Fenerbahçe Yöneticisi Alper Pirşen, kulüp televizyonunda TFF'nin kararına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Alper Pirşen "Kararları görünce iyi bir gün geçiremiyoruz. Çok üzgün ve kızgınım. Kararın gerekçesi de geldi. İnceledik. Tahkim Kurulu'na başvuracağız. MHK'nin gerekçesini okuduğumuzda dehşete düştük. Görüyorum ki; hatalarının farkında değiller ve düzeltme biçimleri bile daha büyük hata. Bu bir kural hatasıdır, iddiamızda hala ısrar ediyoruz. Son noktaya geldik, öfkemiz en üst noktada. Hakemler, kuralı bilme tenezzülünde bile bulunmuyorlar. Bu hakem hatalarında, son noktaya geldik. Fenerbahçe'nin bugün sahada en az 10, belki 15 puanı gasp edilmiştir. Verilen penaltılar, verilmeyen penaltılar, sayılan goller, sayılmayan goller... Yarışmada gerçekten ciddi bir dengesizlik yaratılıyor. Yöneticiler olarak bir yere kadar dayanıyoruz ama biz ve taraftarlar, bir yere kadar dayanabileceğiz. TFF, hakem camiasına çekidüzen versin. Bu baştan kokan hakemlerin tek tek temizlenmesi lazım. Tahkim Kurulu'nun gerekeni yapacağını ve bu kararın düzeltileceğini umuyorum" dedi.
“Herkese iyi günler diliyorum. Şu kararları gördüğümüz zaman iyi bir gün geçirebilir miyiz bilmiyorum. Tüm taraftarlarımız gibi ben de hem çok üzgünüm hem de çok kızgınım. Kararın az önce gerekçesi de geldi elimize. İnceledik, ilk tespitlerimizi yaptık. Gün içinde Tahkim Kurulu’na başvurumuzu yapıyoruz. En kısa zamanda Tahkim Kurulu’nun karar vermesi için tüm girişimlerimizi yapacağız. Burada şöyle bir alışkanlık var; MHK görüşünün dışına çıkılmaması yönünde yıllardır bir uygulama var TFF yönetim kurullarınca. Kural hatası olduğunda MHK’yi kaba tabirle ofsayta düşürmemek için ne derse kabul eden bir uygulama, bir anlayış var. Bunun tek istisnası Beşiktaş’ın başına daha önce gelmişti. Kasımpaşa-Beşiktaş maçında bir kural hatası gerçekleşmediğine dair MHK’nin görüş vermesine rağmen maç yönetim kurulu kararıyla tekrar edilmişti. Onun dışında benim hatırladığım TFF tarihinde bunun aksi yönünde bir uygulama yok. Dolayısıyla yöneticileri burada bir miktar eleştirebilirim ama esas aslında MHK’nin gerekçesini okuduğumda gerçekten daha da dehşete düşüyorum. Birkaç gündür kuralların yeterince iyi bilinmediğiyle ilgili vurgular yapıyordum ama görüyorum ki gerçekten geçen tüm süreye rağmen hatalarının daha farkında değiller ve düzeltme biçimleri bile aynı şekilde daha büyük bir hata olarak göze çarpıyor.
