Tunç Kayacı: "Hamleler için çok gecikti" | Galatasaray’a karşı deplasmanda 3-0 yenik durumdayken 3-3’e getiren Kasımpaşa’nın dış saha performansı gerçekten başarılı. Van Bronckhorst sonucu lehine çevirmek için şans vermediği iki isim Can Keleş ve Salih Uçan’ı kurtarıcı olarak oyuna soktu. Savunmadan Emirhan’ı çıkartıp defansif riskler almayı tercih etti puan için... Ama bu hamle için artık çok geçti bana göre. Çünkü golü sadece Rafa Silva üretimiyle beklemek şampiyonluğa oynayan bir takım için yetersizliktir, sahne alan başka isimler de olmalıydı. Son sözü Kasımpaşa hızlı hücumunda Fall söyledi ve skoru 3-1’e getirirken, Kasımpaşa hak ettiği 3 puanla 90 dakikayı bitirdi. (FANATİK)
Orhan Yıldırım: "Olmuyor Gio olmuyor" | Hollandalı hoca takımını derbi havasında tutmuş! Motivasyon yok. Kadro tercih ve hamleler yanlış. Fizik kondisyon yetersiz. Yorgun oyunculara rotasyon düşünmemiş. Rakibi analiz edememiş.. say say bitmez. Bunca hatalar zinciri sonrası, Kasımpaşa’ya üç puan almak düşü. Oynayıp kazandılar. Hataları affetmediler. (FANATİK)
Cem Dizdar: "Balans bozukluğu" | Öyle bir maç ki, ‘‘Çok az şeyin değil hiçbir şeyin olmadığı bir ilk devre.’’ diyecek olduğumuz anda gol geldi ve Beşiktaş soyunma odasına önde girdi. Oysa devre boyu tek ciddi atak Kasımpaşa’dan gelmiş, onu da Mert Günok karşı karşıya pozisyonunda çıkarmıştı. Gerisi nafile bir gayret, bir top kaybetme yarışı! Bu tip maçlar için onca zahmete katlanıp stadyuma gelen taraftarlar kadar devre arasında televizyon kanallarında maçı yorumlamak zorunda olanların da işi zor oluyor. Oynan(a)mayan oyuna anlamlar yüklemek için kafa yorup, dil döküyor insanlar. Kim nerede oynarsa oynasın Beşiktaş’ın balansının bozuk olduğu aşikar! Düşük verimliliği açıklamak ‘’Rafa Silva kanada hapsedildiği için verimli olamıyor.’’ ya da ‘’Semih Kılıçsoy gibi bir ‘saf yeteneği’ oynatmıyor.’’ türü gerekçeler üretildi. Ancak sorunun pozisyon ya da oyuncu değişikliklerinden öte tempo, ritm ve takım bağlarının güçsüzlüğü olduğu ihmal edildi. Ha bir de, her olumsuz sonucun ‘’Hakem kararlarının aleyhte olması!’’ ile açıklanması kolaycılığıyla elbette. (FANATİK)
Ali Gültiken: "Kimlik ve düzen kaybedilmemeli" | Takım bütünlüğünü kaybettiğiniz anda futbolda herkes yalnız kalır ve icraat yapamaz hale gelirsiniz. Kulübeden oyuna yapılan müdahalelerin oyuna negatif etkisi oldu. Muçi, sahadaki en yaratıcı oyuncu. Onu oyundan alıp Joao Mario gibi geldiği günden beri hiçbir katkı yapamamış oyuncuyu onun yerine sahaya sürmek ne kadar akıllıca onu da sorgulamak gerekiyor. Futbolda riskler alınır ama aldığınız risklerin takımın genel düzenini bozmaması gerekir. Lig maratonunda maçlar kaybedilebilir ama genel kimliğin ve düzenin kaybedilmemesi gerekir. Beşiktaş, Kasımpaşa karşısında tüm kazanımlarını kaybetmiş bir takım görüntüsü verdi ki bu, işin en tehlikeli tarafı. (SABAH)
Murat Özbostan: "Beşiktaş aşağı düşüyor, hocası izliyor!" | Sen topunu oyna! Şimdi suçlu hakem mi olacak! Van Bronckhorst yine takımın ayarlarıyla oynamıştı. Savunma fantazileri... Ersin iyi oynadığı maçların ardından kulübeye çekilirken Muçi ile Semih'in kanatları zırt pırt değişiyordu.. Masuaku ilk golün asistini yaptığında kral adam olurken yenilen 3 golde onun bölgesinden gelmesi ise ayrı bir fiyaskoydu. Masuaku ikinci yarıda kafa olarak sahada yoktu. Hollandalı hoca da izledi! Kanat orgazisyonlarıyla Beşiktaş lige damga vuruyordu. Beşiktaş'ın kanadı yok! Sürekli bir arayış içinde.. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle plan yapar mı? Kanadın yoksa aynı formasyonla niye oynuyorsun? Teknik adam becerisi işte burada devreye girecek. Ama yok! Takım göz göre göre aşağı düşüyor. Reçeteyi yazacak kişi yetersiz.. Beşiktaş böyle giderse kasım ayında lige havlu atar.. Galatasaray ile puan farkı şimdiden 8... Geçen yıl da bu zamanlar F.Bahçe lider ve 31 puandaydı.. Beşiktaş'ın da 22 puanı vardı! Aktörlerin farklı, senaryonun aynı olduğu bu tablo iyi analiz edilmeli... (SABAH)
