NTV Radyo'da Volkan Küçük ile Anadolu'da Futbol programında konuşan Mesut Bakkal ilk olarak Ziraat Türkiye Kupası'nda 3-2 yenildikleri Bursaspor maçını değerlendirirken, "Herşeyden önce maç güzel oldu. Çeyrek finale yakışır tempoda bir karşılaşma oynandı. Bizim için kırılma noktası Uğur'un ikinci sarı karttan atılma anıydı. O ana kadar 2-0 götürdüğümüz bir maç vardı ve şunu söyleyeyim ki; yayıncı kuruluşa ben maçı izlemeden pek yorum yapmak istemiyorum dedim ama dünden beri iki kez maçı izledim. Şimdi çok rahatlıkla yorum yapabilirim, birincisi inanılmaz derecede formsuz hakemler vardı; çünkü birinci sarı kartta üç yer gösteripte ilk hatasında kartı gösteriyorsanız bu bir hata.
İkincisi, ikinci sarı kartta, Şener kolundan çekiyor düşürüyor ve oyuncumuz atılıyor. Ondan sonrada çorap söküğü gibi çözülüyor. Mesela bir penaltı pozisyonu var, verse hiçkimse birşey diyemez. Gözünün önünde oluyor. Maçtan sonra çok üst düzeydeki dostlarım da beni aradılar hatta bazıları 'Seni kuşbaşı gibi doğramışlar' deyimini kutladılar. Türk hakemlerine böyle yakıştırmaları ben de yakıştırmıyorum. Beni tanıyan tanır. Hiç konuşmakta istemiyorum ama yarı final oynayacaktım sonrada finale kalsam belki de Avrupa kupalarına gitme imkanım olacaktı. Kimseyi suçlamak anlamında söylemiyorum ama eğer Bursaspor stadyumu bitipte orada final oynaması gerekiyorsa böyle şeylere gerek yoktu. Bursaspor zaten iyi takım" ifadelerini kullandı.
Şenol Güneş'in maç sonu "Biz daha iyi bir ekibiz" açıklamalarını da yorumlayan Bakkal, "Bursaspor'un oyun olarak sezon başından bu yana göstermiş olduğu performansı hep takdir ettim. Bursaspor zaten Lig'de kendini kanıtlamış kaliteli oyuncuları olan bir ekip ama biz orada da oynadık 1 ve -1 berabere kaldık. Burada da 2-0'ı yakalmışken 10 kişi kalmasaydık turu atlayan taraf rahatlıkla biz olurduk diye düşünüyorum" ifadelerini kullanmakta yetindi.
"BÖYLE BİR SAÇMALIK MI OLUR!"
Gençlerbirliği-Bursaspor'daki olaylara da değinen Bakkal, "Taraftarlar ile hiçbir sıkıntı yoktu. Ben de hiçbir şey anlamadım. Sivasspor maçında da zaten belirli 3-4 kişi tepki gösterdi. Bunu tüm Gençlerbirliği camiasına mal etmek çok saçma olur. O 3-4 kişi, devamlı arkamdan hep laf atıyor. Takım 2-1 galip, turu geçeceğiz, takımı desteleyeceği yerde devamlı bana sözlü tacizde bulunuyorlar. Biz burada teknik direktörlük yapıyoruz. Arkamıza gelipte herkesden ben küfür yemek zorunda mıyım?
Böyle bir saçmalık mı olur? Sonuçta takım 2-1 galip bu nasıl taraftarlıktır, bu nasıl Gençlerbirliği'liktir. Bırakın maçları kimsenin kimseye hakaret etmeye hakkı yoktur. Bunun önüne geçebilecek kanunları ortaya getiriyorsanız, bu kanunları uygulamanız gerekiyor. Biz kulüp olarak şikayette bulunduk. Önüne gelen kulüp basıyor, önüne gelen arkaya geçip küfür ediyor. Böyle birşey olabilir mi? Hani nerede o zaman kanunlar, nerede önüne geçecek insanlar" ifadeleriyle tepki gösterdi.
Spor Toto Süper Lig'de Kardemir Karabükspor'la karşılaşacaklarının hatırlatılması üzerine Gençlerbirliği teknik patronu, "İlk önce geçişleri iyi yapmamız gerekiyor; çünkü futbol bizim bir hayatımız. Kısa dönemlerde 2-3 günde bir maç oynuyoruz ve kupa maçından 4 gün sonrada lig maçı oynayacağız. Genç ve dinamik bir takımımız var. Eksiklerimiz de var; Sedat sarı kart cezalısı, Ahmet Çalık sakat, Stancu daha yeni yeni toparlıyor, Alex'in dizinde de bir şişlik oluştu belki o da oynayamayacak. Benim her zaman hedefim hem iyi hemde disiplinli oynamak, her maçı kazanmak adına herşeyi yapmaktır. Karabükspor için de çok zor bir maç. Onlar için belki son çırpınışlar çünkü çok ligde zor durumdalar ama biz kendi futbolumuzu oynayıp en iyi sonucu almaya çalışacağız" diyerek Karadeniz ekibine mesaj gönderdi.