Şöyle ki; gelen gerekçeden hızlıca birkaç önemli kısma değinmek istiyorum. Biz hem başvurumuzda hem de geçtiğimiz günlerde medyaya yansıyan beyanatlarda şunu vurgulamıştık: Konu oyuncunun ofsayt olup olmaması değil, orada hakem yorumu devreye girer ki bizce pozisyon penaltı. Bunun örneği 2 sene kadar önce Tottenham-Arsenal maçında gerçekleşmişti, o örneği de verdik. Pozisyonun nasıl sürdürülmesi gerektiğiyle ilgili görüşümüz hala aynı, penaltı ama konu kuralın yanlış uygulanması. O da nedir? Kural bu tip bir pozisyonda sadece ofsayt çizgisi çizilerek karar verilemez, mutlaka hakemin saha içi kontrol dedikleri OFR (on-field review)’yi bizzat gerçekleştirmesi lazım. Yani taraftarların hep ‘VAR’a gitsene’ dediği şey aslında OFR (on-field review) olarak adlandırılıyor. Hakemin gelip küçük bir monitörden pozisyonu izlemesi ve kendi süzmesi gerekirken bu işlemi VAR hakemi kendi kendine yaptı, ofsayt çizgisi çizip ‘bu pozisyon ofsayt’ deyip işin içinden çıktı. Şimdi gelen gerekçeli kararı okuduğumda daha da dehşete düşüyorum. Kuralda açıkça hakemin bu incelemeyi yapması gerektiği, mecbur olduğu yazmasına rağmen başka bir kurala atıf yapmışlar. Şunu diyorlar; ‘Çok açık ofsayttı o yüzden VAR incelemesi kafiydi.’ Arkadaşım çizgi bakımından açık ofsayt olduğunu biz de anlıyoruz. Konu bu değil. Konu ofsaytın yorumlanması noktasına sıkışıyor. Bu da orta hakemin yani müsabakanın baş hakeminin karar vermesi gereken bir konu. Biz bu inceleme yapılmalı diye kural hatası diyoruz. Günlerdir konu ‘penaltı mı değil mi’ye indirgendi. Ama aslında bizim başvurumuzun temeli başka bir şeydi. Bunu tekrar etmek istiyorum.
Maalesef halkımız okumuyor. Sadece başlıklarla hareket ediyor. Tekrar ediyorum, hakemin bizzat izlemesi, süzmesi ve ona göre penaltı veya değildi demesi gerekiyordu. Bu işlemi yapsaydı vereceği karar hakem hatası olurdu. Bu işlemi yapmadığı için sadece VAR hakeminin beyanatıyla hareket ettiği için bu bir kural hatasıdır. Hala ısrar ediyoruz bu iddiamızda. Bu arada hem medyada hem futbolseverler arasında ciddi bir bilgisizlik var. Geçtiğimiz günlerde duayen diyebileceğim gazetecilerin ve hakem yorumcularının yazdıklarını okuduğumda kuralları yeterince okumadığını ve güncellemeleri takip etmediklerini görüyorum. Bu beni çok üzüyor Türkiye’de yanlış bir kamuoyuyla, yanlış bir algıyla maalesef hükümler verilebiliyor, insanlar eleştirilebiliyor veya insanlar bazı dertlerden kurtarılabiliyor. Mesela ‘2019 yılında böyle bir şey olmuştu, o zaman olmamıştı’ vs. diyorlar. Bakın bu kural kitapçığında 2020-2021 sezonunda bu tip durumların mutlaka ve mutlaka orta hakemin OFR denetimine tabii olduğu yazıyor. Daha önce tavsiyeymiş, yüksek tavsiye olarak yazılıyor. Bu sene o yüksek tavsiye maddesi üzeri çizilmiş hatta kural kitapçığında da en öne çıkarılan değişikliklerin başında geliyor. Şunu diyor; ‘orta hakem incelemesi lazım. Burada da ofsaytta müdahale diyor, tam da bizim olayımızı değerlendiriyor. Burada inanamadığım