DEVRİM ÇETİN - İnsanoğlu kuş misali derlerdi inanmazdık, inanmaya başladım aslında. Dün sabah kahvaltımı Bursa'da yapmış, öğlen yemeğini İstanbul'da yemiş ve akşam yemeğini de Mersin'de yemiştim. Alın size kanıtı işte. Perşembe günü Bursaspor-Beşiktaş maçında basın tribünündeydim, cuma sabahı Bursa'dan İstanbul'a yola çıktım ve gece de Mersin'e vardım.
Mersin muhabirimiz Mehmet Miras abim sağolsun, Adana'da havaalanında her zaman olduğu gibi beni karşıladı. Bindik arabaya ve Mersin'e doğru yola koyulduk. İlk önce konaklayacağım otele gittik ve bavulumu bıraktım. Şansıma Mersin İdman Yurdu da aynı otelde kalıyordu. Akşam otel lobisinde Kayserispor-Fenerbahçe maçını izledik bazı futbolcular, gazeteci Haldun Okdemir ve Mehmet Miras ile. Mersin TSDY temsilcisi Hamdi Yurdakul'u unutmuştuk, zaten maç günü küçük bir fırça da yedik kendisinden...
Otelin lobisinde içeceğimle birlikte maçı izledik. Maçtan sonra otelde muhabbetimize devam ettik ve ben odama geçtim. Tabi buzdolabı beni dürtüyor, kapağını açtım ve bazı şeylerin tadına bakmam gerektiğini hissettim ve gecenin geç saatlerine kadar dalga sesi eşliğinde odada oturdum.
Sabah sayılabilecek bir saatte yattım ve saat 9'u gösterdiğinde Mehmet Miras abim Nurullah Sağlam hocamızın röportajı için lobide olduğunu söyledi ve indik Nurullah hocam ile röportajımızı yaptık.
Daha sonra kahvaltıya geçtik ve sanki yine abarttım gibi bu konuyu. Maç saati geldi çattı ve halen başka bir şey yemedim anlayın artık... Kahvaltının ardından Haldun ve Hamdi abinin yanlarına gittik ve güzel sohbetin ardından daha önce röportaj için sözleştiğimiz gibi başkan Ali Kahramanlı'nın yanına otele gittik. Tam röportaja başladık, aksilik bu ya sıkıntı üstüne sıkıntı. Sağolsun başkan çok anlayışlı bir insan ve bizi neredeyse 2-3 saat bekledi ve maç öncesi röportajımızı gerçekleştirdik.
Ardından artık yavaş yavaş maça gitme vakti dedik ve stada doğru arabamızı da otelin önünde bırakıp yola çıktık. Aslında düşüncem maçı taraftarın arasında izlemekti ama bilgisayarı şarza koyacak bir fiş maalesef yoktu. Bu arada unutmadan geçmeyeyim, 3 ay önce tabiri caizse harabe olarak en son gördüğüm Tevfik Sırrı Gür Stadı harika olmuştu, Skorboard da yeni gelmiş ve çok yakışmıştı güzelleşen yenilenen stada.
Neyse bilgisayarı takacak bir fiş bulamadığım için beraber yanyana izleyeceğim Gürsel albayla maçı izleme şansını kaybetmiştim, üzülmedim değil aslında...Gazeteci Abdullah Biçer, NTV Muhabimiz Mehmet Miras abim ve Mersin TSYD temsilcisi Hamdi Yurdakuli le birlikte maçı izlemeye başladım.
Maçtan önce Mersin taraftarı inanılmaz coşkuluydu ve özellikle skorboard tarafındaki kale arkası neredeyse hiç susmadı. Ancak 11 bin kapasiteli statta maraton tribününde boşluklar göze çarpıyordu ve maç başlamasına rağmen o kısımlar dolmadı.
Kadrolar elime geldiğinde şaşırmadım değil aslında. Mersin İdman Yurdu kadrosu beni çok fazla şaşırtmamış ama Gaziantepspor kadrosu şaşkına uğratmıştı beni.Mersin İdman Yurdu aslında klasik onbiriyle sahaya çıktı diyebilirim. Kalede Hakan Arıkan, savunmanın sağında İlhan Özbay, solunda Mustafa Keçeli, ortada İbrahim Kaş ve Boum oynuyordu. Önlerindeki ikilide Yahia ve Zurita, önlerindeki üçlüde Nduka, Erman Özgür ve Moritz, hücumda tek olarak ise Nobre bırakılmıştı.
İlginç olan Gaziantepspor kadrosunda ise maç için Mersin'e getirilen Serdar Kurtuluş ve Bekir Ozan gibi iki oyuncunun 18'e alınmaması dikkatlerimi çekmişti ilk önce. Daha sonra Karcemarskas ve yenilerden Binya kulübede oturuyordu. Tekrar güven tazeleyen ve son günlerde zor günler geçiren teknik direktör Tolunay Kafkas, kalede Mahmut'a, savunmanın sağında Elyasa'ya, solunda Ivan de Souza'ya, savunmanın göbeğinde de Dany ve Emre Güngör'e şans tanımıştı. Önlerindeki ikilide ilk kez Yasin Pehlivan'ı görüyordum bu sezon. Avusturya'da çok önemli işler yapan ve çok beğendiğim Yasin'i merak da ediyordum aslında. Yasin'in partneri genç Orhan Gülle'ydi. Önlerindeki üçlüde Sosa, Wagner ve Popov, tek forvet olarak da Cenk Tosun sahaya çıkmıştı.
