İngiltere Premier Lig ekiplerinden Leicester City'nin beklenmeyen bir başarıya imza atarak şampiyonluğa sezonun bitimine 2 hafta kala ulaşması, Avrupa'nın diğer liglerinde benzer başarıya imza atan kulüpleri akla getirdi.
Sezon başında bahis şirketlerinin şampiyonluk ihtimaline 1'e 5 bin oran verdiği düşük bütçeli bir kadroya sahip Leicester City'nin "peri masalına" benzetilen ve mutlu sonla biten zirve hikayesi, 1992'de kurulan İngiltere Premier Lig'de daha önce de yaşanmıştı.
Ülkenin köklü kulüpleri arasında yer almasına rağmen başarı konusunda uzun yıllar istikrar tutturmayan Blackburn Rovers, taraftarı iş adamı Jack Walker'ın kulübü 199091 sezonunda satın almasının ardından atağa kalktı.
BLACKBURN ROVERS'IN BİLEĞİ BÜKÜLMEDİ
O sezon İngiltere 2. Futbol Ligi'nde (Championship) 19. sırada yer alan Blackburn Rovers, Walker'in transferler için ayırdığı yüksek bütçe desteği ve teknik direktör koltuğuna dönemin başarılı isimlerinden Kenny Dalglish'in getirilmesinin ardından önemli başarılara imza attı.
1991-92 sezonunda 26 yıllık aranın ardından yeniden Premier Lig'e yükselen Blackburn Rovers, döneminin ülkedeki rekor bonservis bedeli 3,5 milyon sterlin karşılığında ünlü İngiliz golcü Alan Shearer'ı kadrosuna kattı. 199293 sezonunu 4'üncü, 199394'ü ikinci sırada bitirerek iddiasını gösteren Blackburn Rovers, 199495 sezonunda ise efsane teknik adam Alex Ferguson'lu Manchester United ile girdiği şampiyonluk mücadelesini zirvede tamamlayarak adından söz ettirdi.
Tarihinde 1911-12 ve 1913-14 sezonlarının ardından üçüncü şampiyonluk sevincini 81 yıl aradan sonra yaşayabilen Blackburn Rovers, sonraki yıllarda kadrosu ve teknik ekibinin dağılması ile Walker'ın hayatını kaybetmesinin ardından eski başarılarını tekrarlayamadı. İngiltere temsilcisi, bu sezon İngiltere 2. Futbol Ligi'nde mücadele ediyor.
FRANSA'DA MONTPELLİER SÜRPRİZİ
Fransa'da 2011-12 sezonunda ligde zirveye çıkan Montpellier, kulüp tarihinde ilke imza atarak tarihi bir başarıya imza attı. Tecrübeli Fransız teknik adam Rene Girard yönetiminde şampiyonluk mücadelesine girdiği Avrupa'nın en zengin kulüpleri arasında gösterilen Paris SaintGermain'i (PSG) geçmeyi başaran Montpellier, böylece sonraki sezon Şampiyonlar Ligi'ne de ilk kez oynama fırsatı yakaladı. Sezonu 25 galibiyetle ve PSG'nin 3 puan önünde tamamlayan Montpellier, Olivier Giroud ve Younes Belhanda gibi o döneme kadar adı pek bilinmeyen iki futbolcuyu da dünya futboluna armağan etti.
BEŞİNCİ BÜYÜK BURSASPOR
1959'da kurulan Spor Toto Süper Lig'de şampiyonluklar yaşayan Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor'un ardından aynı başarıyı 2009-10 sezonunda tekrarlayan 5. takım konumuna gelen Bursaspor, adını Türk futbol literatürüne yazdırmıştı.
Teknik direktör Ertuğrul Sağlam yönetiminde göze hoş gelen futboluyla sezonu 23 galibiyetle kapatan yeşilbeyazlılar, 75 puanla Fenerbahçe'nin önünde ligi zirvede tamamlamıştı. 2010-11 sezonunu da üçüncü sırada bitirmesine rağmen Bursaspor, kadrosundaki önemli oyuncularının başka takımlara gitmesinin ardından eski istikrarını yakalayamadı.
VAN GAAL, AZ ALKMAAR'I ŞAMPİYON YAPTI
Tecrübeli teknik direktör Louis van Gaal yönetiminde Hollanda 1. Futbol Ligi'nde AZ Alkmaar, 2008-09 döneminde şampiyonluğa ulaşarak futbol otoritelerini şaşırttı.
