ERMAN ÖZGÜR (FANATİK) - Trabzonspor'un ilk yarıda oynadığı oyunun tek eksiği gol bulamayışıydı. Savunmada kolay pozisyon vermeyişinin yanında, pas trafiğini Galatasaray'a göre daha iyi yapan, fırsat bulduğunda dikine oynamayı başaran Trabzonspor Bakasetas, Djaniny ve Nwakaeme ile net fırsatlar da çıkardı. Galatasaray ise top rakibindeyken pres yapmakta zorlanan, hücumda ise sanki birbiriyle hiç oynamamış oyuncularla oynar gibi üretkenlikten uzaktı. Halil'in oyuna girişi, 65'ten sonra fiziksel olarak Trabzonspor'un yorulması ve Emre Akbaba'nın oyuna girişi ile Galatasaray biraz hareketlendi. Baskıya direnen Trabzonspor, Edgar'ın enfes vuruşuyla golü de buldu. Hem sahada hem kulübede Trabzonspor'un elinin dar olması Galatasaray'ın hamlelerini son saniyelerde gelen golle haklı çıkardı. Frikikte dönen topu tamamlayan Emre Akbaba beraberliği kurtarsa da 1 puan Galatasaray'ı çok da fazla sevindirmedi. Gecenin sorusu son dakika golü ve alınan puan ne ifade eder? Galatasaray için matematikten çok oyuncuların şampiyonluğa inanmayan görüntüleri haftalardır istikrarlı şekilde devam ettiği için puanın çok özel bir anlamı yok.
GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) Trabzonspor ilk yarıda 3 kez gole yaklaşırken Galatasaray devre boyunca tek isabetli şut dahi atamadı. İlginç olan ise kaybettiği takdirde şampiyonluk yarışında işi mucizelere kalacak olan sarı kırmızılı ekibin ilk 60 dakika boyunca pasif bir anlayışla sahada yer almasıydı. Emre Akbaba hamlesi ve Babel’in sol kanata geçmesiyle hareketlenen Galatasaray, oyun üstünlüğünü ele geçirdi ve Trabzonspor’u baskı altına aldı. İlginçtir, Galatasaray’ın iyi oynamaya başladığı süreçte gol Trabzonspor’dan geldi. Luyindama’nın hatasıyla Edgar müthiş bir gole imza atarken son bölümde Abdullah Avcı’nın ileri uçta oynayan 4 oyuncusunu birden oyundan alması ile Trabzonspor’un saha içi düzeni sekteye uğradı. Galatasaray da demoralize girdiği son dakikalarda baskı oluşturup beraberlik golünü attı. Beraberlik iki takımın da istemediği bir sonuçtu ancak bu oyun ile kazanmayı ikisi de hak etmediler. Özellikle Trabzonspor, böyle bir Galatasaray’ı yakalamışken neden kazanamadığını sorgulamalı.
OLCAY ÇAKIR (FANATİK) - Dün akşam güçlü rakibi önünde Trabzonspor adına tek kazanım; gelecek sezona taşıyacağı güçlü ve zayıf taraflarını görmek olmuştur. Avcı’nın özellikle son bölümlerde ön alanda yaptığı değişikliklerin olumsuz etkilerini kayıp bir sezonda önemli ders olarak not ettiğini düşünüyorum. Trabzonspor, uzunca bir bölümünü üstün oynadığı oyunun final aşamasında yine hamle hatalarıyla galibiyeti kaçıran taraf oldu. Karşılaşmaya bu sezonun belki de en ideale yakın kadrosuyla başlayan Trabzonspor, tam da üç puana uzanırken, bitiriş kadrosuyla yine bir puana razı oldu. Özellikle ön tarafta Djaniniy, Ekuban ve Nwakaeme isimlerine eklenen Bakasetas, rakip Galatasaray defansı için caydırıcı özelliklerini uzun süre kullandılar. Orta alanda Berat’ın varlığı Trabzonspor’un oyununa pozitif anlamda büyük katkı verdi ve teknik adam tercihiyle eleştiri alan Baker’ın da etkinliğini artırdığı görüldü.
SERDAR ALİ ÇELİKLER (HABERTÜRK) - Hiçbir yere ulaşmayan bir kayığın kürekçileri gibi debelenen diğer takım da Galatasaray. Ligin en "Ne oynadığı belli olmayan" takımı sarı-kırmızılılar. Sezona net-tanımlanabilir-çalışılmış bir "hızlı pas oyunu" ile başlayan bu takım, ligin en kaliteli, en pahalı kadrosuyla oyun namına hiçbir şey oynamıyor. 3 senedir futbol yok. 3 senedir debelenen bir futbol takımı.. Slogan var "Biz bitti demeden bitmez.."; "8 de kapanır 18 de.." ama oyun yok. Bahane var, (Çimci kötü - 'Onayı olmamasına rağmen gönderilen Belhanda' klişesi - yönetim berbat..) oyun yok. 40 transfer var, sürekli A oyuncusunu gönderip B oyuncusunu alma var, oyun yok.. G.Saray açısından 1 puan ile 0 puanın önemi olmadığı belli iken o son saniye golü debelenmenin tam göstergesi. Ne tam bitiyor ne tam oluyor.. Galatasaray ve Galatasaraylılar için bu son 3 senenin imtihanı da bu demek ki.. Oyun yoksa, hiçbir şey yok dostlar. Bu çıplak gerçekliği kabul etmeden bir adım ilerlenemez. Lütfen dönün bakın, G.Saray ile ilgili tüm ama tüm haberler Terim ile ilgili.. Terim-Başkan; Terim-oyuncular; Terim-hakemler; Terim-başkan adayı.. Bu son 2 günde bile bakın hepsi Terim'in ağzından "Başlıyoruz.." ; "Buradan döndüreceğiz".. Slogan ve motto.. Terim ile yan yana gelmeyen tek kelime FUTBOL. Terim ve Futbol kelimeleri ne zaman yan yana gelmiş, hoca ne zaman futbol/oyun ile ilgili bir röportaj vermiş lütfen bir arşiv çalışması yapın. Futbol yoksa, oyun yoksa işte olan bu; debelenme.. Terim'in hocalık devri bitmiştir. 7 Mayıs'a kadar renk seçmesi hem kendi hem camiası için en doğrusudur.
