EURO 2020'ye katılma başarısını gösteren A Milli Takım'ı ve Şenol Güneş'i tebrik ederek sözlerine başlayan Abdullah Avcı, "Milli Takım’da çalışmış olmamdan dolayı şimdiki jenerasyonun bir kısmını tanıyorum. Gittikleri ülkede olsun, kendi milli takımımızda olsun genç yaşta uluslararası maç oynama sayısı çok arttı. Bir şeylerin peşinden koşmaları, yeni yüzlerin, yeni hedeflerin olması oyuncular açısından bu son derece önemli. Bugün itibarıyla baktığınızda sahanın içinde; o heyecanı, o coşkuyu, o bütünlüğü görüyorsun. Sonuç aldıkça enerji çoğalarak devam eder. Çok iyi bir eleme dönemi geçirdiler. 1 kere mağlup oldular, dünya şampiyonuna hem orada hem burada dirençli bir oyun gösterdiler." dedi.
"CENGİZ, ROMA'DA KENDİNİ KABUL ETTİRDİ"
"Cengiz Ünder, Başakşehir'e gelir gelmez kendini kabul ettirdi. Roma'da 5 aylık bir sürecin ardından kendini oyun ve karakter anlamında kabul ettirdi. Giderken kendine yatırım yap dedim ama gayrimenkul yatırımı değil. Kişisel gelişimi ile ilgili, özel fizyoterapistle ilgili, bugün Roma'daki durumu onu yaptığını gösteriyor."
"2012'DE EMRE'Yİ ALINCA..."
"Burak Yılmaz, 35 yaşında, hala orada olmak istiyor. Emre Belözoğlu, 40 yaşından gün aldı, hala fazlasını istiyor. Örnek alınacak bir oyuncu, Avrupa Şampiyonası'nda nasıl olacağını planlıyordur. 2012 yılında Emre'yi alınca eleştirilmiştim, şimdi niye yok diyorlar. Emre Belözoğlu her türlü orada olacaktır. Bazen futbolcu, bazen akıl olarak faydalanılacaktır."
"Oyun anlamında beni tatmin etmeyen çok şey var ama 5 maçta 4 galibiyet ve 1 beraberlik alıp, sekizinci gibi gözükse de, lider ile arasında 3 puan var. Birbirine çok sıkışık bir puan ortalaması var. Oyuncu, sezona başlangıç, milli takım ve askerden dönen oyuncular, benim oyun planına göre oyuncuları yerleştirmeye çalışmam, sonra bunu biraz dizayn etmem. Dalgalı bir süreç, 11. haftada makas çok sıkışık. İdeal gördüğüm bir kadronun bir arada olması ve belki devreye kadar devam ettirirsek, şu anda mevcuttan memnundum. Ama genelinde yaşanmaması gereken şeyler, sonuç olarak da, performans olarak da, yönetim değişikliği olarak da yaşıyorsun. Hayat, oyun bu. Kazanma, kaybetme... Kazandığında da, kaybettiğinde de başka duygular var, arası yok. Ya dipte, ya yukarıdasın."
"GÜL BAHÇESİNE GELMEDİM ZORLUKLARI BİLİYORDUM"
"Ben gül bahçesine gelmedim, zorlukları biliyordum ama gelirken hem ben tercih edildim, hem de tercih ettim. Başka alternatifler de vardı. Beni Beşiktaş'a getiren kriter, Başakşehir'de seyirci ve geçmişi, yarihi olmamasına rağmen oynattığım oyundur. O takımda büyük takım oyunu oynattığım için tercih edildim. 3 büyük takım ve birçok takım tarafından. Bu takımlar beni tercih etti ve ben de bu sene itibariyle, karşılıklı olan sevginin, saygının ve beni hayallerime götürecek durumu tercih ettim. Beni en çok stadımızdaki ortam heyecanlandırıyor. O başka bir duygu. 40 bin kişiyle oynamak, kazanmak, seyircinin o tutkusu... Beşiktaş taraftarının tutkusunu hiçbir yerde göremedim."
"PERFORMANS OLARAK YETERLİ OLMAYANLAR VAR"
"Ben hayatımda hep mücadele ettim, hiçbir zaman bırakmadım. Beşiktaş Kulübü hiçbir zaman bu kadar kötü gitmez, mutlaka bir çıkış olacaktır diye düşündüm. Bu sırada nasıl dizayn edebiliriz, nasıl sonuç alabiliriz, oyunun içine yapılan dokunuşlar, bazen oyuncu ile iletişim... Doğru zamanda, büyük bir derbi maçının denk gelmesi bizi şu anda daha iyiye taşıyor ama yeterli değil. Performans olarak yeterli olmayanlar var. Belki devre arasında takviye yapmamız gereken durumlar var. Türk futbolunun en büyük oyuncularından Burak Yılmaz'dan da sakatlıklar nedeniyle faydalanamadık."
