Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, NTV ve NTV Spor ortak yayınında Oğuz Haksever'in "Tehlike geçti mi?" sorusuna çarpıcı yanıtlar verdi. Aziz Yıldırım "Fethullah Gülen; Türkiye'deki bütün bakanlıklarda, Emniyet'te, Yargı'da olduğu gibi devlet kurumlarında da yerleşmiş vaziyette. 'Fethullah Gülen devlete sızmış' diyoruz ama hayır devlet Fethullah Gülen örgütüne sızmış! Bazı cemaatler de devlete şu an sızmaya çalışıyor. 1963'te Başkan Kennedy öldürüldü. Kim öldürdü? ABD'de Cumhuriyet var. Ama bunun dışında da başka gruplar, başka şeyler var. Burada diyoruz ki 'Arkasında ABD var.' Amerika'da Amerika'yı idare eden başka güçler var. Bunun arkasında da başka güçler var. Dünyada 150 ülkede yapılanma var, artı ABD'de yapılanma var. Siz veya ben gidip ABD'de 150 okul açabilir miyiz? ABD'de 140 küsur okulu var. Böyle bir teşkilatı iyi incelememiz, iyi saptamalar yapmamız lazım. Ben de bu Türkiye'de yaşıyorum. 'Askerde 500 bin kişi varsa biz de emniyette 500 bin kişi olacağız' diyorlar. Savcılar hep söylüyordu 'Yargı ellerinde' diye. Emniyet ve yargı ellerinde. Zaman alacak. Tehlike geçmemiştir. 'Bir şeyleri yanlış yaptım' diyen insanlar Türkiye'yi idare eden insanlar. Bu yanlışı ters taraftan yapmayacağınıza bizi nasıl inandıracaksınız? 'Ben aptalmışım, ahmak mışım' demek bir şey çözmez. Şu an inandırıcı olan sadece Cumhurbaşkanımız. Başbakanımız da aynı yolda. Onların dışındakiler inandırıcı değil" ifadesini kullandı.
Aziz Yıldırım'ın açıklamaları şöyle:
"Aslında 6222 Sayılı Kanun Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe'yi olayların içine alırız, onları bu şeyden uzaklaştırırız, bu gücü ele alırızın konusudur. 2007-2008'den itibaren beni ifadeye almaya çalışıyorlar. Sayın Hanefi Avcı 'Aziz Yıldırım'ı dinle' diyor. 'NATO işi yapıyor' diyorlar. 2008'de beni yine dinlemeye çalışıyorlar. Ben bir türlü bunu anlattım. Sporla ilgili bazı konular hemen basında çıkıyor. Bunu devlet büyüklerine anlattım. Ama gayri resmi dinliyorlar. Bazıları tayin aldılar, o şahıslar geldiler, beni neden dinlediklerini evime kadar gelip anlattılar. 2009'da biz İBDA-C'den de dinlendik. İnanıyorum, yönetim kurulundaki tüm arkadaşlarımız dinlendi. Biz eğer 2009-2010 sezonunda şampiyon olsaydık, bu operasyonu o zaman yapacaklardı. Mehmet Berk'in o sorguda söylediği şey şuydu: 'Eğer Fenerbahçe şampiyon olmasaydı, operasyonu yapmayacaktık.' 2010'da şampiyon olsaydık operasyonu o zaman yapacaklardı. Şike bahane! Beni Ergenekon'a bağlamak için çok uğraştılar. Çünkü hiçbir asker ve komutanla konuşmam yok. Bir şey bulamadılar. Maça geliyorlar, yüzyüze konuşuyoruz. Bunlar hep zannettiler ki benimle onlar arasında menfaat ilişkisi var. Bende hiçbir şekilde menfaat ilişkisi yoktur."
