İşte Metin Sipahioğlu'nun açıklamaları:
Cumartesi günü oynanan Galatasaray maçından sonra başkanımız açıklama yaptı. 48 saat sonra resmi sitemizden VAR'dan skor nasıl etkilenebilir yönünde bir açıklama yaptık. Bu yaklaşımımız yeterli olmadığı için bazı taraftarlardan tepki aldı.
Galatasaray yönetimi ise maçtan sonra başkanlarının yaptığı açıklamayı ayrı tutuyoruz. Hafta içi Pazartesi'nden Cuma gününe kadar tam 5 kez konuştular. Başkanları, başkan yardımcıları... Konuştukça konuştular. Biz buna yanıt vermedik. Önemli bir maçımız vardı. Ona odaklandık ve kazandıktan sonra bu açıklama yapıp yapmamayı çok düşündük. Ancak spor kamuoyunda çamur at izi kalsın mentalitesinin yer tuttuğunu gördük. Onun için geçen hafta Galatasaray Başkanının yaptığı tüm iftiraları ve yalanları somut delillerle kanıtlamak için buradayız. Programın ilk bölümünde bu yalanları kanıtlayacağız. İkinci bölümde hakem hatalarını açıklayacağız.
"BİR CAMİAYA İNANILMAZ İFTİRALAR VAR"
İlk haksız ithamlarından başlıyoruz. Ortada çok ciddi bir suç var. Bir camiaya inanılmaz iftiralar var. Bu seviyeyi kendileri yarattı. Biz bu programı yapmak zorunda kalsın, bunu herkes bilsin.
"Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'e akreditasyon kimliği soruldu mu?" sorusunun ardından, Galatasaray TV'de ağırlanmayla ilgili yapılan "Başkanımıza akreditasyon kartı soruldu" yönündeki yorumlar yayımlandı.
Görünütüler sonrası Metih Sipahioğlu, şöyle konuştu:
1. Hem yalan söylüyorlar hem de bilgisizler. İstanbul'daki ya da Türkiye'deki tüm stat protokolleri Gençlik ve Spor Müdürlüğüne aittir. Onlar onaylar veya onaylamaz. İstanbul'daki tüm statlarda Gençlik ve Spor Müdürlüğü tüm hakların sahibidir. Gittiğimiz herhangi bir deplasman maçında listeyi yaparız ve Ankara'ya göndeririz. Spor Bakanlığı listeyi onaylar ve oradan Gençlik Spor İl Müdürlüğü'ne gönderir. Oranın yetkisi bizde değildir. Orada kötü bir muamele yok ama olsa bile bu kulüpleri bağlamaz. Burada bir ayıp varsa ki, -kesinlikle yok- orada herhangi bir yanlış varsa bu kulübe ait değildir.
Gençlik ve Spor Müdürlüğü de zan altında kalmasın. Müthiş ağırlamışlar. İsim listesine bakılmadan Mustafa Cengiz ve yanındakiler içeri alınmış. Hakikaten insan bu görüntülere bakınca utanır. "Acaba birileri ayıp mı etti?" diye baktık. Başkanımız da bunu sordu. Bu kadar rahat içeri giriş, hiç kimsenin ismine bakılmaması. Herkes içeri girmiş. Galatasaray Kulübü'nün yalanı somut görüntülerle şimdi çürütmüş olduk. Maalesef hepsi yalan. İnsan diyecek söz bulamıyor. Koca, kanıtlı bir yalan.
"ŞİFRE 1907" KONUSU
Söyledikleri ikinci yalan da "Her 1907 diyeni içeri aldılar" şeklindeydi. Herhalde yönetimleri ve başkanları fazla film izliyorlar. Şifre 1907 nereden akıllarına geliyor? Başkanlarının bizzat böyle bilgilendirilmesi de ciddi bir hata. Teorik olarak 1907 ile protokol tribünü yan yana. O gün iki tür misafirlerimiz vardı. Bir Gençlikk ve Spor Müdürlüğü'nün misafirleri diğeri de 200 kişilik davetlilerdi. Gelenler protokol dediklerinde protokole, tribüne gelenler ise tribüne yönlendirildi. Tribüne gelenler yoğun güvenlikle ve HES koduyla oraya alındı.
