Spor Toto Süper Lig'de Kasımpaşa-Çaykur Rizespor maçını yöneten ve karşılaşmanın ardından verdiği hatalı kararlar nedeniyle hakemlik kariyerine son veren Deniz Çoban, Spor Merkezi'ne konuk oldu.
Hakem kararlarının her zaman gündemde olduğunu söyleyen Çoban, “Sahada 90 dakika oynanan maç stüdyoda 3 saatte bitmiyor. Eğer konuşulanlar maç günü oluyorsa, pek bu programları takip edemiyoruz. Ancak çevremizden duyduklarımızla haberdar oluyoruz. Bu haberleri alınca üzülüyoruz tabii” dedi.
Hakemliği bırakma kararının ardından kızdığı ya da teşekkür ettiği insanlar olup olmadığı yönündeki soruya Çoban, “Yaptığımdan pişman değilim. Yaptıklarımın hiçbir pişmalık duymuyorum. Böyle olması gerekiyordu, böyle oldu. Kader diye düşünüyorum. Sporla ilgisi olmayan insanlardan dahi çok olumlu tepkiler aldım. Bu noktada da ‘Acaba doğruya bu kadar hasret miydik biz” diye sordum kendi kendime. Sanırım öyle ki, anlamlı güzel bir şey yakaladığımız zaman peşinden gitme isteği duyuyoruz. Sadece sporda değil hayatın her alanında böyle geldi. ‘Ben yaptım doğru oldu' diye değil, insanlar bunu doğru olarak algıladığı için böyle söylüyorum. Sizin de yayınladığınız basın toplantısı görüntülerine kadar hiç kimseyle görüşmedim, telefonumu açmadım. Olumlu ya da olumsuz hiçbir yorumu takip etme şansım olmadı. Sadece çok yakın çevremden olumlu ya da olumsuz tepkileri aldım” şeklinde yanıt verdi.
Kendisini en çok yaralayan davranışı da açıklayan Çoban, “Benim yaptığım davranış insani bir davranıştı. İnsanlar kabul eder etmez, ama ben içimden gelen duygularla bunu yaptım. Bu olayın hakemliğin dışında insani bir yönü vardı. Büyük bir kesimden destek görmüşken, bizim hakem camiamızdan çıkmış abilerimizin yorum yaparken sarf ettikleri inciltici sözlerinden çok rahatsız oldum. ‘Deniz Çoban hakemlik etiğine yakışmayan bir davranış yapmışsa da insanlık etiğine yakışır bir davranış yapmıştır' diye parantez açmış olsalardı hiç problem yoktu” dedi.
Gözlerinin dolduğu bir çok an olduğunu ifade eden Çoban, “Hakemliği çok seviyorum. Sadece ben değil, hakemliği yapan herkes hakemliğe tutkuyla bağlı. Hakemliği kim bırakırsa benimle aynı duyguları yaşayacağını düşünüyorum. Çünkü hakemlik bir sevdadır. Başladığınız zaman size hiçbir getirisi yok. Amatör kümelerdegörev yapıyorsunuz, okul maçlarını yönetiyorsunuz, ama o yönetme duygusu ve hakemlik hazzı bambaşka bir duygu. Basamakları çıktıkça daha da bağlanıyorsunuz. O sevgiden 19 yıl sonra ayrılmak kolay olmuyor. Aklıma geldikçe gözlerim dolu dolu oluyor. Hayatta çok daha zorluklar yaşayanlar olduğunu düşünüyorum. Mesela Kenan Sofuoğlu'nu 4. kez şampiyonluğundan ötürü tebrik ettim. Tesadüfen onun röportajını okudum ve gördüm ki, çok farklı hayatlar varmış” şeklinde konuştu.
Kayersispor-Osmanlıspor maçından sonra yaklaşık bir ay dinlendiriliği yönündeki iddialara da yanıt veren Çoban, “Bizim abilerimiz diye hitap ettiğimiz kişilerdir, ancak onlar da bunun böyle olmadığını çok iyi biliyorlar. Hakemlik içinde bir atama prensibi vardır. Hakemlerin kategorileri vardır ve ben üst klasman hakemiyim. Benim Osmanlıspor maçından sonra puan durumumda bir problem yoktu. Ben 1 ay gibi bir süreç dinlenmedim. Milli maç arası vardı ve ben bu süreçte PTT 1. Lig'de Göztepe-Giresunspor maçını yönettim. Trabzonspor-Galatasaray maçında Cüneyt hocanın ilave yardımcı hakemliğini yaptım. Son da bu maçta görev yaptım. Dinlendirilme gibi bir şey söz konusu değil” dedi.
Merkez Hakem Kurulu'nun duruşu ile ilgili değerlendireme yapan Çoban, “Öyle bir noktadayız ki, her söylenen sözden ve kelimeden bir polemik çıkıyor. Zekeriye başkan geldiğinde her hafta basın toplantıları düzenledi ve toplantılardan sonra sayısız polemik konuları çıktı” diye konuştu.
“Deniz Çoban bunu kasıtlı olarak yaptı ve canlı yayında istifa etti” şeklinde düşünenler olduğunun hatırlatılması üzerine Çoban, “En çok sinirlendiğim konulardan biri buydu. 9 yıldır Süper Lig hakemiyim ve önümde daha hakemlik yapabileceğim bir 9 yıl daha var. Bu Türkiye şartlarında az bir süre değil. Bunun karşılığında elde edeceğim kazanımlarım var benim. Bir aile babasıyım, eşim çocuklarım var ve ben onların geleceğini düşünmek zorundayım. Ben o an için o durumu hazmedemedim. Kendime yediremedim. Sıcağı sıcağına pozisyonları izleyerek belki hata yaptım. Gördüğüm anda da, Rıza hocayla paylaşma gereği hissettim. O da canlı yayındaydı. Önünü ya da sonunu hiç düşünmedim. Çıktım ve söyledim. Benim bunu planlayarak yapıp, kamuoyu desteğini arkama almak gibi bir planım olsa benim çok değerli bir toplum bilimci olmam lazım” dedi.