GÜNTEKİN ONAY (HÜRRİYET) - Beşiktaş 1-0’ı bulana kadar hayli bocaladı. Özellikle ilk yarıda yavan bir futbol izledik. Altay kalesine en yakın pozisyonda oynayan Güven Yalçın çok fazla top kaybı yaptı, hemen her topu ezdi ve Beşiktaş rakip ceza alanı içinde etkinlik sağlayamadı. Kerem ve Ghezzal ile ısrarla sağ kanadı kullanan siyah beyazlılar, ilk yarıda Alex ve Kenan ile bulduğu 2 pozisyondan sonuç alamadı. Önder Karaveli, 1-0 öne geçtiği zaman ikinci golü bulmanın yollarını mutlaka bulmalı. Beşiktaş, maçların son 10 dakikasında rakiplerine çok fazla teslim oluyor. Bu kadar pozisyon kaçıran Beşiktaş, ikinci golü bulamayınca yine Malatya ve Rize’deki gibi bir felaketle yüzleşmeye çok yaklaştı. Beşiktaş kazandı fakat maçların son dakikalarında neden bu kadar zorlandığını sorgulamalı.
CEM DİZDAR (FANATİK) - Bakmayın siz ülkede oynanamayan futbolu cilalamaya çalışan dile! Maçların büyük bölümü izleyene acı vermiyorsa da ciddi anlamda zaman kaybı... Dün akşam İstanbul’da ilk devre boyunca bir kaç kırık dökük Beşiktaş hücumunun dışında pek bir şey izleyemedik. Altay'ın bir şey yapacağı yoktu zaten. Sanırım onların oyun planı, "Bırakalım Beşiktaş kendine birşey yapsın" olmalıydı. Dün akşam gerek koşu kalitesi gerek pozisyonlara verilen reaksiyonlarda açık seçik görüldü ki, iki takım da bitkindi! Bu atletizm seviyesinden "izlenir oyun" beklemek zaten büyük lüks olur. Demiştim ya, "Altay Beşiktaş’ın kendisine bir şey yapmasını planlamış olmalı" diye... İşte o plan uzatmanın sonunda az kalsın devreye giriyordu, girmedi! Maç bitimi kendime sordum; "Ghezzal ile Teixeira ünleri dışında Beşiktaş oyununa ne katıyorlar acaba?"
ALİ GÜLTİKEN (SABAH) - Beşiktaş önemli eksiklerine rağmen oyunda istediği pozisyon zenginliğini fazlasıyla yakaladı. Bu tabloya Güven ve Ghezzal'ın istekli oyunu katkı sağladı. Alex Teixeria'nın da gol bölgelerinde topla daha çok buluşma isteği sahada Beşiktaş'ı daha etkili hale getirdi. Kartal adına bu maçtaki sıkıntı yakalanan pozisyonların gole çevrilememesi oldu. Beşiktaş ikinci golü bulup maçı çok daha önce bitirebilirdi. Ama bazen direkler bazen de son vuruşlardaki dikkat eksikliği nedeniyle bir türlü gelmeyen ikinci gol Altay'ı oyunun içinde tuttu. Bu ümit son saniyeye kadar Altay'ın diri kalmasını sağlarken, Beşiktaş'ı da sıkıntıya soktu. Bu maç son dakikalarda verilen pozisyonların getirdiği gerginliği hiç yaşamadan daha önce de fişi çekebilirdi. Fakat bu kadar eksik oyuncunun olduğu yerde kulübeden çok fazla gidişatı değiştirecek hamle şansının olmaması da son dakikalardaki sahneleri getirdi.
