Alanyaspor ile yollarının kesişme hikayesini anlatan Cisse, "Çin'den döndükten sonra İngiltere'ye gittim. Orada bir takımla idmanlar yapmaya devam ettim. Oradaki hoca da sözleşme imzalamamı ve takımda kalmamı istedi. Transferimin bitmesine 15 gün kala biz sürekli Bursaspor ile dirsek temasındaydık. Ama Bursaspor olmadı. Son ana kadar konuştuk. Transferin bitmesine üç gün kala Alanyaspor teklifte bulundu. İngiltere'deydim. Menajerimle otururken ben birden, "Tamam ya Alanya'ya gidelim o zaman" dedim. Çok çabuk oldu. Onlar bile şaşırdı. "Emin misin?" dediler. Böyle bir karar verdik. Hızlı bir karardı. Transferin bitmesine iki gün vardı. Geldik bir anda. Şehri gördüm, başkanla tanıştım, kulübü gezdim. Sözleşme imzalama kararı aldım. Türkiye'yi daha önce duymuş, Türk kulüplerinden transfer teklifi de almıştım. Bir tanesi Sivasspor'du. Newcastle'da oynarken beni istemişlerdi. Fakat o zamanlar orada oynuyordum. Kariyerimi farklı bir ülkede geçirmek istemediğim için ilgimi çekmemişti. Türkiye'ye gelmeden önce elbette araştırma yaptım. Sonuçta dini İslam olan bir ülkeye geldim. Her şeyden önce bu beni mutlu ediyor. Burada iyi hissetmemi sağlıyor. Sokakta yürürken etrafınızda aynı dine mensup kişilerin olması, günde beş defa ezan sesini duymak beni gerçekten sakinleştiriyor ve mutlu bir insan yapıyor. Hayatınızı idame ettirirken aynı zamanda o mutluluğa da sahip olmak, vicdani mutluluğa da sahip olmak farklı bir durum. Avrupa'da uzun yıllar yaşayan bir insan olarak söylüyorum bunları. Burada gerçekten çok mutluyum. Türkiye çok güzel bir ülke. Yaşadığımız şehir çok düzgün. Kulübümüz çok düzgün. Bir futbolcu daha ne isteyebilir ki?" dedi.
"Alanyaspor başarısıyla dikkat çekiyor. Sezon sonu için nasıl bir hedefiniz var? Sence neler olur?" sorusunu da yanıtlayan Cisse, "Bizler inanan insanlarız, az önce de bahsettim. Kadere inanan insanlarız. Sonunda nerede olacağımızı Allah bilir. Onun takdiri. Biz oyuncular olarak sahaya çıkıp elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Her ülkenin futbol kulüpleri var. Futbol kulüplerinin seviyesi ve bu seviyede hedefleri var. Gördüğüm kadarıyla Türkiye'de büyük takımların haricinde bütün takımlar ligde var olma adına mücadele eder. Az önce de bahsettiğim gibi, mücadele oranı çok yüksek. Bu noktada biz şu an takımımızı ligde tutmuş durumdayız. Bundan sonrası bizim için bonus Biz hangi puanı alırsak o bizim için ligde bir üstte olmak adına bonus olacak. Biz zaten maç maç düşünüyoruz. Havaya girme durumunda değiliz. Belki de bu bizim işimizi kolaylaştırıyor. Umarım ligin sonunda iyi bir yerde oluruz. Çünkü çok iyi bir futbolcu grubumuz var ve çok iyi şeyleri hak ediyoruz." dedi.
VAR sistemi ile ilgili görüşlerini dile getiren tecrübeli golcü, "Elbette teknolojinin gelişmesiyle birlikte futbol da bundan payını aldı. VAR'la alakalı farklı görüşler var. Bir takım insanlar geleneksel futbolu destekliyor. Bir kesim ise teknolojinin futbolun içinde olması gerektiğini, adaletin gerçekten sağlanması gerektiğini düşünüyor. Sahanın içinde çok farklı duyguları bir anda yaşayabiliyoruz. Aslında biz de yaşıyoruz o duygu değişimlerini. Golü atıyorsunuz, 10 saniye sonra golün iptal olması insana mutsuzluk veriyor. Ya da tam tersi olabiliyor. Biz de aslında sahanın içinde taraftarlarla birlikte o stresi ya da heyecanı yaşıyoruz. Ben geleneksel düşünen insanlar gibiyim. Akışın hızlı olması, natürel olmasından yanayım. Devam etmek bence daha sağlıklı. Fakat dediğim gibi, teknolojinin gelişmesiyle VAR'a ihtiyaç duyan bir kesim de var. Onlara da saygı duymak lazım. Ama ben tamamen gelenekselciyim." ifadelerini kullandı.