Mustafa Cengiz, Şifre 1907'yi söylüyorsa o büyük hata yapıyor. Yönlendiren varsa onlar da hata yapıyor. Sadece bizim stadımız değil hiç bir tribüne şifreyle kimse alınamaz. Oraya gelenlere hangi tribüne geldikleri soruldu. 1907 tribününe gelenlere listeden bakıp içeri alındılar. Teker teker ilk başta isim kontrolü yaptırıldı. Daha sonra HES kodları soruldu. Sorun olan stada giremedi. Şifre 107 olsaydı, 200-250 kişi değil 200-250 bin kişi kuyruk oluştururdu.
Maalesef Mustafa Cengiz, çocukça diye bir tabir kullanmış ama kamuoyu kimin çocukca ifadeler kullandığını biliyor. Kanıtlarıyla ortaya koyduğumuz bu da ikinci yalandı.
"YUSUF GÜNAY SÖZLERİNE DİKKAT ETSİN, BURADAN CİDDİ BİR ŞEKİLDE UYARIYORUZ"
-3 bin taraftar vardı sözleri için-
Bu da ayrı bir yalan. Bakalım kim 3 bin yalan söyleminde bulunmuş.
(Galatasaray TV'deki seyircisiz maçı yaklaşık 3 bin taraftar takip etti yazısı ile Galatasaray Başkan Yardımcısı Yusuf Günay'ın "Sahaya 3 bin kişi getirildi. Sağlık çalışanı adı altında militan" sözleri ekrana getirildi)
Sözlerine çok dikkat etsin. Militanın ne demek olduğuna ve Fenerbahçe taraftarına böyle kelimeler kullanmaya kimsenin hakkı yok. Buradan kendisini uyarıyoruz. Bu söylemler olayı farklı bir yere götürür ve onun altından kalkamazsınız. Bu iş tehlikeli yerlere gidiyor. Galatasaray başkan yardımcısının bu söylemleri çok tehlikeli. Ben burada taraftar kimliğimle olsam farklı şeyler söylerdim. Bu kelimeleri söyleyemeyiz. Yusuf Günay'ı buradan Fenerbahçe olarak ciddi bir şekilde uyarıyoruz.
Gelelim 3 bin taraftar yalanına...(Galatasaray Başkanı Mustafa Cengiz'in "Üst her taraf doluydu. Oldu 1500 kişi" sözleri ekrana getirildi) Alt tribün ve protokol bomboş. Üstteki blokta bir nebze insan var. Yaklaşık 250-300 kişi var. Üst tribünde Fenerium Tribü'nün üstü de bomboş. Kenarlar bomboş. Diğer localar da doluydu derseniz, maraton tribününde de bizim iki tane loca çeşidimiz var. Üst locanın önünde pankart var. Alt localarda da beyaz brandalar var. Localar açık da değil. Kapalı localar var. Tribünün üst ve alt taraflarında bir reklam var. Locaların olduğu yerlerde insan yok. Maraton tribününde tek bir insan gözükmüyor. Diğer tarafta da 250 kadar insan alınmış. Nerede bu 3 bin kişi. Yalanlarınızda bütün Türkiye'yi 1 hafta kirlettiniz. Görüntüler ortada. Ya çıkıp özür dileyeceksiniz ya da kabul edeceksiniz "biz yalan söylüyoruz" diyeceksiniz. Görüntüler sabit.
Özür dileyecek erdemi göstereceklerini düşünmüyorum. Bir kulübün başkanı ve yönetimi bu kadar yalan söyleyemez. Galatasaray TV'de yapılan iletişim koordinatörünün programı yönetimi bağlar. 3 bin kişi olayını açıklamak zorundalar. Ne bin 500 kişi ne de 3 bin kişi var. Emniyetteki yetkililer de tribünlere çıkıp seyirci sayısını tespit ettiler.
Maçın arkasından yenilen kulüp olan Fenerbahçe'nin bir erdem gösterip gidip Galatasaray kulüp başkanını tebrik etmesi var. Gayet medeni bir şekilde.
(Başkan Ali Koç'un Galatasaray Başkanı Ali Koç ile tokalaşması ekrana getirildi)
Sonra neler oldu? Biz göreve geleli 2.5 sezon oldu. Göreve geldiğimizden beri başkanlığımız önderliğinde 45'ten fazla deplasman maçına gittik. 45'ten fazla takımı da Kadıköy'de ağırladık. Gelen misafirlerimize saygısızlık olmamasıs için protokol tribünlerinde tezahürat yapmadık. Buraya gelen 45 takımın hiçbiri yönetici olduklarını bir kenara bırakıp tahrik edici tezahürat yapmadılar. Ev sahibi olduğumuz maçlarda da tezahürat yapmadık. Taraftar gibi davranmaya başlarsak bu çok farklı yerlere gider.
