Medipol Başakşehir'in yıldız ismi Arda Turan, CNN Türk'te katıldığı programda birbirinden çarpıcı ifadeler kullandı.
Barcelona'dan ayrılmasında Messi'nin payı olup olmadığını açıklayan Arda, transfer döneminde Galatasaray'ın kendisini istemediğini belirtti.
La Liga devi Barcelona'dan ayrılış sürecini anlatan Arda, "Barcelona'da oynarken asla böyle bir düşüncem yoktu. Atletico'nun 10 numarasıydım. Türkiye-İspanya ticaret ortaklığında ödül bile kazandım. Bir hayal uğruna Başakşehir'e transfer oldum. Türkiye'de bambaşka bir takım kuruyoruz dediler. Gel bizim bir parçamız ol dediler. İspanyol ve Türkleri birleştirdim ben. İspanya'daki insanlara sorun beni." dedi.
Barcelona'dan kendim ayrıldım
Barcelona'da ayrılmasının başka Lionel Messi ve diğer oyunculardan kaynaklanmadığına vurgu yapan Arda Turan, "Messi'nin söylendiği gibi bir ağırlığı vardır ama benim Barcelona'dan ayrılma sebebim yüzde bir bile Messi değildir, çok iyi arkadaşımdır yani Barcelona'daki oyuncularla hala görüşüyorum. Barcelona'dan buraya gelenler var. Neymar'la Dani Alves'le bazen Pique'yle konuşuyorum. Hatta Tenis Federasyon Başkanımızı Pique ile buluşturdum. Türk Hava Yolları ile buluşturdum. Davis Cup gibi bir organizasyonun CEO'luğunu yapıyor. Şimdi kendisi belki Türkiye'ye getirmeye çalışacak. Bunun için bile uğraşıyorum. Yani bununla ilgili hiçbir sebep yok. Benim Barcelona'dan ayrılma sebebim Luis Enrique ile takımın on ikinci oyuncusuydum. Takımın jokeriydim, çok fazla süre buluyordum. Valvarde gelince bana bu şansı tanımadı. Ben de oynayamadığım bir yerde mutlu olmadığım için taktiksel sporun içinde olacak sebeplerden dolayı ayrıldım. Çok basit yani o kadar basit ki hayatta bazen basite bakmak zor oluyor. Bu kadar. Barcelona'dan bu sebepten ayrıldım. Kimse bana git demedi. Ben kendim oynamadığım için ayrıldım. Yani ben Barcelona'da hala kalabilirdim, hala oturabilirdim ki birçok insan bunu tercih eder ama bu benim tercihim değildi. Ben her zaman mücadele etmekten, çalışmaktan yanayım. Yani Barcelona'dan ayrılış sebebim Barcelona'ya gitme sebebimle hemen hemen aynı, çalışmak ve mücadele etmek" açıklamasını yaptı.
Bir hayaldi bence ve bu hayal hala...
Yeniden Atletico Madrid'te oynarken Barcelona'dan teklif gelmesi durumunda yine aynı tercih yapacağını dile getiren milli oyuncu, "Yüzde yüz yaparım. Çünkü Barcelona bir hayal. Sizin mesleğinizde ki en üst seviye neyse bir futbolcu için de Barcelona en üst seviyedir. Başka bir şeye geçiyorsunuz; ülkenizi temsil ediyorsunuz. Barcelona resmi sosyal medya hesabından oyuncularıyla birlikte Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyordu. Yani bunu hangi parayla, hangi ilişki ile yaptırabilirsiniz? Barcelona'ya gittim sponsorluk transferi dediler, ver bakalım 100 milyon Euro Türkiye'den bir oyuncu alacaklar mı? Şu oyuncuyu al de alırlar mı? Yani bu kulüpler böyle şeylerle hareket ederler mi? O yüzden dediğim gibi Barcelona'ya mutlaka giderim. Bir hayaldi bence ve bu hayal hala birçok gencin hayali.. Bir çizgi, bir çıta olarak düşünüyorum" dedi.