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Mete Kalkavan maç süresince konsantrasyonunu kaybetmedi ve dikkatliydi. Çaldığı tutarlı düdüklerle oyuncuların güvenini kazandı ve rahat bir maç çıkarttı. Bu önemli maçta eleştirilerden uzak kaldı. Merkez Hakem Kurulu, Mete Kalkavan tercihiyle doğru bir adım atmıştı. Dün akşamki yönetimiyle de Mete Kalkavan, Merkez Hakem Kurulu’nun güvenini boşa çıkartmamış oldu. Bu sezonun ayakta kalabilen hakemlerinden olan Kalkavan, dün akşam da başarılı bir maça imza attı. Son düdüğü çaldığında arkasında tartışılacak bir pozisyon bırakmamıştı. Maç süresince oyuncular iyi niyetliydi. Rakiplerine ve hakemlere karşı saygılı ve centilmendiler. Hakemleri zora sokacak bir ceza sahası pozisyonu, bir kart tartışması ya da başka bir sorun yaşanmadı.
LEVENT TÜZEMEN (SABAH) - Galatasaray taraftarları ilk 45 dakikayı izlerken benim takımım, Trabzonspor'u yener inancında değildi. Çünkü Galatasaraylı oyuncular kazandıklarında şampiyonluk yarışının süreceğini bildiği halde maç boyu o ciddiyete bürünemedi. Terim'in kadro darlığı nedeniyle zorunlu olarak sahaya sürdüğü 11'in oyun aklı ve kalitesi Trabzonspor'u geçmeye yetmedi. Abdullah Avcı bir sistem hocasıdır ve Trabzonspor haftalardır deplasmanda kaybetmiyor. Rakibe göre nasıl önlem alacaklarını, nasıl doğru pozisyonda olacaklarını çok iyi biliyorlar. Galatasaray, Trabzonspor'un oyun düzenini bir türlü bozamadı. Babel'in isteği, Taylan'ın çalışkanlığı Galatasaray'ı taşımaya yetmedi. Fernandes ve Feghouli ikilisi oyundan çıkana kadar sıfır katkı yaptılar. G.Saraylı oyuncular, saha içerisinde organize olamadıkları için hücumda çoğalamadılar. Dolayısıyla ilk yarıda pozisyon bile üretmediler. Emre Akbaba ve Halil girdikten sonra Galatasaray kendini dengeledi. Trabzon kalesine çok daha fazla adamla gitmeye başladı ama son vuruşlarda etkili değillerdi.
ÖMER ÜRÜNDÜL (SABAH) - Eğer dün G.Saray 3 puan kaybetseydi şampiyonluk şansı biteceği gibi, ikincilik de zora girecekti. Son anda gelen 1 puan ileride maçlar için az da olsa bir ümit oldu. Futbolcuların genel performansı iyi değildi. Ben en çok Saracchi ile Halil'i beğendim. Terim'in Halil'de ısrar etmesi gerekiyor. Çünkü Halil'in değişik bir tarzı var ve oynatan ve oynayan santrfor rolünde katkılı. Trabzonspor'dan da en çok Serkan'ı beğendim. Avcı'ya önemli eleştirim var, futboldan kopmuş Afobe'yi oyuna almanın ne anlamı vardı. A.Ömür'ün de tekrar dönmesine çok sevindim.
BÜLENT TİMURLENK (SABAH) - Dün 45'te kenara gelen Feghouli, iki maçtır iyi oynayan, dün sakatlanıp çıkan Gedson ve ilk yarıdaki pozisyonu gereği Babel ve Emre Kılınç etkisiz elemanlardı. Trabzonspor'un sıkıntısı belli... Sakatlıktan dönen Ekuban'ı fazla oyuna sokamadılar ve G.Saray'ı karşılayan orta saha ikilisi rakip sahada çoğalmayı sağlamayınca akan oyunda golü bulmakta geciktiler. Yine de ilk devre biterken ev sahibi ekibin çerçeveyi bulamadığı oyunda, pozisyonlar Avcı'nın takımından geldi. İkinci yarıda Galatasaray'da taşlar yerinden oynadı. Babel sola, Halil santrfora, Kerem sağa geçtiğinde Trabzon da önde baskıyı biraz azaltınca Terim'in takımı tabelayı değiştirecek oyunu 10-15 dakikalık bir dilimde oynamaya başladı. Avcı, o dakikalarda değişikliği tercih etmezken, Edgar'ın golü, G.Saray'ın bütün hesaplarını altüst etti. G.Saray adına son dakikada gelen gol ve 1 puan da yarıştan kopmak anlamına geliyor. Sonuçta G.Saray, F.Bahçe'nin 3, Beşiktaş'ın ise 6 puan arkasında son 6 haftaya giriyor. Bu beraberlikle erken sezon yaptılar. Gerçek sezon finali evinde Rize'ye kaybettiği maçtı.