Lütfi Kırdar Kongre Merkezi Anadolu Auditorium Toplantı Salonu'nda basına kapalı gerçekleştirilen ve GSTV'den canlı yayınlanan yıllık olağan mali genel kurulda konuşan Hamamcıoğlu, seçim öncesinde verilen vaatlerin yerine getirilmediğini belirterek, "Bu vaatlerin, son 6 yılda hiçbir genel kurula katılmamış, yaşamlarını yurt dışında sürdüren yönetim kurulu üyeleriyle, kulüpte hiçbir kurumsal tecrübesi olmayan CEO'larla dert yanarak ve Fenerbahçeli danışmanlardan umut alarak gerçekleştirilemeyeceğini görüyoruz. En büyük sıkıntımız budur. Adayların amacı sadece seçimi kazanmak değil, ehil kadrolarla kulübü yönetmektir." ifadelerini kullandı.
İletişimde büyük hatalar yapıldığını vurgulayan Eşref Hamamcıoğlu, şu görüşleri aktardı:
"Son derece özensiz Türkçe'yle hazırlanmış bildiriler, hazırlıksız basın toplantıları kulübümüzün marka değerine büyük zarar vermektedir. Seçilmişlerle danışmanlar arasındaki sürtüşmeler, yönetim kurulu üyelerinin kendi arasındaki uyumsuzluk camiamızı çok zor durumda bırakmaktadır. Seçimin hemen ertesinde 'Kibir değil tevazu kazandı' şeklinde tweet atan bir yönetim kurulu üyesi, gemiyi ilk terk eden olmuştur. Eğer o listeye son anda dahil edilmişseniz gemiyi ilk terk eden olursunuz. Seçim öncesinde birtakım tavizler verirseniz seçildiğinizde bunun diyetini ödemek zorundasınız. Yaşadığımız ortam bunun gibidir."
Teknik direktör Fatih Terim ile yolların ayrılma şeklini de eleştiren Hamamcıoğlu, "Burak Elmas ve ekibinin seçim süresince en büyük destekçisi olan teknik direktörümüzün şekil, zaman ve içerik olarak kulüple ilişkisinin kesilmesi hiç hoş olmamıştır." diye konuştu.
Mevcut yönetim kurulunun Galatasaray'ı yönetecek kapasitede olmadığını savunan Hamamcıoğlu, şunları kaydetti:
"Hazırlıksız, tecrübesiz, kulübü yönetmek için gerekli olgunluğa sahip olmayan bir ekip işbaşına geçmiştir. Seçimi kazanmak için kurduğunuz ekiple kulübü yönetmeniz çok zordur. Görev süresinin yüzde 25'ini tamamlamış bir yönetim, bu aksaklıkların giderileceğine dair olumlu sinyal vermemektedir. Burak Elmas başkanımız ve çalışma arkadaşları, Galatasaray'ın yükünü kaldıramamışlardır ve hafif kalmışlardır. Bir güven erozyonu vardır. Eğer siz genel kurulu bir ilkokul müsameresi seviyesinde 100 günlük icraatlar içinden programıyla ikna etmeye çalışıyorsanız yanılıyorsunuz. Galatasaray genel kurulunun entelektüel seviyesi buna müsait değildir."