Galatasaray takımı maçtan sonra kendi olmayan tribünlerine gitti. Bu da anlayışla karşılanabilir. Ama yöneticilerimiz içeri girerken bazı oyuncular protokol tribününe tahrik ve provakasyon içeren işaretler yaptılar. Maçtan sonra tebrik eden başkanımız varken, bazı yöneticilerin nasıl Şeref Tribü'nünde nasıl çileden çıkarak tezahürat yaptığınızı göreceksiniz. Bunu ilk defa yaşadık. Gördük. Ondan sonra futbolcular ve sözde yöneticilerin holiganların neler yaptıklarını göreceksiniz.
(Galatasaraylı oyuncuların protokol tribüne gitmesi ekrana getirildi)
Galatasaraylı futbolcular kendi tribününe gittikten sonra geri dönüyorlar. Onyekuru ve Belhanda, protokol tribününe çocukça hareket yapıyorlar. Yöneticiler eller havaya diyerek provakasyon yaptılar. Galatasaray yönetim kurulu üyelerinin çığrından çıkmış ve kendilerinden geçmiş bir şekilde tezahüratlar yaptığını tüm Türkiye görsün. Başkanımız medeni bir şekilde gitmiş tebrik etmiş, iyi akşamlar dilemiştir. Çok az görülen bir olaydır. Bu seviyesizlik olduktan sonra gerekli uyarılar yaptık ve içeri gittiler.
"MUSTAFA CENGİZ ÇOK TEHLİKELİ BİR ALGI OPERASYONU YAPIYOR"
(Mustafa Cengiz'in "Sinkaflı laflar etmişler, bana değil Emniyet mensuplarına" sözleri ekrana getirildi)
Mustafa Cengiz, Çok tehlikeli bir şey yapıyor. Bu kadar hadsiz, bu kadar provakasyona devam eden yaklaşımı Fenerbahçe olarak kabul etmemiz mümkün değildir. Fenerbahçe'nin devlete karşı tutumu her zaman ortadadır. Mustafa Cengiz çok tehlikeli bir algı operasyonu yapıyor. Cengiz, Başkanımızın sanki devlete karşı tutumu olduğu algısını yaratıyor. Mustafa Cengiz, yanlış yolda. Tüm diğer yalanlarının yanında bu yalanını da şiddetle kınıyoruz.
Kadın Voleybol takımının alkışlanması olayı
Bahsedilen voleybol maçında ben de vardım. Maç sonunda takımımızı alkışladık. Galatasaray başkanı da bizim takımı alkışladı, bizim başkanımız da onların takımını alkışladı. Hoş bir görüntü oluştu orada.
Mustafa Cengiz'in "Kendi evimizde takımlarını alkışlamamızı istedin" sözleri ve ardından voleybol maçındaki görüntüler ekrana getirildi)
Onlara göre de ne büyük bir başkanımız varmış ki 'Alkışlayın' diyor alkışlıyorlar. 17 takıma 'İmza atın' diyor, imza atıyorlar. Bunu biz yapmadık. Çok büyük iletişim ekibi olarak yapmadık. Her şey kanıtlı bir şekilde ortada. Bir günlük çalışmayla bütün yalanlar somuç bir çalışmayla ortaya dökülmüş oluyor. Bu kadar rahat yalan söylenince, bunlar da kolay bir şekilde ortaya çıkıyor.
ARDA TURAN-ETEBO OLAYI: BU UCUZ OYUNLARA GEREK YOK
Maçtan sonra soyunma odalarında insanlar sevinebilir. Ama buralardan ortaya çıkan görüntülere ceza verilebiliyor. Görüntüyü ortaya koyan Etebo adlı oyuncuları. Kendi resmi instagram hesabından paylaştığı bir görüntü. Sanki biz soyunma odasına kamera koymuşuz, servis etmişiz gibi 'Nereden çıktığı belli olmayan' görüntüler deniliyor. 'Servis eden Fenerbahçe olabilir' denilebiliyor. Etebo'nun kendi resmi hesabından hatta Galatasaray ismini de yanlış yazmış. Önce kendisini ve Galatasaraylı oyuncular görülüyor. Burada bile yalan söylüyorlar. Bu ucuz oyunlara gerek yok. Diyin ki "Etebo çekmiş" ve uyarın. Ceza konusu bizi ilgilendirmez ama TFF ve PFDK olarak buna ceza vermezseniz yarın öbür gün her takımdan bu tarz görüntüler çıkar ve onlar da ceza almaz.
