Olimpiyatların dördüncü gününde ilk durağımız P&G Aile Evi oldu. Burada hem güzel hem de başarılı atletimiz Nevin Yanıt ile buluştuk.
Nevin ve annesi finallerde mücadele etmenin ve 12.58 koşarak Türkiye rekorunu kırmanın gururunu yaşıyordu. Eski antrenörlerimden olan Gökhan Sezal için alınan imzanın ardından, sıra Semire Hanım ve Nevin'in dünkü yarıştaki duygularını almaya gelmişti.
Gerek Rıza Kayaalp ve annesi, gerekse Nevin Yanıt ve annesi olsun o kadar candan ve doğallar ki, onlarla röportaj yapmak bir zevk haline geldi. Samimi ve içten duygularla geçen röportajın ardından sırada Ntv Spor'un yapacağı canlı yayın bağlantısı vardı. Hazırlıklar tamamlandı ve bu sefer kamera karşısında Nevin Yanıt ve antrenörü Cüneyt Hoca vardı. Röportajların ardından, yemekler yendi ve sohbet edildi.
Merak edenler olabilir; Nevin Yanıt'ın en önemli uğuru, belirli yerlere iğne ile nazar boncuğu takması. "En önemlisi nazar boncuğu" diyor başka birşey demiyor. "En çok annemin sarmasını severim" diyen Nevin, sanırım dört gözle annesinin yaprak sarma yapmasını bekliyor. İnşallah birgün bana da o güzel sarmadan yemek nasip olur.
Zevkli geçen öğle yemeğinin ardından sıra P&G'nin Aile Evi'nde bulunan ‘'Thank u Mom'' duvarına canım annem için bir mesaj yazmaya gelmişti. ‘Seni çok seviyorum annecim' yazıldıktan sonra bu da beni en iyi şekilde yetiştiren anneciğime Londra 2012 hatırası oldu. Tabii fotoğraflada ölümsüzleştirildi.
Nevin Yanıt'la vedalaştıktan sonra bu sefer Sevgi ve Zehra Kayaalp'le buluşmak için otelimize döndük. Biraz dinlendikten ve rahatladıkdan sonra sıra Sevgi Anne ve kızıyla Londra turuna gelmişti. Sevgi Hanım'ın Londra sokaklarında yürürken ve değişik yerler, insanlar görürken suratındaki mutluluk ve şaşkınlığı sanırım hiç unutmayacağım.
P&G'nin anneleri ve basın mensupları ile yenilen yemeğin ardından dağılan grubumuzda artık yavaş yavaş yorgunluk hissedilmeye başladı. Yarın yurda dönme zamanı, az ama yoğun 3 gün ne çabuk geçti. Şimdi hazırlık zamanı...
GÜNLÜĞÜN İLK BÖLÜMÜ İÇİN TIKLAYIN
