Fransa Ligi ekiplerinden Lille'e transfer sürecini anlatan Burak Yılmaz, "Bana bir teklif vardı. Bu teklif gelince de yönetimle oturup konuştuk. Böyle bir teklif olunca 'Nasıl düşünürüz' dedik. Böyle bir karar aldık. Ortak bir karar aldık. Benim kontratımla alakalı vazgeçtiğimiz şeyler oldu. Çok büyük indirim de yapabilirdim. Ancak kulübümüzün karşılayamayacağı bir kontratım vardı. Giderken de net bir şekilde bunu söyleyeceğim. Gereğini yaptım. Beraber alınmış bir karar. Yönetim ve başkanın Allah yardımcısı olsun. Bu durumda ellerini taşın altına koydular.
Beşiktaş için de hayırlısı ve iyisi buydu. Çok büyük bir yükten kurtuldular. Çoğu kişi böyle düşünüyor. Hiç bir şekilde kırgınlığımız yok. Büyük bir tutar bıraktım: Zaten 1 sene boyunca az ödeme almıştım. Hiçbir zaman bunları problem etmedim. Sayın Fikret Orman ve hatta Sayın Ahmet Nur Çebi zamanlarında asla paranın p'sini konuşmadım. Hatta çok uzun süreler para almadan devam etmedim. Bunun hiç bir zaman lafını yapmadım. Başkanımız da yönetim de bunu çok iyi biliyor. Benim ayrılığın nedeni maddiyat değil. Ne kadar kalırsam yartdımcı olursam olayım kulübü tatmin etmiyordu. Finansal Fair Play konusu var, bir limitimiz var. İnsanların bilmediği çok ince ayrıntılar var. Hepsini oturup konuştuk ve böyle bir karar aldık" dedi.
"YABANCI OYUNCULAR GÜÇLÜ"
Geçtiğimiz günlerde konuşacağım şeyler var şeklindeki ifadelerinin hatırlatılması üzerine de Burak Yılmaz şöyle konuştu;
"Başakşehir'in günüydü. Başakşehir şampiyon olmuştu. Gereksiz gündem yaratmak istemiyordum. Aslında yabancı oyuncularla ilgili bir şeyler söylemek istemiştim. Ben Drogba'yla, Muslera'yla, Colman'la Jaja'yla, Alex'le oynadım. Bu oyuncuların da hiçbir zaman parayı sorun ettiğini görmemiştim. Ancak ülkemizde bir yabancı sınırı çıktı. 3 tane Türk oyuncuyu mecbur kılan bir sistem oldu. Herkes buna ne yazık ki karşı çıkıyor. Bu konuda hiçkimseyle aynı fikirde değilim. Bizler çok uzun süredir maaş alamadık. Bunları hiçbir zaman sorun etmedik. Sadece pandemi döneminde maaş alan oyuncular bizleri bıraktı gitti. Başka takımlarda da gidenler oldu. Onlara hiçbir şey olmuyor. Türk oyuncular kendi parasını istediği zaman kadro dışı kalıyor, hain ilan ediliyor. Bir yabancı futbolcu maaşını 4-5 gün geç aldığında ben ona şirinlikler, yalakalıklar yapıyorum antrenmana çıksınlar diye. Yabancı oyuncular güçlü.
3 tane Türk oyuncunun sahada olmasını isteyen kural var. Yabancı kuralının serbest olduğunda da her zaman oynaodım. Ama bu Türk oyuncular gençler nerede oynayacak? Genç oyuncuların pişmesi için alt lige gönderilirdi. Ancak bakıyorsun orada bile yabancılar oynuyor. Hatta Bal Ligi'nde bile yabancılar oynuyor. Türk oyuncular nerede pişecek?
Yabancı oyuncuların FIFA kontratı var. Herhangi bir kaprisle, kişilikle özellikle maddiyatla alakalı bir konu olduğunda FIFA'ya gidiyor her şeyi yapıyor. Oyuncuya bonservis vermişsiniz, kulüp onu kaybediyor. Ancak Türk oyuncu bunu yaparken hain ilan ediliyor. Ülkemizde şöyle bir algı var. Kendi insanımız kendi çocuklarımız oynamasın isteniyor. Geçeğnlerde çok sevdiğim inandığım bir ağabeyle tartıştım. Yabancı sınırı olunca bazı Türk oyuncular 6 milyon euro, 8 milyon euro, 10 milyon euro oluyor diyorlar. Bu oyuncunun hatası mı? Bu bir yöneticilik hatası. Türk insanların daha fazla şans bulmasını istiyorum. Milliyetçi bir insanım; ancak ırkçı değilim.
Bu açıklamaları yaptığımda bazı yorumcular ellerini ovuşturuyor, 'Oh, 2-3 gün buna vururuz' diyorlar. Bir çok insanın karşıt düşünceleri var. Yabancı kuralıyla ilgili herkesle her yerde tartışırım. Benim onları ikna edeceğim bir çok konu var. Türk çocuklar nerede pişecek? Alt ligde mi? İmkan yok. Ama amatörde bile bir sürü yabancı oluyor. Sanırım o kural da şimdi değişiyor. Aslında para konuşmak çok kötü ve çirkin bir şeydir. Ama yabancı oyuncuların aldığı paralar yanında Burak'ın, Caner'in, Necip'in aldığı paralar daha çok konuşuluyor. Kendi insanımızı değerlendirelim. Benim yabancı kuralıyla ilgili fikrim bu yönde. Kızan varsa saygı duyarım, her yerde onlarla tartışırım."