Maç havanın sıcaklığına rağmen çok hızlı başladı ve özellikle ilk 15 dakika çok çekişmeli, bir o kalede bir bu kalede geçiyordu.
Aslında ilk yarım saatte oyunun genelde hakimi ev sahibi Mersin İdman Yurdu olurken, Gaziantepspor da özellikle kontraataklarla gol arıyordu.
32. dakikada Mersin İdman Yurdu Nobre ile öyle bir golden yararlanamadı ki skorboard 'goollll' diye yazmıştı bile, kaleci Mahmut çok iyi bir refleksle topu çıkardı.
Mersin baskısı devam etti ve dakikalar 34'ü gösterdiğinde kazanılan penaltıyı Andre Moritz ağlara göndererek sahadaki coşkuyu bir kat daha artırıyordu.
Devre sonuna kadar başka çok net pozisyon olmadı ve soyunma odasına Mersin İdman Yurdu 1-0 önde gitti.
İki takım da ikinci yarıya aynı onbirlerle başladı. Gaziantepspor'un hızlı başlamasını bekliyordum açıkçası ama ev sahibi Mersin İdman Yurdu fırtına gibi girdi ikinci yarıya. Gelişen Mersin İdman Yurdu atağında Nobre soldan kaçan Mustafa Keçeli'ye topu aktardı. Bu oyuncunun kale içine yaptığı ortada Nobre topla buluştu ve yaptığı güzel vuruşla takımını 2-0 öne geçiren golü Gaziantepspor ağlarına bıraktı.
İlk 45 dakika izlediğim Gaziantepspor'da inanılmaz bir özgüven kaybı görüyordum. Geçen seneki kadrolarını aynen korumuşlar ve 2 yabancı takviyesi ve Yasin Pehlivan, Bekir Ozan gibi oyuncular dahil edilmişti üzerine. Ancak geçen sezonun adeta yıldızı Cenk Tosun sahada yokları oynuyordu, ilk 45 dakika neredeyse adım atamadı.
Golü yedikten sonra Gaziantepspor teknik direktörü Tolunay Kafkas, dakikalar 53'ü gösterdiğinde orta sahanın savunma yönü daha yüksek olan Orhan Gülle'yi kenara alıyor ve forvet oyuncusu Djako'yu sahaya sürüyordu. Tolunay hocanın artık golden başka düşüncesi kalmamıştı ve daha yaklaşık 40 dakika vardı.
Ev sahibi takımda teknik direktör Nurullah Sağlam ilk hamlesini gerçekleştirdi ve 61. dakikada penaltı golünün sahibi hücum gücü yüksek Andre Moritz'i kenara alarak, savunma yönü daha iyi olan Hasan Üçüncü'yü sürdü. Nurullah hoca ikinci hamlesini de 69. Dakikada orta sahanın tecrübeli ismi Erman Özgür'ü kenara alıp forvet oyuncusu Beto'yu oyuna alıyordu.
Tolunay hocanın aslında bu konuda eli kolu bağlı gibiydi. Kulübesinde Karcemarskas, Mehmet Yiğit, Binya, Taşkın, Şenol ve Murat Ceylan vardı ve son hamlelerini 73. dakikada günün etkisiz isimleri Popov ve Yasin'in yerlerine Şenol ve Binya'yı oyuna alarak yaptı.
Artık kalan 15 dakika içinde konuk ekip farkı indirmek için oyunu Mersin İdman Yurdu sahasına yıkmıştı ama bir türlü aradığı golü bulamıyor ve net pozisyonlar üretemiyordu.
Mersin İdman Yurdu teknik direktörü Nurullah Sağlam, son oyuncu değişikliğini 86. dakikada kaptan Zurita'nın yerine tecrübeli stoper Mehmet Polat'ı alarak yaptı. Sağlam soyadı gibi işi sağlama alıyordu artık kalan son 5 dakika içinde.
Kalan dakikalarda başka gol olmayınca maç ev sahibi Mersin İdman Yurdu'nun 2-0'lık üstünlüğü ile sona erdi. Bu sonuçla Mersin İdman Yurdu puanını 9'a çıkartırken, Gaziantepspor da 4 hafta sonunda henüz puanla tanışamadan evine döndü.
MERSİN İDMAN YURDU: 2 – GAZİANTEPSPOR: 0
Stat: Tevfik Sırrı Gür
Hakemler: Aytekin Durmaz, Selçuk Kaya, Hakan Yemişken
Mersin İdman Yurdu: Hakan Arıkan, İlhan Özbay, Joseph Boum, İbrahim Kaş, Mustafa Keçeli, Zurita, Ben Yahia, Nduka, Erman Özgür (Dk. 69 Beto), Andre Morit (Dk. 61 Hasan Üçüncü), Nobre
Gaziantepspor: Mahmut Bezgin, Elyasa, Dany, Emre Güngör, Ivan de Souza, Orhan Gülle (Dk. 53 Djako), Yasin Pehlivan (Dk. 73 Binya), Sosa, Wagner, Popov (Dk. 73 Şenolcan), Cenk Tosun
Goller: Dk. 35 (Penaltı) Moritz ve Dk. 53 Nobre
Sarı kartlar: Dk. 81 Beto (Mersin İdman Yurdu), Dk. 17 Wagner (Gaziantepspor)