ERMAN TOROĞLU | FOTOMAÇ: Zemin kötü… Pardon, çok kötü… Malatya kötü, Galatasaray kötü. Maçın son dakikasında Babel, bir topa vurdu. Kalecinin de hatası o top gitti gol oldu. Bütün maçın özeti bu. "Futbolcular mücadele etmediler mi bu zeminde?" diyeceksiniz. Ettiler ama sen bu lige 'Süper Lig' diyorsun.Ne olursa olsun bu kalitede futbol oynanmamalı...
Bakın, Galatasaray, Sarı Kırmızılılar'ın kalesinde duramayacak iki kaleciyle buraya geldi. Şimdi kalede Muslera var, biraz düzgün bir santrfor da gelirse bu Galatasaray ligin sonuna kadar şampiyonluk mücadelesi verir. Bu bizler için, spor basını için de avantaj. Enteresan, Galatasaray uzun zamandır da iyi futbol oynamıyor. Hani futbolcular derler ya "Önümüzdeki maçlara bakalım". Hemen bir hafta sonra ikinci yarı başlayınca göreceğiz..
ÖMER ÜRÜNDÜL | SABAH: G.Saray dün Malatya'da ilk devre oyunu domine eden taraftı. Topa sürekli sahip oldular. Ofansif girişimlerde sahayı geniş tutarak her iki kanatları da kullanırken orta saha çeşitlemeleriyle değişik varyasyonları da ihmal etmediler. Sadece Emre Kılınç ile kaçan bir pozisyon dışında üretkenliğin sağlanamamasının iki önemli nedeni vardı. Biri; zeminin çok kötü olması. İkincisi ise; Malatyaspor'un geriden çıkarken G.Saray'ın preste alışılmış pusuya yatma tuzağına düşmeyip topları uzun kullanmalarıydı.
İkinci yarıda da G.Saray oyuna kontrolü elinde tutarak başladı. Tabii dakikalar ilerledikçe fiziksel olarak eksikleri olan kaliteli isimlerde düşüş başladı. Bu da takım savunmasında Malatya'ya rahatlık getirdi.İkinci devre ortasından sonra G.Saray için geniş alanda yakalanma tehlikesi ortaya çıktı. Ama Fofana'nın yokluğunda Kubilay da ilk yarıda sakatlanıp çıktığından Malatyaspor'un bu ortamı değerlendirecek bir oyuncusu yoktu. Sonuçta maç beraberliğe kilitlenmişken ve son dakikada, o dakikaya kadar hiç şutu düşünmeyen Babel sahneye çıktı. Sert vuruşunda kaleci de hata yapınca G.Saray çok önemli bir 3 puanı hanesine yazdırdı.
Arda, yorulana kadar önemli işler yaptı. Feghouli'nin sakatlanması ileriki haftalar için önemli bir eksik. Ben en çok Marcao ile Taylan'ı beğendim. G.Saray, eğer kalesindeki tek tehlikeyi bir duran top sonrası maçın uzatma bölümünde yaşadıysa riskli anlayışta Marcao ve Taylan'ın değeri daha iyi anlaşılır. Malatyaspor ise iyi savunma yaptı. Ama hücum gücü sıfıra yakındı.
MEHMET DEMİRKOL | FANATİK: Zemine, 'tarla' demek bile zor... Malatya, savunma ağırlıklı oynadı. Terim, Donk'u santrfora yolladı, uydusunu Ryan Babel yaptı. Bu risk, karşılığını verdi ve Babel'in şutu, 3 puandan fazlasını getirdi. Bir önceki gün Abdullah Avcı maçtan önce, zemin nedeniyle oyunlarını değiştirmek zorunda kalacaklarını söylemişti. Dün de Terim zemin(ler)den yakındı (Telekom’u da dahil ederek). Malatya’daki zemine tarla bile demek zor. Belhanda ve Feghouli yürürken sakatlandılar. Hamza Hoca’nın oyun planı acaba bu sebeple mi bu kadar farklıydı diye düşünmeden edemiyorum. Kubilay dışındaki tüm oyuncuları 9’lu bir blokla 1. ve 2. bölge kesişimine yığıp orta sahayı Galatasaray’a bıraktılar. Donk ve Marcao rahat oyun kurdu.
Muhtemelen Galatasaray topu orta sahasına aktardıktan sonra kapacakları toplarla direkt kaleye gitmek istedi ama bunu neredeyse hiç yapamadılar. Hiçbir kanal bulamadılar. Galatasaray iyi yayıldı. Böyle olunca Babel’in de hareketli oyunuyla Galatasaray enine bir pas trafiği kurdu. Feghouli’nin sakatlanıp çıkması ve 'Babel Paradoksu' bu hakimiyetin hak ettiği kadar pozisyon bulmasını engelledi. Malatya zamanla ceza sahasına gömülü savunma koyunca iş ortalara döndü.
Burada 'Babel Paradoksu'nu açmak gerekli. Dinamik oyunu orta sahaya nitelik ve nicelik açısından çok katkı sağlıyor ama markajdan bu kaçışlarının yararı kadar gol bölgesinde eksik olma dezavantajı da yaratıyor. Terim bunu çözmek için Donk’u pivot santrfora yollayarak, Babel’i onun uydusuna yerleştirdi. Luyindama’nın dahil olduğu savunma da rakip yarı sahanın ortasına kadar çıktı. Bu Malatya gibi bir takıma karşı ciddi risk taşısa da Babel’in denemesi, alınan risklerin karşılığını verdi. Bu şut, zor bir zeminde, zor bir rakibe karşı 3 puandan fazlası getirdi.
UĞUR MELEKE | HÜRRİYET: Bu maçın neredeyse aynısı, sadece 12 gün önce kupada oynanmış; Malatya oyunu yine kilitlemişti. Süper Lig’de oyun tanımı dört başı mamur bir şekilde yapılabilecek, ne oynadığını net cümlelerle ifade edebileceğiniz birkaç takım var. Bunlardan biri de Malatya. Özellikle büyük takımlara karşı çok zorluk çıkarabilen bir oyun anlayışı ve futbolcu grubuna sahipler. Kompakt duruyorlar, ikili mücadelelerde sertler, topu size bıraksalar da şemalarına sadık oldukları için boşluk bırakmıyorlar. Yerden oynayan rakiplerini kolayca bozup havadan oyuna zorluyorlar ki bu da onların önemli bir sırrı: Zira Süper Lig’de maçı başına 20,1 hava topu kazancıyla en yakın rakiplerinin tam 4 puan önünde liderler.
Dün 88 dakika boyunca Galatasaray topa sahip oldu ama oyuna hükmetti mi, işte onu iddia etmek güç. Üstelik bu maçın neredeyse aynısı, sadece 12 gün önce Türkiye Kupası’nda oynanmış; Malatya oyunu yine 90 dakika boyunca kilitlemiş ve maçı uzatmaya götürmüştü. Yani kupadaki o maçı dikkatle izleyen birisi, dün o müsabakanın tekrarının yayınladığını düşünebilir inanın!
Futbolun yüzyıllık bir kuralı: Bu tarz sıkışan maçların bir duran topla ya da uzaktan bir şutla açılması. Dün Galatasaray’ın attığı 10 şutun 8’inin ceza alanı dışından olması da biraz bu yüzden. 88’de Babel’in denemesi belki çok iyi bir şut değildi ama doğru denemeydi. Maçı da o doğru deneme kazandı zaten.