Haşim Şahin: "Mutlu ve huzurlu!" | Sıkıntılı günler yaşayan Fenerbahçe son haftalarda morallenen Başakşehir'i ağırladı dün akşam. Maçın başlarında ritim yakalamakta sorun yaşadı sarı lacivertliler. Şüphesiz bunun bir nedeni son maçlarda uğradıfığı özgüven kaybıydı. Ama bir diğer neden de Çağdaş Atan'ın öğrencilerinin çok konsantre olması, sahanın her tarafında temaslı oyunu önplana çıkararak Fenerbahçeli futbolculara nefes aldırmamasıydı... Edin Dzeko gibi futbolcuların ilerlemiş yaşlarından ötürü katiyerinin sonuna gelmesi üzüyor gerçek sporseverleri büyük ihtimalle. Ama, dialektik işte, yapılacak birşey yok maalesef. Sadece skor üretmiyor Boşnak süperstar, rol model de oluyor her tavrıyla genç futbolculara ve futbolcu adaylarına. Misal, Ousseynou Ba'nın 45 artıda kendisine attığı kafa vuruşuna karşılık vermedi. Ki, o kafayı çok az futbolcu karşılıksız bırakırdı her halde... Dusan Tadiç resmen sahadaki aklı Fenerbahçe'nin. Asist uzmanı Sırp futbolcu bence. Nitekim, dün akşam da Yusuf en Nesyri'nin ilk golünde asisti yapan o idi. Yusuf en Nesyri demişken altını kalın çizgilerle çizelim; iyi golcü Faslı futbolcu. Yeterki gerekli ve yeterli şekilde topla buluşsun. İki kafa golü de jeneriklikti bence.... Yusuf en Nesyri demişken altını kalın çizgilerle çizelim; iyi golcü Faslı futbolcu. Yeterki gerekli ve yeterli şekilde topla buluşsun. İki kafa golü de jeneriklikti bence. Bu galibiyetle mutlu ve huzurlu ayrıldı sarı lacivertliler sahadan. (FANATİK)
Mehmet Ali Sabuncu: "Demek ki oynayınca oluyormuş..." | Lig uzun bir maraton ve daha çok maç var. Ancak sakatların aynı anda olması sıkıntılı bir durum. Takım, futboluna bir şey katmadan yoluna devam ediyor. Değişmeli... Bunu yapacak kulübe var ama futbolcu var mı o tartışşılır. Edin Dzeko ve En-Nesyri her maçta artık faydalı olmalı. Olmak zorunda, çünkü rakibinin forvetleri onlardan sonuca etki etmesi açısından daha iyi. (FANATİK)
Serkan Akcan: "Can simidi" | Mourinho, Bilbao maçına kadar stoper tandeminde çok fazla değişiklik yapmanın bedelini ödeyince Başakşehir karşısında Çağlar-Becao’ya döndü. Mourinho, Oğuz Aydın sakatlandığında Maximin’i alıp devam etmek yerine İrfan Can’ı da kenara aldı. İrfan’ı erken çıkardığını söylemek gerek. Üstüne Osayi’yi çıkarıp Mert’i alarak bir değişiklik hakkını daha harcamış oldu. Nitekim Becao sakatlanıp çıkınca Fenerbahçe maçı 10 kişi tamamladı. Bu negatif yönü. En Nesyri’yi sokup Dzeko ile kullanmayı düşünmesi ise pozitif yönüydü Mourinho’nun. Nitekim Faslı santrfor iki kafa golüyle Mourinho ile beraber tüm Fenerbahçe’yi kurtardı. (FANATİK)
Faik Çetiner: "Dzeko ve En-Nesyri sahne alınca…" | Devre biterken kaptan Dzeko’nun ustaca vuruşuyla gelen gol ve ardından Ba’nın gördüğü ucuz kırmızı kart Başakşehir’i iyice çıkmaza soktu. 10 kişilik Başakşehir karşısında Mourinho ilk hamlelerini ikinci yarının başlarında yaptı. Sakatlanan Oğuz Aydın’ın yerine Maximin’i, İrfan Can’ın yerine Tadiç’i aldı. İki forvetle Fenerbahçe farkı arttıracak derken 10 kişilik Başakşehir ilk atağında Piatek ile golü buldu. Mourinho’nun son 25 dakikada diğer hamleleri geldi. Osayi’nin yerine Mert Müldür’ü,Amrabat’ın yerine de En Nesyri’yi sahaya sürdü. Bu değişiklikler sonrasında Fenerbahçe Tadiç’in ortasında En Nesyri’nin kafasıyla öne geçti... Sarı-Lacivertli takım maçı kurtardı derken golün sahibi Piatek boş kale yerine topu dışarı atarken takımının çok önemli şansını kullanamıyordu. Mourinho 5 değişiklik yaptıktan sonra Becao sakatlanınca Fenerbahçe de sahada 10 kişi kaldı. Tribünler heyecanlı dakikalar yaşarken En Nesyri kafayla attığı golle maça noktayı koydu. Maça gelmeyip skora bakanlar Fenerbahçe’nin çok rahat bir galibiyet aldığını sanmasınlar. Mourinho da Dzeko’nun ayaklarına, En Nesyri’nin kafasına duacı olsun.. Çünkü onlar sahne almasaydı yanmıştı Portekizli hoca.. (FANATİK)
