Barcelona'daki ilk günleriyle ilgili açıklamalar yaparak sözlerine başlayan Arda Turan, "6 ay oynamayınca strese girdim ama uzun senelerdir Türkiye'de fazla vakit geçiremiyorum. İstanbul'da senede geçirdiğim süre maksimum 3-4 gün. Bu yıl çok gelmedim. İspanya'da 6 yıl oldu. İlk geldiğim günleri hatırlıyorum da Madrid'in kuzeyine inmiştik. Madrid'in kuzeyinde ışık da yok. Dedim ki, "Ya naptın Allah aşkına. Galatasaray'dan ayrılıyorsun. İyi bir durumdasın. Niye yeniden mücadele ediyorsun. Önemli bir macera. Yabancı dil de sıkıntılı. Gelirken küçük bir sakatlığım da vardı. Onun da psikolojisi önemliydi. Sağolsun Ağustos ayında İspanya'da kimse olmaz. Hamit Altıntop çok yardımcı olmuştu." dedi.
İspanya'daki uyum sürecini kısa sürede atlatmasını ise iyi bir çocukluk dönemine bağlayan arda Turan şöyle konuştu, "Ben girişken bir insanım ve tarz olarak da paylaşımcıyımdır. İçtiği çayı da kahveyi de paylaşan bir insanım. Sohbet ederim. Mesela Leo'ya Dünya Kupası finalini bile sormuş bir adamım. "Napıyorsun, ne ediyorsun?" diyorum. Bu bir avantaj. İyi bir çocukluk dönemi geçirmek bunda etkili oldu. Okul hayatının takım arkadaşlarıyla iyi olması da bunda bir etken. Galatasaray alt yapısında eğlenceli bir dönem geçirmiştim. Hem takım hem de sınıf arkadaşlarımla birlikte olunca hem haylaz hem de başarılarla dolu bir dönem geçirdim."
"HER TRANSFER DÖNEMİNDE ÇOK SAYIDA TEKLİF ALDIM"
Her dönem çok sayıda transfer teklifi aldığını söyleyen Arda Turan, "Atletico Madrid'i tercih etmiştim. Çünkü Miguel Angel iyi bir dost her şeyden önce. İstanbul'a geldi defalarca dışarı yemeğe çıktık. O yüzden çok iyi dostluklar durduk. Yıllar sonra tekrar Atletico Madrid'in atağa geçtiği bir dönem oldu ve o dönemdeki önemli mimarlardan biri oldu. Beraber kupalar kazandık. Hatta benden sonra kupa yok. Başarı çok ama kupa yok. (Gülüyor) Bazen şakalaşıyoruz çocuklarla. Çok keyifli." diye konuştu.
Barcelona'da oynarken kendimi görüyorum" diye hayal kuruyordum
Hedefinin her zaman Avrupa olduğunu ve bunu gerçekleştirdiğini söyleyen Arda Turan, Katalan ekibinde oynamadığı ilk 6 aylık süreçle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı, "%100'e 19 yaşındaki ilk röportajımda söylemiştim. "Hocam, Avrupa'ya gideceğim. Bazen dalıyorum, Pedro'yu yiyorum. Barcelona'da oynarken kendimi görüyorum" diye hayal kuruyorum ama bunları insanlara söyleyemiyorum. Bana "gizli profesyonel" diye bir espri yaparlar. Ama bunun için çok çalıştım. İdmanda sabah 10'da ama Barcelona'ya gelmişken hayatımda hiçbir şeyi eksik etmeyeyim. Ah keşke şöyle yapsaydım demeyeyim diye daha düzenli çalışıyorum. İlk yılın etkisi daha farklı. 6 yıl oynayamamak önemli bir oyuncu için önemli bir süre. 6 ay çok uzun bir süre. Hayatım boyunca hiç 6 ay oynamadığım bir süre olmadı. 19 yaşında başladım, o güne kadar her dakika oynadım. 6 ay oynayamamak ki o dönemin şöyle güzel bir tarafı vardır. O dönemde rakipler hiçbir zaman tam hazır değildir. Siz büyük takımdasınız. Gol atmak, asist yapmak, oyunun içine girmek için daha önemli dönemler. Aralık'tan sonra başlayınca direk çeyrek finallerden başlıyorsunuz."
