Uçakta bulunan NTV Genel Yayın Yönetmeni Nermin Yurteri, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını aktardı.
"Spora olan yakın ilginizi biliyoruz, özellikle futbola. Bu yoğun tempo içinde maçları da yakından takip ettiğiniz tüm Türkiye’nin malumu. Bu sezon Çok rekabetçi bir yarış oluyor. Ligin son virajına girilmişken birçok takımın hala şampiyonluk adayı olduğunu söyleyebiliriz. Bu kapsamda Türkiye Futbol Federasyonu’na yönelik de bazı eleştiriler oldu. Fenerbahçe’nin bir istifa çağrısı var, Beşiktaş da Göztepe maçı sonrası bir çağrı yaptı, Galatasaray taraftarının da var… VAR sistemi ve hakem kararlarına yönelik bazı itirazlar, eleştiriler oluyor. Bir de Fenerbahçe tribünlerinin bir bölümünde oluşan bazı siyasi slogan ve tezahüratlara şahit olduk. Bu konudaki görüşleriniz neler olur?" sorusunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan şöyle yanıtladı:
"Tabi öncelikle son viraja girilirken hakikaten böyle bir rekabetin olması çok güzel bir şey. Sevindirici de. Fakat Federasyonun bu noktadaki attığı adımlarda tarafgirlik içerisinde olduğuna ben ihtimal vermiyorum. Nitekim aldıkları kararlarla şu son 3-4 maça yönelik adil davrandıkları da ortada. Bugüne kadar bu tür maçlar zaten pek de federasyona gelmezdi. Hakemler düdüğü çalmıştı iş bitmişti, böyle bakıyorduk.
VAR sisteminin de tabi eksileri var, artıları var. Bazı yerlerde bakıyorsunuz, hakikaten isabetli kararlar çıkıyor. Bu sürecin daha geçiş dönemi olduğunu düşünüyorum. Geçiş döneminde bu tür eksikler olabilir. Zaman içerisinde sistem tam anlamıyla oturacaktır.
Ben bir Fenerbahçeliyim, aynı zamanda Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Yüksek Divan Kurulu üyesiyim ama özellikle arkadaşlarıma yönelik sarf edilen hakaretamiz ifadeler yenir yutulur şeyler değildir. Bir defa bu ülkeye hizmet veren bakan arkadaşlarımızı kalkıp da bu işin içine bulaştırmak çok ciddi bir yanlıştır. Kulüplerimizin yöneticilerinin bu konuda bir defa çok dikkatli olmaları, tribünlerdeki gelişmelere sahip olmaları lazım. Biliyorsunuz zaten sosyal medyada da bu tür hakaretlerin, iftiraların cezalandırılmasına yönelik bazı kararlar var. Sosyal medyada da bunların bedelini ödetmeden bu işi bırakmayız.
Kalkıp bilip bilmeden, herhangi bir bakanımız hakkında “Filanca kulübü şöyle destekliyor, herhangi bir kulübe karşı şöyle bir tavrı var” gibi yaklaşımları bizim kabullenmemiz mümkün değil. Ben bir ay kadar önce Kulüpler Birliği toplantısında bütün başkanlar oradayken söyledim, “arkadaşlar sizden bir ricam var; lütfen siyaseti bu işe karıştırmayın ve bizi bu işlerin içerisine bulaştırmayın” dedim. Biz bütün başkanlara orada bunu demişken, buna rağmen kalkıp da bu tür açıklamaların yapılması bizi ciddi manada üzer ve buna karşı da biz sessiz kalamayız. Şampiyonluk kimsenin tekelinde değil. Bu sene sen olursun, bir sonraki sene başkası olur.
Bir de şu var onu da söyleyeyim. Kalkıp da benim arkadaşlarım “Bu sene filanca kulüp şampiyon olacaktır ya da olmalıdır veya temenni ediyorum” diye asla söylememelidir. Bizim tarafsızlığımız burada büyük önem arz ediyor. Biz tarafsızlığımızı korumalıyız. Biz bu ülkeyi yönetenler olarak tarafsızlığımızı korumalıyız. Ben mesela lig maçlarına asla gitmem. Söz konusu değildir. Ama diyelim ki Fenerbahçe, Trabzonspor, Başakşehir ya da diğer takımlarımız… Bunların uluslararası herhangi bir müsabakası olduğu zaman oralara gitmeyi de milli bir görev telakki ederim. Bu konudaki hassasiyetimiz önceliklidir. Sporda bunlara dikkat etmemiz lazım. Ligin de artık son virajında kim şampiyon olursa olsun, hep beraber alkışlamamız lazım. Ondan sonra da inşallah hepsine uluslararası müsabakalarda destek vermemiz lazım.