Özel Röportaj: Mutlu Ulusoy
İstanbul Bakırköy'de bir halı saha maçındayız. Öğretmenler maç yapıyor. Tabii ki şu an gözünüzde halı sahada maç yapan 10-12 erkek belirdi hemen, ama kazın ayağı öyle değil!
Maçı ilginç kılan, klişileri yıkan, ezber bozan bir manzara var karşımızda: Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz iki genç kadın sahada erkeklerle maç yapıyor, hatta daha da ötesi erkeklerin tozunu atıyor!
Soldaki Yağmur Uraz; Kadın A Milli Takımımızın forvet oyuncusu ve 155 maçta 124 golü var. 12 yıllık futbolcu. Aynı zamanda Beden Eğitimi Öğretmeni.
Sağdaki ise Çiğdem Belci; Kadın A Milli Takımımızın defans oyuncusu. 15 yıldır top koşturuyor. O da Beden Eğitimi Öğretmeni.
Yağmur ve Çiğdem aynı evde yaşıyor. Onlara soğuk işlemiyor çünkü ikisi de çakı gibi. Ama ben öyle miyim? Halı saha maçını izlerken dondum. Halimi görünce maçtan sonra beni evlerine götürdüler. İkisi de Galatasaraylı. Eve gelir gelmez Galatasaray–Eskişehirspor maçını açtılar. Türk kahvesi de işin içine girince, ben sohbete doyamadım. Bakalım, siz ne diyeceksiniz?
Halı saha maçıyla başlayalım mı? İkinizin de golü var. İllallah dedirttiniz adamlara. Nasıl press yaptınız öyle kızlar? Kız kısmısınız siz. Olur muymuş öyle? (İlk kahkahamızı attık)
ÇİĞDEM: Önce sen söyle. Dışardan bakınca sırıtıyor muyduk sahada? Tuhaf bir şey var mıydı?
Hayır. Hatta çok şaşırdım. Bu kadar iyi olacağınızı tahmin etmemiştim!
YAĞMUR: İşte biz insanlara bunu anlatmaya, göstermeye çalışıyoruz. Çevremizde bunu başardık. Bizi maça onlar davet etti.
Peki sizi rahatsız edecek hiçbir şey olmuyor mu halı sahada? Küfür, kavga vs.
ÇİĞDEM: Kesinlikle hayır. Çok da kibarlar bize karşı. İyi anlaşıyoruz.
Size de antrenman oluyor değil mi?
YAĞMUR: Olmaz mı! Erkeklerle maç yapıyoruz düzenli olarak. Bu bize çok şey katıyor.
Vallahi çok sıkı maçtı. Ağzım açık izledim. Gelelim mi liginize, kulüplerinize. Hatta Kadın A Milli Takıma... Nedir sıkıntılarınız?
ÇİĞDEM: 1. Lig'de 10 takım var. Şu an 3. sırada olan Ataşehir Belediye Spor'da oynuyorum. Kadınlar Ligi'ndeki bütün kulüplerin imkanları kısıtlı. Diğer kulüplerde de bizde de en büyük sıkıntı sponsor! Bulamıyorlar çünkü. Biz öğretmen olmasak, futboldan kazandığımız paralarla geçinemeyiz. Kulüplerin de yapabileceği bir şey yok. Ayakta kalmaya çalışıyorlar. Mesela bizim sponsorumuz Ali Ağaoğlu'ydu bir ara. O zaman daha iyi kazanıyorduk. Elini çekince sponsor, şimdi yine sıkıntılı durumlar.
YAĞMUR: Ben Konak Belediye'de oynuyorum. Bizim kulüpte de durum aynı. Ligde iyi durumdayız 2. sıradayız. Geçen sene şampiyonduk. Şampiyonlar Ligi'ne gittik elendik geldik. Konak Belediye en iyi durumda olan kulüp aslında ama kötünün iyisi işte. Cok komik paralar kazanıyoruz. Ben sana şöyle anlatayım. Şampiyon olduğumuzda kulübün aldığı para 30 bin. 18 kişilik bir kadromuz var. Sen düşün artık durumu. Kulüp ne yapsın!