Atletico Madrid'i duyunca duygulanıyorum
Arda Turan, Atletico Madrid formasıyla önemli başarılara imza atması ve taraftarlar tarafından çok seivlen bir futbolcu olmasını için Atletico Madrid hayatımın en güzel günlerini yaşadığım yerlerden bir tanesi. Oradaki yeni stadın yolunda kendi ismime ait bir plaket var, kazanılmış beş adet kupa var, kaybedilmiş hayatımda ki en üzüldüğüm anlarından bir tanesi: Şampiyonlar Ligi finali var. O yüzden Atletico Madrid bana başka bir unvan kattı ve Atletico Madrid camiasına başta başkan Migele, Simione hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Her zaman kalbimde ayrı bir yerleri var çünkü bana başka bir statü, başka bir level verdiler. O yüzden başka hissettiriyor Atletico Madrid'i duyunca duygulanıyorum yani çok güzeldi oradaki günlerim. Atletico Madrid'deki hikaye tamamlanmış bir hikayeydi. O yüzden Barcelona'ya geçtim. Yani başarabileceğimiz hemen hemen her şeyi başarmıştık, birazcık da doyumluluk daha bir Barcelona tatmak istiyordum ve böyle bir şey oldu." dedi.
Galatasaray'a hiçbir zaman yanlış yapmadım
Medipol Başakşehir'e transferi ve o dönemde isminin Galatasaray ile anılmasıyla ilgili olarak da Arda Turan, "Bir defa Göksel Ağabey bu transferi yaparken ona da çok ayrı teşekkür ediyorum, dedi ki "Arda hiçbir zaman Galatasaray camiasını kaybetmezsin, Galatasaray her zaman senin camiandır onu bilerek hareket et." Sağ olsun bu benim gönlümü hep rahatlatır. İkinci şu Galatasaray beni hiçbir zaman istemedi, inanıyor musunuz buna? 'Komik bir teklif geldi' diye bir lafım var benim. Mehmet Arslan'da buralardadır ,Tayfun Ağabey (Bayındır) de burada.. Onlara da sorarsınız 'komik bir teklif'.. Neden demiştim biliyor musunuz? Çünkü basında gazetecilere söylemişlerdi. Şimdiki yönetimi ve Galatasaray'ın hocamızı ayrı tutuyorum, bu konuyla alakalı onlarla ilgili hiçbir şey yok.. Daha önceki yönetimden hiç kimse beni istemedi ki.. 6 aylık dönemde boştum, müsaittim. Galatasaray Başkanı 'Arda ekonomiyi tercih etmiştir' dedi. Nasıl ekonomiyi tercih edeyim? Hayatımda iki tane tercih hakkım oldu da ben mi ekonomiyi tercih ettim. Galatasaray benim camiam, Galatasaray Başkanı'na veya başka insanlara benim cevap vermem doğru olmaz ama ben Galatasaray'a hayatım boyunca hiç yanlış yapmadım. 13-14 milyon Euro kazanarak gittim, dünyanın her yerinde 'Galatasaraylıyım' diye söyledim. Ben rakiplerimizden de teklif aldım. Ne yaptığım ortadadır, hangi cevapları verdiğim ortadadır. İsteyen istediğini söyleyebilir. Bu söylediklerimde Sayın Fatih Terim'i, Mustafa Cengiz'i ayrı tutuyorum çünkü onlarla ilgili hiçbir şey yok. Mustafa Cengiz her zaman gayet kibardır. Bundan önceki dönemde ki durumlarla ilgili konuşurum. Ayhan hoca ve Tudor oradaydı, onlara da sorsunlar. Gelmedi, gelmedi! 'Galatasaray beni istemedi' diyemiyordum, utanıyorum insanlara ne diyeyim? Yani o zaman da oynarken Galatasaray beni istemedi. Bir kamuoyu yoklaması yapıyorlar, biraz taraftar, bir kaç mesaj.. O zaman tamam.. Ne yapayım ben Galatasaraylıyım ama Başakşehir ile en büyük hayallerimi yaşayacağım inşallah" ifadelerini kullandı.
Suni bir şekilde prim krizi yaratıldı
2016 Avrupa Şampiyonası'ndaki prim krizi ile ilgili olarak da Turan, "Prim krizi yoktu. Prim diye bir kriz yoktu. Milli Takım Hocası da söyledi, ben de söyledim. Personelin yatmamış primleri vardı. Orada onlarla ilgili bir konuşma vardı. Bu kadar bir tartışma, bu kadar. Personelle alakalı. Orada oyuncular da zaten federasyon da gereğini yaptı. Oyuncular da kendi ceplerinden -sağ olsunlar hiçbiri de beni kırmadılar- çalışan personele para ödedik. Neden? Oradaki malzemeci, masör, çalışan hayatlarında bir para kazanıp belki kendilerine bir ev alırlar, bir araba alırlar bir şeye girerler diye. Bu konu bu kadardı. Bir şeyin farkında mısınız? Bu prim krizinden herkes sıyrıldı. En tepedeki, en yukardaki, en arkadaki, en öndeki, en yandaki bir tek Arda kaldı. Kötü çocuk Arda. Neden haksızlığın karşısında durdu. Eksik bir şey vardı "Tamamlasak mı?" dedi, mücadelesini etti. Bir prim krizi oluşturuldu, suni bir kriz ve herkes temiz. Koskoca ülkede bir tek ben suçluyum. Eyvallah. Ne yapalım canları sağ olsun" ifadelerini kullandı.
