MEHMET DEMİRKOL - FANATİK | İlk yarı Fenerbahçe'nin Çin Seddi'ni fiskelerle geçme çabasını izledik desem o bile fazla olabilir. Neredeyse hiç denemedi. Mesut 3 gün öncesinden de yorgun ve oyun planının ne olduğunu anlamamış bir yüz ifadesiyle sahadaydı. Kalecisiz kaleye kaçırdığı golü bizim bildiğimiz Mesut, gözü kapalı kolları ve tek bacağı bağlı atar. Dışarı vurdu. O zinde olmayınca hücumun iki kanadının Antalya gibi bir savunmaya karşı çalışması da mümkün değil. Çok ağırdılar. Bütün iş Sosa'ya kaldı. Pelkas'a çok az döndüler. Osayi ise adam geçmeyi denemedi. Bütün bunlar önde top kaptırma endişesinden … Normal olarak 'atağı bitirin' direktifiyle sahaya çıkmış olmaları kesin. Bulut'un 'sabırlı oynayacağız' deyişini de hesaba katmalı. Çok hareketsiz kaldılar. Samatta'nın sırtı dönük oyundaki yokluğu da önemli tabii. Antalya savunması sadece durdu ve yavaş yavaş sağa sola hareket etti. Araya hiç adam kaçırma girişimi olmayınca rahat ettiler. Belki Osayi yerine Valencia sağda olsa hem bir fiziksel direnç hem de dripling ihtimali olabilirdi. İkinci yarıya da öyle başladı. Önce yarım sonra tam 3'lü savunmaya geçti. Mesut/İrfan değişikliği ve asıl Naldo oyundan alındıktan sonra Fenerbahçe rakip ceza alanına nihayet girmeye başladı. 3'lünün özellikle sağının yarattığı boşluklardan da Antalya yararlandı. Özellikle son 10 dakika inanılmaz pozisyonlar izledik ki, Antalya'nın savunması ve Fenerbahçe'nin iç saha hücumu göz önüne alındığında bu büyük sürpriz. Ancak skor maç öncesinde istatistikler ne diyorsa o şekilde ortaya çıktı. Tisserand'ın laubali ikramını şahane değerlendiren Fredy'nin ikramını Mesut'un inanılmaz geri çevirişi de maçın olayı oldu.
UĞUR MELEKE - SPOR ARENA | Erol Bulut bence ilk devre çok bilindik şeyler yaparak 45 dakikayı iyi değerlendiremedi. İkinci devre bir tık daha cesurdu hamleleri. 46’da üçlü savunmaya dönerek hem hücumda sayıyı artırmak istedi, hem de Pelkas’ı daha iyi hissettiği yere, merkeze kaydırmaktı amacı.Bu formasyon değişikliği sonrası sağ stoper Gökhan ve sol stoper Szalai dönüşümlü olarak hücuma katıldılar, Pelkas da kalabalık merkeze geçti bu rötuşla. 67’de Novak/Cisse değişikliğiyle sola Valencia’yı kaydırdı, sahadaki hücumcu sayısını bir tane daha artırdı bu bölümde. Ancak Erol Bulut’un ikinci devrede yaptığı cesur hamleleri onaylamakla birlikte, Fenerbahçe’nin sadece bu maça özgü olmayan, sezon boyunca yaşadığı problemlerin bir özeti gibiydi dünkü 90 dakika. Bu problemleri de iki başlıkta toplayabiliriz kabaca: 1- Erol Bulut, daha önce de ifade ettiğimiz üzere “çok yönlü takımın tek yönlü hocası”. Topu rakiple paylaştığında, geçiş hücumu çözümleri var. Ama rakibi kapandığında, topu ona bıraktığında sezon başından beri üretemedi yeni bir şey. Ne duran toplarda zekice bir şey yapıyorlar. Ne de hareketli oyunda çalışılmış bir şey görebiliyorsunuz. Dün de Valencia’nın golü tamamen bireysel beceri. Bir taktik başarı değil aslında.2- Hocanın tek yönlülüğü oyuncu değişikliklerine de yansıyor. Sezon başında Ozan’ı yedek bırakıyordu. Pelkas geldiğinde onu 5-6 maç aynı dakikada çıkardı. Şimdi de Ferdi’yi son 10-15’e kadar muhakkak saklıyor. Bu kadar kapanan savunmalara karşı Samuel/Ferdi değişikliği daha erken yapılabilirdi bence.