ÇİĞDEM: Biz öyle hayalci tipler değiliz. Endüstriyel değerinin erkeklerde olduğu gibi olamayacağını biz de biliyoruz. Ama bu kadar görmezden gelmek de olmamalı. Spor Toto Süper Lig' de bir futbolcunun kazandığı parayla Türkiye'de kadın futbolu kalkınır. Sadece 1. Lig demiyorum. Bütün liglerimizde rahat rahat top oynanır, kızlarımız sadece bu işten geçimini sağlar. Bu kadar da uçurum olmamalı. Futboldan kadınlar da para kazanabilmeli.
Sponsor yok, federasyon da mı yanınızda değil yani?
ÇİĞDEM: Neden Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın kadın futbol takımı yok? Avrupa'da böyle bir şey göremezsiniz. Çünkü olmak zorunda. Bütün takımların var. Bu duruma kimse müdahale etmiyor mesela. Federasyon'dan sadece maddi destek beklemiyoruz.
Milli takım'da durumlar nasıl?
YAĞMUR: Orada da aynı. A Milli Takım'daki kamp imkanı, yatırım bizde yok.
ÇİĞDEM: Maçımız var mesela Belarus'la. Biz iki gün önceden gidiyoruz. Bazı maçlara tek idmanla çıkıyoruz. Hocanın da bizim de yapabileceğimiz bir şey yok. Bize kamp vermiyorlar. Almanya ile maç yapıyoruz. Bunun İngilteresi, Amerikası var. Bize neden kamp verilmiyor? Riva'ya tesisler açıldı. Biz bekledik ki daha çok imkanımız olsun. Bizi de görseler keşke.
Bu kadar hazırlıksızsanız şayet, kendinize güvenemezsiniz ki sahaya çıkarken. Korkmuyor musunuz rakipten?
ÇİĞDEM: İman gücüyle çıkıyoruz sahaya. Kızlara diyorum ki "Haydi kızlar! Allah ne verdiyse oynayın. Nefesiniz kesilene kadar koşun." İşe yaramıyor tabii ki. 1 atıyorsak 5 yiyoruz. (2. Kahkaha ilkini aratmadı)
YAĞMUR: Yazık oluyor. Bizden yetenekli olduklarından yemiyoruz beş golü. Sıkı ve disiplinli çalışıyorlar. Fizik güçleri de yerinde. Fatih Hoca'ya da sesimizi duyurabilsek keşke.
ÇİĞDEM: Erkeklerin oynadığı futboldaki başarısızlık oyalıyor insanları. Futbol beli bir seviyeye gelemediği için kimsenin aklına kadın futbolu hatta çoğu zaman basketbol, voleybol bile gelmiyor.
YAĞMUR: Voleybol'da Neslihan, basketbolda Işıl hatta hentbolda bile bir Yeliz var ama bilinen.
Biraz özeleştirimi yapmak lazım o halde? Kadın Mili Takım'a baktığımızda geçilebilen bir tane eleme yok. Medya sever başarı hikayelerini. Hiç dikkat çekmemişsiniz demek ki.
YAĞMUR: Kulüplerimizi aynı kefeye koyamazsın. Basketbol ve voleybolda kadınlar bizim kadar hayalet değil. Kadın futbolundan bir tane isim yok bilinen. Futbol oynayan kadın her zaman ilgi çeker tüm dünyada. Bizde çoğu insanın bizim de bir ligimiz olduğundan haberi yok ki açsın benim golümü izlesin. Onu belirtmek istedim. Kadın Mili Takımı ne yapabilir ki bu imkanlarla. Tüm enerjini futbola veremiyorsun. O zaman aç kalırsın. Biz sabah okula gidip öğretmenlik yapıyoruz. Sonra idmana gidiyoruz. Şu an erkeklerde ne var ki? İmkan, para her şey var. Sonuç? Biz hiçbir şey yapamıyorsak evimizin etrafında koşuyoruz akşamları. Adamların tek işi bu. Dikkat çeken bir başarıları olmasa da el üstündeler.