Kendi cezamo kendim kestim
Gazeteci Bilal Meşe ile arasında yaşanan olaylar nedeniyle de pişmanlığını dile getiren 32 yaşındaki futbolcu, "Öncelikle burada bir pişmanlığım var. Bilal Ağabey'e bunu yaptığım için çok üzgünüm ama şöyle bir şey var. Bilal Ağabey benim evime en çok giren gazeteciydi. Bana hiçbir şey sormadan Bilal Ağabey yazılı bir imza görünce 'Ah bu paranın gözü kör olsun' diye çok kırıldım. Bilal Ağabey'e de uçakta onu sordum, dedim ki; Sen buradasın, federasyon başkanı, hocamız, yöneticiler herkes burada.. Buyur ağabey, ben kimden bir lira para istemişim söyle, cevap vermedi bana. O günden sonra benimle selamı sabahı kesti. Ben ona üzüldüm. Bilal Abi'ye yaptığım davranış 100'de 100 haksız, ondan özür diliyorum. Bunu yapmasaydım da kendimle çelişirdim, ona bunu sormasaydım... Ama öteki konuda haksızım, yine o pişmanlığı, o üzüntüyü hissediyorum. Milli takımı bırakma sebebim de böyle bir yanlış yapınca, hata yapınca, arkadaşlarım, hoca dahil o zaman milli takımı bırakmamı istemediler ama bu davranışı yapıp milli takımda kalmak doğru değildi. Milli takım futbolcusuna yakışmazdı, kendi cezamı kendim kestim" şeklinde konuştu.
Türk Milli Takımı hayatımda en çok sevdiğim şey
Türkiye'nin 2018 Dünya Kupası Elemeleri I Grubu maçında sahasında İzlanda'ya 3-0 mağlup olduğu mücadelede 60'ıncı dakikada yerini Emre Mor'a bırakan Arda Turan, sahadan çıkarken gülümsemesi ile ilgili soruya, "Bu soruyu sorduğunuz için teşekkür ederim. İçimde yaradır bu, o kadar büyük bir yaradır ki... Hiç kimse acaba İzlanda'yı ilk yendiğimizde, Selçuk frikik attığında Avrupa Şampiyonası'na gittiğimizde, ne kadar ağladığımı hatırlıyor mu? Bir defa insanların sevinçlerini, üzüntülerini belirtme şekilleri farklı olabilir, evet orada güldüm. Hala daha o maçı hatırladığımda o sinirle evde bazen gülerim. Hayatımda beş maç saysak, en çok üzüldüğüm maç, O'dur. Neden biliyor musunuz? Sebebi şu; Dünya Kupası'na gitme maçımız, Türk tarihi için çok önemli.. Bir şekilde Dünya Kupası'na gitme şansımız var ve şöyle bir şey oluyor. Lucescu, Mister sürekli toplantı yapıyor şöyle bir şey diyor "İzlanda sürekli uzun top atıyor. Onlar bizden daha fizikliler, lütfen kafa topuna çıkmayın. Etrafını kapatın ki düşen topu alalım" bu anlattıklarımı anlayabildiniz dimi? Bizim maçta yediğimiz gole bakar mısınız? Arkadaşlarımı asla eleştirmek için söylemiyorum. Oluyor futbolda ama bu kadar üst seviye, ülkemiz için bu kadar önemli bir maçta, böyle bir gol yedik. Bir sonraki gol "Lütfen merkezlerine oynamayın, çok kapatıyorlar. Kenardan oynayalım ki kaybedeceksek kenardan gidelim" Merkezden kaptığımız topta geçiş yiyip gol yiyoruz ve Dünya Kupası'nı kaybediyoruz . O kadar toplantı toplantı, o kadar izah.. Çalıştığımız yerlerden gol yersek, Arda da oraya çıkarken sinirden gülerek gelir. Çünkü neden? Hayatında en çok istediği şeyi kaybediyor. Benim Türk Milli Takımı hayatımda en çok sevdiğim şey. Buna güldü diyenler bence art niyetlidir. Ben hala onun üzüntüsünü yaşıyorum ya. Hala oturup 'O İzlanda maçında acaba şöyle mi yapsaydık? Emrah'a bir pas atsaydım o da gol atsaydı, şöyle mi olurdu?" diye düşünüyorum. İnsanların üzüntülerini, sevinçlerini duygularını belirtme şekillerine bari karışmayalım." dedi.