GÜRCAN BİLGİÇ - SABAH | Sezonun en zor maçına çıktı Fenerbahçe. Kalenin önünde bu kez "çift katlı" otobüs vardı. Ersun Yanal'ın stratejisi bundan önceki Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında puan getirmişti. Bir hafta önce kaleye çekilen şutu olmayan maçın teknik adamlarından biriydi. Ayrıca... Ersun hocanın geçen sezonda sorunlar yaşadığı, Fenerbahçe'den ayrılmasına sebep gördüğü dinamiklerle de bir maçı olacaktı. Bu yüzden altılı-yedili defans hattı kurmaktan çekinmeden oynattı takımını ve Fenerbahçe'nin başına kontrataklarla başka çoraplar da ördüErol Bulut için de sürpriz değildi bu durum. Pas oyunu içinde sabırla oynaması gerektiğinin farkındaydı. Bundan önce de kalenin önüne otobüs çeken takımlara karşı oynadı, Konya, Malatya, Göztepe... Hepsine kaybetti. Acele edeceği vakti bekleyerek, risk kararının zamanlamasını da bekleyerek oynamak istedi. Planlar iyi de Tisserand gibi bir "bozucu" da var sahada. Basit hatalar uzmanı bir stoper ile yine "gol ikramında" bulundular. Ortada neden yokken, 12'de yenik duruma düştü Fenerbahçe. Böyle bir maçta yaşamak istediğiniz son şey. İkinci 45 hamlelerinde Ozan'ı çıkartarak orta sahadan da vazgeçtiler. Kalabalık defansın içine çok adamla yerleştiler. Bire bir oynayarak faul de aradılar. Sonrasında yine ofansif hamleler geldi. O golün peşine düştüler, Valencia'nın slalomunda beraberliği buldular. Yaşadığı baskıdan sonra yorulan Antalya defans hattında dikkat hataları da geldi. Direkten döndü bir şutları. Cisse karşı karşıya kaçırdı. İlk yarıda Mesut boş kaleye atamadı. Kontralarda Antalya da ikinci golün çevresinde dolaştı, olmadı. Pelkas-Veysel pozisyonunda penaltı kararı VAR'dan döndü. Doğru karardı. Zirve mücadelesinde kayıp olan her puanın, acısı da büyük olur. Avantajı cebine koyacakken, rakibinin keyfine kaymak koydu Fenerbahçe. Yine de, bir puanı kurtarmak, mücadeleyi sonuna kadar ortaya koymak da önemli. Ligin kısalan boyunda, giden iki puan-gelen bir puan hesabı yapılacak son haftalarda. Bekleyip, göreceğiz.
SERDAR ALİ ÇELİKLER - HABRTÜRK | Hatayspor, Antalyaspor'u 6-0 yendi, o günden beri Antalya 2 gol yemedi ve hiç yenilmedi. Bu bilgi bize bir veri veriyor.Nedir o veri: "Antalya'dan gol yemeyelim. 1 gol atabiliriz." Antalya'dan nasıl gol yemezsiniz? Düşük tempo ile oynayarak ve kontra fırsatı vermemeye çalışarak. Erol Bulut da maç öncesi "sabırlı oynayacağız" diyerek rakibi analiz ettiklerini söyledi.Ama Tisserand, rakibe asist yaptı; Fredy de golü attı. Zaten çok zor açılan ve gol atması son derece zor bir rakibe karşı 1-0 geri düşüldü. Hakem Ümit Öztürk ve VAR hakemi Volkan Bayarslan, Novak'ın Amilton'a yaptığı yüzde 100 penaltıyı çalamadı.O penaltı çalınsa ve gol olsa skor 2-0'a gelecekti. 2. devrede Veysel-Altay pozisyonunu sadece 1 açıdan ve 1 tekrar ile görebildik. O pozisyonda da penaltı çalınabilirdi VAR'dan.Ümit Öztürk, son dakikalarda bir de Pelkas'a penaltı çaldı ama VAR hakemi Bayarslan, 2 kez Antalya lehine çağırmadığı hakemi bu kez ekrana çağırdı. Öztürk de Pelkas'ın topu elle kontrol ettiğini gerekçe göstererek penaltıyı iptal etti.El var mıydı bir türlü anlamadım. Top önce ele gelmiyordu ki.. Penaltı tartışılabilir ama iptal kararı ve gerekçesi saçmaydı.Gökdeniz - Doğukan ve Podolski ile kaçırılan goller olsa Antalya kazanırdı.