Fenerbahçe Kulübü, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından olimpik branşlara katkıları ile 1500 kulüp içerisinden "Fair Play Şeref Bayrağı Ödülü'ne" layık görüldü. Fair Play Şeref Bayrağı, 2 yıl boyunca Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri'nde dalganalacak.
- Fenerbahçe Ali Koç ne söyledi?
Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesisleri'nde organize edilen törene Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç, TMOK Genel Sekreteri Neşe Gündoğan, TMOK Fair Play Komisyonu Başkanı Erdoğan Arıpınar ile sarı-lacivertli kulübün yöneticileri ve sporcuları katıldı.
Ali Koç, yaptığı açıklamada, bu ödülün önemine dikkati çekerek, "Olimpiyat bayrağı ve logosu deyip geçmeyin. Bu bayrağın 2 sene boyunca burada dalgalanacak olması büyük başarı ve gurur vesilesi. Bu bayrağı gönderden indirmemek için var gücümüzle çalışacağız. Bu ödül Fenerbahçe'nin bugünlere gelmesinde emeği olan herkes için gurur nişanesi." diye konuştu.
Fenerbahçe'nin yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen Futbol dışındaki branşlara yatırım yapmaya devam ettiğini vurgulayan başkan Koç, şu ifadeleri kullandı:
"Fenerbahçe, bir spor kulübünden de öte. 28 şampiyonlukla Türkiye'nin en fazla şampiyon olan futbol takımı Fenerbahçe, tarihten bugüne sarı lacivertimizi kalplere kazıyan başlıca unsur oldu. Bunu hepimiz biliyoruz. 9 branşta faaliyet göstermekteyiz. 16 bin 615 sporcuya ev sahipliği yapmaktayız. Söz konusu vatansa Fenerbahçeliler için gerisi teferruattır. Atatürk'ün hangi takımı tuttuğu değil hangi takımın onun yolunda yürüdüğü önemlidir. Son 6 olimpiyata ülkemizden 520 sporcumuz katılmış. Bunun 90'ı Fenerbahçe sporcusu. Bana göre çok az. Ülkemiz için de çok az. İnşallah üstüne koyarak devam ederiz. 45 madalya almışız. Bunun 5'ini ülkemize Fenerbahçeli sporcular kazandırdı. Genç bir ülkemiz var. Tesisleştik ama sporcu başarılarının çıkması için insanımıza yatırım yapmamız gerekir."
- Yeni Spor Yasası hakkında ne söyledi?
TBMM'de görüşülen spor yasasına ilişkin de konuşan Ali Koç, şu görüşleri aktardı:
"Süper Lig kulüpleri olarak düşüncelerimizi ve endişelerimizi anlattık. Görüştük, dinlendik mi? Hayır. Siyasetçiler 'Kulüplerin görüşlerini aldık' diyebilirler. Evet aldınız. Uyguladınız mı? Hayır. Nihai taslakta bizim görüşlerimiz var mı? Hayır. Bu kadar çabalarken bir milletvekilimiz tarafından 'Şerefsizler, namussuzlar' olarak tarif ediliyoruz. Yasanın bu şekilde çıkmasının ileride çok büyük sakıncalar doğuracağından şüpheniz olmasın. Böyle önemli ve şerefli bir ödüle layık görülürken birtakım siyasetçi tarafından 'Olağan şüpheli hatta namussuzlar, şerefsizler' seviyesinde tanımlanmak da insanın içini acıtıyor. Bu söylemleri şiddetle reddediyorum."