Duyar duymaz Fatih hocayı aradım
Galatasaray'ın teknik direktörü Fatih Terim'in babası Talat Terim'in vefatından sonra Fatih Terim'i hemen arayarak başsağlığı dilediğini dile getiren Turan, "Ya yakışıyor mu bizim ülkemize görünen baş sağlığı demek... Talat Amca, Allah rahmet eylesin. Kendisi hayır duasını aldığımız, daha önce konuştuğum bir büyüğümüzdü. Hocamızın da başı sağ olsun tekrardan duyduğumda da ilk kendisini telefonla aradım hocamızla da konuştum. Biz böyle insanlar değiliz. Duyar duymaz aradım, aramaz mıyım? Olur mu öyle, şey duyar duymaz aradım. Bir baba vefat etmiş, orada hemen aradım. Yani fırsat olsa cenazesine de giderdim. Ama biz çalışıyoruz. Kulübümüzü temsilen başkanımız gitti. Öteki tarafta rahmetli Zafer Çika, abimizdi beraber yedik, içtik, güldük. Cenazesine gidemedim. Serdar Özkan canım kardeşim. Annesi vefat etti. Allah rahmet eylesin. Cenazesine gidemedim, kendi babaannemin cenazesine gidemedim. Bizim mesleğimiz böyle bir meslek ama görünen baş sağlığı nedir? Ben görünen baş sağlığı dilemiyorum kimseye, dilemeyeceğim de. Ben o taraftar mutlu olacak diye.. Ahmet, Mehmet mutlu olacak diye, olur mu? Ya burada acı var, acıyı paylaşıyorsunuz. Allah gani gani rahmet eylesin. Duasını da etmişimdir, ederim de her zaman.. Öyle şey olmaz, o başka bir konu" diye konuştu.
Ülkeme yönetici bazında hizmet etmek istiyorum
Türkiye Futbol Federasyonnu ve Galatasaray ile ilgili gelecek dönemde bazı hedeflerinin olduğunu söyleyen Turan, "Şimdi yüzde yüz böyle hedeflerim var, böyle hayallerim var. Hedeften önce hayal çünkü daha hayal kuracak yaştayım. Çünkü saha kenarında da futbola hizmet edebilirim. Bu devam edebilir ama buralara geldiğimde şahıstan çok bir sistem kurmak istiyorum çünkü Türkiye'deki problem bu. Ben geldiğimde bir şeyle devam ediyorum, siz geldiğinizde siz başka bir şeyle devam ediyorsunuz. Artık seviye öyle başka yerlere gitti ki.. Atıyorum siz bir takımın başına geliyorsunuz, o takımın sağlık ekibini de değiştiriyorsunuz.. Benim anlamadığım şey tıp da mı değişti yani o yüzden sizden Buket'ten Arda'dan Ahmet'ten Mehmet'ten önce bir sistem oturtturmalı, bir sistem yerleştirmeliyiz. Benim hedefim camiama, kulübüme, federasyona, ülkeme mutlaka hizmet etmek istiyorum yönetici bazında.. Çünkü orada gördüklerimi, Avrupa'da gördüklerimi yansıtmak istiyorum ama kendi şahsi fikirlerimle değil sistemle.. Oradaki sistemleri buraya getirmek istiyorum. Çünkü ben gittiğim zaman da bana bir şey olduğu zaman da Ahmet geldiğinde de aynı sistem üzerinden düzeltmeler yaparak devam etsin diye. Yazık günah yani, hayır kulüplerde çalışan başkanlara da yazık günah.. Emek veriyorlar, uğraşıyorlar işte.. Ali Koç'udur, Mustafa Cengiz'idir, Fikret Orman'ıdır, sayın Trabzon Başkanı Ahmetoğlu'dur her yerle uğraşıyorlar.. UEFA'ya gidiyorlar bu insanların bir iş kimlikleri, bir başka kimlikleri var toplum nezdinde. Çok yoruluyorlar yani neden Real Madrid gibi yönetmesinler, Atletico Madrid gibi yönetmesinler. Geliri gideri belli, dengesi belli, her şeyi belli şekilde" dedi.