"KEŞKE BURALARA 20 YAŞINDA GELSEYDİM"
Barcelona'nın okul gibi olduğunu vurgulayan milli oyuncu, "Barcelona her şeyiyle dünyanın büyük bir kulüp. Sosyal sorumluluk projeleriyle, medyasıyla, antrenörüyle, antrenman şekliyle, oyuncusuyla hiçkimsede olmayan farklı bir tarz. Buna ayak uydurmanız için öğrenmeniz gereken bir çok şey var. Keşke buralara gelme fırsatım 20 yaşında olsaydı. Her şey çok daha farklı olabilirdi. Yine de buraya çok özel bir yaşta 29 yaşında geldim. Burası dışarıdan bakıldığı gibi aaa tiki taka oynuyorlar denilen bir yer değil. Tamamıyla pozisyon alması gereken, hele üçlüyü çıkartırsak arkadaki yedi oyuncunun top rakipteyken sarfettiği çok büyük efor var. Çünkü 3-5 saniyede hemen topu geri almanızı istiyorlar sizden. Önde oynamak daha avantaj. 7 oyuncu topu çıkarıp size getirmek istiyor. Sen ileride sadece sahayı büyütmek için oradasın. Topu çıkardıktan sonra sana getirdiklerinde ya birebirsin ya da cezasahasının yakınındasın. Barcelona'daysan zaten o yeteneklere sahipsindir" diye konuştu.
"BU TAKIMIN BİR PARÇASI OLDUĞUMU HİSSEDİYORUM"
Barcelona’daki oyun sistemini anlatmaya devam eden Arda Turan, “Bir tane oyun oynuyoruz. 4'e 4'te 3 tane jokerimiz var. Bakıyorum ben de top kaybetmiyorum. Dikkatli oynuyorum. Çok çabuk oynuyorum. Bakıyorum kalçamı koyuyorum, çabuk pas yapıyorum. Ne zaman rakip takıma geçsek Busquets, Pique'ye baksak enterasan bir şekilde çıkıyorlar. Nereden gördü diyorum. Ama görmüyor aslında. Çünkü hep orada. Makineleşmiş. 11 yaşından bu yana oynadığı için o joker orada. "Leo Messi hariç ben çok yetenekli bir oyuncuyum birazda sahanın şurasında durayım" diyemiyorum. Iniesta da Busquets de olsan oradasın. Bunu ilk 6 ayda öğrenme ve kavrama şansın çok zor. Futbol oynadığın için biliyorsun, bu değişken bir spor. Herkes her yerde oynar diye düşünürsün. Bazen kafanı kaldırıp bakmak istersin. Bazen kafanı kaldırıp bakmazsın; çünkü o ordadır. Bu takımın bir parçası olduğumu hissediyorum, çok mutlu ve keyifliyim. Burada olmamın her anının keyfini çıkarmaya çalışıyorum. Bunun değer ve kıymetini her şey bittikten sonra, Türk futboluna örnek olduğunda alacağım diye düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.
Bugün Barcelona kulübünün Twitter'da Türkçe hesabı var. Barcelona kulübü ülkemizin resmi bayramlarında mesaj yayınlıyor.
"TÜRKİYE'Yİ TEMSİL EDİYORUM"
Türkiye Cumhuriyeti’ne hizmet ettiğini düşündüğünü kaydeden başarılı oyuncu, “Bundan sonraki süreçte oraya ulaşmanın ne kadar zor olduğunu anladığım zaman anlayacağım ki ne kadar zormuş. Kendim için de her zaman söylüyorum, buradaki dakikaları hep iyi değerlendirmelisin. Türkiye Cumhuriyeti'ne hizmet ettiğimi düşünüyorum. Bugün Barcelona kulübünün Twitter'da Türkçe hesabı var. Barcelona kulübü ülkemizin resmi bayramlarında mesaj yayınlıyor. Dünyanın her yerine ulaşabilen, reklamımızı yapan çok farklı bir durum. Ben dünyanın neresine gidersem gideyim, işte Los Angeles'a gittik hazırlık turnuvasına, Singapur'a, en uç noktalara. Her yerde Turko, her yerde Turko diyorlar. Her yerde bayrakla karşılıyorlar. Milli Takım formamı almış gelmiş bir sürü Barcelona, Atletico Madrid taraftarı gördüm. Bu bile önemli bir şey diye düşünüyorum.” açıklamalarını yaptı.
SAYGI KAZANARAK GELDİM
"Gerard, Pique, Iniesta gibi oyuncular dışarıdan gelen futbolcuları nasıl karşılıyor?" sorusuna ise Arda Turan, "Oyuncu da biliyor. Dışarıdan biri gelirse oyuncu biliyordur ki bu önemli bir isim. İspanya'da ilk gittiğimde İspanyol oyuncular kendi 5'e 2'lerine çağırdılar. Arda bu tarafa gel diye. Bu bile sana saygı duyduklarını gösteriyor. Ben buraya saygı kazanarak gelmiştim. Defalarca Barcelona'ya karşı oynamıştım. Onlara karşı başarı kazanmış Camp Nou'da şampiyonluk kazanmış bir oyuncu olarak geldim. O yüzden hemen beni içlerine aldılar. Oyun yapım onlara uygun. Sürekli al ver yapan, pas yapan birisiyim. Bizde sabah antrenmanı her zaman 5'e 2 ile başlıyor. Ortada olan yandı. Ama futbolun eğlencesi de 5'e 2. Ayrı bir önemi var. Çok eğlenceli bir takım. Futbol bir nevi onun kaleli olanı gibi düşünüyorum." yanıtını verdi.