"HİÇBİR ZAMAN PARA KONUŞMADIM"
"Ben 5 senelik mukaveleyi yırttım geldim, Başakşehir de buna destek oldu. Ceketimi ilikleyip, orada devam edebilirdim. Otursaydım, bu kulüpler tekrar bana gelebilirdi. Ben hiçbir zaman parayla konuşmadım, buna milli takım da dahil. Ben bir kuruma zarar vereceğim zaman oturur ve konuşurum, akıllı bir adamım. Beni kimse parayla tartmadı, tartamayacak."
"ŞAMPİYON OLAMAZSAK..."
Beşiktaş formasını giyen her oyuncu değerlidir. Ben verim almaya çalışırım. Bunun değerlendirmesini Ocak ve Mayıs ayında yapabilirim, bu ayrı bir şey. Kurumum benim için değerlidir, oyuncuyu nasıl geliştiririm, ona bakarım. Beşiktaş şampiyon olamadığı sürece, başarısız ilan edilecektir. Bu Fenerbahçe ve Galatasaray için de geçerli.
"ELİMDEKİ MEVCUT KADROYLA NE YAPABİLİRİM ONA BAKACAĞIM"
"Beşiktaş'ın son 2 senesinde kadroda sürekli değişim ve deformasyon var. Bu da devam ediyor, bunun içinde yarışmak zorundasın, Beşiktaş formasıdır bu. Neyi mevcutla karşılaştıracağız? 4 sene önceki iki şampiyonluğu mu, sonraki 2 seneyi mi karşılaştıracağız? Ben de o zaman söyle diyeyim, çalıştırdığım ekiple son 2 sene Beşiktaş'ın üzerinde bitirdik, son 4 sene Beşiktaş'ın topladığı puandan fazlasını aldım. Ama Beşiktaş'ın tarihi var, seyircisi var, kazanmak istiyor. Beşiktaş forması her zaman yarışacaktır. Elimdeki mevcut kadroyla ne yapabilirim, ona bakacağım. Sonra Ocak ayında şunları şunları isteyeceğim diyeceğim. Yönetim de şu olabilir diyecek, ona göre plan yapacağız."
"OĞUZHAN'A YIKMAK YANLIŞ"
"Oğuzhan'ı, 2012'de milli takım hocasıyken, Beşiktaş'a tavsiye edenlerdenim. 2012'den sonra milli takıma ilk alan hocayım. Transfer olduğunda buraya çağırıp konuştuğum, iletişim kurduğum bir oyuncudan bahsediyoruz. Bu sene yeni bir sayfa açalım, tamamen Oğuzhan'a yıkamayız işi. Performansı için kendisiyle konuştuğumuzda, o da adım attı. Takımın performansı, yaşadığı sakatlıklar... Göztepe maçında iyi oyun oynadı, oyundan aldığımda seyirci alkışladı. Şunu rica ediyorum. Oğuzhan 85'te oyuna girerken, Beşiktaş taraftarı büyük, 1-0 öndeyiz, lütfen protestosunu başka zaman yapsın."
"LJAJIC'İN 1 SENE ÖNCEKİ GOLLERİ KONUŞULUYOR AMA..."
"Adem için de aynı şey geçerli. Bazı oyuncuların yüzü eskidiğinde eleştiri yüksek olabiliyor. Taraftar haklıdır, fedakarlık yapıp maça geliyor ama biraz tepkiyi ayarlarlarsa güzel olur. Oğuzhan'ı ben de oynatmak istiyorum, oyuna atıyorum, kazanmak istiyorum. Ljajic'in 1 sene önceki golleri konuşuluyor ama son 2 maçta Ljajic var. Galatasaray maçında doğru yerde olması, sonra N'Koudou'yu 1'e 1 bırakması var. Özel bir oyuncu. Bir sene önce 8 golken, 9-10 isteniyorsa, düşük gözükebiliyor. İnsan bu, 34 maç aynı verimi alamıyabiliriz. Adem sezona çok iyi başlamamıştı, sakatlıklar oldu. Şu anda kazanıyoruz, onların da performansı yukarı çıkmaya başladı. Özel oyuncuları kaybedemeyiz."
"KARIUS'UN SAHİPLENEN YAPISI VAR"
"Karius'a sorumluluk verdiğinde, iletişim kurduğunda, oyunu sahiplenen bir yapısı var. İletişim kuran, konuşan, maçın başında, devre arasında sahiplenen bir yapısı var."