MEHMET DEMİRKOL (FANATİK) - Aykut Kocaman 10’lu bir blokla savunma tercih etti. Bu anlaşılabilir. Çünkü dün sahaya çıkan kadrolarda Siyah - Beyazlıların bariz bir üstünlüğü vardı. Hiçbir Beşiktaşlı eşleştiği rakibiyle ikili mücadele potansiyeli açısından geride değildi. Bu az rastlanır bir durum. Rosier’den Larin’e kadar büyün oyuncular rakipleriyle eşit ya da üstün durumdaydı. Zaten oyunu geniş alana açtığı her seferinde eksik kaldıklarını gördük. Başakşehir’i 1-0’ken buyur etmek de risk. Keza 2-1’de de. Rakibe korakor oyunda elde edemeyeceği bir şans verdiler. Ve Başakşehir bu sezon belki ilk kez bu oyunlardan skor çıkardı. Fakat Beşiktaş her seferinde büyük güvenle vitesi artırıp öne geçti. Ve bu gitgellerde her yönüyle lig ortalamasının çok üzerinde bir maç oldu.
GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) - Beşiktaş ilk yarıda topun ve oyunun mutlak hakimiydi. 418 isabetli pas ile Süper Lig’de sezonun bir devredeki pas rekorunu kıran siyah beyazlı ekip topu kaybettikten sonra çok çabuk geri kazanarak atak devamlılığı sağladı. Ancak Başakşehir’in alan bırakmayan, organize savunması arasında aradığı boşlukları bulamadı. Aleksic ve Crivelli ile 2 kez gole yaklaşan ev sahibi ekip, devrenin son bölümünde ısrarla kendi ceza alanında kalmayı sürdürdü ve Beşiktaş’ın iyice yoğunlaşan baskısı golü getirdi. Bazıları siyah beyazlı ekibin sahayı pas oyunuyla çok fazla enlemesine kullandığını düşünebilir fakat Beşiktaş, topa sahip olduğu zaman sabırla ayağa oynayarak aynı zamanda iyi de savunma yapmış oluyor. Atakları erken sonlandırmadan rakibin geçiş hücumlarına izin vermiyor. Ayrıca bu anlayışla takım şeklini de kaybetmiyor. Dün Beşiktaş İçin eleştirilecek ve ders çıkarılması gereken nokta skoru bulduktan sonra koruma duygusuyla geri çekilmesiydi. 72’de Ljajic-Necip değişikliği takıma “geri çekilin” demek. Bu değişikliğin ardından 2-2’ye yakalanan siyah-beyazlılar, Başakşehir’in beraberlik golünün ardından kendi anlayışına geri döndü ve oyunu tekrar rakip yarı alana yıktı. Josef’in şık golüyle de çok kritik bir 3 puanı cebine koydu.
ALİ ECE (FANATİK) - Beşiktaş, Gaziantep maçının son 10 dakikasında bıraktığı gibi başladı: Empati kurulabilecek bir yorgunluğun da etkisiyle oyun disiplini ve hızı en üst düzeyde değildi ama kurulu sistemi ve bir oyuncu hariç oturmuş kadrosu mücadele ve kolektif iştahı harmanlayarak kazanmayı başardı. Maçın ilk 10 dakikasında Beşiktaş yüzde 78 topa sahip olmuştu. Karşılıklı birer direkten dönen topta her iki takım da senaryo dışı erken goller bulabilirdi. 21’de Ersin’in Crivelli ile karşı karşıya pozisyondaki kurtarışı yetenekli genç eldivene ekstra artı yazar. Devre biterken Beşiktaş, Başakşehir otobüsüne karşı halen sabırla yerden pas yapıyor, ezbere orta tuzağına düşmüyordu. Takımın en bilge oyuncusu Atiba bir kez daha sağ açığa gelerek yaptığı sürpriz koşuyla gol perdesini açan aksiyona imza attı. Ghezzal klasiği usta işi kornerde Welinton ilk gol sevincini yaşadı. 52 ve 76’da N’Sakala’nın alakasız yerlerde durmasının da etkisiyle Beşiktaş kalesinde goller gördü. Josef bir kez daha “Joker de Souza”olarak 3 puanı kurtardı. Sevgili N’Sakala, yenilen iki golün tüm faturasını sana çıkartacak kadar insafsız değilim ama savunma oyuncusunun hep ‘Ya sekerse, ya arkadaşımın ayağı kayarsa’ düşüncesiyle en kötü senaryoyu hesaba katarak pozisyon alması takımının daha lehine olmaz mı?
