Javaris Crittenton lisede Dwight Howard’la beraber oynamış ve ikili Atlanta’yı kasıp kavurmuştu. Öyle ki Dwight 2004’te NBA’e adım attığında adından fazlasıyla söz ettiriyordu. Eski takım arkadaşı Javaris ise lisede hünerlerini sergilemeye devam ediyordu.
Javaris liseden mezun olurken ülkenin en iyi oyuncularının seçildiği McDonald’s All American takımına seçildi. Öte yandan yıldız adayı 2006’da, Georgia eyaletinin en iyi lise oyuncusuna verilen Mr Georgia onuruna da erişti.
Koleje henüz adım atmış bir basketbolcunun takımdaki tüm sorumluluğu alması, şayet üst düzey yetenekleri yoksa pek mümkün değildir. Şaşaalı bir lise kariyerinin ardından Javaris Crittenton, Georgia Tech’te dümenin başına geçti. Javaris’in vadettikleri uzun soluklu bir NBA kariyeriydi. Liseyi 3.50 ortalamayla tamamlayan oyuncu (tam puanın 4.00 olduğu düşünülürse son derece kalburüstü bir ortalama) Georgia Tech Üniversitesi’ne gitmeyi tercih etti. Burada geçen iyi bir sezonun ardından Javaris, üniversitede daha fazla zaman geçirmek yerine profesyonel olmaya karar verdi ve 2007 NBA Draftı’na katılacağını duyurdu.
Kolejdeki ilk sezonunda takımına liderlik edebilecek yetenek ve karaktere sahip olduğunu gösteren oyuncu, ilk turun 19. sırasında Los Angeles Lakers tarafından seçildi. Hem Yaz Ligi’nde hem de hazırlık maçlarında iyi sinyaller veren oyuncu NBA kariyerinin de lise ve kolej kariyeri gibi parlak olabileceğini gösteriyordu. NBA’in kapıları ona, hayatının baştan sona değişeceği ışıltılı kent Los Angeles’ta açılıyordu.
Fakat kadrosunu güçlendirmek ve şampiyonluk için iddialı bir takım haline gelmek isteyen Lakers 1 Şubat 2008 günü Basketbol dünyasının gündemine oturacak takası gerçekleştirdi. Lakers, Pau Gasol’ü kadrosuna katarken; Kwame Brown, Marc Gasol’ün seçim hakları ve 20 yaşındaki potansiyel Javaris Crittenton’ı Memphis Grizzlies’a gönderdi.
2007-08 sezonunu burada tamamlayan oyuncu, Aralık 2008’de bu kez üç takımlı bir takas sonucu Washington Wizards’ın yolunu tuttu. Burada 10 maça ilk 5 başlayan oyuncu, ikinci sezonunu toplam 63 maç oynayarak kapattı ve NBA’de kalıcı olma yolunda adımlar atmaya devam etti. Ancak Javaris’in hayatının dönüm noktası Aralık 2009’da bir deplasman dönüşü uçakta Gilbert Arenas’la yaşadığı kavgaydı.
Aralarında işin içinde paranın da olduğu kart oyunları oynayan oyunculardan Gilbert Arenas ve Javaris Crittenton, bir anlaşmazlık sonrası tartışmaya başladı. Olay Caron Butler’ın otobiyografisinde Arenas’ın Crittenton’dan 1.100 dolar alacağının olduğu ve tartışmanın buradan çıktığı şeklinde aktarılıyor. Ancak Arenas olayı kendi açısından anlatırken; Earl Boykins, Javale Mcgee ve Crittenton kart oynarken Javaris’in kaybettiğini gördüğünü ancak oyunbozanlık yaparak bunu kabul etmediğini belirttiğini, kendisinin de bu durumda Javaris’i uyardığını söylüyor.
Hikayeyi kimin tam anlamıyla doğru aktardığı bilinmez ancak olayın ana aktörlerinden Arenas, uçaktaki tartışmanın şu şekilde sonlandığını belirtiyor, “Uçak indiğinde Javaris arkaya geldi ve ‘Sokakta olsaydık sana diz çöktürürdüm.’, dedi. ‘Kahretsin, sana bunu yapman için pazartesi günü silah vereceğim.’, diye yanıt verdim. O gün cumartesiydi, pazar günümüz boştu.”