Öte yandan F.Bahçe Cisse ile 2 tane net pozisyon harcadı. Fenerbahçe, hakemin Antalya lehine en az 1 penaltı çalmadığı maçta dahi kazanamıyorsa; pozisyon üretemiyorsa; iç sahada bir sürü puan kaybediyorsa bunun temel sebebi Bulut'un yapısı itibariyle Anadolu takımı hocası zihniyetinde olması.Başakşehir'de yardımcı hocalık yaptığı dönem de dahil, Malatya ve Alanya'da hep "Topu rakibe bırakıp, geçiş oyunu ile pozisyon bul" mantalitesini deneyimleyen teknik adam, "Hücum etmesi gereken takım" gelince bocaladı.Elinde ne kadar hücumcu varsa içeri atmayı pozisyon üretme garantisi sanması doğal, çünkü başka türlüsünü bilmiyor. Erol Bulut ile sene sonu getirilecek belki ama olmayacak duaya amin denmez.Fenerbahçe'ye 20 takımın 15'i kapan-çık oynayacak. Bu tip rakiplere karşı organizasyon yapmayı bilen, ÇİZİLMİŞ HÜCUM PLANLARI olan şampiyonluk yaşamış hocalar lazım. Ya da o mantaliteye geçebilecek teknik adamlar.Gelelim dünya yıldızı Mesut Özil'e. Mesut Özil oynamaz. Mesut takımı 10 kişi oynatıyor.En fit durumunda bile üstün fizik gücüne sahip olmayan bu oyuncu bu haliyle hiç oynamaz. Boş kaleye gol atamıyorsan oynamanın da manası yok. Sakatlığı için geçmiş olsun diyorum.Futbolda torpil olmuyor. Belözoğlu torpili ile gelen Erol Bulut'un büyük etiket ile gelen Mesut'u torpille oynatması - Samatta'yı kazanmaya çalışırken Thiam'ı kaybetmesi en büyük örnekler.Fenerbahçe bir yolunu bulup Samatta'yı elden çıkarmalı. Büyük hayal kırıklığı. Yine de asla ve kat'a büyük takım futbolcusu olmayan Cisse, maçı getirecek pozisyonu atamadıysa bu ismi düşünmenin de manası yok.Thiam ve Enner Valencia artık hep oynamalı. Osayi'nin de ancak alan buldukça oynayabilecek bir isim olduğunu kabul etmek lazım.Bu puan kaybı ile Galatasaray'ın 3 puan kaybı değerlendirilemedi. Fenerbahçe kalan 13 maçın 11 - 12'sini kazanamazsa şampiyon olamaz.Bu teknik heyet kalitesi ile olabilir mi? Onu da başta Ali Koç, F.Bahçe yönetimi düşünsün. Ersun Yanal ve Antalyaspor'u tebrik ederim.
DENİZ ÇOBAN - FANATİK | Maçta Ümit Öztürk’ün çok kritik kararları oldu. 30. dakikada Amilton ile Novak arasında yaşanan mücadelede Amilton yerde kaldı. Amilton önde ve avantajlı konumdayken, Novak’ın rakibinin alt baldırına bir darbesi oldu. Penaltı kararı verilmeliydi. 62. dakikada Fenerbahçe kale sahasına gelen yan topta Altay topa doğru uzanırken, Veysel’i formasından çekerek bozuyor, devamında eli Veysel’in yüzüyle buluşuyor. Burada da karar penaltı olmalıydı. Fenerbahçe lehine verilen penaltının iptali ise oyun kuralları açısından ciddi tartışma yaratacak cinsten. Oyun Kuralları’nda, “Aynı anda birden fazla ihlal gerçekleşirse yaptırım, oyunu tekrar başlatma, fiziksel şiddet ve taktiksel etki açısından daha ciddi olan ihlali cezalandırır” diye bir ifade var. Bu penaltıda aynı anda Pelkas’a rakip dizle bir müdahalede bulunurken, Pelkas da rakibinin ayağına basıyor. Oyun kurallarına göre etki açısından daha ciddi ihlal penaltı olduğu için penaltı kararı değişmemeliydi. Mesut Özil’in sakatlandığı pozisyonda ise Fredy ikinci sarıyı görmeliydi.