ATTİLA GÖKÇE (MİLLİYET) - Bu arada Önder Hoca’nın sınavına da tanık olduk. Öne geçtiği maçlarda sonunu getiremeden beraberliğe düşen Beşiktaş’ta “maç kazanamama alışkanlığının” sonlanması gerekiyordu. Karaveli ilk hamlesini Necip-Atiba değişikliğiyle yaptı. Sonrasında Altay’ın “Kaybedecek ne kaldı!” makamındaki ataklarına geldi sıra... Bamba’nın zaman zaman Ersin ve savunmayı tedirgin ettiğine tanık olduk. Bir de Teixeira’nın boş pozisyonda aşırtma vuruş denerken topu Altay kalecisi Lis’e teslim etmesi var ki akıl almaz! Maçın sonu da sıkıntılı: Genç sağbek Kerem oyun gereği yere düşerken top sağ eliyle temasta mı? Kerem elini kaçırıyor mu? Dirsek teması var mı? Anlayamadık. Altay’ın ısrarlı penaltı talepleri Sportif Direktör Tuna Üzümcü’ye gösterilen kırmızı kartla sonlanıyor. Neyse, hafta boyu izleriz bu pozisyonu. Evet, soluk soluğa kazandı Beşiktaş. Geçmiş olsun Önder Hoca... Şimdi derin bir nefes al, rahatla!
ALİ ECE (FANATİK) - Beşiktaş'ın bu sezon genelindeki en büyük sıkıntısı sakatlıklar, hastalıklar, cezalar nedeniyle çok az sayıda maça ideal 11'iyle sahaya çıkabilmesi. Altay maçında da aynı sorun söz konusuydu. İdealin 11 sorununun yanı sıra Beşiktaş'ın maçlarda 90 dakikaya yayarak istikrarlı bir oyun oynayamamasının ana sebeplerinden birisi de hiç aynı anda kadroda fizik kondisyon seviyesi %100 olan hazır 16 oyuncunun yer alamaması. Beşiktaş yine aynı maç içinde 3 farklı takım kimliği sergiledi. İlk yarıda yeteri kadar üretken değildi. 80. dakikada Beşiktaş tam 37 kez Altay ceza alanı içinde topla buluşmuştu. Direkten dönenler, hatalı son vuruş tercihleri derken Beşiktaş tek golünü duran top sonucu stoperi Vida ile kaydetmişti. Diğer stoperi Welinton ise Beşiktaş'ın büyük baskı kurup savunmasını öne çıkardığı bölümde Ghezzal ile birlikte Beşiktaş'ın en etkili oyuncusuydu. Kenan çok çalıştı ama Beşiktaş'ın sol ön oyuncusu olması için doğal yeteneklerinin sınırlarına takıldı. Güven ise doğal açıdan daha yetenekli olmasına rağmen kafası yine karışık, kararları net olmadığı için maç içinde kripto paralar kadar aşırı inişli çıkışlı bir performans sergiledi. Beşiktaş son bölümde gereksiz geriye yaslandı çok zorlandı. Yine 3-4 gol atıp kazanabileceği bir maçı neredeyse yine berabere bitiriyordu.
DENİZ ÇOBAN (FANATİK) - Maçın 10. dakikasında ceza sahası içerisinde Necip yerde kalınca penaltı bekledi. Özgür’ün müdahalesi sırasında top henüz oyunda olmadığı için pozisyonun penaltı olma şansı yoktu. 54.dakikada Kenan’ın golünün faul gerekçesiyle iptal edilmesi doğruydu. Kenan Cebrail’i itmişti. Maçın uzatma dakikalarında Altaylılar penaltı beklediler. Kaleye atılan şutta önce Vida’nın topu elle oynadığı tartışmaları oldu. Vida’nın sağ kolu vücudundan açık. Ancak topun temas ettiği yeri net olarak göremiyoruz. Benim fikrime göre top, Vida’nın omuzuna yakın bölgesine çarpıyor ve devam kararı doğru. Bu pozisyonun devamında Kerem’in kolu topa uzanıyor ama dokunup dokunmadığı net olarak görülmüyor. Bu kadar uzun süre izleyip de net fikir oluşmayan pozisyonda ben hakemi eleştiremem ve kararına saygı duyarım.