Beşiktaş'tan para nedeniyle ayrıldığı yönünde sosyal medyada yorumlar yapıldığı sözleri üzerine de golcü oyuncu,
"Bu haberler niye çıkıyor. Ben gider ayakken kötü çocuk gösterilmeye çalışılıyor. Seven var sevmeyen var. Saygı duyarım ama para konusu milli takımdaki prim konusundan bu yana karın ağrım. Trabzonspor dışında hiçbir yerde parayla ilgili gündeme gelmedim. Orada da konu bambaşkaydı. Beşiktaş'ta, Galatasaray'da hiçbir zaman parayla ilgili sorunum olmadı. Mağdur edilmişiz gibi gözüküyor. Sadece Beşiktaş bu durumda değil. Beşiktaş oyuncusuna bilerek para vermeyen bir durumda değil. Her yerde mağduriyet oluyordu. Belki bu sene daha fazla olmuştur. 1 sene de 2 sene de bekleyebiliriz. Para konuları yalandır. Başkanımızın da söylediği doğrudur. Para konusuyla asla gündeme gelmem, hele bu Beşiktaş konusuysa." ifadelerini kullandı.
"Neden Gençlerbirliği maçının kadrosunda değilsin? şeklindeki soruya ise Burak Yılmaz, "Dünyanın hiçbir yerinde transfer gerçekleştiğinde oyuncu oynamaz. Bunu insanların biliyor olması lazım. Lille kesinlikle izin vermedi demeyeyim de eğer prensipte kulüpler dahil el sıkışmışsa oyuncu maça çıkmaz. Zaten Sergen Hoca da bu şekilde konuşuyor. Sakın beni bırakıp gidenlerle aynı kefeye koymasınlar. Ben Çin'e giderken de Konya maçında oynamamıştım. Bu resmi olmayan bir kuraldır" yanıtını verdi.
"Lille'e giderken ne düşündün, kafandaki planlar nedir?" sorusu üzerine tecrübeli futbolcu, "Daha önce -Aklımda teknik direktörlük yok. Yapabileceğimi zannetmiyorum- demiştim ama düşüncelerim tamamen değişti. Yabancı üst düzey hocalarla çalıştım. Şu anda teknik direktörlük yapabileceğimi düşünüyorum. Lille'e giderken bu bir kriter değildi. İlerisini düşünerek bu transfer olmadı. Luis Campos isimli Lille'in sportif direktörü var. Onunla konuştuktan sonra gitmeye karar verdim. Orada kardeşlerim Yusuf ve Zeki var. 35 yaşındayım. Çok üst düzey bir lige gidiyorum. Kendime inanıyorum, güveniyorum. Beşiktaş'ın kaptanı olarak gidiyorum. Campos'la yüz yüze görüştükten sonra kararımı verdim" ifadelerini kullandı.
Lille'den sonra tekrar Türkiye'ye dönüp dönmeyeceği konusunda da Burak Yılmaz, "2 yıl sözleşme imzaladık. 2 yıldan sonra ne olur bilmiyorum. Benim sözleşmelerim 3-4 yıllık oluyor. Ya transfer oluyorum ya da Trabzon'daki gibi kadro dışı kalıyorum. Tamamen konsantre olmuş durumdayım. Ayın 31'nde Fransa'ya gideceğim ve 31 Ağustos'ta lig başlıyor. Çok heyecanlıyım böyle bir transfer olduğu için. Arda ile beraberim. Bana çok iyi geleceğini söyledi. Yusuf ve Zeki ile konuştum. Merih ile konuşuyorum. Hepsi olumlu olacağını söyledi. Ben hazırım. 2 sene daha kontratım var." sözleriyle yeni maceraya hazır olduğunu söyledi.