bir şekilde MHK görüşünde hala ve hala ‘açık bir ofsayt olduğundan hakem incelemesine gerek görülmemiştir’ gibi ifadelere yer alıyor. Bu bile bilgisizliğin ne seviyede olduğunu, kuralın halen bilinmediğini, aradan geçen günler ve saatlere rağmen halen okunup anlaşılıp ayıbın da örtülemediğini gösteriyor. Ayıbın örtülmesine gelince önemli bir şeyler daha söylemek istiyorum. Yine MHK görüşünde öne çıkarılan ve Yönetim Kurulu kararında öne çıkarılan yerlere bakıyorum, bu gerçekten çok ayıp bir şey. Her şey ek raporlarla düzeltilmeye çalışılıyor. Hakemin sıcağı sıcağına veya gözlemcinin, temsilcinin sıcağı sıcağına yazdığı raporlar bakıyorlar ki problem yaratacak defaatle ek rapor alınıyor bu insanlardan. Bu yeni bir ayıp örtme yöntemi oldu maalesef, çok üzülerek görüyorum. Bu geçen sene de başımıza geldi. Bakın beyler bu şekilde ayıp örtülmez, zaten örtemiyorsunuz. Kuralı bilmediğinizin açık bir ispatı olarak yazdığınız gerekçeler hala gülünç! Türk futbolunun geldiği nokta zaten bu bilgisizlik ve liyakatsizlikten kaynaklanıyor. Gerçekten haliniz içler açısı. Sonra herkes birbirini suçluyor, ‘niye futbol bu kadar kötü?’ diye. Bir kere başta hakemlerimiz çok kötü, bunu kabul edelim. Bunun için belki ceza verirler bana TFF’den ama hiç umurumda değil. İnanın bana hakemlerimiz çok kötü, sahada oynanan futboldan bu kural hataları veya maçlardaki kritik hakem hatalarına kadar her türlü, vaka her hafta öne çıkıyor. Herkes futbola karşı güvensiz, bunun en temel sebebi de hakem ve hakem camiasıdır. Bu da 20-25 yıllık birikimin sonucudur. Bunu da söylemem lazım. Bakın bu sezon tek kural hatasızlığı değil, 2 ay önce yanılmıyorsam şubat ayındaydı, Samsunspor-İstanbulspor maçında tabii 1.Lig olunca gözden kaçtı, hakem oyuncuya ilk sarı kartını göstermesine rağmen ikinci sarı kartla oyundan atıyor, sonra yine aynı uygulamalarla yani ek rapor alma yöntemleriyle ayıp ortadan kaldırılıyor, ‘ya ben aslında doğrudan kırmızı kart gösterdim’ gibi hakem olayı döndürüyor. Niye maç iptal olmasın diye, bütün dert bu. Aman kimse üzülmesin, aman kendileri eleştirilmesin. Arkadaşlar, bazıları yanacak ki bu sistem düzelecek. Bu şekilde hep ayıp örterek, birini kollayarak yani bu insanlar da futboldan gelir elde eden insanlar, ciddi sorumlulukları var, çok büyük de bir ekonominin tam kalbinde oturuyorlar. Kusura bakmayın ama bu kadar hatayı, bu kadar iş bilmezliği kaldıramaz bu sistem. Ondan sonra da futbola karşı ilgisizlik ve güvensizlik başlıyor. Zaten balık baştan kokar. Bu bilgi ne kadar biliniyor bilmiyorum ama yalan derlerse çıksınlar yalanlasınlar. FIFA kokartı için başvurup, FIFA’nın VAR eğitimlerinden, sınavından geçemeyen şahıs şu anda Türkiye Futbol Federasyonu’nun VAR koordinatörü. Yani orada FIFA’da VAR sınavlarını geçemeyince bu istifa ediyor, hakemliği bırakıyor ve gelip VAR koordinatörü oluyor. Şimdi o koordinatörün elindeki VAR hakemlerinden doğru bir uygulama bekliyoruz. Ve halen yaptıkları savunmalar da gülünç.