ÇİĞDEM: Bize emek vermedikleri için bizden bir performans beklemiyorlar zaten. Kulüplerimiz yetersiz olabilir ama Kadın Milli Takımı bu kadar amatör olmamalı. İstesek de dikkat çekemeyiz. Ama bizim imkanımız olsa Milli Takım kariyeri yapmayı gönülden isteriz. Bugün Maradona'nın hangi kulüpte oynadığını çoğu kişi bilmez. Herkes Arjantin Milli Takımı'yla bilir Maradona'yı.
Pele de öyle. Aman tamam! Geri aldım sorumu. Haklısınız ne diyeyim. (3. Kahkaha da burada koptu. Bir yandan Galatasaray-Eskişehirspor kupa maçını izliyoruz bu arada. Yağmur iki soluklanalım dedik, durmadı)
YAĞMUR: Son zamanlarda Galatasaray maçı izlerken deliriyorum. Allah'tan yeniyoruz. Yoksa futbolculara söylenmekten senle konuşamazdım.
En çok kime deliriyorsun?
YAĞMUR: Burak'a. Adam aldığı topların %90'ını kaybediyor. Çalım atma yok Burak'ta. Sol ayak yok. Başka işin de yok. Al topu, geç duvarın karşısına çalış.
ÇİĞDEM: Duvarın karşısı ne Yağmur! O kadar parayı ben alsam özel hoca tutarım. (Bir kahkaha daha. Yine hakkını verdik.)
Siz bu dille, bilgiyle erkekleri gıcık edersiniz. Halı saha maçında Yağmur çalım attığında bir erkeğin isyanına şahit oldum, "Yağmur yapma şöyle hareketler işte" dedi. Erkeklerle daha iyi anlaşıyorsunuz onu anladım da, sevgili işin içine girince o halı saha maçı için kavga çıkar.
YAĞMUR: İkimizin de ilişkisi yok. Ama olsaydı eminim şu halı saha maçı ciddi sıkıntı olurdu. Uğraşamam. Maçıma bakarım. O da gelsin oynasın o zaman bizimle halı sahada.
ÇİĞDEM: Onu geçtim. İlişkiye vakit kalmıyor ki biz de. İlgi gösteremiyorsun, vakit ayıramıyorsun. (Son kahkahaya son soruyu bağladım hemen)
Öğretmenlik nasıl gidiyor? Sizin branşınızdaki diğer öğretmenlerden farkınız var mı sizce?
ÇİĞDEM: Rol modeller olabiliyorsak ne mutlu bize. Sanırım başarabiliyoruz ki üç kız çocuğumuzu kulübe gönderdik. Yeteneklileri hemen fark ediyoruz ve yönlendiriyoruz. O kadar yetenekli çocuklarımız var ki. Bu kadar altyapı sorunu olması çok saçma. Yoğurt yapmaya çalışıyoruz kendimizden. Kaymağı bizden sonrakiler yesin diye.
YAĞMUR: Erkek çocuklarımızı da gönderiyoruz. İstanbul'da, Bağcılar'da çok zor böyle şeyler. Ailelerle de mücadele ediyoruz. Ortaokul bitiyor, çalışmaya başlıyor çocuklar. Kulüpten bize kalan eşyalarla onları ödüllendiriyoruz. Çok özel duygular bunlar. Diğer derslerine de teşvik ediyoruz. Bugün halı saha maçından önce onlarla okulda maç yaptık mesela. Onlar için de bu çok özel.
ÇİĞDEM: Tabii ki bu maçlarda birbirlerine kötü davrandıklarını görürsek, küfür ettiklerini duyarsak maçı hemen durduruyoruz. Gereken müdahaleyi yapıyoruz. Hemen öğretmen oluyoruz.
YAĞMUR: Çocuklarımıza "Geleceğin taraftarları da, futbolcuları da sizlersiniz! Önce saygı" diyoruz.