Butler’ın kitabında söz konusu pazartesi günü şöyle anlatılıyor, “Arenas soyunma odasında sandalyeye dört tane silah bıraktı ve yanına da birini seç notunu ekledi. Ancak Crittenton bunu görünce bir anda arkasını döndü ve onlardan birine ihtiyacım yok deyip kendi silahını çekti. O an herkes oradan kaçtı ve ben kalıp Crittenton’ı hem kariyeri hem hayatını mahvetmemesi için ikna etmeye çalıştım.”
Olayın ardından iki oyuncu da o sezon boyunca oynamama cezası aldılar. Her ne kadar Arenas takıma dönebilse de Crittenton, Wizards tarafından serbest bırakıldı. Oyuncu, bir sonraki sezonun başında hazırlık süreci için Charlotte Bobcats’le anlaştı ancak Bobcats de üç haftalık bir sürenin ardından Crittenton’ı serbest bıraktı. Önce Çin’de beş maçlık serüven, ardından Dakota Wizards’la NBA’e dönüş denemesi derken Crittenton, Ağustos 2011’de telafisi olmayan hatasını yaptı.
Nisan 2011’de soyguna uğrayan oyuncu, soygunu yaptığını düşündüğü kişilerin peşine düştü. Ağustos 2011’de Atlanta sokaklarında kurbanının peşinde olan Crittenton, gözüne kestirdiği kişiye içinde bulunduğu arabadan nişan aldı. Tetiği çektiğinde kurşun, dört çocuk annesi 22 yaşındaki Julian Jones’a isabet etti. Crittenton, rüya gibi yaşayabileceği bir hayatı artık tamamıyla kabusa çevirmişti.
Oyuncu üç gün sonra Los Angeles Havaalanı’nda yakalandı ve tutuklandı. Çıkarıldığı mahkemece tutuklanan Crittenton, 230 bin dolar kefalet karşılığında dava süresince salıverildi. Ancak iki sene süren dava sonucu Javaris cinayetten suçlu bulundu. Dava sürecinde Crittenton’ın Lakers tarafından draft edildikten sonra Los Angeles’ın meşhur Crips isimli sokak çetesine üye olduğu ve 2011 Ağustos’ta peşinde olup öldürmeye çalıştığı asıl kişinin de R.O.C adlı düşman çetenin bir üyesi olduğu ortaya çıkacaktı.
Javaris, salıverildiği süreçte de yasa dışı işler yapmayı sürdürdü ve eski basketbolcu kilolarca kokain ve marijuana taşımakla suçlandı. Cinayet suçuyla yargılandığı dava aleyine sonuçlanan Crittenton, 23 sene hapis cezasına çarptırıldı.
Eski takım arkadaşı ve aynı zamanda ‘eski belalısı’ Gilbert Arenas, Mayıs 2022’de Crittenton’la hala görüştüklerini ve kendisinin yalnızca basketbol konuştuğunu ifade etti. Javaris, aksi bir durum olmadığı takdirde 13 Aralık 2036 tarihine kadar parmaklıklar ardında kalacak.
Kusursuza yakın bir lise hayatı. İnsanların kendisine inanmasını sağlayan bir senelik bir kolej kariyeri. İkna edici bir NBA kariyeri başlangıcı. Crittenton, liseyi bitirirken Future Business Leaders of America’ya üyeydi ki bu, basketbol kariyeri parlak olmasa dahi hayatına saygın bir iş insanı veya çalışan olarak devam etmesini sağlayabilecek ağa sahip olduğunu gösterir. Fakat Crittenton, hayatında bir ‘aksiyon’ istedi belki de. Yazının başında belirttiğim gibi, onun durumunu ‘Breaking the Law’ kadar iyi açıklayan çok az eser bulunur…
“Yaşayıp yaşamamam kimsenin umrunda değil
Dolayısıyla hayatıma bir aksiyon katmalıyım
Yasaları çiğneyerek, yasaları çiğneyerek”