Bunun teknik detaylarını merak eden gazeteci arkadaşlar ararlar, hepsiyle tek tek konuşurum, tartışırım. Gerçekten teknik konular ama biraz okumaya, biraz da gerçekten kafayı yormaya bakar. Hiç ilgilenmezseniz yanlış bilgilerle ortalıkta insanları maalesef yanlış yönlendirirsiniz. Hakem camiası gerçekten iyi bir noktada değil. Eğer böyle giderse önümüzdeki sene, nasıl ki futbolcularımızın yetersizliğini gittik yabancı futbolcular getirerek, örttük. Yabancı hakemlerin de artık ciddi ciddi gündeme gelmesi lazım. Bu insanlar Türkiye standartlarında çok ciddi paralar kazanıyorlar ama işlerini layıkıyla yapmıyorlar maalesef üzülerek görüyorum. Kuralları bilmek tenezzülünde bile bulunmuyorlar.
Bunun dışında bu hakem hataları, artık son noktaya geldik. Sinirimiz, öfkemiz belki en üst noktada. Yıl içinde dönem dönem belirli konularda konuştuk ama Fenerbahçe’yi bir sürü konuda eleştiriyorlar. Futbolcu, teknik adam vs. Fenerbahçe’nin bugün sahada en az 10 belki 15 puanı gasp edilmiştir hakem hatalarıyla, hem de çok bariz hakem hataları ile. Verilen penaltılar, verilmeyen penaltılar. Sayılan goller, sayılmayan goller. Yarışmada gerçekten ciddi bir dengesizlik yaratılıyor. Taraftarda bize ‘masaya yumruğunuzu vurun’ sanki yumruğu vurduğunuzda masada 20-25 yıllık hakem camiasını sanki bir anda sıfırlayabiliriz gibi bir algı var. Artık bu isyan, yöneticiler olarak bir yere kadar dayanıyoruz, dayanıyoruz ama taraftarda bizde bir gün duramayacak noktaya geleceğiz. TFF hakem camiasına çeki düzen versin. Baştan kokan balıkları tek tek temizlemesi lazım. Bu karar üzerinde de Tahkim’in gerekeni yapacağını, yapacağımız hukuki detaylı açıklamaları değerlendireceğini, bu kararı düzelteceğini umuyorum. Bence artık konu teknik noktadan biraz daha hukuk noktasına kaymış halde. Çünkü üzerine tartışılan konu biraz daha hukuki konu. Bu tartışmayı Tahkim nezdinde yapacağız. Bir duruşma isteyecek, ben de gidip bilgi aktarımı yapacağım. Taraftarımız inanmaya devam etsin. Bir yandan da maçlar oynanmaya devam ediyor. Gereken her şey yapılacaktır.
Son olarak bir şey daha eklemek istiyorum. Bu sene ortaya çıkan ciddi hakem sıkıntıları, Fenerbahçe’nin giden puanları, sahada ucu ucuna bir sürü kaybedilen puan, dönem dönem takımın da kötü futboluyla belki arka planda kalan hatalar. Bakın sezon başında ‘Rıdvan Dilmen’ sezonu denildi. Klasik bir yakıştırmadır, ‘fenerasyon’ dendi. Hep sezon başlarında Fenerbahçe aleyhine hep bu yakıştırmalar yapılır. Sezon sonunda da Fenerbahçe şampiyon olmadığında herkes susar, kıs kıs güler ve gider. Bu, bundan sonra daha ilk günden ağır bir şekilde cezalandırılmalı. Bu tip manipülatif hareketler cezalandırılmalı. Görüyoruz ki sahada hiçbir zaman Fenerbahçe lehine bir şeyler olmuyor. Biz zaten kayrılmak istemiyoruz. Belki taraftarlarımız tarafından da eleştirilebiliyoruz. Fazla çirkinleşmeden davranmaya çalışıyoruz, kayrılmak istemiyoruz ama bu kötü futbol yönetimini de hak etmiyoruz. Fenerbahçe olarak doğruları yapmaya çalışıyoruz. Ekonomik olarak birçok şeyi doğru yapmaya çalıştık. Futbol takımına olabildiğince çeki düzen verdik ama karşılığında bu kadar kalitesiz bir hakem yönetimi, kurallardan bihaber insanlarla muhatap kalmak istemiyoruz.”