UĞUR MELEKE (HÜRRİYET) - Beşiktaş’ın hemen her hafta kapalı savunmaları çözmeye çalışması, elbette sadece siyah beyazlılara özgü bir mesele değil. Bayern Almanya’da ya da City İngiltere’de benzer sınavlar veriyor sürekli. Sergen Yalçın bir röportajında Pep ya da Klopp’u (pahalı kadrolarından dolayı) örnek almadığını söylemişti ama bence yine de oralara bakmakta fayda var. Çünkü sorunlar benzer. Yalçın’ın kapanan takımlara karşı harika yaptığı iş, saha içi rotasyon. Geçen hafta Antep’e atılan ilk golde Ghezzal-Larin merkezde paslaşıyor, Atiba santrfor koşusu yapıyor. Dün ilk golde Atiba sağa koşu yapıyor, Larin ikinci santrfor rolünde. 3. golde Souza o rolde bu kez. Dünün bir başka doğrusu merkezde zaman zaman kaybolan Ljajic’in dönem dönem sola geçmesi. Ve Larin’le santrforu ikilemeleri. Beşiktaş’ın bu yıl şampiyonluk yolunda belki de en önemli kozu bu. Dönebilen, dönüşebilen kadrosu. Maçın olayı Maçta hiç ofsayt olmaması. Başakşehir’in uzunca bir süre Beşiktaş’ı kendi kalesine 20 metre mesafede karşılaması da buna sebep olan faktörlerden birisiydi.
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Bu sene elindeki kadroyu en verimli kullanan teknik direktör olan Sergen Yalçın, takımda olağan fiziki düşüş ve mental yorgunluğu atlatabilmek için oyuncularına bir hedef koymuştu: Fenerbahçe maçına kadar kayıpsız gidelim, derbi sonrası milli ara var. O esnada dinlenir ve asıl.zor olacak final haftalarına dinlenmiş gireriz.. Bu hedefe doğru gelinirken en zor haftaya girildi. Hem ligde hem kupada üst üste 2 Başakşehir maçı ardından Fenerbahçe derbisi.. Beşiktaş oyun üstünlüğünü hiç bırakmadığı maçta hakkıyla 3 puanı aldı. Hafta içi kupa maçında muhtemelen çok rotasyon yapacaklardır. F.Bahçe derbisine önce yenilmemek adına çıkacaklardır. Beşiktaş, G.Saray'ın bay geçtiği hafta Alanya ile içeride oynuyor. O hafta F.Bahçe de Malatya deplasmanında olacak. F.Bahçe'nin bay geçtiği haftada ise Sivas deplasmanına gidecek. G.Saray ise Trabzon ile oynayacak. Yani rakiplerinin bay geçtiği haftalarda zor rakiplerle oynayacaksa da bay geçmeyen diğer rakipleri de zor maçlara çıkacak. Hatay, Vodafone Park'a gelecek. Yani, haftaya Fenerbahçe'yi yenerlerse bence yolun yüzde 70'ini geçmiş olurlar. Maçın son düdüğünden sonra futbolcuların birbirlerine sarılmaları çok şey anlatıyor. Onlar da biliyor ki bu iki maç (Başakşehir-F.Bahçe) şampiyonluk yolundaki en mühim virajlar..
ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - Başakşehir'in son şampiyonluğunu bir kenara bırakarak düşmeme mücadelesi verdiğini benimsemiş oyun anlayışı oyunun kontrolünün olması gerekenden de fazla Beşiktaş'ta kalmasına sebep oldu ilk yarıda. Yine de Başakşehir, Giuliano'nun yaptığı doğru paslarla maçın kaderini değiştirebilecek fırsatlar yakalasa da Crivelli ve Aleksic ile şansları tepti. Beşiktaş'ın kapalı savunmayı aşma çabaları ise ilk yarının sonunda Larin'in, Atiba-Aboubakar ikilisinin sunduğu pozisyonu önce doğru yere giderek bitirmesi ile gelen golle ancak aşılabildi. İkinci yarıya hücumiştahını yükselterek gelen Başakşehir çok adamla hücumetmenin karşılığını çabuk aldı. Aleksic’in ortasında Deniz Türüç skoru dengeledi. Sonrasında maçın yönü hızlı değişmeye başladı. Ghezzal’ın ortasında Welinton ve oyuna sonradan giren Demba Ba’nın golleri ile maç gitti geldi. Sonra sahneye Josef çıkıp Rosier'in ortasında harika bir vuruşla skoru yaptı. Beşiktaş'ın için sezonun en zor maçlarından birini kazanmasını sağlayan ayrıntı yediği gollere rağmen hiç demoralize olmayışıydı.
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Başakşehir ile oynuyorsan neyle karşılaşacağın aşağı yukarı bellidir. Bir de Aykut hocanın oyun felsefesini bunun üstüne koyarsan iş rakipler açısından daha da netleşir. Beşiktaş açısından da böyle oldu. Beşiktaş oyunu domine eden bir takım. Oyun kalitesi de üst seviyede. Karşılaşma öncesinde bu maçın tamamına hükmedeceği belliydi. Öyle de oldu. Başakşehir kendi yarı alanında savunmasını kurup sabırla tüm maç boyunca beklemeyi tercih etti. Beşiktaş bu savunma dizilişini geçmek için olabilecek her şeyi denedi. Beşiktaş için rakip kimmiş çok önemli değil. Çünkü oyun o kadar güçlü ki kimse Beşiktaş'ın oyun planına müdahale edemiyor. Kalecisiyle, savunmasıyla, orta alanıyla, forvet hattıyla herkes görevinin bilincinde ve buna sahip çıkıyor. Performansların fazlası var, eksiği yok. Başakşehir'in iki kez eşitliği yakaladığı bir oyunda bile bu skoru kabullenmeden, teslim olmadan yine galibiyetin peşinde olan Beşiktaş iradesi, istediğini bir kez daha aldı.