Uğur Meleke: "İlk yarıda daha iştahlılardı" | Fenerbahçe için de müsabakayı iki ayrı devre olarak değerlendirmek lazım. İlk 45 dakikada, yani maç 11’e 11’ken çok fazla net pozisyon üretemeseler de tutkuları yüksekti. 24’te Fred’in, 25’te İrfan’ın taçları hızlı kullanarak oyunun temposunu artırma çabaları dikkat çekici. Bir hafta önce Beşiktaş önünde düşük tempoya razı görünüyordu çünkü sarı-lacivertliler. Dzeko’nun ilk devrede (Tadic’siz bölümde) oyun kurucu gibi oynadığının altını çizmek gerek. İkinci yarıda Fenerbahçe Tadic-Nesyri ile galip gelmeyi bildi ancak 53 ve 63’te Mourinho’nun panikle üç değişiklik sekans hakkını tamamlaması acemice. Elbette Mourinho’nun kariyerine saygı duyuyorum ama futbolda CV’ler değil, sezonluk performanslar yarışıyor. Portekizli Hoca’nın henüz Fenerbahçe’de tek bir ekstra fark yaratmışlığı yok. Hiçbir direkt rakibini, ligde Galatasaray, Beşiktaş, Samsunspor, Göztepe’yi, Avrupa’da Lille, Twente, Alkmaar, Bilbao’yu yenemedi. Derbilere 1 puan için çıkması, sezonun belki en kritik maçlarından birinde Bilbao önünde 1 yılda 4 geri pasla 4 gol yediren Samet’i oynatması... Üzülerek söylüyorum ki, evinde Devler Ligi ve Premier Lig dahil madalya koleksiyonu olan Mourinho, Fenerbahçe’de büyük bir fark yaratamadı şu ana kadar. (HÜRRİYET)
Tayfun Bayındır: "Talisca'yı bırakın stoper arayın" | Fenerbahçe dün ölüp ölüp dirildiği bir maç oynadı. Farklı skor En Nesyri kazanımı, sıkıntılı bir dönemden şimdilik kurtulmak, bunlar önemli; ama asıl en önemli olan şey, Fenerbahçe savunmasının evlere şenlik hali. Stoperler sürekli kırmızı alarm veriyor. Siz bırakın Talisca’yı, zaman geçirmeden stoper transferi için çalışmaları başlatın. (MİLLİYET)
Cem Dizdar: "Futbol dışı etkiler" | Maçın gidişatını belirleyen ise futbol değil, futbol dışı etkilerdi kanımca. Önce İrfan Can Kahveci Başakşehir’in 19 yaşındaki kaleci Deniz Dilmen’e bir abilik çıkışması yaptı. Ardından İngiliz filozof Thomas Hobbes’un ‘’Herkesin herkesle savaşı’’ dediği türden bir gerilim başladı. Ba devre sonunda Dzeko’ya kafa atınca karşılıklı ‘’horozlanmalar’’dan bir kırmızı kart çıktı. Bu gereksiz tansiyondan kazançlı çıkan Fenerbahçe oldu. İkinci devre de ilki gibi devam ederken hücum bile sayılmayacak bir Başakşehir girişimde önce Sofyan Amrabat ardından Rodrigo Becao ‘’uyuyu’’nca, Kryzstof Piatek’in vuruşuyla gol nihayete erdi... Dusan Tadiç oratsında ise üç Başakşehirli’nin gözü önünde Youssef En-Nesyri kafayı vurup golü attıysa da, Fenerbahçe’nin Becao’dan çekeceği vardı belli ki! Hem sakatlandı hem neredeyse Piatek’e ikinci golü attırıyordu. O çıkınca maç 10’a 10 oynanmaya devam etti. O pozisyon sonrası, ki dakika 75’ti Başakşehir oyunu zaman zaman öne aldı ama ciddi bir etki koyamadı maça. Fenerbahçe, En-Nesyri’nin kafa vuruşlarıyla maçta pek de bir şey yapmaya niyeti olmayan ama ‘’Son haftaların formda takımı’’ olarak anılan Başakşehir’i geçmeyi bildi. Bu arada Fenerbahçe bir maçta üç kas sakatlığı yaşadı! Bu durum nasıl açıklanmalı acaba? (FANATİK)
Gürcan Bilgiç: "Dzeko delikanlılık dersi verdi!" | Halk dilinde, iki yenilgi sonrasında "Köprüden önce son çıkış" dakikalarında, yaşanabilecek en kötüler Fenerbahçe'nin başındaydı. Ama hep birlikte yaptılar, başardılar. Taraftarı da yanlarına aldılar. Bir not: Ba'nın kafa darbesini yediği, kaşı açıldığı halde "Gık" bile demeyen, ayakta duran, Dzeko'yu "onur hattı"nın üstüne alalım. "Delikanlılık" nedir, konulu ders verdi. (SABAH)
Ömer Üründül: "En-Nesyri yedek bekletilmemeli" | Sezon başından beri vurguluyorum. En-Nesyri, yedek bekletilecek bir santrfor değil. Tabi ki En-Nesyri, gecenin yıldızı oldu. Fred'teki fiziksel düşüş devam ediyor. Dün en beğendiğim oyunculardan biri de yavaş yavaş form grafiği yükselen Kostic'ti. Amrabat çok güçlü değil fakat deneyimi ile işi idare ediyor. En çok koşan -bal yapmasa da- Szymanski'ydi. F.Bahçe, Livakovic boşta olmak üzere 3 sakat verdi. Üstelik de kısa süreli olmayacağa benziyor. Önemli bir sıkıntı da F.Bahçe'nin işi idare edecek yeterlilikte bir yedek kalecisinin olmayışı dün iyice belgelendi. Mourinho'nun bitime 15 dakika kala rakip 10 kişiyken 5 hakkını tamamlaması da mantıkla bağdaşmıyor. (SABAH)