Ajax, PSV Eindhoven ve Feyenoord gibi önemli rakipleri geride bırakarak Az Alkmaar'ın Hollanda'da şampiyonluğa ulaşmasına en büyük katkıyı, taraftarının protesto gösterileri sağladı. Şampiyonluğun önceki sezonunda takımın ligi 11. sırada tamamlamasıyla başarısız bulunan Van Gaal'in, yönetim tarafından görevine son verildi. Takımdaki birçok önemli oyuncunun da aynı süreçte takımdan ayrılmasıyla öfkelenen taraftarlar, yönetimi protesto etti. Gelen baskıların ardından yeniden göreve getirilen Hollandalı teknik adam, sonraki sezon kulübe tarihindeki ikinci şampiyonluğunu yaşattı.
BOAVISTA'DAN TARİHİ BAŞARI
"Üç Büyükler" olarak tabir edilen Porto, Benfica ve Sporting Lisbon'un domine ettiği Portekiz Premier Lig'de 2000-01 sezonunda şampiyonluğa uzanan Boavista, büyük bir sürprize imza atmıştı.
Portekizli teknik adam Jaime Pacheco yönetiminde o dönem iyi bir takım oyunu sergileyen Boavista, savunma ve hücumdaki üstün performansının da yardımıyla şampiyonluğa ulaştı. Pacheco'nun 2003'te İspanya temsilcisi Mallorca'ya transfer olmasıyla Boavista, eski başarılarını tekrarlayamayarak ligin orta sıralarında yer almaya devam etti.
DEPORTIVO DÖNEMİNE DAMGA VURDU
La Liga'da 1999-2000 sezonunda İspanyol teknik direktör Javier Irureta yönetiminde tarihi bir sezon geçiren ülkenin mütevazi takımlarından Deportivo, Noureddine Naybet, Diego Tristan, Djalminha, Fran, Roy Makaay ve Mauro Silva gibi yetenekli oyuncuları sayesinde tarihinin en büyük başarısına imza attı.
Ülkenin en küçük kentlerinden 420 bin nüfuslu A Coruna kentinin takımı, o sezon Barcelona ve Valencia'nın 5 puan önünde şampiyonluğa ulaşarak, taraftarının günlerce süren kutlamalar yaşamasını sağladı.
İspanya Kral Kupası'nda 2001-02 sezonunda deplasmanda finalde karşılaştığı yıldızlar topluluğu Real Madrid'i 2-1 yenerek kupayı da kazanan Deportivo, ev sahibi taraftarı üzmüştü.
Kupanın ve Real Madrid'in 100. sezonu olması nedeniyle Santiago Bernabeu Stadı'nı bayram yerine çeviren taraftarlar, mağlubiyetin ardından evlerine hayal kırıklığı içinde dönmek zorunda kalmıştı.
Taraftarlarını bir kez daha sevindirmeyi başaran Deportivo, 2003-04 sezonunda Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale adını yazdırırken, o yıl kupayı kazanan Porto'ya elenmişti. İspanya temsilcisi, eski oyuncularının kadrodan ayrılmasıyla sonraki süreçte eski başarılarını tekrarlayamadı.
LAZIO YILDIZ TRANSFERLERLE GÜLDÜ
İtalya'nın en eski kulüpleri arasında yer alan Lazio, 1999-2000 sezonunda gösterdiği başarıyla adından söz ettirmişti. İtalyan iş adamı Sergio Cragnotti'nin, dönemin ülkesindeki rekor bonservis bedellerini ödeyerek takımına kazandırdığı Paul Gascoigne, Juan Sebastian Veron, Christian Vieri ve Hernan Crespo gibi yıldızlarla Lazio, bir dönem Serie A'nın en dikkati çeken takımı olmuştu.
Lazio, ligde 1995'te ikinci, 1996'da üçüncü, 1997'de dördüncü, 1999'da bir puan farkla ikinci olmasının ardından 2000'de hedefine ulaşarak tarihinde 1974'ün ardından ikinci şampiyonluğuna ulaştı. İsveçli teknik adam Sven Goran Eriksson yönetiminde aynı sezon İtalya Kupası'nı da kaldıran İtalya temsilcisi, başarısını uluslararası alanda da perçinleyerek 1999'da ise UEFA Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nı müzesine götürdü.
İKİNCİ LİGDEN ŞAMPİYONLUĞA UZANDI
Uzun yıllardır Bayern Münih ile Borussia Dortmund'un şampiyonluklara ambargo koyduğu Bundesliga'da en büyük sürprizi, 199091 sezonunun ardından 7 yıl sonra 1998'de yeniden şampiyonluğa ulaşan Kaiserslautern gerçekleştirdi.
Alman temsilcisi, özellikle Bayern Münih'in güçlü dönemini yaşadığı ikinci şampiyonluğuyla ülke basınının uzun dönem manşetinden inmedi. Tecrübeli teknik adam Otto Rehhagel yönetiminde 1996-97 sezonunda Bundesliga'ya yükselen Kaiserslautern, sonraki sezon Bayern Münih'in 2 puan önünde ligi zirvede tamamlayarak unutulmaz bir başarıya imza attı.