Bizim tarihimizde hiçbir oyuncu soyunma odasından görüntü çekip yayınlamadı. Zafer sarhoşluğuyla görüntüler paylaşılmış. Bu emsal temsil edecek. 6. yalanları buydu.
Bir tarafta Fenerbahçe'yi zan altında bırakıp Emniyet güçlerine küfür edildi deniliyor. Galatasaray başkanı "Küfürü kim etmiyor ki?" diyor. Küfür eden futbolcusunu korumak için "Kim küfür etmiyor ki?" demek ayıptır. Bu iş çok yanlış yerlere gidiyor. PFDK 'nın 38. maddesinde küfürlü paylaşım yapanın en az 6 maç alacağı belirtiliyor. Bunun peşinde değiliz ama Etebo'nun da o paylaşımdan dolayı ceza alması gerekirdi. Bu ceza atlanmış olduğu için bunu böyle yorumlamaları gerekirken, "Arda neden ceza aldı?" diyorlar. PFDK'nın 38. maddesi gayet açıktır.
-Abdurrahim Albayrak'ın Mert Hakan Yandaş, Vedat Muriç ve İrfan Can Kahveci açıklamaları-
Bu iki isim bizim oyuncumuz, diğeri eski oyuncumuz. Burada iki tane yanlış konu var. Galatasaray asbaşkanı Fenerbahçeli oyuncuların Galatasaraylı oldukları yalanı. Burada bir şantaj var. "Elimde bir çok oyuncunun fotoğraf var ama kimseye vermedim" diyor. İki sene önce VAR kayıtları elimizde dedi. Kimse de bunu sorgulamadı. Savcılarımız harekete geçmedi. Çok ciddi bir ithamdı. Yalanlanmayan bu manşetlerde iki konu var. Birincisi Fenerbahçeli oyuncular hakkında söylemler. Yine maalesef şantaj içerikli söylemler.
Galatasaray yönetimi yurt içindeki transferlerde usulsüzlük yapıyor. Önce oyuncuyla konuşuyor, sonra kulübüyle konuşuyor. Önce onu ikna edip, oyuncuyu yanınıza alırsanız yapacağız transfer görüşmelerinde bonservisi almanız çok daha kolay. Bu UEFA'nın, FIFA'nın ve TFF'nin kurallarına aykırı bir olaydır. Oğulcan Çağlayan olayında resmiyete dökülmüş. Oyuncunun aldığı usulsüz transfer cezası var. Anadolu kulüplerinin tamamı bundan rahatsız. Önce oyuncuyla anlaşılıyor. Her zaman TFF, UEFA ve FIFA kurallarına riayet ederek transfer yapıyoruz. Fenerbahçe'nin yapacağı transfer varsa önce oyuncunun kulübüyle ondan sonra oyuncuyla konuşuyorlar. Geçen sene de Vedat için aynı görüşmeleri yapmışlardı. Vedat gibi bir oyuncu için "Rize'de bir Aslan yatıyor" denildi ve onu zorladılar. "Vedat çok iyi bir Galatasaraylıdır" diye oyuncuyu manipüle etmeye çalıştılar. İrfan Can için de "Çok iyi Galatasaraylıdır" diyorlar. Başakşehir'de oynanırken İrfan Can'ın bir video'su var.
"FENERBAHÇE NASIL GELMİŞ ELİNİZDEN ALMIŞ?"
(İrfan Can Kahveci'nin "Örnek aldığım bir futbolcu Emre Ağabey vardır. Onu hayranlıkla izliyordum. Beraber de oynadık. Yabancı olarak da Alex'i örnek aldım" sözleri ekrana getirildi)
Emre ve Alex, Fenerbahçe'nin çok önemli iki efsanesi. Çok net belli ki İrfan'ın hangi takıma sempatisi var. Bu video'da belli.
Maalesef onların sözünün bir itibarı da kalmamıştır. Vedat'a hasta Galatasaraylı demek, İrfan için aynı cümleleri kurmak meziyet ister. Madem bu kadar fotoğrafınız var. Vedat Muriç, Mert Hakan ve İrfan Can Kahveci ile vakit geçirmişsiniz. Ama Fenerbahçe gelmiş işi bitirmiş. Bir kaç günde bunu yapmış. Bizim yönetim kurulumuz da İrfan Can Kahveci'yi istedi, bir kaç günde imzaladı. Madem bu kadar resim var. Nasıl imzalayamadınız? Fenerbahçe nasıl gelmiş elinizden almış?