"Şamil Tayyar, Kocaeli Milletvekili'ne 'Aziz Yıldırım, Ergenekon'un kasasıdır' diyor. Söylentilerle beni Ergenekon'la bağlantılandırmaya çalışıyorlar. Sonra şikeyi çıkardılar. O arada Olgun Peker'i ve Federasyon Başkanı'nı dinliyorlar. Ben de Mahmut Özgener'le konuşuyorum 'Ankara'ya gidelim' diyorum. Beni orayla ilişkilendiriyorlar. Şikeyi çıkartırken, 2010'da gayri resmi dinlemeye alıyorlar beni."
"Osman Karakuş'u tanımam. Bizim tesislerde devlet büyükleri varmış. Onlara 'Hoşgeldin' demek için gittim, orada onu gördüm ve 'Merhaba' dedim. Emniyet'te çalışıyormuş, Tahkim Kurulu'na girmeye çalışıyormuş. Ankara'da Emniyet'te ve hukuktan sorumlu. Buna 'Seni Aziz Yıldırım aldırmıyor' demişler. Bir arkadaş geldi... 'Bu arkadaş Tahkim'e girmek istiyormuş sen engelliyormuşsun' dedi. Ben 'hayır, onu tanımıyorum' dedim. 'Sen Tahkim'e girmesi için aracı olur musun?' dedi. Ben de aracı oldum."
"Kamuoyunda şöyle bir yanlış anlama var. Siz bir örgüt liderisiniz ve bir ülkeyi ele geçireceksiniz. Ne yaparsınız. Emniyet'i, Yargı'yı ele geçirirsiniz. 11 bine yakın hakim, savcı var. 5 bin 500'ü onlardan. Şu ana kadar 800'e yakını içeri almışlar. Şu anda 2500-3000 kişi daha var. Askeriyeyi bu kadar düşünmüyorduk. '48 tane general var' diyorlardı, gördük ki daha çok. İşadamlarını ele geçirirsiniz. Ondan sonra spor. Aziz Yıldırım'dır. Aziz Yıldırım; Kulüpler Birliği, Fenerbahçe Başkanı ve güçlü biri. Biz hapishaneye girmeden, Fenerbahçe'nin değeri 1 Mayıs'ta 1 milyar 32 milyon Dolar'dı. 10 Ağustos'ta bu değer neredeyse yarı yarıya düştü. Fenerbahçe'yi ele geçirdikten sonra belki işadamlarını alacaktı ki alacaktı. Bir kısmı kendisine gidiyordu. Sonra sanatçıları alacaktı. Bu toplumda kimler kanaat önderleriydeyse onları alacaktı. Bizleri yok ettikten sonra buralara kendi insanlarını sokacaktı. Hiçbir zaman bize dışarıdan empoze edilen insanları yönetime almadık. Şekip Bey'i, kardeşimi, dostumu aldım. Hepsi Cumhuriyetçi, laik, Atatürkçü insanlardır. 1-2 kişi girmiştir. 20 kişi arasında önemi yok."
Fenerbahçe Asbaşkanı Şekip Mosturoğlu da "15 Temmuz'daki darbe girişimine inanamıyorum. Ulusal savunma için kullanılması gereken silahlar halka karşı kullanılıyor. O insanların başarılı olması durumunda neler olabileceği karşısında dehşete kapıldım. Kişisel olarak endişem yoktu. Ama İlhan Ekşioğlu 'Başarılı olmaları durumunda bizi öldürürler, yok ederler' demişti. '3 Temmuz süreci FETÖ'nün başyapıtı' demiştim. Aslında ayak sesleri gelmiş. 2009'da başkanı İBDA-C dosyası üzerinden dinlemişler. 2013 Kasım'ından sonraki dinlemeyle bunu öğrendik. Büyük resme nasıl vardık. Dosyayı incelerken çok titiz davrandık. Proje numarası 10 nolu proje. Bu çok büyük havuzun bir parçası. Dinleme kararı var gibi gözüküyor. Bunların hepsi sonradan üretilmiş. Şaheser dememin nedeni şu, bunun için özel yasa çıkartıldı. İrtibatlandırılan dosyalardaki insanlar da beraat etti. Çok ciddi bir çalışmanın olduğunu görüyoruz" dedi.