Fatih Doğan: "Kartal tehlikeli virajda" | Beşiktaş camiasının son 3 yıldaki en önemli takıntısı kasım-aralık aylarında Süper Lig'e havlu atmasıydı. Hazirana kadar yarışta geride kalmanın baskısı camiada ve özellikle tribünlerde içeriye dönük eleştirilerin yoğunlaşmasını beraberinde getiriyordu. Hoca değişiklikleri hatta yükselen istifa seslerinin özünde bu öfkeye evrilmiş duygu vardı. Bunun değişmesi umuduyla camia Hasan Arat'ı başkan seçti, destekledi. Ancak Kasımpaşa maçı bittiğinde tribünlerde o umutsuzluğu yeniden hissettim. Takımı oynatmak için tezahürattan tezahürata dönen tribünler maç sonu boşluğa düştü. "Kasım-aralık ayında yine mi havlu attık-atacağız" şüphesi dün tribünleri sarstı. (SABAH)
Tolga Ersarı: "Beşiktaş umut vermiyor" | Evet; Paulista’nın eksikliği çok hissediliyor, yenilen gollerde Masuaku ve Onur Bulut’un da hataları var ama resme daha büyük açıdan bakmak gerekiyor. Oyuncu performansları her geçen gün geriliyor. Esasen Beşiktaş her geçen gün geriliyor. Nerede sezona 5-0'lık fantastik Galatasaray galibiyetiyle başlayan Beşiktaş nerede şu andaki Beşiktaş. Kısacası Beşiktaş, ilerisi için hiç umut vermiyor. Henüz her şey bitmiş değil, önlem almak için zaman var. Ancak bu önlem şimdi alınmazsa ilerisi için çok geç olacak... (MİLLİYET)
Attila Gökçe: "Kasım'ın paşası" | Kenar yönetiminde Sami Uğurlu gibi çok iyi gözlemci, çalışkan bir antrenör varsa, Hajradinoviç gibi “akil” bir futbolcuya sahipse, hele hamle oyuncusu olarak kenarda Aytaç’ı bekletebiliyorsa, Fall gibi bir kanat rüzgarı esiyorsa bu yenilgiye kimse şaşmamalıdır. Beşiktaş hakemlerden yana da şanssız. Zorbay Küçük, Rafa Silva’yı kaçıran Sadık’ın rakibini eliyle itmesine net gol şansını engelleme nedeniyle kırmızı kart gösterebilirdi. Uduokhai’nin rakibinden topu alırken kurala uygun davranmasına rağmen Zorbay Küçük’ün çaldığı faul düdüğü de çok anlamsızdı. (MİLLİYET)
Bilal Meşe: "Görünen köy kılavuz istemez" | Bakmayın, Kasımpaşa’nın ligde inişli - çıkışlı grafik çizmesine... Tehlikeli takım, sağı-solu belli olmuyor. Dünkü skor tabelasındaki rakamlar, bunun en büyük göstergesidir. Bir Beşiktaş’ın kadrosuna bakın, bir de Kasımpaşa’ya... Valla helal olsun konuk takıma... İkinci yarıdaki futbollarıyla galibiyeti fazlasıyla hak ettiler, alkışlıyoruz.Beşiktaş için zirve ile fark sekize çıktı. Kapanır mı, kapanmaz mı, kocaman bir soru işareti! Bu ağır yenilginin artçıları uzun sürecektir, dilerim ben yanılırım. Ancak, ‘görünen köy kılavuz istemez’, yani Kartal, görünen köydür bence! (MİLLİYET)
Uğur Meleke: "Büyük takım sürekli uzun oynamaz" | Beşiktaş ne zaman biraz presle karşılaşsa yanıt veremiyor. Eyüpspor maçında prese yanıt verememesine rağmen kazanmıştı. Ajax benzer bir presle faturayı kesti. Dün de Kasımpaşa hemen her önde bastığında kırıldı siyah beyazlılar. Paulista’sız Beşiktaş’ın savunma hattı öne çıkamadığı gibi, oyun da kuramıyor. Dün Uduokhai ve Mert Günok’un sürekli uzun vurduğuna şahit olduk. Büyük takım sürekli uzun vurarak oyun kurmaz. Kuramaz. Van Bronckhorst’un oyuncu değişiklikleri konusunda da puanı çok yüksek sayılmaz. Dün geriden oyun kurulamayan, prese yanıt verilemeyen ilk yarıyı seyrettikten sonra 46’da oraya bir müdahale yapması lazımdı. Ben Salih Uçan’ı 6 numaraya koyup, geriden oyun kurulumu kabiliyetini artırır diye düşündüm. Ama devrede oraya bir müdahale yapmadı Bronckhorst. (HÜRRİYET)
Güntekin Onay: "Kaybetmek değil sürekli geriye gitmek kötü" | Kasımpaşa maça iyi hazırlanmış ama 2 stoperi yoktu. Ve bu Kasımpaşa, geçen hafta Samsunspor’un 2 penaltı kaçırdığı maçta evinde 4-1 yenildi. Beşiktaş’ın bundan sonra işi zor. Giderek geriye giden bir oyun var. Beşiktaş sezon başı bir oyun bulmuştu ve Rafa Silva ile Gedson’dan harika verim alıp iyi futbol oynayarak kazanıyordu. Van Bronkchorst kurcalaya kurcalaya iyi giden takımı bozmayı başardı! (HÜRRİYET)