BURAK YILMAZ'DAN ARDA TURAN VE GALATASARAY AÇIKLAMASI:
ARDA TURAN, GALATASARAY TARAFTARIYLA KAVUŞMAK İÇİN SABIRSIZLANIYOR
"GÖKHAN GÖNÜL VE CANER'İN AYRILMASINA ÇOK ÜZÜLÜRÜM"
Beşiktaş'dan ayrılacaık isimler arasında gösterilen Gökhan Gönül ve Caner Erkin'in durumuyla ilgili olarak da Burak Yılmaz,
"Gökhan Gönül ve Caner'in takımdan ayrılmasına çok üzülürüm, kırılırım, yanarım. Gökhan Gönül ve Caner Erkin hangi takıma giderse o takımın şampiyonluk şansı Beşiktaş'tan otomatikman yüzde 30 artar. Onun için onları takımda tutarım. Gökhan Gönül, Caner Erkin, Burak Yılmaz, Emre Belözoğlu bir takımda olursa zaten o takımdaki hava farklı olur. Sahadaki durumları farklı olur. Daha seramonide rakip takıma baskı olur. İnşallah Gökhan Gönül ve Caner Erkin, Beşiktaş'ımızdan gitmezler
Sergen hocamıza sormamız lazım. Bu oyuncular gidiyorsa mutlaka bir A veya B planı vardır. Ayrılıyorlarsa ona sormak lazım. Ben de merakla bekliyorum. Bu duyguları yaşamak için Beşiktaş'ta oynamaya gerek yok. Gökhan, Caner ve Burak'la alakalı ne düşünülüyor merak ediyorum. Beşiktaş'ın hiç kimseye ihtiyacı yok. Burak Yılmaz gider, başkası kalır. Bizlerin Beşiktaş'a ihtiyacı var, Beşiktaş'ın bize ihtiyacı yok. Ben de merak ediyorum. Beşiktaş seneye şampiyonluğun önemli adayıdır. Zaten bunu göstereceklerdir" yorumunu yaptı.
"TRABZONSPOR ADINA ÇOK ÜZÜLDÜM"
"Trabzonspor'u bu sezon nasıl gördün?" sorusuna da Burak Yılmaz, "Trabzonspor'la alakalı, tabii ki maçları izliyorum. Biz şampiyonluk yarışından koptuk. Trabzonspor'daki arkadaşlarla Onur Recep Rıvrak başta olmak üzere sürekli konuşuyoruz. Yorum yapıyoruz ama kesinlikle , 'Oradan ayrıldık da böyle oldu' şeklinde değil. Onur ile benim için oranın anlamı başka. İnşallah 2011-12 yılından sonraki durumu yaşamaz. Bir 9 sene sonra şampiyonluğa oynayan bir Trabzonspor oldu. İnşallah bir 5 sene veya 9 sene sonraya atmaz. Oradaki yönetimi ve işleyişi gördüğümde ümitliyim. Ama bu sene onlar adına çok üzüldüm" yanıtını verdi.
"Şenol Hoca benim için büyük teknik direktörden fazlası" diyen Burak Yılmaz, "Abdullah Avcı ve Sergen Yalçın ile de çalıştım. İkisi de benim için özel insanlar. İyi ki Beşiktaş'a geldim. Goller attım, asist yaptım. Taraftarla barıştık demeyeceğim de gönüllerini aldım. Tezahüratlarını yaptılar. 1.5 sene de olsa geç de olsa Beşiktaş'ımızın formasını giydim. Benim için harika bir 1.5 seneydi" ifadelerini kullandı.
"BEŞİKTAŞ'IMIZ İSTERSE SEVE SEVE DÖNERİM"
"Beşiktaş'a tekrar dönüp jübilemi yapmak istiyorum diyor musun?" sorusu üzerine de golcü oyuncu, "Çin'e giderken 'Tekrar dönersem Galatasaray'a dönerim' demiştim. Kısmet olmadı. Galatasaray beni istemedi. O yüzden Galatasaray ihtimalim ortadan kalkmıştı. Eğer Beşiktaş da beni isterse seve seve; oyuncu isem oyuncu olarak, hocalığa başlamışsam hoca olarak, yöneticiliğe başlarsam yönetici olarak, ne şekilde olursa olsun dönmeye hazırım. Başkanımız da yöneticilerimiz de onan sözünü verdim. Beşiktaş'ımız da beni isterse seve seve dönerim" sözleriyle dönüş için açık kapı bıraktı.
"Geçmişte West Ham United seni istiyordu. Premier Lige gitseydim diye bir keşken var mı?" sorusu üzerine de Burak Yılmaz,
"Geçen menajerlerimle konuşuyordum. 'Trabzonspor'dan ayrıldığında Lazio ve Lokomotif Moskova'ya gitseydin çok farklı bir kariyerin olacaktı' dediler. 'Oradan Lazio'dan daha üst kulüplere gidecektin' dediler. Ama Galatasaray'a gittim, inanılmaz sezonlar geçirdim. 4 yıldızı taktık, 3 kupayı aldık. Kısmet böyleymiş. Çin'e gitmeyip tekrar İtalya'ya gitseydim belki farklı olacaktı. Ancak Trabzon'a geldim. Trabzon'da şanssız bir şekilde kadro dışı kaldık. Beşiktaş'a geldim. 1.5 sene Beşiktaş'ımızın formasını giydim. Kaptanlık hayaldi. İlk Akhisar maçına çıktım, son Fener maçına çıktım. Hala ilk gündü hislerim vardı. Beşiktaşlılık böyle bir şey. Bu başka bir histi benim için. Taraftarlara teşekkür ediyorum. Çok sıkıntılı bir dönemden beni bağırlarına bastılar. Hepsinden Allah razı olsun, hakkım yoktur ama helal olsun. Onlar da bana haklarını helal etsinler. Umarım yanlış konuşmamışımdır, kimseyi kırmamışımdır. Bunlar benim görüşlerim" diyerek sözlerini tamamladı.