Altınordu altyapısında yetişen ve bir sezonluk Medipol Başakşehir macerasının ardından Serie A ekibi Roma'nın yolunu tutan Cengiz Ünder, kariyerine dair açıklamalarda bulundu.
DAZN & Goal'e konuşan genç futbolcu, altyapısında yetiştiği Altınordu için övgü dolu cümleler kullanırken en beğendiği futbolcunun Manchester City'de top koşturan David Silva olduğunu belirtti.
''Altınordu bence Türkiye’nin en büyük altyapısına sahip kulübü. Başkanı Seyit Mehmet Özkan özellikle genç oyunculara değer veren, sürekli altyapıdan oyuncu yetiştirmeye yönelik çalışan biri. Ben onu çok sevenlerden birisiyim. Beni 10 yaşımda Bucaspor’a almıştı. Bucaspor’dan sonra onunla birlikte Altınordu’ya gittim. Altınordu altyapısı Türkiye’de en farklı altyapılardan biri çünkü sadece futbolu değil hayatı da öğretiyorlar. Bir bahçe var, bahçede domates topluyorlar. Hayvanlara bakıyorlar. Sürekli eğitim görüyorlar.''
''Hep söylediğim gibi, insanın başka büyük futbolcuları izlemesi çok güzel. Ama insan her zaman kendini örnek almalı. Kendini eleştirmeli, kendini geliştirmeli. Ben her zaman kendi maçlarımdan sonra kendi videolarımı izlerim. Benim en beğendiğim oyuncu, bu zamana kadar stilini en çok sevdiğim oyuncu David Silva. Sürekli onun videolarını izlerdim. Oyun stilini çok beğeniyorum. Onu çok seviyorum. Umarım bir gün birlikte oynarız.''
Cengiz Ünder, Sportif Direktör Monchi ile Teknik Direktör Di Francesco'nun takımdan ayrılmasından dolayı yaşadığı üzgünlüğü gizlemedi.
''Monchi, beni buraya getiren isimlerden birisiydi. Üzüldüm tabii. Sonuçta beni buraya getiren kişiydi. Di Francesco’nun bana olan katkılarını asla unutmayacağım. Ben onun sayesinde bu kadar geliştim. Sürekli bana güvendi. Ocak ayına kadar oynamadım aslında. Bana her zaman güveniyordu, onu hissettim ve çok daha iyi oynamaya başladım. Sürekli gol atmaya başladım. Üzüldüm, gerçekten üzüldüm. Ama hayatın içinde böyle şeyler var. Hayat acımasız, futbol daha da acımasız. Şu an yeni hocamızla çalışıyoruz.''
''Altınordu’dayken 16 yaşımda oynamaya başlamıştım. İlk sezonumu çok güzel geçirmiştim. Başakşehir o sene, ilk senemde de beni istemişti ama olmadı. Bir yıl daha pişmem gerekiyordu. Başakşehir, Abdullah Avcı’yla birlikte Türkiye’de gençlere değer veren bir isim. Ben Başakşehir’e gitmeyi çok istemiştim. Takımın çok tecrübeli isimleri vardı, Emre Belözoğlu gibi. Başakşehir’e gittiğimde inanılmaz heyecanlandım. Baştan sona kadar bana çok güvendiler. Sonra da Roma’ya geldim, bir yılda. Bu benim için çok büyük bir başarı.''