"GEÇEN SENE "ZORLU OPERASYONU " ALGISI YAPTILAR"
Ligin son dönemleri. 16 maç kaldı. Artık kırılma zamanları geliyor. Geçen sezon devre arasında yine aynı yönetim anlayışıyla bir de bunların medyada uzantıları var: Zorlu Operasyonu algısı çektiler. Fenerbahçe'yi Zorlu kelimesiyle yan yana getirip slogan oluşturdular. Bir saldırı yaptılar ve o noktadan sonra Fenerbahçe çok ciddi hakem hatalarına maruz kaldı. Aynı arkadaşlar bu sezonun başında da bir algı yapmaya çalıştılar. Nedin bu algı? İşte Rıdvan Dilmen sezonu. Serdar Tatlı ile bağdaştırıp, kamuyounda hakemleri yöneten bir konuma sokmaya çalışıyorlar. Türkiye spor kamuoyunun buna tok olduğunu düşünüyorum. Çok net bir şekilde Galatasaray maçındaki golümüz VAR manipüle edilerek verilmedi. VAR çizgileri %100 robotla yapılmıyor. Topun ayaktan çıktığı an değişirse, her şey değişir. Kamera açısı, vücut iz düşümü her şeyi değiştirir. Ozan'ın (Tufan) golü net bir gol. Galatasaray maçında net bir golümüz verilmedi. Bir çok açıdan bu paylaşıldı. Kasımpaşa-Galatasaray maçındaki VAR pozisyonu da ortada. Eğer tam tersi olsaydı, onların golü sayılmasaydı ne olurdu? Kasımpaşa ile oynasak ve yüzde yüz rakibin penaltısı verilmeseydi ortalık yıkılıyordu. Bunların konuşulması lazım.
(Mustafa Cengiz'in "Ben Serdar Tatlıl'nın MHK başkanı olmasını istedim, destekledim; ilgililer biliyor sözleri 4 kez ekrana getirildi.)
Bu söylemi Fenerbahçe Başkanı yapsa, bu söylemden sonra derbide Galatasaray'ın golü sayılmasa, ligin üstünde birinci ile ikinci arasında 5 puan önde olacakken şimdi aynı puandayız. Adil hakem ve VAR yönetimiyle 5 puan önde olmamız gerekirken, aynı puandayız. Hangi takım, nasıl güçlendiriliyor, hepsi ortada...
Medyadaki uzantılar değil, tetikçiler nasıl bir algı oluştururdu? Artık tüm spor kamuoyunu bu algıları konuşmak zorunda. Artık buna müsaade edecek durumda değiliz. Tüm Türkiye burada görüyor. Serdar Tatlı'yı isteyen başkan kimmiş? Ligin zirvesi 2 haftada 5 puan etkilendi. Taraftız yorumcuyum, spor adamıyım diyen herkesin bunları konuşması lazım. Burada 6-7 net yalanı ortaya koyduk. Kanıtlarıyla ortaya koyduk. Son haftalardaki hakem olaylarıyla birlikte kimin ne demeci varmış, bunları spor kamuoyu gerçekleri araştırsın. Spor kamuoyu bu kadar yalanı kendi ortaya koysun. Son 10 gündeki yalan spekülasyonlarını ortaya koymakla yükümlüydük.
Daha evvel de yalanları olmuştu biz gülerek geçiştirmiştik. Ama dozu artınca biz bu açıklamaları yapmak zorunda kaldık. İnşallah bundan sonra bize gerek kalmaz ama kalırsa çıkar yine söyleriz. Üslubumuzda yanlışlık olduysa biz Fenerbahçe camiasından özür diliyoruz. Bu seviyelere geldiğimiz için üzgünüz ama bunu da yapmak zorundaydık. Biz Fenerbahçe camiasının hakkını savunmakla yükümlüyüz.
Zirvede puan puana 3 takım var. Camiadan futbolculardan ricamız, hocamıza tam destek vermeleri. Lütfen desteğin dozunu artıralım. Nelerle mücadele ettiğimiz ortada. Fenerbahçe'nin en büyük gücü, milyonların kenetlenmesidir. İnşallah bu yolun sonu şampiyonluk olsun.