Sayısız maça çıktım takımımla! Ahir ömrümde tarzım 4-3-2-1'dir. Bunu kendinde keşfedemeyenleriniz varsa diye de anlatmaya karar verdim.
Tarzımın pek beğenildiğini söyleyemem. Hem pusuya yatıp hem de birden nasıl şaha kalkıyorum, tam anlayabilmiş değiller! Yalnız öncelikle şunu belirteyim ki takımımla çıktığım hiçbir maçta ağzımda Ancelotti'nin sakızı, üzerimde Fatih Terim'e özgü "o" hareketler, ruhumda Sergen Yalçın'ın özgüveni hatta itiraf edeyim bedenimde de bir Şenol Güneş beyefendiliği yoktu.
Biz yaşamayı babamızdan nasıl gördüysek öyle icra ediyoruz!
20 kişilik bi kadromuz var. Ne çok paralı ne de çok büyük bir kulübüz. Anlatım bozukluğu gibi gelmesin. Büyük kulüp olmak için paranın şart olmadığı hülyasını hala görebilenlerdenim.
Alkışlarınızla;
1 numaralı formasıyla karşınızda Sevgi! Ne Emenike'nin artistliği, ne Burak'ın tembelliği! Onda sadece Hagi ruhu görürsünüz! Orta saha futbolcusu olsa da en gizli ve en özel forvetimdir benim! 4-3-2-1 modası ne kadar geçerse geçsin sevgi ile gol atmaya bayılıyorum!
2 numaralı formasıyla Saygı! Dedim ya biz babadan ne gördüysek o! Takımımın vazgeçilmezi olmayı, babam öldüğü günden beri yani (bugün itibariyle) tam 22 yıldır başarıyor! Başarıda istikrar böyle bişey işte! Saygı, sevgiye asist yaparsa kazanamayacağımız maç yoktur bizim!
5 numaralı formasıyla karşınızda özgüven! Ahh nasıl bir hayat hikayesi var bir bilseniz! Daha doğrusu nasıl bir başarı öyküsüdür bu! Yıllarını yaşadıklarını sindirmeye adayan insan gördünüz mü hiç? İşte o benim takımımdaki Özgüven'dir. Sustu, incindi bu yolda ama yine de sahada heryerde! Hani diyorsunuz ya "Hem öne hem arkaya yardıma gitmeli"; işte onu yapabilen benim takımımda
Özgüvendir!
Gelelim mi orta sahaya! Bayılıyorum karmaşık duygularımla kurduğum orta sahama! Çünkü kabul edin geçemiyorsunuz! Orta saha dediğin şaşırtmalı. Orta saha dediğin rakibin geçemeyeceği sırat köprüsü olmalı! Öyle bir orta saham olmalı ki sevgim, saygım, özgüvenim dokunulmaz olmalı!
Alkışlarınızla orta sahada Başarı, Aşk, Acı! Onları ayrı ayrı konuşmaya hiç gerek yok! Onlar birarada olabildiklerinde varolabiliyorlar! Aşk varsa acı vardır! Başarılıysanız ikisini de sular seller götürmüş ya da tam tersi çiçekler sarmış olsun; bir yere kadar umrunuzda olur!
Başarı bir kadın için evin direğidir. Düşünsenize işsizken aşk acısı çeken bir kadının halini! Eyvahlar olsun... Daha açık konuşayım mı? Bir kadın işinde başarılıysa siz erkekler onu belli bir yere kadar acıtabilirsiniz! İşte biz buna orta sahanın hücuma velinimeti diyoruz!
Defans dediğin hayatındaki gardındır! Onu iyi kuramıyorsan yüzme bilmiyorsun demektir! Teknik direktörün alası gelsin yaşanmışlığı yoksa o defansı kuramaz!
Yıl oldu 2015!
Babam öleli olmuş 22 yıl!
Ben daha 29 yaşındayım!
Aradaki fark insan delirtir!
O yüzden defansta hangi futbolculara yer vereceğimizi sizden öğrenecek değiliz!
Yıl 2015 olduysa hele de elin yüzün düzgünse, defansında nasıl önyargı, öfke, hırs ve ego olmasın ki! Beni yüzüm güleç diye önyargısız mı sandınız? Beni adım "Mutlu" diye öfkelenemez mi sandınız?
Ben 35 yaşında ölmüş bir adamın kızıyım! Bahar geldi! Onun yerine de yaşıyorum! Hırsımla onun yerine de gülmek zorundayım! Ne sandınız...
Defansımın en sinsi kalesine gelince! Bir Pepe değil ama o da şahsına münhasırdır! Egom! Hepinizin yok saydığı, hep yedekmiş gibi gösterip işler zora girince oyuna soktuğu o ego var ya! Benim hem dostum hem düşmanımdır! Sıkıyorsa geçin bu defansı! Haydi bakalım...
Bakmayın siz onların kazandıkları paralara... Teknik direktör olmayı da kimseden öğrenecek değiliz...
Bu yazı kendinizi hatırlayın diye!
Bu yazı biz kadınları sınamak için "ofsayt nedir" diye soran erkeklere yazılmıştır.
Cevap veriyorum!
Genelde siz erkeklerin forveti egosudur ya; Sen benim çöplüğümde benim sevgimle babamın arasına egonu sokamazsın!
Çünkü o söz konusu kadın bensem bu haksızlıktır!
Her kadına haksızlıktır!
Çünkü babam benim kalemdir! Çünkü sevgimle babamın arasına giremezsin! Girip bana gol atsan da bana gol atmış olmazsın!
Çünkü o zaman buna hayat bile razı gelmez!
Hiçe sayılırsın!
Al sana ofsayt!