da düzenlenen Yıldız Kadınlar Avrupa Birliği Ülkeleri Boks Şampiyonası'na katıldım ve burada ikinci oldum. Finalde İngiliz rakibime 2-1 yenilmiştim. O mağlubiyet beni çok etkilemişti. Sürekli o maçı ve rakibimi düşünüyordum. Yeniden o rakiple karşılaşabilmek için sabah akşam dua ediyordum. Hatta rakibimin fotoğrafının çıktısını alıp evde dolabıma asmıştım. Sabahları uyanıp antrenman yapma konusunda isteksiz olursam hemen o fotoğrafa bakıp kendime geliyordum. Zaten fotoğrafın altına, 'yenmek için uyan' yazmıştım. Çok hırslı biriyim. Kafama koyduğumu da mutlaka yaparım. Bu şekilde sürekli antrenman yaptım. Çok çalışarak yine 2013 yılında Bulgaristan'da yapılan Yıldız Kadınlar Dünya Şampiyonası'na katıldım. Kura çekimi gerçekleştiğinde ilk rakibimin üç ay önce yenildiğim İngiliz boksör olduğunu öğrendim. Çok mutlu olmuştum. Maçı da 2-1 kazandım. Sonrasında da tüm rakiplerimi mağlup ederek şampiyonluğa ulaştım." ifadelerini kullandı.
Türk kadın boksunda dokuz yıl sonra Dünya Şampiyonası'nda Altın Madalya almasını da değerlendiren Busenaz, "Limitlerimi sonuna kadar zorladım. Sadece fiziksel değil aynı zamanda psikolojik olarak da çok zorlu bir süreçti. Benim için çok önemli bir şampiyonaydı. Kafilede yaşı en küçük olan sporcu bendim. Turnuva boyunca önemli rakiplerle toplamda beş maç yaptım. Sonunda şampiyon olunca etrafımdaki insanların mutluluğunu gördüm. Takım arkadaşlarım ağlıyordu. İstediğimi alana kadar durmam. Benim kitabımda kaybetmek asla yok. Kaybetsem bile hemen ayağa kalkar şükreder ve yoluma devam ederim. O başarıya eninde sonunda ulaşırım." ifadelerini kullandı.
Milli sporcu, Çinli rakibi Liu Yang'ı yendiği ve şampiyon olduğu maçın ardından gözyaşlarına hakim olamayarak Barış Pınarı Harekatı'nda görev yapan Mehmetçik'e asker selamı gönderdiği anı da anlatarak şunları kaydetti:
"Barış Pınarı Harekatı'nın ülkemiz için ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Maça çıkmadan önce hocamla yaptığımız motivasyon konuşmasında konu tamamen bu harekattı. Hocam, şehitlerimiz, askerlerimiz ve Mehmetçik için dövüşmem gerektiğini vurguladı. İlk iki raund normal bir şekilde geçti. Cahit hoca, üçüncü raund öncesi köşeme geldiğimde, 'Onlar için savaşacaksın, söz ver bana.' dedi. Sözümü verdim ve ayağa kalktım. Dövüşmeye başlayınca yine hocamın sesini duydum. 'Askerlerimiz için savaşacaksın.' diye bağırıyordu. O ses kulaklarımda çınladı ve devamında raundun nasıl geçtiğini hatırlamıyorum. Arkadaşlarım maç sonrası beni ilk kez öyle saldırgan gördüklerini söylediler. Maç bitince de ister istemez duygu boşalması oldu. Aklımdan yaşadığım sakatlık, vatanım, milletim, askerlerimiz, hazırlık antrenmanlarında yaşadığım zorluklar geçiyordu. Ağlayarak asker selamı verdim. Sonrasında askerlerimiz de bana selam göndermiş. Onların görüntülerini izlerken bir kez daha ağladım. Barış Pınarı Harekatı'ndaki askerlerimizin ve buradaki Türk halkının yüzünü biraz olsun güldürdüysem ne mutlu bana. Allah askerlerimizin ayaklarına taş değdirmesin."
Busenaz Sürmeneli, şampiyon olduğu maç sonrası kendisini ilk arayanın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve bakanlar olduğunu belirtti. Milli sporcu, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve bakanların kendisini tebrik edip çok güzel ifadeler kullandıklarını kaydetti.
Milli boksör, annesinin de gençliğinde tekvando ile ilgilendiğini bu nedenle kendisini ve kardeşlerini spora teşvik ettiğini vurgulayarak, "Sabahları antrenmanlar için bizi kaldırır ve kahvaltımızı hazırlar, arabayla dağa götürür ve yüksek rakımda koşmamızı sağlardı. Bazen eline saati alır, koşu sürelerimi bile ölçerdi. Üzerimde büyük emeği var. Babam ise ilk zamanlar bana zarar gelir düşüncesiyle boks yapmama karşı çıkmıştı ama zamanla içi rahatladı ve destek vermeye başladı. Maçlarımı kaçırmazlar. Hatta annem mahalledeki arkadaşlarını toplar ve grup halinde müsabakalarımı izlerler." ifadelerini kullandı.
Yapacağı maçın provasını antrenmanlarda defalarca tekrarladıklarını anlatan Busenaz, "Maç günü tartı sonrası dinlenip maçtan 5-6 saat önce yemeğimi yiyorum ve beklemeye başlıyorum. Maçın ısınmasını ise genelde kulaklıklarımı takıp motive edici müzik eşliğinde kendim yaparım. Maça çıkmadan mutlaka dua eder ve küçük bir adak adarım. Bunlardan biri eksik olsa içim rahat etmez. Maç içinde ise genel olarak antrenörümü dinlerim ve onun verdiği taktiklerle hareket ederim." şeklinde konuştu.
Tempolu bir şekilde yumruk attığı için kendisine "makine" lakabının takıldığını ifade eden Busenaz, eğitim hayatında Trabzon Üniversitesi Beden Eğitimi Bölümünü tamamladıktan sonra yüksek lisans yapmayı düşündüğünü aktardı.
Hak ettiği noktaya gelebilmek için yaşadığı zorluklardan da bahseden Busenaz Sürmeneli, "Hala bu zorluklarla karşılaşıyorum. Dünya şampiyonu olmama rağmen, 'boks erkek sporudur, senin ne işin var bu sporla git örgünü ör' gibi yorumlarla karşılaşıyorum. Bazı şeylere engel olamıyorsun. Onlara inat çalışmaya devam ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.